Belkide İlk Aşk İlk Delilik

By Vaveylai_Ruhl

214K 29.5K 31.5K

Yeniüye #1 Jisoo #3 Mecburi bir evlilikten kaçmaya çalıştığınızı düşünün. Tek arkadaşınız internet üzerinden... More

Yine Beeen!!!
👏Sizin İçin👏
♒1.BİAİD♒
♒2.BİAİD♒
♒3.BİAİD ♒
♒4.BİAİD♒
♒5.BİAİD♒
♒6.BİAİD♒
♒7.BİAİD♒
♒8.BİAİD♒
İnstagram
♒9.BİAİD♒
♒10.BİAİD♒
♒11.BİAİD♒
Soru-Cevap
♒12.BİAİD♒
♒13.BİAİD♒
♒14.BİAİD♒
♒16.BİAİD♒
♒17.BİAİD♒
♒18.BİAİD♒
♒19.BİAİD♒
♒20.BİAİD♒
♒21.BİAİD♒
♒22.BİAİD♒
♒23.BİAİD♒
♒24.BİAİD♒
♒25.BİAİD♒
♒26.BİAİD♒
♒27.BİAİD♒
♒28.BİAİD♒
♒29.BİAİD♒
♒30.BİAİD♒
♒31.BİAİD♒
♒32.BİAİD♒
♒33.BİAİD♒
♒34.BİAİD♒
♒35.BİAİD♒
♒36.BİAİD♒
♒37.BİAİD♒
♒38.BİAİD♒
♒39.BİAİD♒
♒40.BİAİD♒
♒41.BİAİD♒
♒42.BİAİD♒
♒43.BİAİD♒
♒44.BİAİD♒
♒45.BİAİD♒
♒46. BİAİD♒
♒47. BİAİD♒
♒48. BİAİD♒
♒49. BİAİD♒
♒50. BİAİD♒
♒51. BİAİD♒
♒52. BİAİD♒
♒53. BİAİD♒
♒54. BİAİD♒
♒55. BİAİD♒
♒56. BİAİD♒
♒57. BİAİD♒
♒58. BİAİD♒
Soru - Cevap
♒59. BİAİD♒
♒60.BİAİD♒
♒61.BİAİD♒
♒62.BİAİD♒
♒63.BİAİD♒
♒64. BİAİD♒
♒65.BİAİD♒
♒66.BİAİD♒
♒67.BİAİD♒
♒68.BİAİD♒
♒69.BİAİD♒
♒70.BİAİD♒
♒71.BİAİD♒
♒72.BİAİD♒
♒73.BİAİD♒
♒74.BİAİD♒
♒75.BİAİD♒
♒76.BİAİD♒
♒77.BİAİD♒

♒15.BİAİD♒

4.1K 656 786
By Vaveylai_Ruhl

Sınırımız aynı.

Bu arada hayran kurgu kategorisinde 31. sıradayız. Gayretinizden dolayı teşekkür ediyorum slsmslsj

İyi okumalar...

Jimin
-neden hala bekliyoruz?

-hiçbir fikrim yok.

Derken duvara yaslanmış ve kollarımı göğsümün üzerinde birleştirmiştim. Jimin biraz daha dibime girdi.

Jimin
-neden menajer nuna henüz gelmedi?

-bilmiyorum.

Dedim oflayarak. Soruları artık sıkmaya başlamıştı.

Jimin
-neden hepimiz ayakta bekliyoruz?

Derin bir nefes alarak gözlerimi kapadım.

-bunu da bilmiyorum.

Jimin
-peki neden benim kaslarım var?

-çünkü kasların var.

Jimin
-gayet mantıklı. Bu kadar zeki olmayı na.na.na..

Jimin'in cümlesini tamamlayamamasının nedeni hapşurmak için ağzını açıp kapamasıydı. Yüzü o kadar komik bir hale gelmişti ki kahkaha atmaya başladım.

(Bu kadar gülmem normal mi sksjskj)

Jimin komik bir şekilde hapşururken başımı iki yana sallayarak gözlerimi kapadım. Şu an nerede miyiz? Şu an Big Hit Entertainment Şirketi'nin en üst katında, başkanın odasındayız ve menajer unninin gelmesini bekliyoruz. Bizi -daha doğrusu Namjoon'u- aradı ve acil bir olay olduğunu söyleyerek buraya çağırdı. Bizimle önemli bir şeyler konuşmak istiyormuş.

