Islak

28.6K 374 12
                                    

Kendimi zorla dışarı atmıştım. Ah! Ne hissettiğimi bilmiyordum, dişlerim titriyip ellerime eşlik ediyordu. Sanki zihnim kaybolmuştu, omzuma aldığım darbeyle gözümden akan yaşı farketmiştim. Ge ri ze ka lı. Hemen elimin terziyle yüzümü sildim, üstüme düzen verip kampüse çıktım. Tamam. Geçti. O orospu çocuğunun yaptıklarını unutacaktım. Bana yaşattığı o çirkin şeyleri unutacaktım. Hayır tabi ki de böyle bir şey olmayacaktı.  Belamı tekrar bulmuştum. Tamam biraz nefes almaya ihtiyacım vardı! Gidip kendime koca bir cup sütlü kremalı kahve aldım. İşte bu iyiydi. Havanın yağmurlu olmasını fırsat biliyordum. Kahvemden koca bir yudum alırken yanıma oturan yaratık beni ürküttü. Şaka değil cidden bi yaratıktı çünkü bi insan bu kadar yakışıklı olamazdı. İri siyah gözlerini kocaman yapmış açık kumral saçlarını yana taramış pembenin orta tonlarında enfes dudakları ve 1.80 lerde diye tahmin ettiğim bu yaratık yanıma oturmuştu ve bana bakıyordu. Birşeyler söylüyordu ama duymuyordum hayram hayran onu izlediğim için olabilir. En sonunda beynime sert sinyaller vererek kendime geldim. "Mocha?" ne diyodu diye düşündüm.  Ah kahvemden bahsediyordu. "E.. Evet!" gözlerini daha da büyüttü. Biraz bağırmıştım galiba. "Hmm, iyi seçim. Adını öğrenebilir miyim acaba?" Ah! Dudaklarını yukarı kıvırıp bana baktı. İçimdeki öpme istediğini bastırıp "Pe.. Pelin" sertçe yutkundum. "Bende Alperen, Alp de kısaca." güldü. Üzgünüm sana dayanamıyorum benk şurda köşede bile becerebilirsin! demeyi istiyordum. "Pekala, Alp." kahvemden koca bir yudum daha aldım.

-ALPEREN-

Sonunda cesaretimi toplamayı başarmıştım. Karşımda melekleri kıskandıran bi güzellik duruyordu. O yeşil gözler, doğal kırmızı dudaklar, uzun saçları. Ondan gözlerimi alamıyordum. Ama onu becerecektim yazık olacaktı. O dolgun göğüs ve kalçalar beni bekliyordu. Bunu ben söylemiyordum. Aletim pantolonumu zorlamaya başlamıştı. Konu bulmak zorundaydım. Bi şekilde eve atacaktım başka çare yoktu. Masum çocuk ayaklarına yatmaya devam ediyordum. "Biliyomusun, çok güzel sufle yaparım. İstersen seni bize götüreyim biraz gezmiş oluruz hem" diyerek gülümsedim. Siktiğimin suflesi hakkında ise hiçbişey bilmiyordum.

-PELİN-

Olamaz! Bu gerçek miydi? Beni evine  çağırıyordu. Ne diyecektim ki? Gitmek için yırtınıyordum. En fazla ne olabilir ki diyerek kabul ettim. Kampüsten çıkıp eve doğru gidiyorduk, okula yakın bi yere benziyordu. Kocaman bir siteye girdik. Evet buraya gelmek için genelevde çalışmam şarttı. Neyse. Cam bir binanın içine girdik. Ev son kattaydı. Asansöre bindik. Baya yakın duruyorduk. Ah! Nefesimi kontrol edemiyordum. İstiyordum evet. Onu istiyordum. Dudaklarımı yaladım. Hemen bu düşünceden uzaklaştım. Eve girdik. İçerisi nefis kokuyordu sanırım orman meyvesi aromalı bi sprey kullanıyordu. Salona girdik bembeyaz koltuklara oturup huzuru tekrar içime çektim. Kocaman film koleksiyonu karşımda duruyordu. Filmlere hep bayılmışımdır. Vaov. Fena filmler vardı. Alt çekmeceyi açtığımda gördüğüm şeyler farklıydı. Porno film! Ve ben bunlara bakarken tam karşımda bana gülümseyen Alpin suratıyla karşılaştım. Tanrım! Çok utanmıştım. Ne olduğunu anlamadan dudaklarıma yapıştı! Ahhh! Tadı enfesti. Kurtulmaya çalışsam da karşı koyamıyordum. Çok güçlü ve dayanılmazdı! Karşılık vermeye başladım. Birbirimizin dudaklarını fena bir açlıkla emiyorduk ısırıyorduk. Kalçamdan tutup beni kucağına aldı. Yatak odasına gittik. Beni yatağa bırakıp üzerime çıktı. O kadar istiyordum ki. Külotum ıslanmıştı. Ve işte o an. Nefesini boynumda hissedince inledim. Dayanamıyordum.

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin