Gece

By mochaskim

276K 3.9K 248

O bir cinayet tanığı ve bir hayalperest. Macera dolu bir gerilim ansiklopedisi. Sürükleyici. (+18) More

Kadın Mı Olacağım?
Islak
Kan
Sancı
Acı
Parmaklar
BİLGİ.
Ben Kimim
Çürük
Seçim
Mazoşizm
Ucube
Parti
Sert
YB DEĞİL.
YAZARDAN
Sokak Lambası

Akıl Hastanesi

11.1K 230 16
By mochaskim

Tacize uğramadan yaklaşık bir ay önce,

taksideyken...

Düşünceler etrafımda bir çember oluşturmuş benide ortalarına almışlardı. Geleceğimiz yere vardığımızı taksicinin bana sert bir bakış eşliğinde seslenmesiyle anlamıştım. Düşünce çemberim dağılmış elim cüzdanıma uzanmıştı, parayı uzatıp heyecanla taksiden indim. Okula girdiğimde heyecandan kalbim boğazımda atıyordu. Ege'yi görecektim. Senelerdir onun yüzünün her bir zerresinden nefret ederken şuan onu görmek için gözlerim dört dönüyordu. Ah. Göremiyordum. Bu gidişle anons yaptıracaktım. Bu düşünceme kendi kendime güldüm. Evet tam bir saykoydum. O an aklıma minik kedim gelmişti. Evde klozet kapağı falan açık kalmamıştı değil mi? Ya klozete düşerse! Bu düşünceyle hızla İrem'in numarasını tuşladım. Muhtelemelen evdeydi. Telefonu dördüncü çalışta açtı fakat sanki bin altı yüz metre koşuyu bitirmiş gibi nefes nefeseydi. Alo? Orda neler dönüyordu derken İrem'den bir inleme sesi geldi. Hızlıı! diye hırladı galiba beni duymuyordu. Ah yine iğrenç işler peşindeyiz bakıyorum diye telefona bir çığlık atıp kapattım. Sinirlerim tepeme çıkarken göz açıma sinirlerimin kayışlarını koparıp beni bulutlara uçuran o yüz girdi. Ege. Gözlerimiz birleşince bana korkunç bir ifadeyle baktığını farkettim. Bu içimi paramparça ederken yüzümü ifadesiz tutmaya çalışıyordum. Yanıma doğru hızla geldi ve ne olduğunu anlamadan yanağımda bir yanma hissettim. Bedenim bana ihanet edip yere doğru savrulmaya çalışırken bir masaya tutundum. Yanağımdaki yanma hissi yerini tatsız bir acıya bırakırken aslında kalbimin daha çok acıdığını hissettim. Beynim ne olduğunu kahretsin ki idrak etmişti. Yüzümü bir el sıkıca kavradı ve beni kendi yüzüne bakmaya zorladı. Yüz ifademin ne halde olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama gözlerimden yaş akmadığının farkındaydım, bundan güç alarak yüzümü güçlü tutmaya çaba gösterdim. Ve az önce bana tokat atıp ruhumu, kalbimi, içimdeki o tatlı hisleri zilyonlarca parçaya ayırıp zerreciklerini bırakan adama ifadesiz bir şekilde bakmaya çalıştım. Tam da gözlerinin içine. O an ona karşı hissettiğim şeyler kendimden iğrenmeme sebep oldu. İçsel olarak kendime baktım ve ne kadar zavallı olduğumun farkına vardım. Evet ben zavallıydım. Ege gözlerini yüzüme dikmişti, gözlerinde gördüğüm tek şey nefretti ve benden iğreniyomuş gibi yüzünü buruşturmuştu. Yüzümü bırakıp önüme iki tane kağıt çarptı ve "sen. zavallı. fayişenin. tekisin." diyerek benden uzaklaştı. Beynimde bu kelimeler çığlık çığlığa yankılanırken göğüs kafesime ufak iğneler batıyordu sanki. Yerimden kıbıldayamıyordum. Ayaklarım soyut çiviler ile olduğum yere sabitlenmiş gibiydi. Ya da gerçekten çivilenmiştim. Şuan boşluğun içine düştüğümü hissediyordum. Bu tokatı hatırlıyordum. Bunu Emir de yapmıştı. Ama asıl ironik olan bana onca şey yaşatan Ege'nin bunu yapmasının zilyon kat fazla acıtmasıydı, ellerimin buz kestiğini hissedebiliyordum. O an yüzüme çarpan kağıtları hatırladım. Çivilendiğim yerden eğilip yere düşmüş kağıt parçalarını elime aldım. Eskimiş ve buruşturulmuştu. Üzerindeki yazılar bedenimin tamamen donduğunu hissettirdi. Beynim işlevini durdurdu. "ALPEREN BESTECİ YANINDAKİ GÜZEL BAYANLA ÖZEL MÜLKÜNE GİRERKEN GÖRÜNTÜLENDİ. GÜZEL BAYANIN EVDEN ÇIKARKEN BAYILIDIĞI DA GÖRÜNTÜLENİRKEN ALPEREN BEY "SOKAK KIZLARI CİNSEL GÜCE PEK DAYANIKLI DEĞİL" DİYEREK BİRÇOK TEPKİ TOPLADI." Haberin devamında ise ikimizin fotoğrafı vardı. Oysa ben o iğrenç yaratıkla yatmamıştım! Canım yanmaya başlıyordu... İçimde koca bir fırtına koparken bedenim çivilendiği yerden bir adım kıbıldamıyordu. Bütün bedenim buz tutmuştu. Dizlerim hissizliğe dayanamayarak kendini yere bıraktı. Şimdi de oturduğum yere çivilenmiştim bağırarak ağlamak istiyordum ya da kendimi yerden yere vurmak. Bu acıyı ne dindirebilirdi ki? Kendime gelmeliydim. Kendime gelmeye çalışmalıydım, neyseki telefonumun titreşimi vücudumun bağını çözmeyi başarmıştı. Ekrana boş gözlerle bakarken İrem'in aradığını farkettim. Telefonumun ekranını kapatıp kafamı toplamaya karar verdim. Düşünmek istemiyordum. Bu arada gözlerimden tek bir yaş akmamasına şaşırıyordum, yavaş yavaş ayağa kalktım ve bana bakan ve sadece bakmakla yetinen bi dolu insana boş bakışlar attım. Sürtük giyimimle fazka sürtüktüm. Okuldan çıktım tek yapmak istediğim içmekti. İçmek rahatlatıyordu. Fayişe görünümüyle bi barda yalnız takılmak cazip geliyordu.

