35. Benim Kalbim Sensin

3.1K 166 18
                                    

Bakışlarından sıyrılıp hızla klübeye girerken, kapıya yaslanarak kapının kapanmasını sağladım.Canımın acısını umursamadan hızla yere otururken, boğazımdan bir hıçkırık kaçtı.

Ben böyle olsun istememiştim ki, böyle son bulmasını.Bu nedenin sonumuz olmasını.Kalbim cayır cayır yanıyordu.

Bu kadar mı güveni yoktu bana?

"İnanmıyorum." deyişi beynimde yankılanırken, kulaklarımı kapadım ve hıçkırarak ağlamaya başladım.

"Mira!"

Sena'nın ayak sesleri git gide yaklaşırken, daha çok ağlamaya başladım.Sena'nın kolları beni sararken, omzuna sığındım.

"Hey, iyi misin sen fıstık?"

"I-ıh" diye mırıldandım hıçkırıklarımın arasından.

"Ne oldu beş dakika da?"

"Neler olmadı ki." diye mırıldandım, ondan ayrılıp önüme düşen saç tellerini kulağımın arkasına sıkıştırırken.

"Anlatmak ister misin?"

"Belki sonra." dedim kafamı iki yana sallarken.

"Gel yatağına gidelim." diye mırıldandı, ellerini bana uzatırken.İç çektikten sonra ellerini tuttum ve oturduğum yerden doğruldum.

Yatağa girip pikeyi sonuna kadar üstüme çektikten sonra bacaklarımı kendime çektim ve gözlerimi sımsıkı yumdum.

Belki içimdeki acıyı dindiremezdi ama gözlerimdeki fiziksel acıyı bir nebzede olsa dindirebilirdi.

Uzun bir süre aynı pozisyonda kaldıktan sonra yavaş yavaş uykumun geldiğini hissettim.Ardından daha fazla direnmeden kendimi uykununun kollarına bıraktım.

*****

Gözlerimi araladığımda, etraf daha aydınlanmamıştı.Gerinerek yatakta doğulduktan sonra, komidinin üzerindeki saate baktım.

04:53.

Derin bir nefes aldım ve önüme düşen saç tellerini kulağımın arkasına sıkıştırıp, elimi yorgana sert bir şekilde bıraktım.

Ruh.

Sanırım şuanki halimi tanımlayabilecek en iyi kelime bu olurdu.

Ruh'tan farkım yoktu.

Ölü bir ruhtan.

Yorganı üzerimden atıp klübedeki ufak banyoya yöneldim.Elime bir avuç soğuk su alıp yüzüme çarptım.Suyun etkisiyle titrerken, gözlerimi araladım.Gözlerim kızarık, altları şişikti.Ellerimi lavabonun soğuk zeminine koyduktan sonra, kafamı iki yana salladım.Olanları düşündükçe, vücuduma ağrılar saplanıyordu.En çok kalbime değiyordu o ağrılar.

Banyodan çıktığımda, hava hala aydınlanmamıştı.Bunu umursamadan dolabıma yôneldim ve spor şort ve da karar kılıp, üzerime geçirdim.Saçlarımı yukarıda topuz yaparken, tek bir tel tokayla tutturdum.Ayaklarıma spor ayakkabılarıda geçirdikten sonra telefonumu odada bırakıp, klübeden ayrıldım.

SAHADAKİ PRENSES Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