SULTANIN NEDİMESİ~Neslişah

By Simge_11

121K 5.8K 452

#1-Osmanlı|Yarışma İkincisi|Edirne Sarayı'nın duvarları saydamdır derler. Konuşulanlar muhakkak duyulur. Sult... More

Tanıtım
Karakterler
*1.Bölüm*
*2.Bölüm*
*3.Bölüm*
*5.Bölüm*
*6.Bölüm*
*7.Bölüm*
*8.Bölüm*
*9.Bölüm*
*10.Bölüm*
*11.Bölüm*
*12.Bölüm*
*13.Bölüm*
*14.Bölüm*
*15.Bölüm*
*16.Bölüm*
*17.Bölüm*
*18.Bölüm*
*19.Bölüm*
*20.Bölüm*
*21.Bölüm*
*22.Bölüm*
*23.Bölüm*
*24.Bölüm/Final Part I*
*25.Bölüm/Final Part II*
Karakterlerin Sonları
Röportaj
100 Bin🎈

*4.Bölüm*

4.8K 265 7
By Simge_11

Elif hatunun arkasından odaya girdim. Beni fark etmemişti bile. O anda içerideki odadan sultanın nedimesi çıktı. Elimle sus işareti yaptım ama çığlık attı. Elif ona doğru hamle yaptı. Hemen Elif'in üzerine atıldım. O sırada sultan uyanmış dehşetle bağırıyordu.
"Yardım edin! İmdat!"
Elif hatunu alt edip elinden hançeri aldım. Ne yazık ki nedimeyi yaralamıştı. Elif'in boğazını sıktım.
"Konuş hain! Ne işin vardı burada?"
Arkamdaki kapı açıldı. Ağalar Elif'i ayağa kaldırdılar. Devletşah sultanın yanına koştum. Nedimesinin başında ağlıyordu.
"Sultanım iyi misiniz?"
Başını iki yana salladı.
"Değilim. Şehzadelerim iyi mi?"
Hemen şehzadelerin yanına koştum. Şehzade Mehmet haricinde hepsi uyuyordu. Şehzade Mehmet gözlerini ovuşturdu.
"Ne oldu öyle?"
Yanına gidip oturdum. Elimle saçlarını düzelttim.
"Bir şey yok şehzadem. Ufak bir olay oldu sadece. Uyuyun siz."
Elini yanağıma koydu.
"Sana abla diyebilir miyim?" dedi çekingen bir sesle. Gözlerim dolmuştu. Başımı salladım.
"Abla bana masal anlatır mısın?"
Gülümsedim. Çocukken en sevdiğim masalı anlattım ona. Şehzede uyuyunca içeri geçtim. Nedime yoktu. Sormaya korkuyordum. Devletşah sultan yatağında perişan bir halde oturuyordu.
"Birilerine haber vermemi ister misiniz sultanım?"
Sultan bana baktı. Gözlerinde acıyı gördüm o anda.
"En yakın arkadaşımdı o benim. On bir yıldır biraradayız. Öldü dediler."
Yere baktım. Zamanında yetişememiştim. Ne cevap verebilirdim ki? Selam verip çıkmaya niyetlendim.
"Bu gece burada kalır mısın Larissa? Korkuyorum." Dedi ürkek sesiyle. Gülümsedim.
"Tabi ki kalırım sultanım."
Sultanın yatağının hemen yanındaki koltukta uyudum o gece. Her an tetikteydim. Kardeşinin yakalandığını duyan Yasemin gelebilirdi.

Sabah olunca erkenden kalkıp şehzadelere baktım. Uyanmış,kendi aralarında oynuyorlardı. Devletşah sultanın sesini duyunca yanına gittim.
"Larissa,sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Hayatımızı kurtardın."
Gülümsedim.
"Ne demek sultanım. Kim olsa aynısını yapardı. Müslüman oldum ben."
Sultan gülümsedi.
"Öyle mi? Adın ne oldu?"
Gerildim.
"Kendime güzel bir isim bulamadım sultanım."
Sultan bir süre düşündü.
"Güzel bir isim olmalı. Bana da uygun olsun. Buldum. Neslişah olsun adın."
Neslişah... Kulağa güzel geliyordu.
"Neslişah ne demek sultanım?"
"Soyu sultan,kraliçe demek."
Ne güzeldi anlamı. Çok sevmiştim. Devletşah sultan başını dikleştirdi.
"Nedimem öldü. Artık senin nedimem olmanı istiyorum Neslişah."
Tutulup kalmıştım. Koskoca haseki sultanın nedimesi olmuştum. Kendimi toparlayınca koşup sultanın eteğini öptüm. Bu,benim gibi sıradan bir cariye için çok büyük bir şeydi.
"Umarım size istediğiniz gibi hizmet edebilirim sultanım."
Elini elimin üzerine koydu.
"En büyük hizmeti dün gece ettin zaten Neslişah."

Bir hafta sonra Devletşah sultan beni huzuruna çağırdı. Dairesine girince mor bir kaftanın içinde ay gibi parladığını gördüm. Beni görünce gülümseyip yanına çağırdı.
"Hünkarım beni halvete çağırdı,Neslişah. Bu saraya geldiğimizden beri ilk defa. Nasıl heyecanlıyım bir bilsen."
Gülümsedim.
"Çok güzel olmuşsunuz sultanım. Has odayı bir yıldız gibi süsleyeceğinize eminim."
Elimi tuttu usulca.
"Bu gece şehzadelerim sana emanet. Sabah olunca duruma göre gidersin."
Başımla onayladım. Devletşah sultanla birlikte altın yolda yürümeye başladık. Yanımızda Mercan ağa da vardı. Has odanın kapısına gelince sultanım bana baktı ve içeri girdi. Hemen şehzadelerin yanına döndüm. Şehzade Mehmet uyanık yatağın içinde oturuyordu. Beni görünce konuşmaya başladı.
"Uyuyamıyorum abla. Bana masal anlatır mısın?"
Gülümseyip yanına oturdum.
"Olur,şehzadem."
Yatakta yana kaydı. Şaşırmıştım.
"Yanıma yatsana abla. Korkuyorum."
İkilemde kalmıştım. Sultan kızar mıydı acaba? O gelmeden kalkar yerime yatardım nasıl olsa. Şehzadenin yanına uzandığımda başını göğsüme koydu. Gülümseyip en sevdiğim masalı anlatmaya başladım. En sonunda uykuya dalacağımı nereden bilebilirdim ki?

