Bu bölümü sizi mutlu hissettiren şarkı ile okuyun, Premseslerim!
Hepinizi Kocaman Seviyorum. ❤
"Bak yanaş diyorum,sana diyorum!Kime diyorum ?"
"Abla." diyen Cansu'ya döndüm.
"Efendim ablacım ?" dedim imayla.
"Bu sesle şarkı söylüyorsun.Onu geçtim, şarkıyı bir yerlerinden atıyorsun.Hadi bak geçilecek gibi değil ama bunu da geçtim, bunu sokak ortasında yapıyorsun.İnsanlar korkup karşı kaldırıma geçiyor."
"Ben olsam bende beni görünce karşı kaldırıma geçerdim.Kimse benimle aynı kaldırımda yürüyemez.Kendim bile."
Tam o anda yanımdan yürüyen kediyi fark ettim.
"Hiştt!!Kıştt!Bak git, yoksa ben götürürüm!"
"Tehtid anlayışına bittim."
"Sen zaten hep pili bitik bir kız oldun.Dedim ben daha doğarken buna fazladan pil takın diye, ama dinleyen olmadı."
"Ciddiye alınacak bir tipin yok, ondandır."
"Cansu vurdu gol oldu." dedim ellerimle alkışlarken.
Doğal olarak.
Siz hiç ayaklarıyla alkışlayan birini gördünüz mü ?
Tamam, belki gördünüz.
Sahi, gördünüz mü ?
"Ne ?" dedi Cansu şaşırarak.Sonra devam etti.
"Senin burda laf sokman gerekiyordu, iyisin değil mi ?"
"Çok güzel laf soktun, laf sokasım gelmedi.Demek ki iyi yetiştirmişim.Ah, teşekküre gerek yok tatlım!" dediğimde gözlerini devirdi ve çantasını omzunda sıkılaştırıp, yürümeye devam etti.
Bende kaldırımdaki sarı çizgilere basmadan yürümeye başladım.
Ne? Sarı rengini sevmiyorum.
İtici geliyor.
Sarı, arı çeker.Arı'da sokardı.
Deneyimlerimden söylüyorum, kesinlikle sarı giymeyin!
Özellikle yazda ve yazlıktaysanız!
Anılara dalıp gitmişken, bir anda sağ bileğimde hissettiğim baskıyla çığlık attım.
"Abla!"
Yanımdan hızla geçen arabaya, bakakaldım.
"Abla,iyi misin ?!"
"Çok iyiyim Cansu, anlatamam."
Gözlerim sulanmıştı.
O gerizekalı araba, ya da direk arabanın sahibi öylece elime geçirmiş ve gitmişti.
Allah aşkına, benim bileğim ve elimle alamadıkları neydi ?!
"Mira!"
Gel, gel sende gel.Herkes gelsin.
Sinirle inledim.
"Ne oldu? İyi misin sen ?!"
"Hangi ara geldin sen ya ?" dedim, bakışları Cansu'ya dönünce dişlerimi sıktım.
"Tabi ya, Cansu." dedim ve sonra devam ettim.
"Hangi ara be Cansu ? Yoksa hissettinde daha önceden mi aradın ?"
"Onu bunu boşver,yürü gidiyoruz."
"Nereye ?"
"Tokyo'ya! Nereye olucak, hastaneye Mira."
"Tokya, daha iç açıcı geldi."
"Mira, yürü!"
"Koşsam ?"
"Koşucam şimdi ben sana!Yürüsene!Hiç mi acımıyor canın ?"
"Sen yanımdayken mi ? Hayır."
Bakışları yumuşarken, beni kollarının arasına aldı.
"Çok seviyorum." diye fısıldadı.
"Hayır." diye fısıldadığımda, göremesemde kaşlarını çattığını biliyordum.
"Ne demek hayır ?"
"Çok sevmiyorsun Kerem Soylu, çok güzel seviyorsun." diye fısıldadım.
"Güzeli sevmek, sevaptır." dediğinde kıkırdadım.
