Arkadaşlar merhaba, bu benim ilk hikayem. Bazı kelimeleri yanlış kullanmış olabilirim ama yine de eleştirinizi esirgemeyin iyi okumalar :))))
1.Bölüm
"Lan, oğlum EGE!" diye bağırdım. Kötü bi olay olmuştu ama bana söylemiyordu.
Ege benim anlaştığım sayılı erkeklerden biriydi. Ege yi severdim ve kötü bi problemim olduğunda hemen ona bildirirdim.
Hızlıca yanına koşup kolunu tuttum. Daha yüzünü bile görememiştim!
Kolunu tutunca (nasıl hayvan gibi tuttuysam) hafif dengesini kaybetti ama yere düşmedi.
"Oğlum trip mi atıyorsun? Bak belli kötü bir şey ol-" derken yüzünü gördüm.
"Tövbe Bismillah" deyip bi iki adım geri çekildim.
"AŞKIM SANA NOLDU?" dedi Alya. Koşarak geliyordu. Gözlerimi devirdim. Bu şahıs Ege nin sevgilisi Alyaydı. Kızı hiç sevmem ama bizim okuldaki diğer kızlar gibi olmadığı için ve gerçekten Ege ye aşık olduğuna şahit olduğum için bi şey yapmıyorum. Yoksa iki tane çakar, yüzünü yere yapıştırırdım. Kazımak zorunda kalırlardı. Bu düşünce beni güldürdü.
"OHA EGE NE OLDU LAN?" gelen Selindi. Benim en iyi arkadaşım ve aynı sınıfta, aynı sırada oturan arkadaşımdı.
"Yok bi şey, hadi gidelim" dedi ve Alya nın elini tuttu.
"Yüzüne mor allık mı sürdün?" dedim saf saf.
"Bak Beste sana burdan bi koyarım-"
"Oha sinirlerin oynamış senin, kim yaptı bunu?" dedim bu sefer ki ciddi sesimle.
"Kimse" diye mırıldandı. Çenesi morarmış ve bi gözü şişmişti. Cidden çok kötü gözüküyordu.
"Aşkım kim yaptıysa söyle, Beste ağzına sıçar onun" dedi Alya. İlk defa ona sarılabilirdim.
"Gençler benim egom havaya kalktı, boyum da yetmiyo almaya, biriniz alabilir mi?" dedim gülerek.
Boyumun kısa olması benim suçum değildi, sülalemin en kısa boylusu olmak benim suçum değildi ne var ablam 1.72 ise ve ben ondan 9 cm kısa isem?
"Ayağa kalksana o zaman" dedi Ege. Hepsi gülmeye başladı. Bunlar 1.70 lerde geziyo, bi de bana laf sokuyorlar.
"Laf bulamadım, hadi gidelim" dedim ve önden yürümeye başladım.
*
Okula bahçesine girerken artistlik yapacağım diye yere yapıştım. Hayır ben niye artistlik yapmaya çalışıyorsam?
Alya, Ege, Selin ve bahçede olan diğer kişiler anırmaya başladı ama altımda eşofman vardı, okul eşofmanı.
Müdür olan kıl herife pantalon giyim dedim 'Etek var' dedi. Zeki adam anlamadı, etekten rahatsız olduğumu ve bende o yüzden eşofmanla geliyorum.
Okula girdik ve ben kantine yöneldim.
"Beste, artık yeme yeter" dedi Selin gözlerini devirerek.
"Kızım 10 dakika var, hemen tost yiyip geliyorum" dedim ve kantine girdim. Ne yani sabah evde kahvaltı yapmış ama doymamışsam?
Ege ve Alya zaten sınıflarına gitmişti. Selin e baktım.
"Sen git ben geliyorum" dedim ve Kantinci ablaya yöneldim.
'Geç kalmak istemiyorum' gibi bi şeyler mırıldandı ve çantamı da alıp gitti. Ben süper zeka(!) olduğum için cüzdanımı almıştım.
"Gene mi sen?" dedi abla gözlerini devirerek.
"Abla bana iki tost yap, kaşarlı domatesli turşulu" dedim ve parayı uzattım. Kantincilerden daha iyi biliyordum artık, malların ne kadar olduğunu. Ona göre para getiriyordum.
*
Geç kalmıştım. Yine.
Bide yanlış sınıfa girmem yok mu!
Sınıfın kapısını çaldım. "Gir" sesi geldi ve kapıyı açtım.