-Eren, neden Jimin'e katlanmak yerine yanıma gelmiyorsun?

Başkan'ın sesini duyduğumda boğazımı temizleyerek yanına ilerledim. Henüz tam olarak tanışmıyorduk.

-ben Big Hit Entertainment Şirketi'nin başkanıyım. Adım Joon Hyuk.

Dedi ve gülümsedi. Bunun üzerine ben de gülümsedim.

-ben de BTS grubuna yeni dahil olan üye, Eren Akay.

Dedim ve önünde eğildim. Bunu beklemiyor olacak ki şaşırdı.

-Kore kültürünü biliyor musun?

Başımı olumlu anlamda salladığımda gülümsedi.

-saygılı olman çok güzel.

Tekrar gülümseyerek başımı diğerlerine çevirdim. Hepsi de kendi alemindeydiler.

-hepiniz buradasınız değil mi?

Menajer unninin sesini duyduğumuzda hepimizin bakışları kapıya döndü. Nefes nefese kalmış bir şekilde kapının ağzından bize bakıyordu. Elindeki tabletle birlikte seri adımlarla içeri girdi ve başkanın yanına ilerledi.

-internete düşen skandaldan haberiniz var mı?

-ne skandalı?

Hepimiz bunun gibi cümleler söylerken menajer unni başını iki yana salladı.

-bilmemeniz gerçekten şaşırtıcı çocuklar. İnternet bununla çalkalanıyor.

Derken sinirliydi. Gözleri bana kaydı ve elinde tuttuğu tableti bana doğru uzattı.

-netizenlerin yaydığı haber başlığına ve habere bakın.

Tableti elinden aldım ve sitedeki haber başlıklarına bakmaya başladım.

'BTS GRUBUNA YENİ GİREN ÜYE EREN, GRUBUN VOKALİSTİ VE DANSÇISI OLAN TAEHYUNG İLE NEDEN KAVGA ETTİ?'

'EREN GRUPTAN AYRILACAK MI? '

'ARMY'LER BU KONUDA NE YAPACAKLAR? '

'TAEHYUNG EREN'E KARŞI DAVA AÇACAK MI?'

'BTS GRUBUNA YENİ KATILAN ÜYE, NEDEN GRUBUN GÖZ BEBEĞİ TAEHYUNG'A TOKAT ATTI?'

Son okuduğum haber başlığıyla gözlerim Taehyung'u buldu. O da bana bakıyordu şaşkınlıkla.

-bu da ne demek oluyor?

Diye kükreyen başkanın biraz önceki halinden eser yoktu. Biraz önce övüyordun çok saygılısın diye ne oldu Brütüs?

-b.ben, sadece-

-sen nasıl ona tokat atarsın?! Üstelik bu haber internete yayılmış! Ne yapacağız?!

Derken odanın içinde volta atıyordu. Menajer unni de bir şeyler düşünmeye başlamıştı çoktan.

-neden ona tokat attın?

Başımı Jungkook'a çevirdim.

-sinirlenmiştim.

Bu söylediğimle kaşlarını daha da çattı.

-seni sinirlendirecek kadar ne söylemiş olabilir ki?

Başımı başka tarafa çevirdim.

-bunu söyleyemem.

-buldum.

Hepimiz menajerin bir anda sevinçle bağırmasıyla ona döndük.

-hızla bir basın açıklaması yapmalı ve haberi yalanlamalıyız.

-ama resim var ellerinde.

Evet resim vardı. Ben önden sinirli bir şekilde gidiyordum, onun da sol yanağında beş parmağımın izi vardı.

Sert vurmuşum demekki. İyi olmuş.

-o durumu da bir şekilde kurtarırız. Mesela bir anti fan yaptı ve Eren de Taehyung'u son anda kurtardı gibi bir yalan ortaya atarız.

-Bence olur.

-bence de.

Hadi bakalım... Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete.

♊♊♊

Ve evet, yine başlıyoruz. Şu anda büyük bir masaya oturmuş, biraz sonra başımıza gelecekleri bekliyorduk.

-o tokatın hesabını senden keseceğimi biliyorsun değil mi?

Kulağıma doğru fısıldayan Taehyung'la bakışlarımı ona çevirdim. Sinirliydi.

-sen o tokatı hak ettin.

Kaşları daha da çatıldı.

-o takatı hiçbir şekilde hak etmedim.