Birinin saçımı okşamasıyla uyandım. Aklıma hemen annemin saçımla oynamaları geldi. Sabah kalkmadığımda saçlarımı okşayarak uyandırırdı beni. Karşımda onu görmeyi umarak gözlerimi açtım. Onun yerine şehzade Mehmet'in masum yüzü belirdi gözlerimin önünde.
"Günaydın abla. Gece benimle mi uyudun?"
Dehşetle kalktım.
"Sanırım şehzadem. Valideniz çok kızmıştır bana."
Güldü.
"Ben korurum seni. Emir veririm ağalara validem sana zarar veremez."
Güldüm.
"Ben validenizin yanına gideyim."
Ortalıkta koşturan şehzade İsa ve Musa'ya gülümsedim. Devletşah sultan bütün ihtişamıyla oturuyordu. Beni görünce muzipçe gülümsedi. Ben ise yere baktım.
"Dün akşamki kabahatim için affınızı dilerim sultanım. Uyuyakalmışım."
Gülümsedi.
"Ben de sana teşekkür edecektim Neslişah. Oğlum uzun zamandır böyle deliksiz uyumamıştı."
Çok şaşırmıştım. Hatta sultan bu halime güldü bile.
"Nedimem oldun diye derslerini aksatmak yok. Gidip öğreneceksin her şeyi. Şimdi doğru kızlarla yazı dersine. Bitince gelirsin."
Selam verip çıktım. Kızmamasına çok sevinmiştim. Yazı derslerinin yapıldığı odaya giderken haremin aralık kapısının ardından gelen sesler dikkatimi çekti. Durup dinlemeye başladım.
"Hanginizdi o? Elif'i yakalayan kimdi? Çabuk söyleyin!"
Yutkundum. Beni gören yoktu bereket o gece. Yasemin hatun çok öfkeliydi. O kadar yoldan çıkmıştı ki hain kardeşini müdafaa ediyordu alenen. Yürüyüp yoluma devam ettim. Yazı dersinin yapıldığı yere gidip yerime oturdum. Soğukkanlı davranmam gerekiyordu. Yoksa her an yakayı ele verebilirdim. Cariyeler sırayla gelip yerlerine oturdular. Yasemin hatun gelip karşıma oturunca kağıda çevirdim bakışlarımı. Bana baktığını adım gibi biliyordum. Hoca geldi,ders başladı. Elimden geldiği kadar ders bitene dek Yasemin hatunla göz göze gelmemeye çalıştım. Ders bitince derin bir nefes alıp Devletşah sultana bakmaya çıktım. Hızlı adımlarım birinin kolumdan tutmasıyla kesildi. Yasemin hatun kolumu bükünce ufak bir çığlık attım.
"Sendin o değil mi? Devletşah sultanın nedimesi olmuşsun. Boş yere almaz seni yanına. Muhakkak ona bir iyilik yapmışsındır. Seni yılan..."
"Yasemin hatun! Ne oluyor burada?"
Devletşah sultanın sesi kulaklarıma dolduğunda titreyen bacaklarımın durduğunu hissettim. Yasemin eğilip selam verdi. Ben de selam verdim.
"Sataşmıştı sultanım. Haddini bildiriyordum."
Devletşah sultan gelip tam önümüzde durdu.
"Evet. Neslişah kurtardı beni kardeşinin elinden. Ne yapacaksın? Onu da sen mi öldürmeye kalkışacaksın? Hain kardeşin namına af dileyeceğine kalkmış onu kimin yakaladığını sual eder olmuşsun! Derhal hareme dön ve bizimle uğraşma artık!"
Sultanın sözleri bitince bembeyaz olan Yasemin hışımla hareme döndü. Biz de sultanımla birlikte has bahçeye çıktık. Hemen ardından yürüyordum. Sultan el hareketiyle beni yanına çağırdı.
"Yasemin hatundan uzak dur Neslişah. Onun da kardeşi gibi hain olduğundan şüpheleniyorum lakin elimde delil yok."
"Ben onları duymuştum sultanım. Mahpeyker kalfaya söyleyemeden harekete geçtiler. Hep tetikteydim. Başarılı olamadılar."
Sultan durup bana baktı. Ben de onun mavi gözlerine baktım.
"Sana ne kadar teşekkür etsem az. Sen olmasan şimdi çoktan ölmüş olurdum."
Gülümsedim. Birlikte kameriyenin yanına gittik. Valide sultan ve kızı Hümaşah sultan da oradalardı. Devletşah sultan selam verip yanlarına oturdu. Ben de onları duyabileceğim uzaklıkta bir yerde durmaya başladım.
"Mahpeyker'e haber saldım. Bu gece hünkar oğluma eğlence tertipleyeceğim. Yemekler,raks ta olacak. İyice bir eğlensin aslanım."
Hünkar raks eden kızları izleyecekti demek. Devletşah sultana yazık.
"Nasıl münasip görürseniz validem."
Devletşah sultanın sesindeki hüznü ben buradan bile hissetmiştim. Sevdiğin adamı başkasıyla paylaşmak... Berbat bir duygu olsa gerekti. Uzun bir zaman orada oturdu sultan. Sonra birlikte dairesine gittik. Dairesine gider gitmez kendisini yatağına atıp ağlamaya başladı. Dudaklarımı ısırıp onu izledim.
"Yıllardır hiçbir hatuna eli değmedi hünkarımın. Nasıl olur bu eğlence? Nasıl?"
Bir şey demedim. Ne diyebilirdim ki? Bana döndü birden.
"Senin de orada olman lazım. Git,bir şekilde gir o odaya. Etrafı falan hazırla. Mahpeyker kalfayla konuşurum ben."
