YARIM KALAN (KUMA)

By heryersiyaholsa

189K 7.3K 1.3K

Belki bir kaçış belki bir vazgeçiş her şeyi Mirhan'ın sevgisi belirleyecekti ben o güne kadar sabredecektim s... More

birinci bölüm
ikinci bölüm
üçüncü bölüm
Botan ve Zeynep
dördüncü bölüm
beşinci bölüm
kesit
altıncı bölüm
yedinci bölüm
sekizinci bölüm
YENİ BÖLÜM DEĞİL
dokuzuncu bölüm
onuncu bölüm
on birinci bölüm
Evin&Serhat
on üçüncü bölüm
ön dördüncü bölüm
on beşinci bölüm
on altıncı bölüm
on yedinci bölüm
on sekizinci bölüm
on dokuzuncu bölüm
İhanet
yirmi birinci bölüm
yirmi ikinci bölüm
yirmi üçüncü bölüm
yeni hikaye&silinecek

BİTİŞ B&Z

5.7K 245 25
By heryersiyaholsa

Kim getirmişti biz bu hale?

Babam mı, abim mi, Azat mı?

Yoksa susup izleyenler, sessiz kalanlar mı?

Kaç kere yapmayın demedim mi?
"Ne olur yapma baba?"
"İnsan evladına bunu yapar mı?"
"Abi, ben senin kardeşinim. Bir şey söyle ne olur."

"Kıymayın bana."

Gelinliğimdeki kanı çıkarmak için çabalayan annemdi içimdeki yara.

Yüzündeki morluğu değilde ağzımdaki kanı silen ablamdı canımı yakan.

Bir söz için satılırken niye kimsenin sesi çıkmamıştı? Avuçlarımın içindeki tutunma gücümü alırken niye herkesin yüzü gülüyordu?

O adam bedenime zorla sahip olurken neden kimse elimi tutup çıkarmıyordu beni o odadan?

Belki de tek suçlu sensin Zeynep.

Sessiz kalıp bu kadar güçsüz olduğun için sana yapılanlara sessiz kaldığın için tek suçlu sensin.

Üzerimdeki elbisenin açıkta bıraktığı yerler gülümsetmişti beni.
El izi miydi o yoksa diş mi?
Kaç kere kendini kaybedip sıkmıştı kolumu, kaç kere karşılık vermiyorum diye etimi almıştı dişlerinin arasına?

Saymamıştım, o bana bunları yaparken hiç sesimi çıkarmamıştım.

Sızlar mıydı babamın "Zeynep öldü." derlerse kalbi?

Bir dua eder miydi arkamdan abim?

Botan bir kerede olsa mezarıma gelip bir çiçek diker miydi?
Benim temiz olduğuma inanır mıydı? Asmin her şeyi anlatır mıydı abisine?

Azat yaptıklarını düşünür müydü? Bir kadında bıraktığı izlerin, onu ölüme sürükleyişinin farkına varır mıydı? Vazgeçer miydi Esmaya da böyle davranmaktan?

Belki benim gidişim herkesin hayatına bir noktada dokunurdu.

Babamın kalbi sızlardı, abim bir dua etmiş olurdu, Azat kadınlara artık böyle davranmazdı.

Çok mu az bağırmıştım acaba babamdan dayak yerken?

İnandıramamış mıydım onları istemediğime?

Peki ya Botan, Botan ağlar mıydı? Tüm gerçekleri bilse beni affeder miydi? Ederdi.
O adamdı, erkekliğinin arkasına sığınıp gücü yetmeyen insanlara el kaldırmazdı, kimsenin bedenine zorla sahip olmazdı, o bir baba olsa kızının tek bir saç teline dokunmazdı oğluna bir tokat atmazdı.

Sahi o bir baba olsa dünya daha iyi bir yer olmaz mıydı?

Açık bıraktığım saçlarıma uzun süre sonra ilk defa rüzgar değiyordu.

Özgürlük güzel şeydi, rüzgarı saçlarında hissetmek, elbisenin üzerinde uçuşması güzeldi.
Güneşe gülümseyerek bakmak bir tek Botan'ın yanındayken iyi hissettiriyordu, şimdi ise özgür.

İçimdeki sevinç garip değil miydi?
Değildi, ben ölü ruhumu özgürlüğe kavuşturuyordum sadece.

Konakta kimsenin olmayışı gülümsememe neden olmuştu.

Herkes sevdiğim adamın düğünündeyken ben yalnızlığımla buradaydım.

Nasıl olmuştu acaba? Siyah takım elbise her zaman yakışırdı ona, ama eminim şimdi daha farklıydı.
Damatlığının hakkını verdiğini görmeden bile tahmin edebilirdim.

