Karantina Serisi

By beyzaalkoc

110M 4.4M 4.3M

''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' ... More

Tanıtım
1.Bölüm : Bir Felaketin Ortasındayız.
2.Bölüm : Bu İşte Birlikteyiz!
3.Bölüm : Bu Büyük Bir Olay.
4.Bölüm : Buram Buram Tehlike.
5.Bölüm : Belanın Ta Kendisi...
6.Bölüm : Bela Mıknatısı
7.Bölüm : Ateşin Ta Kendisi!
8.Bölüm : Seni Bırakmayacağım.
Karantina Hakkında.
9.Bölüm : Evet, Komik.
10.Bölüm : Ela Gözlerin Ardında...
11.Bölüm : İyi Seyirler.
12.Bölüm : Sonunu Görmek.
13.Bölüm : Hepimiz Beyaz Atız!
14.Bölüm : Canım İstiyor.
Yeni Bölümler Hakkında
15.Bölüm : Ölüme Yakın.
16.Bölüm : Ay Benim, Gece Senin...
17.Bölüm : Onur'unki...
İletişim
18.Bölüm : Sevgilim Olur Musun Desem...
19.Bölüm : Kayboldum!
20.Bölüm : Gitme İhtimalini Yok Etmek...
21.Bölüm : Kurtuluş Adımı!
22.Bölüm : Seninleyim!
23.Bölüm : İstediğim Her Şeyi Alırım.
24.Bölüm : Ayrılmayacağız.
25.Bölüm : Kayıp Kız
- Duyuru -
26.Bölüm : İntikam Vakti.
27.Bölüm : Hokus Pokus...
28.Bölüm : Perde Kapanıyor, Oyun Bitti...
29.Bölüm : Kısa Vadede Mahvolmak...
30.Bölüm : Dokunma Bana!
31.Bölüm : Aradığın Sendin...
32.Bölüm : Bu Filmin Son Sahnesi...
33.Bölüm : Bir Savaşın Başlangıcı
34.Bölüm : Oyun Başlıyor!
35.Bölümden Kesit
35.Bölüm : Paramparça Bir Duvar
36.Bölüm : Bir Katile Aşık Olmak
37.Bölüm : Savaşın Sonu
38.Bölüm Fragmanı
38.Bölüm : Bir Şehir Yıkıldı.
Tanıtım Videosu + Karakterler
39.Bölüm : Bizimle Misiniz?
40.Bölüm : Yaşam Ağacı...
41.Bölüm : Hepimiz Onur Zorlu'yuz!
42.Bölüm : Hoş Geldin Onur Zorlu!
43.Bölüm : Öyle Güzelsin Ki...
44.Bölüm : Sonsuza Kadar.
45.Bölüm : O Evi Yıktık.
46.Bölüm : Ben Seni Bırakamıyorum.
47.Bölüm : Güneşin Parçaları - PART 1
47.Bölüm + Part 2
48.Bölüm : Şah Mat!
Karantina Kitap Oluyor! Bizimle Misiniz?
49.Bölüm : Hiç Kimsesizlik.
50.Bölüm : Sahne Onur'un.
Kitaba Doğru...
Kapak^^
Ayrıntılı Karantina İncelemesi!
Karantina Raflarda!
Karantina^^
KARANTİNA 2'den...
Karantina 2'den Alıntı + Çekiliş
Karantina - İkinci Perde - Tanıtım
İmza Günü + Duyuru
İkinci Perde : Giriş + 1.Bölüm
İkinci Perde - 2.Bölüm : Sevgilim
İkinci Perde : 3.Bölüm : Seni İçimde Tutabilmek.
İkinci Perde - 4.Bölüm : İki Küçük Kibrit Çöpü.
5.Bölüm : Vazgeçilmek.
İkinci Perde - 6.Bölüm : Koskoca Bir Şehir
İkinci Perde - 7.Bölüm : Enkaz Bölgesi.
İkinci Perde - 8.Bölüm : Kan.
İkinci Perde - 9.Bölüm : Benim Hayatım.
İkinci Perde - 10.Bölüm : İçimde Bir Dağ
İkinci Perde - 11.Bölüm : Aslan ve Kuzu.
İkinci Perde - 12.Bölüm : Oturma Odası.
İkinci Perde - 13.Bölüm : Öpücük.
İkinci Perde : 14. ve 15.Bölüm
İkinci Perde - 16. Bölüm : Her Şey Daha Farklı Olabilirdi.
İkinci Perde - 17.Bölüm + 18.Bölüm