Bir ara sevgili en yakın arkadaşımın seksi sevgilisinin gösterdiği bir bar vardı. Orası iyiydi kafamı dağıtmak için. Bi taksiye atlayıp düşünmemeye çalıştım. Kusmak istiyordum. Ama yapmayacaktım. Barın girişinde taksiden inip karşıdaki mağazanın vitrininden bana bakan yansımamı izledim. Solgun görünüyordum galiba. Ya da bir sokak kızı gibi. Öfke ve hayal kırıklığı tekrar içimde baş göstermeye başlayınca hırsla bara girdim. İçerideki duman kokusu genzimde garip bi tat bırakırken barmene doğru gittim ve en sert içki neyse onu ver dedim. Bana içinde ne olduğunu anlayamadığım gözlerle bakıyordu. "Burada takılmak için biraz küçük değil misin güzellik? " derken yüzünde sinsi bir gülümseme belirtmişti. O an bu bakışından nefret ettim ve en soğuk sesimle "Bu seni ne kadar ilgilendirir?" dedim. Cidden öfkemi kontrol edebildiğimi öğreniyordum. "Şşh sende amma sert çıktın yatakta da bu kadar sertsen seni bu gece uçurabilirim ha, ne dersin?" İşte bu bardağı taşıran son damlaydı. İğrenç olduğunu biliyordum ama bu suratına tükürdüğüm gerçeğini değiştirmiyordu. Bana ölümcül bir bakış fırlattıktan sonra seni fayişeeee! dedi. O sırada keskin bir ses lafı böldü ve "Eğer bir daha o lafı ağzına alırsan bütün organlarını yerinden sökerim orospu çocuğu" Barmen bu sese boyun eğdi ve özür dileyerek önüme ağır bir içki koydu. Keskin sesin sahibine bakma gereği duymamıştım, kafam fazla doluydu ve umrumda bile değildi. İçkimi fondipledim, sonra bir fondip daha ve bir tane ve bir tane daha.......