"Nasıl isterseniz sultanım. Siz üzülmeyin yeter."
Sultan gülümsedi. Akşam olmak üzereyken Mahpeyker kalfayı buldum.
"Akşamki eğlencede etrafı düzenlemem gerek. Yardım et bana. Devletşah sultan seninle konuştu mu?"
"Konuştu Neslişah. Ayarladım ben. Etrafı düzenlemeyeceksin. Yerde oturup raks edenleri izleyeceksin. Git güzelce esvaplarını giy. Kapıda bekle. Sizi içeri alacaklar."
Selam verip odama gittim. Pembe kaftanımı giyip en güzel tacımı taktım. Kapıya doğru dönünce Dilara ile karşılaştık.
"Ne bu hal Larissa? Eğlencede sen de mi varsın?"
Güldüm.
"Adım Neslişah artık. Raks etmeyeceğim. Oturup izleyeceğim yalnızca. Devletşah sultanın nedimesi oldum. Elif hatundan kurtardım onu."
"Talihli hatunmuşsun vesselam. Hayırlı olsun. Sana iyi eğlenceler."
Gülümseyip çıktım. Eğlencenin yapıldığı odadan müzik sesleri geliyordu. Kapıyı açtıklarında etrafımdakilere gülümseyip müsait bir yere oturdum. Yavaş yavaş cariyeler gelmeye başladı. Destur sesini duyunca ayağa kalktım. Hünkar hızlı adımlarla geçip minik tahtına oturdu. Biz de oturduk tekrar. Müzik çalmaya başlayınca cariyeler raks etmeye başladı. Çok güzel giyinmişlerdi. Hepsi çok güzeldi. Devletşah sultan ağlarken sevdiği adam güzel kızlara bakıyordu. Gözlerim dolunca başka tarafa baktım. Müzik sesi durunca yere çökmüş olan cariyelere baktım. Devletşah sultanın anlattığına göre hünkar beğendiği bir cariyeye mendil atacaktı. Nefesimi tutup beklemeye başladım. Raks eden kızlardan sarışın olan büyüleyiciydi. Hünkar ayağa kalkıp o kızın yanından geçti. Demek ki onu beğenmemişti. Esmer bir kızın yanında adımları yavaşladı. O kız da fena değildi. Durmayıp devam etti. En sondaki kumral kızı beğenmişti demek ki. Onun da yanından geçip herkesi şaşırttı. Raks edenlere verilmiyor muydu bu mendil? Yanımdaki kızın fısıldadığını duydum.
"Bizlerden birini beğendi. Şanslı biz miyiz acaba?"
İrkildim. Benimle daha önce konuşmuştu. O zamandan beri beni düşünüyor olabilir miydi? Nasıl kurtulurdum bu işten? Hünkar yürüdü,yürüdü... Tam sağımda durdu. Ya bendim medili vereceği kişi ya da yanımdaki kız. Mendil tam ortamıza düştü. Alnım terlemeye başlamıştı. Avuçlarım ipek kumaşta kayıyordu. Nefes almaya çalıştım. Kıpırdayacak halim yoktu. Yanımdaki kız usulca elini ilerletip mendili aldı. Çok rahatlamıştım. Belki de hünkar ona atmıştı mendili. Ardından herkes odadan selam verip çıkmaya başladı. Hünkar bana baktığı için kıpırdayamıyordum. Sırtımdan aşağıya akan terler canımı sıkıyordu. Oda boşaldı. Hünkar,Mercan ağa ve ben kaldık geriye. Hünkar nihayet konuştuğunda derin bir nefes almaya niyetlendim.
"Mendili sana atmıştım Larissa. Ortanıza düştü lakin. Sen alırsın diye bekledim. İstemedin mi?"
Ne diyecektim şimdi? İstemedim desem olmazdı. Ayıptı bir kere. Hem ben kimdim ki koskoca padişahı istemeyecek? Mercan ağaya baktım. Yüzü ifadesizdi.
"Ne haddime hünkarım? Çok heyecanlanmıştım. O yüzden kıpırdayamadım o anda."
Hünkar yanıma yaklaşıp yüzümü kaldırdı. Gözleri parlıyor gibiydi. Mercan ağa konuşmaya başladı.
"Adı Neslişah olmuş hünkarım. Müslüman oldu. Artık Larissa değil o."
Hünkar gülümsedi.
"Öyle mi? Güzel isim koymuşlar. Neslişah..."
Hünkar beni bırakıp yürümeye başladı. Derin bir nefes alabilmiştim nihayet. Erken sevindiğimi hünkarın kapıdan çıkarken dedikleriyle anladım.
"İtiraz istemem. Yarın gece halvete sen geleceksin,Neslişah hatun."

Continue Reading

You'll Also Like

84.3K 4.5K 35
Ünlü oyuncu Ulaş Tuna Astepe ve ilk gördüğü günden beri ona hayran olan İrem Helvacıoğlu. Tanıştıkları gün ikisinin de hayatının dönüm noktası olaca...
10.4K 1.5K 47
İki mezar kazdım. Biri tüm hislerim,yaşanmışlıklarım ve düşüncelerim için. Giderken benden alınan hiçbir şeyi geri istemiyorum. Diğeri de bizim için...
42.4K 2.7K 33
Bu hikayede iyiler başrol değildi. Bu hikayede kötüler esas karakterdi! Ve artık yazar evvelden gelen o kanunu değiştiriyordu. Artık kötüler kazanaca...
PAŞAM B×B By Einsames_Rosa

Historical Fiction

29.8K 1.7K 20
1496 yıllarında Osmanlı'nın en korkulan ve saygı duyulan paşası Cemal Paşa ve onun biricik oğlan kölesi Niko'nun aşkı ( kitap tarihten bağımsızdır)