İYİ OKUMALAR
Güne her zaman ki gibi gözüme giren güneş ışınlarıyla açmadım çünkü bu sefer güneş ışınları yerine Berilin döktüğü su tanecikleri vardı yüzümde. Beril yere yatarak kahkahalarla gülerken bende yeni uyanmanın verdiği uyku mahmurluğunu üzerimden atmaya çalışıyordum.
Ha ha ha çok komik, bunu neden yaptığını açıklaman için 10 saniyen var. Beril hala gülerken ben geri sayıma başlamıştım bile.
9 Hala kahkaha
8 Kendini durdurmaya çalışması
7 Gözündeki yaşları silmesi
6 Ayağı kalkması
5 Tekrar yüzüme bakarak yeniden kahkahalarla gülmesi
Sabrımın taştığını hissederek yanımdaki komodine her zaman yanımda şişeyle bulundurduğum ama hiç içmediğim suyun kapağını açarak içinde tek damla bile kalmayacak şekilde Berilin üzerine boşalttım. Şimdi ben kahkahalarla gülerken o somurtuyordu. Kendini toparlayarak,
Ben buraya neden gelmiştim elleriyle havalı bir şekilde saçlarını karıştırdı. Ha Sibel abla kahvaltıya çağırıyor aksi halde gelmezsen senin tabağını da ben yerim, ve kötü kadın gülüşünü yaparak odadan koşarcasına çıktı.
Berilin kahvaltımı yeme riskini göze alarak duşa girdim. Kendimi suyun sıcaklığına bırakarak bugüne kadar hiç yapmadığım bir şeyi yaparak düşünmeye başladım.
Ben neden böyleydim?
Sırf okulda burslu diye bilinmemden mi? yoksa dış görünüşümün iğrenç olmasından dolayımı böyle hor görünüyordum.
Bence her ikisinden de böyleydim, ama böyle olmakta istemiyordum ki. Kim isterdi Bedeni olamadığı için sınırlı kıyafetle yetinmeyi, kim isterdi hiç arkadaşı olmamasını ve en önemlisi kim isterdi okulda adı çıktı diye ezik diye anılmayı. Kimse istemezdi.
Sinirle kafamı duvara vurup, başımın dönmesini umursamadan dolaptaki şampuanın hepsini kafama döktüm. Bende bakımlı olacaktım artık ne gerekiyorsa yapmaya hazırdım. Nedensizin ağlamaya başladım. Kendimi durdurmak istesem bile durduramıyordum. Parmak uçlarım buruşuncaya kadar suda kaldım, yeterli olduğuna kanaat getirerek yavaşça banyodan çıktım. Uyuşuk uyuşuk kıyafetlerimi giydim, saçlarımın tekrar kıyafetimi ıslatmasını umursamadan odamdan çıktım, Konuşma seslerinin salondan geldiğini düşünerek adımlarımı oraya yönelttim. Odaya girince beni ilk gören Beril olmuştu, kötü bir şey olmuş gibi
Güneş diye bağırmıştı. Yorgun ve titrek bir sesle
Efendim diye cevapladım.
Bu halin ne senin?
Ne varmış halim de diyerek boydan boya asılı duran aynanın önüne geçtim. Kendimi görünce ne yok demem daha mantıklı gibi geldi bir an.
Sapsarı saçlarım kuş yuvasına dönmüştü, Zaten morarmış olan göz altım daha da morarmış mavilerim daha da ortaya çıkmıştı. Yüzümü işgal eden sivilceler kızarmış her an patlayacaklarmış gibi duruyordu, dudaklarım olması gerekenden daha çok kızarmıştı. Birden göz yaşlarımın akmasıyla herkes bir an şoka girdi. Annem hemen yanıma gelerek,
Kuzum niye ağlıyorsun söyle annem diyerek durmaksızın akan gözyaşlarımı silmeye çalışıyordu. ince parmaklarıyla
Anne ben böyle olmak istemiyorum, aynaya bakarken artık kendimden tiksinmek istemiyorum, yoldan geçen herkesin bana acıyarak ve alayla bakmasını istemiyorum, her gün ölmek için dua etmek istemiyorum. diyerek hızlanan gözyaşlarımla yere çöktüm, artık hıçkırarak ağlıyordum. Annem bir şey diyemiyordu, sadece bana katılarak hıçkırarak ağlıyordu.
Anne ben artık ölmek istiyorum. Annem sinirle ayağa kalkıp
Kes sesini Güneş. Ölmeyi aklından çıkart, ne gerekiyorsa yapıcam ben merak etme tamam mı?