Kafamdaki sorular yavaş yavaş silinirken düşüncelerimin nirvanaya ulaştıklarını hissediyordum. Mutlu muydum? Hayır.  Ama en azından hissetmiyordum. Alkolü tadı hariç seviyordum. Midem bulunmaya başlamıştı, ah. Ama kusmamalıydım, iğrenç barmen bana dik dik bakıyordu fena bozulmuştu. Onun bu haline biraz abartılı bir şekilde kahkaha atarken sarhoş olmanın bana rahatlık verdiğini farkettim. Bu halimi seviyordum zaten normalde bu özgüvensizlik sendromuyla barın en köşesine çekilip oturduğum tabureye çökmüş olurdum. Bi portakallı vodka söylerken barmene sinir bozucu bir şekilde dil çıkardım. Ben bu hareketi yaparken yanımdan hayalvari keskin ve ciddi anlamda muhteşem bir kahkaha duydum. Kafamı sağ tarafıma döndürürken yüzümde aptal bi gülümseme olduğu biliyordum fakat gördüğüm surat karşısında afallamıştım. Siması tanıdık değildi ama hayatımda görüp görebileceğim en harika yüzlerden biriyle karşı karşıyaydım. Tanrıım! Yoksa sarhoşluğun verdiği bir hayal gücü ürünü falan mıydı? Koyu mavi gözleri ve siyah saçları yüzünün sert hatlarını tamamlamıştı, tahminimce yirmili yaşlarda olan bu genç ve son derce seksi görünen yakışıklı bana bakıp gülümsüyordu. Franchisko Lachowski'nin mavi gözlüsü gibi duruyordu. Ya da ben fazla sarhoştum. Galiba onu incelemeye biraz fazla dalmıştım ki elini gözlerimin önünde sallamaya başladı. "Hala burda mısın acaba?" Ah! Normalde bu kadar rezil olsam utançtan yerin dibini boyamayı seçerdim ama şuan rahattım. Gülümseyerek önce kendi önümde duran vodkamı sonra onun önünde duran içkiyi fondipledim. Hay sıçayım! Ne içiyordu bu böyle? Boğazımdan mideme kadar yanma hissi geçerken gözlerim doldu ve yüzümü buruşturdum. Bu hareketim onun tekrar gülmesine neden oldu ve elini yavaşça yanağımda gezdirdi. Normalde zaten içki içmeye alışıktım, bu yüzden kendimi biraz da olsa toplamaya çalıştım. "İyi misin?" diye sordu. Gözlerimi onun yüzüne odaklayıp "Ş-şey ben iyiyim. Sadece birrrrrraz cesarete ihtiyacım vardı." dedim. Yüzünü anlamazcasına suratıma bakıyordu. Sarhoş olmak hormonlarımı iyice aktive ederken elini tutup zorla dans pistine götürdüm... Şaşkınlıkla beni izlerken beynim ve bedenim bu cesaretim karşısında afallamıştı. 

Bar cafe tarzı olduğu için normalde rahat dans edemezdim ama şuan umrumda bile değildi. Adını bile bilmediğim bu yakışıklı ve ultra seksi adamla uyumlu bir şekilde biraz dans ettik, birbirimize temas etmiyorduk. Normalde ben bu kıyafetlerleyken beni becermekten başka bişey düşünmemesi gerekiyordu heralde. Kafam iyice karmaşıklaşırken fazla yorulmuştum. Beraber bar taburelerine oturduk. Göz göze gelince kıkırdamayı ihmal etmedim.