İkinci Perde - 19.Bölüm + 20.Bölüm + 21.Bölüm
Karantina - İkinci Perde : 22.Bölüm
İkinci Perde - 23.Bölüm
İkinci Perde - 24.Bölüm : Onur.
İkinci Perde - FİNAL - 25.Bölüm : Mahşerin Beş Atlısı
Kapak + İmza Günü + Ön Sipariş^^
Önemli, İkinci İmza Günü^^
Karantina İkinci Perde - Açıklama
Karantina 3 - Çok Yakında!
Karantina - Üçüncü Perde : Giriş + 1. Bölüm
Karantina - Üçüncü Perde - 2.Bölüm : Seni Çok Özledim.
Üçüncü Perde - 3.Bölüm : Bir Ağaç Mesafesi.
Üçüncü Perde - 4.Bölüm : Seni Bırakmam.
Üçüncü Perde - 5.Bölüm : Hikayedeki Eksik
Üçüncü Perde - 6.Bölüm : Ben Neredeyim?
Üçüncü Perde - 7.Bölüm : Darmaduman
Üçüncü Perde - 8.Bölüm : İncir Ağaçları
Üçüncü Perde - 9.Bölüm : Kalbim.
Üçüncü Perde - 10.Bölüm : Kafes.
Üçüncü Perde - 11.Bölüm : Bana Yardım Et.
Üçüncü Perde - 12.Bölüm : Aşık Olduğu Kız.
Üçüncü Perde - 13.Bölüm : Düşmek İçin Koşmak.
Karantina - Üçüncü Perde - 14.Bölüm : Anne
Üçüncü Perde - 15.Bölüm : Zeynep...
Üçüncü Perde - 16.Bölüm : Kaçıyordum.
Üçüncü Perde - 17.Bölüm : Kaçıyorsun...
Üçüncü Perde - 18.Bölüm : Ben Güçlüydüm.
Üçüncü Perde - 19.Bölüm : Bir Devrin Kapanışı!
Üçüncü Perde - 20.Bölüm : O Nokta... (FİNAL)
SELAM!
Son Perde - 1.Bölüm : Mucize.
Son Perde - 2.Bölüm : Ben Bir Kahramanım.
Son Perde - 3.Bölüm : O Gece.
Son Perde - 4.Bölüm : İçimde Büyüyor.
Son Perde - 5.Bölüm : Bir Mucize Olsun.
Son Perde - 6.Bölüm : Gece.
Son Perde - 7.Bölüm : Adil Bir Anlaşma.
Son Perde - 8.Bölüm : Aslan ve Kuzu.
Son Perde - 9.Bölüm : Neredesin?
Dördüncü Perde - 10.Bölüm : Üç Kişi.
Dördüncü Perde - 11.Bölüm : Hayat Ağacı.
Dördüncü Perde - 12.Bölüm : Sıradan Bir Hayat.
Dördüncü Perde - 13.Bölüm : İşaret Parmağı.
Dördüncü Perde - 14.Bölüm : Güzelim.
Dördüncü Perde - 15.Bölüm : Ay ve Gece
Dördüncü Perde - 16.Bölüm : Bir Tek Ona...
Dördüncü Perde - 17.Bölüm : O Gece...
Dördüncü Perde - 18.Bölüm : 1 Mayıs.
Dördüncü Perde : 19. ve 20.Bölüm (Final)
-TÜYAP AÇIKLAMASI-
Karantina - Son Perde - Giriş Bölümü
Son Perde - 1.Bölüm : Başlıyoruz...
Son Perde - 2.Bölüm : Biz Yine Birbirimizi Buluruz.
3.Bölüm : Bir Felaketin Gelişi.
Son Perde - 4.Bölüm : O Fırtınalı Gecede...
Son Perde - 5.Bölüm : Karanlık.
Son Perde - 6.Bölüm : Hala Bizimle Misin?
Son Perde - 7.Bölüm : Çıkıp Sana Geleceğim.
Son Perde - 8.Bölüm : Söz Veriyorum.
9.Bölüm : Gece'nin Yükü.
10.Bölüm : Kar Yığını.
Son Perde - 11.Bölüm : Bebek.
Son Perde - 12.Bölüm : Yağmur.
Son Perde - 13.Bölüm : Mezar
Son Perde - 14.Bölüm : Atlı Adam.
Son Perde - 15. 16. ve 17. Bölümler
18.19.20.21.22.Bölümler!
Son Perde - 23.Bölüm : Düğün
Son Perde - 24.Bölüm : Aydınlık.
Son Perde - 25.Bölüm : Karantina.
Özel Bölüm : Aile.