-bana s*rtük dedin.

Dedim sinirle. Omuz silkerek geriye yaslandı.

-olabilir, bu bana tokat atma hakkını vermez sana.

Hayır yani insan en azından birazcık utanır, birazcık sakınır ama yok! Adam her türlü kendini haklı çıkarmaya çalışıyor.

-bunu başka bir kıza söyleseydin seni kesinlikle öldürmüştü. O yüzden tokat az bile kaldı sana.

-ama şansa bak ki sen kız değil, 18'ine yeni girmiş bir erkeksin...

-seni-

Diye başladığım cümleyi içeri giren muhabirler kesti. Hızla kendilerine ayrılan koltuklara oturdular ve yapacağımız açıklamayı beklemeye başladılar. Menajer muhabirlere döndü.

-öncelikle hepiniz bu basın görüşmesine hoş geldiniz. Bildiğiniz gibi yalnızca birkaç gün önce yapılan hayran buluşmasında BTS grubunun vokalisti ve dansçısı Kim Taehyung, bir diğer adıyla V bir kaza geçirdi. İnternete yayılan habere ve çekilen resimlere göre olayın suçlusu gruba yeni katılan Eren olarak gösteriliyor. Buyrun, gerçeği bir de onların ağzından dinleyelim.

Taehyung oturduğu yerde öne doğru kaydı ve ellerini masanın üzerinde birleştirerek ciddi bir şekilde kameralara doğru konuşmaya başladı.

-Eren'in kalabalıktan dolayı miğdesi bulandığı için alışveriş merkezinin arka tarafına, yani hayranların olmadığı tarafa giderek biraz nefes almak istedi. Ben de onu merak edip peşinden gittim. O sırada da bir antifan çıktı ve bana bir şeyler söylemeye başladı. Tam hatırlamıyorum ama hakaret ediyordu. Gözüm o an anti fanın arkasından gelen Eren'e takıldı. Zaten o sırada da antifan bana tokat attı. Sonra Eren arkadan kızın omzundan tuttu ve ileri savurdu. Ondan sonrası da hızla gelişti zaten. Antifan kaçtı. Eren de tokata bakmak adına bana yaklaştığında fotoğraf çekilmiş ve sanki o bana tokat atmış gibi gösterilmiş. Anlayacağınız yalan. Hem... Bir erkek tokat değil yumruk atar.

Dedi ve göz ucuyla bana baktı. Gözlerimi kaçırdım.

-peki aranızın bozuk olduğu doğru mu?

-hayır, şu anlık iyi anlaşıyoruz.

Bu sefer başka bir muhabir bana döndü.

-siz gruba alışabildiniz mi?

-evet, bana çok iyi davranıyorlar. Yani alışmaya çalışıyorum.

-kendi ülkenizi özlüyor musunuz.

Başımı sallayarak masaya bakmaya başladım.

-evet. Annemi, babamı, ağabeyimi... Hepsini özlüyorum.

Dedim üzgünce. O sırada menajer unni araya girdi.

-tamam, bu kadar soru yeter çocuklar. 

Dediğinde birkaç güvenlikle birlikte muhabirlerin arasından sıyrılarak dışarı çıktık. Bu işi de atlattık.

JİMİN

Hey, orada kimse var mı?

Derken sesim korku dolu çıkmıştı. Bay Bobs'a daha sıkı sarıldım. Ben buraya ne zaman geldim?

-aaaçç...

Duyduğum ürkütücü sesle adım atmayı kestim ve olduğum yerde kaldım. 'aç' mı? Cidden mi?

-sen kimsin?

Dediğimde sesim tüm evin içine yankılanmıştı ve bu gerçekten korkutucuydu.

-beeeen, senin kas koruyucunuuuum.

Kas koruyucusu? Başımı aşağı eğdim ve tişörtümün içinden bile belli olan seksi kaslarıma baktım. Eğer bir kas koruyucum varsa gerçekten şanslıyım çünkü kaslarım üzerinde değişik fanteziler kuran sapık sasaenglerim var.

-sana aç dediiiim.

Sert bir şekilde yutkundum ve Bay Bobs'a daha çok sarıldım.

-neyi açayım!?

Bir kahkaha sesi duyduğumda eğildim ve Bay Bobs'ın kulağına doğru konuşmaya başladım.

-Bay Bobs, sen de korkuyor musun?

Bay Bobs bana doğru kafasını çevirdi.