Kafe tarzındaki barda oturmuş dışarıyı izlemeye başladım. Centilmen erkekler... Bu çocuk beni korumuştu. Bu hissi tatmayalı uzun zaman olmuştu. Onunla dans etmek herşeyi berbat etmişti galiba ama ciddi anlamda mutluydum.  Bir erkek tarafından korunmak şüphesiz dünyanın en güzel hissiydi bir an kendi kendime gülümsedim. Çocuk barmen koltuğunda oturmuş birşeyler içmeye devam ediyordu. Bu oltayi takıp çocukla tanışmaya çalışacak kadar basit ve cesur bir kız değildim neyseki. Yoksa bokunu çıkarabilirdim. Bu huyum yüzünden kendimi seviyordum. Hah ama az önce yaptığım şeyler bunun tam tersini söylüyordu. Kendime not: Bir daha sarhoş olmadan bir kaşık zeytinyağı içecektim. İğrenç olsada kafamı yerinde tutardı en azından. İkinci kez söylediğim portakallı vodkamdan bir yudum aldım ve telefonumu çıkardım. Ekrandan tipime bakıyordum. Gerçekten hoş ve tatlı bir kızdım. Kendimden nefret etmiyordum. Kendimden nefret ettirenlerden nefret ediyordum, başım biraz dönmeye başlamıştı kusmak istiyordum. Artık rezil olmamalıydım. Birden biri bara sert bir şekilde giriş yaptı. Rujumu tazelerken giren kişi sandalyeye çarpmıştı, sinirli bir ses çıkardıktan sonra etrafta dolanmaya başladı. Aslında midem cidden bulunmaya başladığı için pek umrumda değildi. Ayak sesleri buraya doğru yaklaşırken telefonu çekip göz ucuyla baktım. Ne? Ege? Egeydi bu. Burda ne arıyordu, noluyordu? Umursamaz bir şekilde ona bakıp ne var şeklinde kaşlarımı kaldırırken hızını düşürmeden bana doğru ilerliyordu. Kalbim hızlanmaya başlamıştı. Ne olduğunu anlamadan kolumdan tuttuğu gibi bar sandekyesine otutturdu o an şokla sadece ona bakıyordum. "Seni küçük penis hastası" suratıma otyle bir tokat geçirmişti ki. Sandalyeden yere savruldum. "Orospu çocuğu napıyosun sen!?" Bu kadarı fazlaydı. bu çocuk hayatımı karartmıştı. Bu bu sabah bana tokat atmıştı ve bu ikinciydi. Şuan bu şekilde sarhoş olmamın sebebiyde sadece oydu! Midem iyice bulanmaya başlamıştı. Yerde kıvrılmış yatarken "senin istediğin bu değil mi?" Herkes etrafımıza toplanmıştı bile. Kahretsin. Beni barmen adamdan kurtaran çocuk bile oradaydı ve bu sefer hiç anlayamadığım bir şekilde bakıyordu. Utanmıştım. Fazlasıyla utanmıştım. Yanıma yaklaşacaktı ki vazgeçti, yüz ifadesi bir anda değişti ve sanki müşterisinden parasını alıp az tatmin eden fayişenin dramını anlatan bir olaymış gibi bir bakış attı sonrada geri çekildi. Ege birden "ben bu kızı siktim!" diye bağırdı. Ve kahkaha atti. Sonra anormal haraketler yaptı. Barmane "ne bakiyosun lan tipini siktiğim" deyip yine kahkaha attı. Delirmiş gibi görünüyordu. Ayağa kalkıp oradan hemen uzaklaşacakken kolumdan tuttu ve yüzümü ona çevirip dudaklarımı sert bir şekilde öpmeye başladı. Eğilip kurtulmaya çalıştım. "Çekil şuradan ruh hastası, bırak beni bırak!" Tanrım. Bu kadar rezil olduğumu hatırlamıyorum. Cidden sinirlenmiştim ve kusmama ramak kalmıştı. Başım feci şekilde dönerken kavga eden ve ayrılan sevgililer gibi göründüğümüz için kimse yaklaşmaya cesaret edemiyordu. Yada Egenin kafayı yemiş haraketlerindende olabilirdi. Önce bir sessizlik oluşmuştu ki hızla masaya tekme attı ve bağırdı. "Hepinizi öldüreceğim" dedi ve yerinde zıplamaya başladı, barmen ve adamlar devreye geçmiş onu tutmaya başlamıştı. Bundan yararlanarak "deli bu adam, deli!" diye cırladım. Boğazıma çıkan iğrenç safra tadını bastırmakta zorlanıyordum.