"O anlamda dememiştim." dedim başım boynuna gömülüyken.
"Olsun,ben her iki anlamdan aldım onu."
"Peki." dedim sersemlerken.
"Uykun mu var senin ? Üstelik bütün derslerde uyumuşken ?"
"Ne yapayım? Uykuyu seviyorum."
Elimin altındaki kaslar kasılırken, kerem nazikten uzak bir tabirle, beni kendinden uzaklaştırdı.
"Ne dedin sen ?"
"Dedim ki uykuyu se- Bir dakika.Bana beni, uykudan kıskanmadığını söyle." dedim hayretle.
"Seni uykundan kıskanıyorum, Seni nefesinden hatta kendimden bile kıskanıyorum Mira Soylu.Bu yüzden sadece beni sev.Ve biliyor musun ?Çok şanslı bir erkeğim."
"Şanslısın tabi." diye mırıldandım, sonra devam ettim.
"Altında BMW var."
"Ve Mira yine, bütün romantizmin içine eder."
Gözlerini kısmış bizi alkışlayan Cansu'ya, sinirle baktım.
"Sana ne kızım.Kalk git yavuklunun yanına."
"Yavuklu? Allahım sana geliyorum."
"Gelicem şimdi ben sana!Uza!"
"Tamam, tamam." diyip yürümeye başlayan Cansu'yla, gözlerimi devirdim.
"Son üç gün." diye fısıldadı Kerem. "Hazırsın değil mi?"
"İki hafta öncesinden." dedim kıkırdarken.
Neredeyse bir haftadır, her gün aynı soruyu soruyordu.
"Doğru ya." diye mırıldandı.
"Kerem." diye mırıldandım, kollarının arasından istemeyerek çıkarken."Gelmek istediğinden..emin misin ?"
"Sen yanımdayken mi ?Evet."
Benim sözümü, değiştirip bana kullanmıştı.
"Neyse, hadi yürü gidiyoruz."
"Nereye ?"
"Hastane."
"Tok-"
"Mira!"
"Aman tamam be!"
Beni kollarının arasına aldı ve arabaya doğru yürümeye başladı.
"Öne mi bineyim ?" diye mırıldandım bir anda.
"Yok üstüne bin, istiyorsan?"
"Şakacı çocuk seni." diye mırıldandım.
Arabaya yavaştan bindikten sonra,koltuğa kuruldum.
Altımda BMW vardı.
O zaman benim altımdaydı.
Yani ben BMW'den üstündüm.
Çekil kenara BMW, ben senin üstünüm!
Iıı..saçmaladım, değil mi?
Pekala.
"Mimiklerinden korkmaya başlıyorum." diye mırıldanan Kerem'e döndüm.
"O niye?"
"Bir kaşlarını çatıyorsun,bir sırıtıyorsun,gözlerini felan deviriyorsun.Yeterli mi ?"
"Yeterli." diye mırıldandım.
Sonra bir anda kahkaha attım, Kerem'de ardından kahkaha attı.
Biz böyle gülerken, arkadan korna sesi gelmesiyle kaşlarımı çattım.
"Ne bu korna?"
"Kenara çekilmemizi istiyor galiba?" dedi Kerem anlamazca.
"Kerem." diye mırıldandım."Araba Zaten yolun kenarında park edili."
"Bilmiyorum Mira." dediğinde, sinirle soludum.
Arabanın kapısını sert bir şekilde açarken, içimden özür diliyordum.
Seri adımlarla arkadaki arabaya ilerlerken, sürücü koltuğunda oturan kişiyi görmemle kaşlarımı çattım.
O ise, sırıtmakla meşguldü.
"Sıfatsız." diye mırıldandım.
Arkadan gelen kapı kapanma sesiyle, Kerem'in de arabadan indiğini anladım.
Belime dolanan ellerle sırıtırken, Ece'ye döndüm.
Yüzündeki sırıtış yok olurken, direksiyona vurduğunu gördüm.
Ben Kerem'e daha çok sokulurken, Kerem konuştu.