-tabiki korkuyorum seksi Jimin, korkutucu bir yakışıklılığın var. Vooağr!!

Yüzümde duyduklarımdan memnun olan bir ifade belirdi.

-evet bunu biliyorum fakat ben şu sesi olup görüntsü olmayan kişiden bahsetmiştim.

Bay Bobs gözlerini devirdi.

-evet, ondan da korkuyorum fakat senin vahşi çekiciliğin daha da korkutucu. Voaağrr!!

Dedi ve sonunda kükredi. Bay Bobs'u kendimden biraz uzaklaştırdım. Neden bana sarkıyormuş gibi hissediyorum?

-sana aç dedim Jimiiin...

-neyi açayıııım.

Dedim tekrar. Bu sefer ben de onun gibi sesimi kalınlaştırıp kelimeyi uzatmıştım.

-kaslarınıııı...

Dediğinde gözlerimi devirdim.

-biliyorum, karşı konulamaz bir çekiciliğim var ama kaskarımı herkese göstermiyorum.

-göstermezsen ben açarıııım...

-açabilirsen aaaaçç...

Tekrar onu taklit ettim ve sırıttım. O sırada önümde bir silüet belirdi. Kısaydı ve uzun saçları vardı ki kısa olmasının nedeni benim uzun boyumdan da kaynaklanıyor olabilir. Silüet bana doğru bir adım attığında vücudum gerilmeye başlamıştı.

Ya benim her gün özenle nemlendirici ve krem sürüp sevgi beslediğim kaslarıma dokunursa. O zaman yaşayamam.

Silüet bana doğru bir adım daha attığında gözlerim kocaman açıldı. O...

Aybüke!!

-u.uzak dur benden!

Aybüke büyük bir kahkaha attı ve bir adım daha yaklaştı.

-kaslaaaarrr...

Bir adım daha geri atacaktım fakat bacaklarımı hareket ettiremiyordum! Kımıldayamıyordum. Omo!

-kaslarını seviyorum ama kürkümü kaslarından daha çok seviyorum seksi Jimin. Vooağr!

Bay Bobs elimden atlayıp kaçmaya başladığında başımı tekrar Aybüke'ye çevirdim. Tam dibimdeydi!!!

-A.aybüke, b.bak anlaşabiliriz. Sana bir kere gösteririm, karşılığında beni bırak.

-kaslaaar...

Dedi ve tişörtümü hayvani bir güçle yırttı. Bağırmaya çalıştım fakat bağıramıyordum. Tanrım, önceki hayatımda çok büyük bir suç işlemiş olmalıyım!

Aybüke baklavalarımı öpmeye başladığında hala bağıramıyordum.

Kaslarıma tecavüz etti!!

Bir daha ARMY'lerin yüzüne nasıl bakabilirim. Kendimi ihanet etmiş gibi hissediyordum.

Baklavalarımda ıslaklık hissettiğimde dondum kaldım. Ne!

-hav hav.

Olamaz. Hem havlıyor hem de baklavalarımı yalıyor. Bu iğrenç.

-hav hav.

Hızla gözlerimi açtığımda kan ter içerisindeydim. Bu... Bu çok korkunç bir kabustu. Tam yerimden kalkacaktım ki baklavalarımın üzrinde bir ıslaklık hissettim. Ne! Yoksa rüya değil miydi?!

Korkarak başımı aşağı indirdiğimde baklavalarımın üzerinde uyuyan Puppy'i gördüm. Baklavalarıma salyalarını akıtıyordu ve rüyasında her ne görüyorsa arada yalıyordu.

Rüyasında kemik görme ihtimali?

Beni kemik sanıp ısırma ihtimali?!

Hızla onu üzerimden attım ve yataktan kalktım. Ardından aynanın karşısına geçip baklavalarıma baktım.

-ah... Size bir şey olacak diye çok korkmuştum.

Dedim ve onlara gülümsedim. Ne!! Her insan kaslarıyla konuşur.

-Jimin, kendine hallenmeyi bırakta kahvaltıya gel.

Diyen Jhope hyungla gözlerimi devirdim.

Bu rüyanın bir anlamı olmalıydı. O Aybüke denen kızdan kesinlikle uzak durmalıyım.

EREN

Oflayarak ayağa kalktım. Bugün neden bu kadar sıkıcı? Yaklaşık iki metre yanımdaki yatağa baktım. Suga her zamanki gibi uyuyordu ya da uyuma numarası yaparak gelecekteki mutant robot arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Belki... Belki dikkatini çekebilirim.