Elimi karnıma koyduğumda anlam veremediğim bir his kaplamıştı içimi, şimdi bir bebek olsaydı içinde Botan'la ikimizin mutluluğu olsaydı mesela.

Gözlerimi kapattım, karanlıktan hep korkmuştum ama şimdi korkmuyordum çünkü güneşi gözlerimi kapatsamda görüyordum hissediyordum.

Sonra bir hayal kurdum.

Botan'ın elleri beni arkadan sarmış, kokusu ciğerlerimi bayram ettirmişti.

"Zeynep." dediğinde yüzümdeki gülümseme artmış kendimi yıllar sonra ilk defa bu kadar huzurlu hissetmiştim.

"Üşüyeceksin durma burada." diyip omzuma kondurduğu öpücük titretmişti beni.

"Üşümüyorum Botan, sen bana böyle sarılınca ben üşümüyorum."

"Ama oğlunun sana ihtiyacı var." dediğinde anlamsız bir şekilde baktım ona.

"Neden öyle bakıyorsun?" diyip gülümserken yüzündeki gülümseme istemsiz tebessüm etmemi sağlıyordu.

"Oğlun uyandı annesi, seni istiyor ben yeterli gelmedim." dediğinde elimi tuttu, dokunuşu tüy kadar hafifti.

Beni getirdiği bu yer farklıydı, daha önce hiç görmemiştim ama öyle güzeldi ki hep hayallerimde ki gibiydi...

Tam camın önünde güneşin aydınlattığı yerde ışıklarla çevrili beşikte bir oğlan çocuğu yanında ise mışıl mışıl uyuyan bir kız...

Botan'ın kolları arasına girdiğinde ağlaması durmuş beni gördüğünde etrafa gülücükler saçmıştı.

"Bu çocuk bizim mi?" diyip şaşkınlıkla Botan'a döndüğümde kafasını salladı.

"Almak ister misin kucağına?" kollarıma bırakırken ait olduğu yer burasıymış gibi hissettim.

Beşikteki kız çocuğunu alan Botan tek eliyle bana sarılırken ne olduğunu anlamıyordum aslında ama umrumda değildi.

Sonra her şey bir anda gelişti.

"Yapma Zeynep." diyen Botan'la tüm gülüşüm solmuştu.

"Ne?" derken oğlumu elimden aldı.

İkiside ağlarken Botan çaresiz bakıyordu.

"Yapma yalvarırım yapma."

Sonra ne oldu anlamadım Azat geldi, oğlumuzu ve kızımızı kucağına alırken bir tek Botan'a bakıyordum.

"Neden ona veriyorsun çocukları Botan? Alsana elinden, izin verme onlara dokunmasına."

"Ben değil sen verdin onları." derken peşlerinden kapıdan çıkan o oldu.

Yerimden kıpırdayamıyor gibiydim, kendimde ayakta duracak gücü bulamazken yere serildim.

Gözlerimi açtığımda güneş hala yerindeydi, ama Botan veya çocuklarımızdan, Azat'tan bir iz yoktu.

Garipti, kollarımdaki tüylerin hala havada olduğunu görüyordum ve bir farklı kokuyordum çok masum bir koku, çok farklı.

Yapmak zorundayım.

Gitmek zorundayım.

Elimle yukarıya çıkardığım elbisemin uçlarını beton zemine çıkınca bıraktım. Yüksek yerlerden hep korkmuştum şimdi de titrememe engel olamıyordum.

Rüzgar sertçe esmeye başladığında, güneşin sıcaklığı yetmez olmuştu.

Beklersen yapamazsın.

Gözlerimi o gün son kez kapadım, kendimi boşluğa teslim ederken bir tarafımdaki pişmanlık çok farklıydı.

*

"Abi yalvarırım biraz daha hızlı ol." diyen Asmin heyecandan yerinde duramıyordu.

"Ne oluyor Asmin? Ne bu kadar önemli olan?" dedi Botan yorgun sesiyle.

"Gidince göreceksin, her şeyi öğreneceksin." diyip gülümserken Asmin, mutluydu.

Çok geçmedi araba durdu Asmin koşar adım inerken Botan da ona ayak uydurmaya çalışıyordu.

"Hadi gel." derken Botan kararsız kalmıştı.

Sevdiği kadın, bu konaktaydı dayanabilir miydi onu görmeye?

"Asmin..." diye kararsız bir sesle konuşan Botan'a döndü Asmin.