Ne yapmayı planlıyorsun diye sordu Beril. Doğrusu Berilin burada olduğunu unutmuştum. Annem Berilin sorusunu es geçerek direk benim gözlerime baktı.
5 dakika içinde hazır ol. Ben daha nereye diye soramadan masanın üzerindeki telefonunu alarak koşarak odasına çıktı. Berilin gözlerine baktım, artık nasıl baktıysam
Bende artık evime gidiyim, sende gelince istersen anlatırsın. Berile gülümseyip
Sende gel diycem ama nereye gideceğimizi bilmiyorum, seni ararım tamam mı? Cevap vermek yerine başını sallamakla yetindi.
Hep beraber evden çıktık, annem Berile dönerek gel seni evine bırakıyım. Dedi
Ben kendim giderim efendim, sağolun. Annem Berile gülümseyip beni kolumdan tutarak arabaya doğru çekiştirdi, daha Berile görüşürüz bile diyememiştim oysaki.
BERİL'DEN
Adımlarımı sayarak eve doğru yavaş yavaş yürüyordum.
46..47..48 tam devam edecektim ki ağaca çarpmamla yere yapışmam eşdeğerdi. Tam kalkmaya yelteniyordum ki kolumdan hızlıca çekilerek kaldırıldığımda ağzımdan tiz bir çığlık kaçtı.
Sessiz olsana be kızım, yanlış anlaşılacak
S-sen ne yaptığını sanıyorsun be. Sinirden ve korkudan kekeleyerek konuşmamı umursamadım. Benim üstüme hafif bir şekilde eğilerek
Bebeğim biliyorum kaslarıma dokunmak çok heyecan verici ama tırnaklarını batırmasan diyorum. Bunu diyene kadar tırnaklarımı batırdığımı anlamamıştım bile, mahcup bir şekilde kazağından tırnaklarımı yavaşça çektim.
Yok artık. Bağırarak söylediğim sözlerle yüzünü ekşitti, resmen çocuğun kazağında tırnak izlerim kalmıştı.
B-ben gerçekten çok özür dilerim. Sıkıldığını belli edercesine oflayarak beni kenara itekledi.
Çekil şuradan ufaklık, daha fazla zamanımı seninle kaybedemem.
Ve arkasına bakmadan koşarcasına uzaklaştı, bu değişik hareketlerini umursamadan evime doğru bir daha böyle bir durumda kalmamak için önüme bakarak yol aldım.
GÜNEŞ'TEN
Anne nereye gidiyoruz söyler misin artık dedim. umursamaz bir sesle,
Güneş biraz daha sabret az kaldı.
Tahminen bir süre söyler misin?
30-40 dakika
Uyumak serbest mi?
Serbest, serbest hadi yat. Annemin talimatına uyarak gözlerimi kapadım.
💭💭💭 💭💭💭
Birinin beni kolumdan dürtmesiyle gözlerimi açmaya çalıştım.
Deldin,deldin diye mırıldandım gözlerim kapalı bir şekide
Offf Güneş hadi geldik
Tamam tamam sen git ben birazdan gelirim. Kapının kapanmasıyla gittiğini düşünerek bulunduğum yere daha çok yayıldım.
1-2 dakika sonra tekrar kapını açılmasıyla bir şeyler mırıldandım ama ne dediğimi ben bile anlamamıştım. Tam anneme seslenecekken yüzüme atılan soğuk suyla tuhaf bir ses çıkartarak sıçradım.
Anne sen delirdin mi. Ne yapıyosun? Tatlı bir şekilde gülümsedi ve Başını tek omzuna yasladı
Ne yapıyım 2 dakika dedin yarım saat oldu.
Offf üstüm, başım, her yerim ıslak anne.
Dışarısı sıcak kurur, gel hadi geç kalmayalım. Tam nereye diye soracakken annem benim konuşacağımı anlamış gibi ağzıma hafif bir şekilde vurdu.
Heyy bu ne içindi. Dedim gözlerimi büyülterek
Konuşma ve beni takip et. Dedi önden zarif bir şekilde ilerlemeye başladı. Annem sanki burayı ezbere biliyor gibi yürüyordu. Bir kapının önüne varana kadar ne konuştuk nede bir göz teması kurduk.
Annem arkasını döndü ve bana şefkatle baktı.