-Suga hyung.

Ve tepkisiz bir surat. Tekrar bağırdım.

-Suga hyung.

-hm..

Gözlerimi devirdim. Bari bir kelime söyle hm ne abi?!

-Suga hyung.

-ne var Eren ne?

Dedi başını kaldırıp bana bakarak. Tek gözü kapalı, kaşları çatılmış bana bakıyordu. Bu haliyle oldukça tatlı ve robotik görünüyordu.

-canım sıkılıyor hyung.

-umrumda değil.

Evet, tam da Suga'dan beklenildiği gibi. Tam bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ki kapı çalınmadan bir anda açıldı. Başımı kaldırdım ve gelene baktım.

Taehyung!

Evet, Suga'nın sınırlarına girme cesareti gösterdiğine göre kesinlikle bir şey isteyecek.

-Eren, hemen beni takip et.

-neden bunu yapayım?

Dedim gözlerimi devirerek. Aynı şekilde gözlerini devirdi.

-çünkü yapmazsan olacakları biliyorsun.

Oflayarak ve ayağa kalktım. Ardından onunla birlikte odadan çıktım. Kim bilir ne isteyecek.

-ne istiyorsun?

-sadece beni takip et baş belası.

Dedi ve merdivenlerden inmeye başladı. Ben de onu takip etmeye başladım. Gerçekten meraklanmıştım. Acaba benden ne isteyecek?

Belki de özrümü kabul etmiştir.

Bu düşüncenin üzerine sifon çektim. Bu kesinlikle mümkün değil.

Mutfaktan içeri girdiğimizde bana tezgahı gösterdi.

-bu akşam benim yerime sen yemek yapacaksın.

Kaşlarımı çattım.

-yok ya, benim sırama daha var. Haksızlık yapma.

Kaşları alayla havaya kalkktı.

-ne yani, yapmayacak mısın?

Omuzlarımı düşürdüm.

-iyi be. Ama beş dilek hakkından biri gider.

Sırıtarak kolundaki saate baktı ve tekrar bana döndü.

-iki saat içinde senden bu masayı donatmanı istiyorum. Aksi taktirde senin hakkında daha kötü planlarım olacak.

Diyip dudak büktü. Gözlerimi devirdim.

At ağızlı şomar!!

Evet, bence ona yakışıyor.

-tamam be tamam. Ama ben Kore'ye özgü yemekler yapmayı bilmiyorum.

Bir süre düşüdükten sonra sırıttı.

-o zaman istediğin yemeği yapabilirsin. Tabi bizim damak zevkimize uyması şartıyla.

Dedi ve mutfaktan dışarı çıktı. Sinirle telefonumu cebimden çıkardım ve Aybüke'yi aradım. Bir çalmada açtı.

-alo.

-Aybüke hemen bir yerlerden ekmek bul ve BTS'in evine gel.

-ekmek mi?

Kabul ediyorum şaşırmakta haklı.

-evet ekmek. Türkler için olan özel yerleri biliyorsun bulursun oradan.

-peki BTS evde mi?

Evet sormak istediği asıl soru en başından beri buydu.

-evet Aybüke, hadi Aybüke, çabuk Aybüke.

Dedim ve telefonu kapadım. Ardından da sandalyelerden birine oturup beklemeye başladım.

On dakika. Yemin ederim yarım saatlik yolu on dakika da gelmişti. Sanırım konu BTS olduğunda onun için her şey mümkün olabiliyor. Ne diyebilirim ki, bu kız ve kas sevdası...

Ayağa kalkarak mutfaktan dışarıya çıktım. Kapıya doğru ilerlerken salonda oturup televizyon izleyen çocuklara baktım. Daha doğrusu Taehyung'a. Salonun ortasına oturmuş bir elinde kumanda, diğer elinde portakal suyu, ayaklarını ortadaki sehpaya uzatmış televizyon izliyordu. Gözlerimi devirdim.

-bari kapıyı açsaydın soğuk nevale.

-senin gibi bir hizmetçim varken neden ben açayım baş belası.

Doğru söze ne denir.

Paytak adımlarla kapıya ilerleyerek kapıyı açtım. Açar açmaz Aybüke hızla içeri girdi. Kapıyı kapadım ve ona döndüm.