"Abi biliyorum, ama işte bütün cevapların burada. Bütün gerçekler burada." dediğinde abisini kolundan tutup kapıyı açtı Asmin.

İkiside konağa girerken Botan bir sevdiği kadının yüzünü düşünüyordu, kokusu burnunda tütüyordu. Sonra üzerindeki damatlık geldi aklına kendinden utandı, o kadının evli bir kadın olduğu düşüncesi ise boğazını düğüm düğüm etti.

Kalbe söz geçmiyordu, yüreğe laf anlatamıyordun.

"Zeynep." diye bağıran Asmin, gülümsüyordu.

"Abi gelsene." diyip abisini arka bahçeye götürüyordu Zeynebin odasına çıkmak için. Kim bilir nasıl mutlu olacaktı bu kadın, Botan'ı görünce.

Sonra zaman durdu, Asmin'in başı döndü kalbi adeta durdu.
Botan'ın nefesi kesildi, işte tam o noktada adamın kalbi durdu.

Yerde yatan Zeynep ikisininde odak noktasıyken onlar için dünya durdu.

İlk kendine gelip çığlıklarla Zeynebe koşan Asmin oldu.

Yere tam Zeynebin yanına yanaşırken, kızın hala yaşadığını anladı. Nefes alışverişleri ise yavaştı.

"Abi yalvarırım ambulansı ara." diyen Asmin, abisinin girdiği şokun farkındaydı.

Duymuyordu bile Botan onu.

"Abi." diye çığlıklar savuran Asmin, kimseye sesini duyuramıyordu.

Dizlerindeki son güçle, yerinden kalkıp abisine koşarken abisi hala olduğu yerdeydi tepkisiz bir şekilde.
Elini pantolonuna atarken titreyen elleri her şeyi zorlaştırıyordu, son çare ceketinin cebine bakarken telefonu zar zor eline aldı.

Ambulansı ararken adresi bile unutmuştu, telefonu kapatırken abisinin Zeynebin yanında oturduğunu fark etti eli havada Zeynebe bakıyor ama hiçbir tepki vermiyordu ne dokunuyordu ne elini geri çekiyordu.

"Abi." diyip yanına otururken ağlamaktan nefes alamıyor karnına ağrılar giriyordu.

"Abi sana ihtiyacım var ne olursun kendine gel." dediğinde abisinin gözlerinden yaşlar tek tek düşmeye başladı.

"Neden yaptı?" diyip bağırırken, Asmin abisini tuttu.

"Abi şuan sırası değil ne olursun kendine gel."

Böyle olmayacağını biliyordu Asmin, sert bir tokatla abisine vururken abisinin bağırmasıyla kendine geldiğini fark etti.

"Ne diye duruyoruz Asmin, kalk biz götürelim." diyen abisine baktı kız gözü yaşlı.

"Olmaz abi, ambulansı aradım geliyor."diyip kendini yere bırakırken abisinin sözüyle başı döndü.

"Yer soğuk Asmin, en azından kafasını kaldıralım."

Asmin kafasını salladı Zeynebin nefesini kontrol ediyor, hayatta olduğunu bilmek içini bir nebzede olsa umutla kaplıyordu.

Sonra birden kızın üzerindeki kanı gördü.

"Bu ne?" diyen Asmin'in başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü.

Botan hiçbir şeye anlam veremiyordu. Asmin ise düşündüğü şeyin olmaması için içinden dualar ediyordu.

Sonra siren sesleri duyuldu can yakıcı yürek parçalayacı sesler, kapının açılışı Zeynebi yerden kaldırışları etraftaki sesler ve her şey Botan için önemini yitirdi.

Asmin ise karnındaki ağrıya daha fazla dayanamadı, bedeni bu kadar acıya razı gelmedi. Kendini yere bırakırken onu tutan abisi olmuştu.

Geç kaldın Asmin, her şeye çok geç kaldın.

Continue Reading

You'll Also Like

371K 21.3K 44
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?
736K 39.3K 52
En candan gördüğün insanlar en çok canını yakanlardır...🥀🍂 -Mübrem ●●●Ferman Miroğlu ve Jiyan Miroğlu'nun hikayesine hoş geldiniz:)●●● Çoğu sahne...
87.7K 4.6K 25
Annemin ölmediğini, üstüne üstlük abilerimin ve ablamın olduğunu 20 yaşında öğreniyordum!! Şaka gibi! *. : 。✿ * ゚ * .: 。 ✿ * ゚ * . : 。 ✿ * (Düzenli...
476K 28.4K 31
ablasına yazacakken yanlışlıkla dünyaca ünlü boksöre yazan Ahu 💋💋