DİKKAT KATİL VAR!!

By gumballpsikopat

8M 307K 95.1K

"BUNU YAPAMAZSIN!" diye bağırdım karşımdaki adama doğru. Bi katile bağırmak ne kadar mantıklı onu da siz düşü... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
GELECEK BÖLÜMDEN KESİT
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
2. Kitap Alıntısı
Bölüm 41
Sosyal Medya
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
ÖNEMLİ!
Bölüm 47
GELECEK BÖLÜMDEN KESİT
Bölüm 48
Bölüm 49
DUYURU!
Sorular Part 1
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Duyuru!
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Duyuru!
Bölüm 58
Bölüm 59
FİNAL!
Kitap kapağı

Bölüm 3

174K 6.6K 2.5K
By gumballpsikopat


Tekrardan merhaba :) Multideki Ayça, iyi okumalar


ZIRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRR..

"Sıçayım böyle saat çaların içine" dedim ve yataktan zorlanarak kalktım.

Normal insanların saat çaları DIIIIIIT gibi çalar, ama bizimki 2. Yüzyıldan kalma(!) olduğu için bozuk bozuk çalıyordu. Babama dedim ki 'Ben kendi paramla alayım' dedim ama o bana 'Bantla' dedi. Bende salak gibi bantladım.

Karşımdaki yatakta Mira boz ayı gibi uyuyordu. Mira benim ablamdı, kendisi şuan üniversite 2 yi okuyor. Hayır anlamıyorum o bu zeka ile nasıl buralara kadar geldi?

Ayağımın altındaki pofuduk terlikleri değilde onun yanında duran annemin terliğini elime aldım. Yazık anneme, terliğini burda bırakmış.

Elimdeki terliği gelişi güzel fırlattım.

"AAAAH" dedi Mira ve ayağa kalktı. Tamam yanlışlıkla poposuna gelmiş olabilir ve çok sert atmış olabilirim ama bu benim suçum değil. Hepsi Amerikan ın oyunları..

"Günaydın abla" dedim ve beni dövmeden önce tuvalete koştum.

"Seni öldüreceğim" diyerek benim arkamdan koştu.

Kafama geçirdi, bu biraz acıttı!

Hepsi, bu tuvalette kim varsa, onun suçuydu. O olmasaydı bu tuvalete gireblir ve hemen kilitleyebilirdim.

Tuvaletin kapısı açıldı ve içerden... Kağan çıktı.

Kağan benden 1 yaş küçük olan kardeşimdi.

"Gerizekalı senin yüzünden ne durumlara düştüm" dedim ve tuvalete girdim.

"ÖHH ÖLÜYOM, ATOM BOMBASI HER NEYSE ONDAN PATLATMIŞLAR BU KOKU NE?" dedim ve tuvaletten çıktım.

Cevap vermeden kendi odasına girdi.

Ablam omuzlarını silkti ve sanki tüm istediklerini tamamlamış gibi artistlikle odasına girdi.

"Hormonlu ergen kılıklı maymun seni" dedim ve bende tuvalete girdim. Bu sözleri tabi ki de kardeşim olduğu için dedim.

*

Moralim düşündüğümden bozuktu. Apartmandan dışarı çıktım ve bizimkileri beklemeye başladım.

Ege ve Alya aynı apartmanda oturuyordu ve aileleri çıktıklarını bilmiyordu.

Selin ise.. O da bizim karşıdaki apartmanda oturuyordu.

Ege ve Alya el ele tutuşarak geldiler.

"Selin bugün gelmeyecekmiş" dedi Ege.

"Onun yerine ben geldim" dedi bi ses.

Alya nın arkasına baktığımda Ayçayı gördüm.

"Geldi yine tipine soktuğum" dedim çaresizlikle.

*

"Sadece 1 hafta buradayım, bu kadar üzülmenize gerek yoktu" dedi ve kahkaha attı.

Ayça her zaman ki gibi yüzüne anlamdıramadığım kadar makyaj yapmıştı ve kısa şort giymişti. Şimdi neden şorta kısa dediğimi soracaksınız çünkü şort zaten kısadır ama bu şort.... fazla kısa.

Yüzümü buruşturdum, eğer benim sınıfa gelirse asla derslere girmem.

"Nereye gidersin git" dedi Alya iğrenti dolu sesiyle. İkinci defa ona katılıyordum. O da böyle yavşakları sevmiyor.