-iyi ki geldin. Yardımına ihtiyacım var.

-ne yardımı yapacağım. Çocukların tişörtlerini mi yıkayacağız yoksa? Olur, ben hemen onların üzerlerindekileri de çıkarıp geliyorum.

Dedi ve içeri doğru bir adım attı. Kolundan tutup onu durdurdum.

-onu da başka zaman yaparız ama şu an bana başka bir konuda yardım etmelisin.

-söz verdin bak yapacağız.

Dedi kaşlarını kaldırarak. Başımı sallayarak elindeki fileyi aldım.

-tamam tamam yapacağız. Önce mutfağa gel ve bana yardım et.

Üzerindeki tirençkotu çıkardı ve mutfağa doğru ilerledi. Ben de peşi sıra ilerlemeye başladım. Mutfağa girer girmez tezgahın üzerine hazırladığım malzemelere baktı ve bana döndi.

-ee ne yapacağız?

-şimdi, bu Taehyung yemek yapma sırasını benim üzerime attı. O yüzden iki saat içerisinde akşam yemeği hazır olmalı.

Aybüke kollarını göğsünün üzerinde birleştirerek kalçasını tezgaha yasladı.

-neden sana yardım edeyim.

Gülerek fileyi küçük masanın üzerine koydum.

-eğer yardım edersen üyeleri yemeğe senin çağırmana izin veririm.

Sevinçle ellerini çırptı ve tezgaha ilerledi.

-hadi başlayalım.

-öncelikle hedefimiz menemen yapmak. Onlara bol tereyağlı menemenin mütüşmelliğini göstereceğiz. Sen şu domatesleri rendelemeye başla.

Dedim ve dolaba ilerledim. Dolabın kapağını açtığım sırada adımı duymamla arkamı döndüm.

-Eren? Ne yapıyorsunuz burada?

Jungkook gözündeki yuvarlak camlı gözlüklerle kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu ve bu gözlükler ona çok yakışmıştı. Onu ilk defa gözlük takarken görüyordum.

Gülümseyerek tezgahın üzerini işaret ettim.

-şey, yemek yapıyorduk.

-yemek yapma sırası V hyungtaydı.

Başımı sallayarak dolap kapağını kapadım.

-ona yardım etmek istedim.

Dedim masumca. Gülümsedi.

-yardıma ihtiyacın olduğunda beni çağırabilirsin.

-peki, sağol.

Dedim ve tekrar dolabın kapağını açtım. Bu akşam menemenimle herkesi mest etmeliyim.

TAEHYUNG

Jungkook mutfaktan çıktıktan sonra yanıma geldi ve koltuğa oturdu. O kızla bu kadar ilgilenmesi sinirlerimi bozuyordu. Ne buluyorlar onda anlamıyorum. Herkes etrafında dolanıyor.

-hyung iyi misin?

-ona karşı neden bu kadar iyisin.

Dedim birden. Sorumla afallamıştı.

-bir nedeni yok, kardeşim gibi görüyorum. Asıl sen neden bu kadar kötüsün? Farkında mısın o geldiğinden beri hep somurtuyorsun. Eski eğlenceli Taehyung nerede?

Gözlerimi devirdim.

-o kız olmasa yine eskisi gibi olacağımı biliyorsun.

-kız?

Dudaklarımı ısırmya başladım. Aferin Taehyung harika gidiyorsun.

-şey, bilirsin işte onunla dalga geçmek için söylüyorum.

Bir şey söylemeden önüne döndüğünde derin bir nefes aldım. Kız olduğunu benden başka kimse öğrenmemeli.

Sizce bir dahaki bölüm Eren'in yaptığı yemek hakkında ne düşünecekler?

Eren'in kız olduğu gerçeğini sıradaki öğrenecek olan üye kim?

Jimin'in rüyası mı Elif'in rüyası mı sksksksj

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

Hepinize BTS'li günler🐵

Continue Reading

You'll Also Like

382K 31.5K 26
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
244K 21.7K 27
Son sınıf öğrencisi Jungkook part time olarak girdiği kafede patronu Kim Taehyung'u çıldırtmayı seviyordu. Omega Jungkook Alfa Taehyung Hayrankurgu#1...
43K 6.7K 29
[🥼🔬] [theoretically lab] kim taehyung, stajyer jeon jeongguk'un tam bir virüs olduğunu düşünüyordu.
765K 63.5K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar taekook