"Ece mi o?"
"Evet."diye mırıldandım, tiksinç bir sesle.
Kerem beni kollarının arasından çıkarırken, Ece yine sırıtıyordu.
Kerem, Ece'nin yanına gitti ve kapısını açtı.
Ece hızla arabadan inerken, Kerem' e sarıldı.
Donmuş bir şekilde onları izlerken, Kerem Ece'yi arbaya doğru itip kendinden uzaklaştırdı.
"Eve gidiyorsun Ece!Hemen!"
Kerem'in tepkisini anlamaya çalışıyordum.
"Ama Kerem-"
"Eve Dedim Ece!"
"Tamam." diye mırıldanıp, arabaya bindi Ece.Ardından bana son bir bakış atıp, hızla yanımdan geçti.
Son anda kenara atmıştım , kendimi.
"İyi misin?" diye sordu Kerem, tek nefeste.
"Sanırım." diye mırıldandım.
"Sanma, iyi ol."
"Sen yanımdasın, öyleyse iyiyim."
"Hadi gidelim artık, baktıralım şu bileğine." dediğinde usulca kafamı salladım.
Ardından yeniden arabaya bindik ve hastaneye doğru yol aldık.
Çok fazla trafik oluğu için, yarïm saattir yoldaydık.
Sıkıntıyla bir nefes alıp, verdim.
"Radyo?" diyen Kerem' e bir bakış attım.
"Olabilir."diye mırıldandım ve uzanıp radyoyu açtım.
Çalan melodiyle sırıtıp, Kerem'e baktım.
"Bu şarkı, benden sana gelsin." dedim ve son ses yapıp bende söylemeye başladım.
"Niyetim yoktu sana bakmaya
Mecalim yoktu aşık olmaya
Hem biraz mahcup hem çapkın bariz
Bakmasan öyle vermezdim taviz
Bir bakışta yaktın erittin cümle tövbeleri
Bir gülüşte sildin o eski yaramın izlerini"
"Sevdim ben bu şarkıyı." dedi Kerem, sırıtırken.
Bende sırıttım ve devam ettim.
"Kendime bir daha şans diliyorum
Mutluluk istiyor aşk istiyorum
Bak aşk diyorum yanaş diyorum
Kime diyorum"
"Galiba Cansu haklıymış."
"Ne konuda ?"
"Şarkıyı biryerlerimden, atıyormuşum." dedim ve kahkahayı bastım.
"Bak aşk diyorum yanaş diyorum
Kime diyorum
Niyetim yoktu sana bakmaya
Mecalim yoktu aşık olmaya
Bir bakışta yaktın erittin cümle tövbeleri
Bir gülüşte sildin o eski yaramın izlerini
Kendime bir daha şans diliyorum
Mutluluk istiyor aşk istiyorum
Bak aşk diyorum yanaş diyorum
Kime diyorum
Bak aşk diyorum yanaş diyorum
Kime diyorum"
Burada Kerem'e sırnaşmış ve yanağına ufak bir öpücük kondurmuştum.
"Bak aşk diyorum yanaş diyorum
Kime diyorum
Bak aşk diyorum yanaş diyorum
Kime diyorum
Kendime bir daha şans diliyorum
Mutluluk istiyor aşk istiyorum
Bak aşk diyorum yanaş diyorum
Kime diyorum
Bak aşk diyorum yanaş diyorum
Kime diyorum
Bak aşk diyorum yanaş diyorum
Kime diyorum
Bak aşk diyorum yanaş diyorum
Kime diyorum"
Şarkı bittiğinde uzanıp, radyoyu kapattım.
"Bizim Şarkımız?" diye sordum, Kerem'in yan profiline bakarken.
Gülümsedi.
"Bizim Şarkımız."
Bana ulaşmak için ;
İnstagram: Gizemlipremsess
Twitter: Gizemlipremsess
Youtube: Gizemlipremsess
Snapchat: Gizemlipremsess
Tumblr: ironikbirii