Okul bahçesine ilk adımızı attığımızın an, tüm yavşaklar mı desem sapıklar mı desem, Ayça ya bakmaya başladı.

Aslında Ayça nın giydiği topuklu seslerinden bize dönmüş olabilirler.

Ayça kendinden emin adımlarla, bizi yok sayarak, okula girdi.

"Selinle zaten kavgalıyım, bi de bu mu şimdi?" dedim ağlamaklı sesimle.

"Haklısın ama yapabileceğimiz bi şey yok" dedi Alya. Ben bu kızı sevmeye mi başladım... Hayır.

"Tövbe yarabbim, ikiniz iyi anlaşıyorsunuz... KIYAMET KOPACAK" diye böğürdü Ege ve okula koşarak girdi.

"Salak" dedim ve gözlerimi devirdim.

Okula girerken Alya benden uzaklaştı ve grubuna gitti. Ege de zaten Berke lerle konuşuyordu.

İçim bi an kötü oldu, Selin i özlemiştim.

Kimseyi takmayarak sınıfıma gittim ve kapısını çaldım. Hayır, ben nasıl geç kaldım ki?

"Gir" dedi hoca.

"Ay yine mi matematik?" dedim fark etmeden sesli düşünerek.

"Bi problem mi vardı Bestecim" dedi hoca gözlerini kısarak. Yüzümü buruşturdum.

"Yok hayır hocam, sizin ışığınızı görmek bana fazla iyi geliyorda, hani her şeyin fazlası zarardır ya?" dedim 360 derece dönerek.

"Oha nasıl bi dönüş bu?" dedi arka sıralardan birisi. Konuşana baktığımda Ayça olduğunu gördüm.

Furkan ın yanında oturuyordu. Sırama geçip oturdum. Bi dk... FURKANIN YANINDA OTURUYORDU!

Asla ama asla yanında birisini istemeyen Furkan ın yanında oturuyordu.

Bu terslikte bi terslik vardı ve bu hiç iyi bi şey değildi.

YAZARDAN

Selin bugün okula gitmemişti ama Ayça gitmişti. Ayçanın da haberi yoktu bu teklif konusundan.Ayça ile Beste nin iyi anlaşamadığını biliyordu ve her ikisininde nedenini biliyordu.

Bestenin Ayçadan nefret etme sebebi onu çok yapmacık bulması ve iddia ettiğine göre iki hatta daha fazla erkeği aynı anda yürüttüğünü görmesiydi.

Ayça ise Besteyi kıskanıyordu. Onunla daha iyi geçindiğini görüyor ve kıskanıyordu ama bu kıskancının altında çok farklı şeyler vardı. Ama Selin bunu bilmiyordu.

Ayça ile Onur önceden tanışıyorlardı. Bu tanışma sebepleri pek arkadaşça denilemezdi, daha ileriydi.

İki sene önce Onur, Beste ye aşık olmadan önce, onu ilk gördüğünde ilginç bulmuştu ve daha fazla bilgi istiyordu. Ayça ile olan bağlantısınıda biliyordu.

Onur Ayçayı ayartıp Beste ile ilgili bilgi almak istiyordu ama atladığı bi kısım vardı. Ayça Onur a aşık olmuştu.

Ayça Onur dan asla karşılık alamayacağını biliyordu ve bu durum delirmesine neden oluyordu. Bi gün Onuru Beste nin fotoğraflarına bakarken yakaladı.

Ayça sinirden küplere binmişti, öfkesini Onur a kustuğunda, Onur kükredi. Adamın sessizliği zaten korkutucuydu, bağırınca Ayça hayatında hiç korkmadı kadar korkmuştu, o günden beri Beste ye kin duyuyordu.

BESTE'DEN

Hemen gidip Selinden özür dileyeceğim, böyle olmuyo, onu çok özlemiştim.

Son dersimizdi.

Ayça denen bok kız hala daha Furkanın yanındaydı, Selin olsa kıskançlıktan ölürdü. Haa tabi o onun kuzeni, ne de olsa o yan çizmezdi ama ben çizerdim.

Sıkıntılı bi nefes aldım, böyle olmuyordu Selin benim 10 yıllık dostumdu, onunla küsemezdim, bu akşam gidip özür dileyecektim.