Bak kızım aslında bunu epeydir babanla konuşuyorduk ama dile getiremiyorduk, hayatından mutlusun sanıyorduk. Müdüre ekstra para veriyorduk senden bilgi alabilmek için bize yalan bilgiler veriyormuş bugüne kadar, sonra bir gün bana bir telefon geldi, bir adres tarif ediyordu bana, babanla birlikte oraya gittik. Eskiden kullanılan açık hava sinemasına geldik, daha biz ne olduğunu anlamadan bir video başladı sana yaptıkları canice şeylerin videosuydu. Beril sana anlatmıştır işte o gün gelen telefon onun ile ilgiliydi.
Anneme şok olmuşçasına bakıyordum, elini yüzüme getirterek Ağlama annecim geçti artık. Bundan sonra ağlamak yok
Anne ben bunları yaşayacak ne yaptım canım çok yanıyo, şuan ben kendi yaşıtlarım gibi gezmem gerekirken evde hapis hayatı yaşıyorum, he... Daha fazla konuşacağım zaman büyük ihtimalle dışardan bizim sesimizi duymuş olan genç bir doktor dışarı çıktı.
Sibel Hanım bende sizi bekliyordum, içeri gelin lütfen. Annem dolu gözlerine rağmen nezaketen gülümseyerek içeri girdi. Doktor tam kapıyı kapatacakken benim girmediğimi görünce kapıyı tekrar sonuna kadar açtı.
İçeriye gelmeyecek misin Güneş. Kafamı sallayarak içeri girdim, aynı anda odayı incelemeye başlamıştım. Burası hastanedeki odaların dışında sanki özel dekore edilmiş gibiydi. Doktor diye umduğum kişi odadaki en büyük koltuğa oturdu ve bize eliyle iki yanında bulunan koltukları gösterdi.
Sibel Hanım bana birkaç şeyden bahsetti, daha fazla detayı da bugün vereceğini söylemişti. Sizi dinliyoruz Sibel Hanım. Annem oturduğu koltukta dikleşerek ellerini koltuğa sildi.
Güneş artık okulda sana yaptıklarını biliyorum, vücudundan, yüzünden, her şeyinden. Bende sana yardım etmek istiyorum. Sonra bizi konuşmanın başından beri dinleyen genç doktora baktı.
Seni Alp le baştan yaratacağız.
B-bunu n-nasıl yapacaksın anne, bu mümkün mü? Anneme nasıl baktım bilmiyorum ama oturduğu koltuktan kalkıp benim yanıma oturdu. Ellerini saçlarıma koydu ve bana şefkatli gözlerle baktı.
İnandığın sürece her şey mümkündür. Dedi. Ellerimi çırparak heyecanla ayağa kalktım.
Hadi ozaman hemen başlayalım, neler almam gerek yani ne yapmam gerek. Hızlı konuşmama güldü ve Ben birkaç şey planladım, ilk onları konuşalım bence sonradan diğer şeyleri hallederiz.Heyecanla bulunduğum koltuktan kalktım ve adının Alp olduğunu öğrendiğim doktora sarıldım on saniye sonra yaptığım salaklığı idrak edip
B-ben ö-özür d-dilerim heyecandan ne yaptığı şaşırdım çok özür... Sağ elini saçlarıma koydu ve karıştırdı.
Sorun yok ufaklık deyip tekrar kendi koltuğuna oturdu.
Hadi oturun da Güneş için ne yapacağımızı düşünelim.
BERİL'DEN
Yastığımın hemen altında ki telefonumun titremesiyle yeni bir güne uyanmıştım. Kimin aradığını merak ettiğim için telefonu güç bela yastığın altından çıkardım ve arayana baktım.
0537 *** ****
Alo karşıdan derin bir nefes verme sesi duyuldu.
Açmazsın sanıyordum. Karşıdaki sesi duyunca beynimden vurulmuşa dönmüştüm.
Sen beni hangi yüzle arayabilirsin salak çocuk.
Beril ben çok pişmanım ne olur dön bana yeniden. Tam bağıracakken annemin evde olma ihtimalini düşündüm ve sinirimin yatıştırmasını umarak derin bir nefes aldım.
Bak artık seninle işim bitti tamam mı, sana güzel bir dille söylüyorum bir. Daha. Beni. Arama. Bitti.
Merhaba bölüm epey çok geç geldi biliyorum, nedenini sorarsanız ise hastanelerde sürünüyordum. Her neyse Güneş yavaş yavaş değişme başlayacak diğer bölümde, eğer aklınızda değişik bir fikir varsa yoruma yazabilirsiniz.
Sizden bir gün belirlemenizi istiyorum, bölümleri aksatmadan o gün atmak için.
Yorum yazmayı ve vote vermeyi unutmayın.
☁️SİZİ SEVİYORUM.☁️😍😍