"Hocam dersimizin Tarih olduğunu zannetmiyorum" dedim gözlerimi kısarak.
"Beste"
"Efendim hocam?"
"Senin F sınıfında olduğunu zannetmiyorum" dedi sırıtarak. Tarih hocası bizim yaşımıza daha yakın olduğu için espri anlayışı daha iyiydi ve daha rahattı.
"Hocam A burası" dedim kendimden emin sesimle. Sınıf kıkırdadı. Bunların arasında Ege de vardı. Bi dk.. Ben Ege ile aynı sınıfta değilim ki!
"Şey hocam.... Bugün çok yakışıklısınız" dedim ve direkt sınıftan çıktım. Sınıfın ve hocanın anırması pek iyi bi şey değildi.
A sınıfı olduğundan emin olduktan sonra sınıfın kapısını çalarak içeri girdim.
"Nerde kaldın Beste?" dedi Matematik hocası. Her zaman ki gibi saçlarını topuz yapmıştı ve diz kapağının üstüne 1 santim bile olmayan eteği giymişti.
"Hocam yoklamayı aldınız mı?" dedim korku içinde.
"Hayır almadım ama geç kağıdı alıcaksın" dedi hoca. Sınıf kıkırdadı.
"Tabi ki de alırım hocam, siz isteyin yeter" dedim ve Selin in yanına koşup oturdum. Neden koştum derseniz... bilmiyorum.
10 dakika geçmeden Selin iç çekti.
"Noldu lan?" dedim mırıldanarak, yüzüm hocadaydı ve ara sıra bana bakıyordu. Korkuyorum açıkçası.
"Çok tatlı" dedi tekrar iç çekerek.
"Ne hoca mı? Kızım sen lezbiyen miydin? Hocadan daha iyisini bulabilirsin" dedim alayla.
Kolumda hissettiğim acıyla dişlerimi sıktım.
"Gerizekalı! Furkandan bahsediyorum, ne kadar taş baksana" dedi. Burnumu büyüttüm. Göz değil burun.
Çocuğa çevirdim bakışlarımı.
Sanki sınıfın ağasıymış gibi arka sıraya oturmuştu. Çocuk cidden yakışıklıydı ona bi şey diyemem.Bu şahıs okulun kendini pöpüler (yani malları olan) zanneden kişilerdendi. Sevmiyorum bu çocuğu, tehlikeli gibi.
"Fazla süzme yalnız, gözlerinle tacize uğradı." Dedim sırıtarak. Koluma şaplak indirdi.
Fazla ses çıkmıştı ve herkes bize baktı, Hoca bile.
"Beste kolunda sinek vardı o yüzden vurdum" dedi yüksek sesle, herkesin duyması için.
"Seninde kafanda dana gibi sinek var, Allah korusun bi soktumu-" yüksek sesimi hoca böldü.
"Beste benimle yarın okulda kalıyorsun, cezayı bu sefer hakettin. Selinin dikkaktini dağıtıyorsun." dedi.
"Hocam ne yaptım ya?" dedim itiraz eden ses tonumla.
"Çok konuşuyordun, fark etmedim zannetme" dedi hoca tek kaşını kaldırarak. Gıcık kadın! Sanki tek başıma kouşuyorum.
"Evet Beste bugün aç gibisin, ve saçın bok gibi olmuş"
"Sağol en sevdiğim Beste kankam, seninde saçın bok gibi"
"Bak hocam...." derken
"Hocam hepsi benim suçumdu" dedi Selin ve gururla ayağa kalktı. Hocanın bakışları yumuşadı.
"Senin yapmadığını biliyorum, arkadaşının suçunu üstlenme" dedi hoca yapay tatlı sesiyle.
Selin bana 'Denedim ama' bakışıyla bakıp geriye oturdu.
"Hocam bi suç işlemedim ki!" dedim bu sefer gözlerimi büyüterek. Yok artık, yeter!
Hoca tam cevap verecekti ki birisi konuşmasını böldü.
"Hocam kız hiç bi şey yapmadı, dersinize devam edin" dedi Furkan soğuk sesiyle, galiba biraz dondum.
Tüm sınıf şaşkınlık içinde Furkan a baktı bende dahil.
Gözleri üzerimdeydi, pek fark edemediğim ve hangi göz rengi olduğunu bilmediğim gözleri fazla gizemliydi.
Hoca da şaşırmıştı ama dersine devam etti.
Selin ise haliyle kıskanmıştı ama ben Furkana karşı hiç bi şi hissetmiyordum.