Ayça Selinin üst katında oturuyordu, Ayçanın aileside Selinin gibi zengindi hatta daha fazla zengin olabilirlerdi. Ayça bu yüzden evde tek başına kalıyordu, yani her yıl böyle olur.

Dersimiz Türkçe idi ve dersin bitmesine daha 30 dk vardı.

"Dersi nasıl kaynatırım diye mi düşünüyorsun?" dedi birisi fısıldayarak. Arkama baktığımda, arkamda oturan Berke nin sırrıttığını gördüm.

"Evet bana yardım eder misin?" dedim ve bende sırrıttım.

"Yalnız Müdüre gidebiliriz" dedi Berke, dudaklarını birbirne bastırarak. Gülmemeye çalışıyordu.

"Problem değil sadece şu iğrenç adamdan kurtulmama yardım et" dedim ve gülümsedim.

"BESTE ARKANA DÖNME" hocanın sesiyle zıpladım. Niye bağırıyorsunuz, hala daha anlamış değilim.

"PARDON HOCAM, ÇOK ÖZÜR DİLERİM, ARKADAŞ KALEMİNİ DÜŞÜRMÜŞTE" diye bende bağırdım. Hocalara karşı saygım vardı ama karşı sıradakiler eşek gibi anırarak gülerken hocanın bana patlaması hoş değildi.

"Bana bağırma Beste" dedi hoca ve gözlerini kısarak bana bakmaya devam etti. Hayır anlamış değilim, tüm hocaların derdi var benimle.

Seslice yutkundum.

"Şimdi Beste... kalk bakalım tahtadaki soruyu çöz" dedi hoca.

"Hocam ben çözeyim mi?" dedi Berke. Bu hocayı şaşırttı çünkü Berke hiç bi soruya kalkmaz hatta kalktığında şansına zil çalardı. Ballı lan bu çocuk.

"Ev-evet sen çöz" dedi hoca.

Berke tahtaya kalktı ve soruyla biraz bakıştı, neden anamızı ağlatacak sorular soruyorsunuz?

Hoca yüzünü sınıfa çevirdi, Berke fırsattan istifade silgiyi aldı ve soruyu sildi. Sınıf anırarak gülerken hoca bakışlarını Berke ye çevirdi.

"Hocam soruyu bence çözdüm." dedi ve koşarak dışarı çıktı ben ise gülmekten ağlıyordum.

*

Ders sonunda bitmişti, Berke ye teşekkür ettikten sonra hiçkimseyi beklemeden koşarak bizim mahalleye girdim.

Selinin olduğu apartmandan içeri girdim ve kapısını çaldım, İnşallah Ayça orda değildir çünkü onu çıkışta tam olarak göremedim.

Dairenin zilini çalarak bekledim ve sıkıntıyla nefes aldım, omzumdaki çanta ağırdı ya.

Kapı açıldı ve Selin i gördüm, gözleri kıpkırmızıydı ve dudakları ağlamakta şişmişti, noldu bu kıza?

"Selin sana noldu?" sesim çok endişeli çıkıyordu, bu soruyu sorduktan sonra hemen bana sıkıca sarıldı.

"Özür dilerim, çok özür dilerim" dedi ve ağlamaya başladı, kollarımı ona sardım ama benimde gözlerimde dolmuştu.

"Salak ağlayıp durma, sümüklerin okul tişörtüme geliyor" dedim gülerek, o da ağlasada komik bi şekilde güldü.

VOTE VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN :D

Continue Reading

You'll Also Like

547 91 19
Melez, Mirasçı, Rüya Gezen ya da Karanlık Soyun Tek Vârisi... Tüm bunlar tek bir kişiye yüklenen birer sıfattı. Fakat onun için birer sıfat değil, bi...
Ailem By F.A.Y

General Fiction

962K 52.3K 37
17 yılını ailesi sandığı yanlış insanların yanında geçiren Asi, gerçek ailesiyle tanıştığında özlem duyduğu duygularına yeniden kavuşabilecek mi? Yen...
63.4K 4.1K 89
Heyyo! Bu benim ilk hikayem ve çok heyecanlıyım. Tabii ki Sen Çal Kapımı dizisinden esinlenerek yazdım. Fakat orada senarist EdSer'i sürekli ayırıyor...
5.3K 227 7
tek bölümük büyük eğlence