Selamın Aleyküm arkadaşlar :))) Yeni bölüm geldi,iyi okumalar. Vote ve yorum yapmayı unutmayın. Multideki Selin
Selin i bilmesem beni kıskandığını zannedicektim. Derslerde, teneffüslerde hatta hoca bana 'KAPA LAN ÇENENİ' gibi baksada konuşmaya çalıştım ama nafile.
Sorularıma "Evet" veya "Hayır" gibi cevaplar veriyordu, okulun en çok carcar eden kızıydı bu.
Tamam Furkan dan deli gibi hoşlanıyordu ama benden niye bu kadar şüphe ediyordu? Ben bunu kimseye özelliklede can dostuma yapmam.
"Selin daha ne kadar böyle davranacaksın?" dedim hafif sinirlilikle. Allah Allah, sanki ben istedim Furkan ın beni savunmasını.
"Nasıl davranıyormuşum?" dedi tek kaşını kaldırarak. Alcam o kaşı... Tabi kide ben kaşımı kaldıramıyorum diye laf etmedim saçmalamayın.
Şuanda son teneffüsteyiz ve kantindeyiz. Alya ve Ege başka masaya oturmuştu, havadaki gerginliği hissetmiş olmalılar.Ya da sevgililer diye şu vıcık vıcık şeyleri yapacaklardır.Burda söylemiyorum çünkü ben fesat değilim.
'Oha, yalandan öleceksin kızım!'dedi iç sesim.
"Bana karşı atarlanmayı diyorum, trip atmanı diyorum ne zaman bırakacaksın?" dedim şakayla. Ortamı yumuşatmaya çalışıyorum ama bunun yanlış bi adım olduğunu geç de olsa anlamıştım.
"BEN SANA ATARLANMIYORUM" diye bağırıp ayağa kalktı. Oturduğu sandalye yere düştü.
Ortamda sessizlik falan olmadı sadece bi kaç kişi bize bakmaya başladı.
"Bak, tam olarak derdini anlamış değilim" dedim ve sakince sandalyemden kalktım.
Sinirden gülmeye başladı. Korkmalı mıydım? Evet.
"Benim derdimi iyi biliyorsun" diye mırıldandı.
"Bak Furkanın bana öyle davranması önemli değil, umrumda da değil. Sen hem zaten ondan hoşlanıyorsun, sence ben buna yan çizer miyim?" dedim tek kaşımı kaldırmaya çalışırken iki kaşımı kaldırarak.
"Ben-"
"Yani benden şüphe mi ediyorsun?" dedim sessizce. İşte bu benim kalbimi fazla kırardı.
"Hayır sadece... Seni öyle savununca biraz kıskandım-"
"Biraz mı?"
"Ya tamam, Kıskandım işte! Sinirimi ondan çıkaramayacağıma göre istemedende olsa senden çıkarmışım. Özür dilerim" dedi hüzünle.
Sandalyeme geri oturdum, yere düşen sandalyesini düzeltip o da oturdu.
"Senin daha farklı bi derdin var.. Yoksa bu kadar sinirlenmezdin sen" dedim ve biraz daha eğilip mırıldandım "Oldun mu?" dedim sessizce ve kaş göz işareti yaparak.
"O kadar mı belli?" diyince kahkaha attım, o dönemlerde sinir krizleri geçirebiliyor.
"Ama başka bi şey daha var... Ayça geliyor" dedi dudağını ısırarak.
"Kuzenin olan mı?" dedim sinirle. O kızla hiç anlaşamamıştım. Sürtük! Anlaşamadığım için değil, onun iki hatta daha fazla erkeği aynı anda yürüttüğünü gördüm de.
"Başka tanıdığın Ayça yok ya?" diye terslendi. Selin Ayça yı çok seviyordu, hayır anlamıyorum benim anlaşamadığım kişileri neden bu kadar seviyo?
"Kızım onunla iyi anlaşamadığımı en iyi sen biliyorsun. İğrenç bi geçmişimiz var onunla, hem o olaylar falan olmasaydı da o kızı sevmezdim. O kız biraz... itici" dedim. Aslında sürtük falan diyecektim ama Selin bana pis pis bakınca vazgeçtim.
"Yarın bizim okula geliyo"dedi.
"O zaman onu benden uzak tut" dedim anlayamadığım sinirle. Ya o onun akrabası... Tabi ki de savunacak.
"Böyle yapmana gerek yok, biraz iyilik yapsan ne olurdu kıza?"
"Selin, kanka,anlamıyor musun? Ben onunla anlaşamıyorum" deyip sandalyemden kalktım.
"Evet ama o benim kuzenim" dedi. Bu konu bence gereğinden fazla uzadı. Bence hala Furkan derdinde kaldı.
"Beni ilgilendirmiyo" dedim. Masanın üzerindeki en sevdiğim ve hayatımda gördüğüm en pahalı atıştırmalık olan OREO yu alacakken asla yapmayacağı bi şey yaptı ve OREO larımı yere attı.
Ben şok içinde Selin e bakarken, o sinirle bana bakıyordu.
Sinirden gözlerim doldu. Onlara ben para vermiştim, hem o OREO!