Ege 'nin yaptığı haraketler tımarhaneden kaçmışlar gibiydi. Egeyi hayatımda ilk kez böyle görüyordum. Nasıl bu kadar kafayı yemiş olabilirdi?

Kendini ordan oraya savurup kahkaha atıyordu adamın biri sinir olmuş olacak ki Ege'nin suratına bir tekme geçirdi. Kenarda ağlamaklı bir şekilde Ege'yi izliyordum. Bu iğrenç adama karşı hissettiğim şeyler bir kez daha kendimden iğrenmeme sebep oldu. Onu istemem cabasıydı. Ondan nefret ediyorum. İnsanlar değişmez lanet olsun ki siktiğimin insanları değişmiyordu! Şuan bulunduğum durum alkollü olmama rağmen yok olmak istememe sebep oluyordu. Ve daha da kötüsü beni barmane karşı koruyan çocuğun köşede arkadaşıyla hiçbirşey olmuyormuş gibi muhabbet etmesiydi. Bu tabloyu görünce gözlerim yaşardı. En azından yanıma gelebilirdi, evet zorunda değildi ama bir kere bir sapıklığa kurban gitmemi engellenmişti. Şimdi niye takmıyordu? Resmen salaktım ona ne ki daha ismini bile bilmiyordum. Kimsenin sevmeyeceği bir kızdım işte. Biri en küçük sevgi gösterse bağlanıyordum resmen. Ki bu iki gün önce yanında uyuduğum adamın şuan beni yerin dibine sokup delirmesinin kanıtıydı. Zaten anlamalıydım. Onun yanında uyuduğum gecenin sabahında kendimi evin önünde yağmurda yatarjen bulmuştum. Beni bir mahlukmuşum gibi evimin önüne atmıştı resmen. Bunu neden daha önce düşünmemiştim? Lanet olsun. Dünyaya gelip geçmiş en gerizekalı insan portresi çiziyordum. Ama. Şuan ki durum daha önemliydi.  Beynimdeki tüm düşüncelerimi silip etrafıma bakındım. Bana sarkan barmen yanıma doğru geliyordu. Ups. "Sen iyi misin?" Boğazımdaki yumruyu yutup "iyiyim." diyebildim. Cidden. Az önce dalga geçtiğim adam şuan halimi soruyordu ve bana acıyan gözlerle bakıyordu. Bu kadar mı acizdim şimdi? Hayır. Hemen yüzümdeki acı ifadeyi yok etmeye çalışarak "Arkadaşımdı nasıl bir hale gelmiş benden ne istiyor gerçekten bilmiyorum" Ah. Bu kadar aciz olmak zorunda değildim. Aciz de değildim sevgiye muhtaçtım sadece. Her defasında rezil oluyordum, baktıkça batıyordum. Ve şuan midem ağzıma gelmişti. Sandelyeden destek alarak ayağa kalktım, dengemi zor sağlamıştım. Gözlerim bulanıklaşıyordu. Dizlerimin bağı çözlülürken belimde sıkı bir el hissettim. Ama kafamı çevirmeye kalmadan gözlerime simsiyah bir perde inmişti...

Selam! Sevgili okuyucularım, bu bölüm için tam bir haftadır uğraşıyorum. Ve vote sayısı biraz az geliyor. Bu bölümü baya uzun yazdığımı düşünüyorum. Biraz daha vote ve yorum istiyorum lütfen! Bu arada kurgu hoşunuza gidiyor mu? Biraz bu bölümle ve hikayenin tümüyle ilgili yorumlarınızı alayım. VOTE VE YORUM LÜTFEN, SİZİ SEVİYORUM!

Continue Reading

You'll Also Like

112K 8.3K 16
/Aile Kurgusu/ Yeni bir ev, yeni insanlar, aynı baba fakat farklı ruh. Gözlerinde yoktu artık küçük bir çocuk, çoktan terk etmişti yuvasını. Heyecan...
4.7M 260K 94
Benim ruhum delik delikti. Biri benim anahtarımı bulup açsa ve o ruhu çıkarsa , ruhumun üzerindeki yanık izlerinden , hayal kırıklığı izlerinden , ac...
4.4M 332K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...
846K 23.2K 80
Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kısa bir bilgilendirme daha arkadaşlar ana karakterle...