Asla ama asla cesaret edemeyeceğim bi şey yaptım. Elimi yumruk yapıp burnuna geçirdim.
Yere düştü ve bi çığlık kopardı.
Sarı saçları etrafa dağılmıştı ve acıdan gözleri dolmuştu.
Ben ne yaptım? Ellerim titremeye başlamıştı.
Bu sefer kantine sessizlik çöktü.
"Bi da-daha OREOLARIMA DOKUNMA!" diye bağırdım her ne kadar sesim titresede.
Kantinciler de şok içinde bize bakıyordu, çok küçük kavgalar eden biz şuan hayatımızın kavgasını yapmıştık. Fazla abartmıştı ve bende fazla tepki vermiştim. Ama biz onlar kadar zengin değildik, hem onlar nimet!!!!
Yanıma Ege nin geldiğini bile fark etmemiştim.
"Beste gel dışarı çıkalım" dedi şefkatle. Direk kabul ettim, daha fazla burda durmak istemiyordum.
"SANA BUNU ÖDETECEĞİM" dedi Selin ağlayarak. Elim ağırdı bunu biliyorum. Yanına direk Alya koşmuştu, zaten herkesle iyi anlaşan oydu, beni kıskanmasının anlamı neydi ki?
"BOK ÖDETİRSİN SEN, SENİNLE TANIŞTIĞIM GÜNE LANET OLSUN!" dedim bağırarak. Bu ben değildim, ben ne yaptım az önce?
"Özü-" diyemedim. Dilemem gerekiyordu. Kantinden koşarak çıktım, yanıma Ege geldi.
"Ben ne yaptım?" diye fısıldadım ve Ege sarıldım.
"Tepkileriniz çok fazlaydı, ama barışırsınız" dedi o da kollarını sararken. Sesinden emin olmadığını anladım.
"Ege bu sefer olmaz, tamam küçük kavgalarımız vardı ama... Bu fazla büyüktü" dedim ağlayarak.
YAZARDAN
Selin bunu istemiyordu ama bunu yapacaktı, o yumruğu ödetecekti. Yapacağı fiziksel olmasa da ruhunu acıtacaktı Beste nin.
Barın dışarısı normal bi kafeye benziyordu ama içerisi... Tüm sapıklar ve seri katilli tipler buraya toplanmıştı.
Barın iç duvarları kırmızı ve siyah şeritlerden oluşmuştu, kız tekrar üperdi.
'Sıçıyon kızım' dedi iç sesi. Keşke iç sesini dinleyip geri dönseydi.
Şuanda az hatta hiç bilinmeyen bi barın tezgahında oturuyordu. Karşısındaki adam gölgede kaldığı için yüzünü tam olarak göremiyordu, korkunç ifadesini de görmesine gerek yoktu kızın. Buraya gelmeden önce zaten altına sıçmıştı, ikinciye gerek yoktu.
Burnu kırılmamıştı ama yine de çıkık vardı. Burnu şuan alçıdaydı.
"Teklifini kabul ediyorum" dedi karşısındaki adama doğru. Yapacağı şeyden, sonra çok pişman olacaktı.
"Buna evet demeni ne sağladı?" dedi adam hafif eğilerek. İşte o zaman tam yüzünü gördü. Adamın yanağında derin bir yara izi vardı. Gözleri kahverengiydi ve saçları dağınık bi şekide önüne geliyordu. Bu adamın ifadesini daha da dehşete çeviriyordu. Ama yinede yakışıklılığından pek bi şey kaybetmemişti.
Çok az bilen olsa da o bi katildi. En büyük cinayetleri bu adam işlemişti. Adam şüpheli bile değildi, ne de olsa Dünyanın en iyi şirketini işletiyordu. Kim şüphe ederdi ki?
Ege yi dövende buydu. Ama sadece bi uyarıydı onun için.
Selin ürperdi.
"Hiiiiç..."dedi ve dudağını ısırdı kız.
Genç adam karşısında oturan kızı inceledi. Yaşıtlarının arasında aslında çok güzel bi kızdı ama adamın tipi değildi. Doğal sarışındı ve gözleri kahverengiydi. Kardeşinin bundan hoşlanmasını anlayabiliyordu.
"Burnuna ne oldu?" dedi adam bu sefer ciddi sesiyle.
"Beste yaptı" dedi Selin. Kavga edeceklerini zannetmezdi kız.
Adam seslice bi kahkaha attı. 2 yıldır bu kızı takip ediyordu ve böyle vahşiliğini çok görmüştü. Hoşuna gidiyordu.
"Sevgilime bak sen.." dedi adam gülerek.
Adamın gülmesi bile psikopatçaydı, Beste bu adamı daha tanımıyordu bile! Tanımadan sevgilisi edinmişti.
"Ne zaman başlayacağım?" dedi Selin. Şuanda bile pişmandı.
"Şimdi" dedi adam ürkütücü tonda. Selin Korku içinde adama baktı.
"Bunun geri dönüşü yok" dedi adam gözlerini kısarak. Eğer bu adama ihanet ederse öleceğini biliyordu.
Eğer zamanım olursa en az 2-3 günde bir yazarım ama engeç 1 hafta içinde gelir