Özel Bölüm - Onur'un Sorgusu

605K 31.9K 3.5K
By beyzaalkoc



Söz verdiğim gibi Onur'un sorgusunu özel bölüm olarak yazdım^^ Yeni bölümü de şuan yazıyorum, 37.bölümle görüşmek üzere :')

ÖZEL BÖLÜM
Onur'un Sorgusu

Her soğukluk termometreyle ölçülebilir mi, her soğukluğu bir battaniye keser mi, her üşüyen girse bir battaniyenin altına ; geçer mi üşümesi? Onur Zorlu, üzerinde sallanan turuncu lambanın altında durmuş, ellerini masada birleştirmiş bitmiş bir halde masadaki su bardağını izliyordu. İnsanlar hayatları mahvolduğunda bunu yaparlardı, sabit duran bir şeyleri izlemek... Bir bardak suyu, bir saksı çiçeği, cama asılı perdeyi... Ne bir çiçek yetişirdi bu odada, ne de bir camı vardı ki perdesi olsun. Duvarlarla kaplı kapkaranlık sorgu odasında oturan Onur Zorlu'nun gözlerini dikebileceği tek manzara, bir bardak suydu. Buz gibi olmuş elleri neredeyse dokunduğu masayı da soğutacaktı. Soğuğu üreten oda değil, Onur'un ta kendisiydi. Ne termometreyle ölçülebilirdi şimdi vücut ısısı, ne bir battaniyeyle kesilebilirdi. Sonsuz soğukluk, kara delik kadar derin, nereden geldiği bile belli olmayan ve saatlerdir geçmeyen o soğukluk...

''Kan oturmuş gözler, buz gibi eller, bembeyaz olmuş bir yüz. Tanıştığımıza memnun oldum Onur Zorlu. Ben de Selim.'' Onur kıpırdamadı, gözlerini sudan ayırmadı.

''Bir depo, deponun kenarına atılmış kanlı bir bıçak, bir kadın cesedi... ve başında arkadaşlarınla sen. Senaryo ne kadar apaçık, ne kadar kesin ve net, değil mi Onur? Bir arkadaş grubu bir cinayet işler, beklemedikleri anda bir depoda yakalanırlar, hiçbiri suçu itiraf etmez ve bu şekilde hepsinin hapse girmesi için yeterli delil sağlanmış olur. Ama benim anlamadığım bir şeyler var... O depoya giren ekibin en başında ben vardım Onur. Arda kalanlardan değildim, araya karışıp içeri dalanlardan da değildim, ben o kapıya tekme vuran adamdım! Kapıyı açan, sizi orada yakalayan adam bendim! Ve gözlerimin gördüğü manzara bana bu senaryodan çok daha farklı bir senaryoyu anlatıyordu. Yerde dizlerinin üstüne çökmüş bir Onur Zorlu ve ona sarılmış arkadaşları. Siz o an birbirinize sarılmıyordunuz Onur. Arkadaşların sana sarılıyordu, sen onlara değil. Yüzler kıpkırmızı, gözyaşları birbirine karışmış... Bir düşünsene, birlikte karar verilmiş, birlikte planı yapılmış bir cinayetten sonra bu kadar zayıf bir hareket gösterilir mi?'' Onur hiç kıpırdamadan, nefes dahi almadan beklemeye devam etti.

''Arkadaşlar hadi bir plan yapıp gencecik bir kızın canını alalım ama plandan sonra o kadar üzülelim ki ağlayıp birbirimize sarılalım. Çünkü biz beyinsiziz. Hiç mantıklı değil, değil mi Onur? Hadi ama... Zekisin, zekan gözlerinden okunuyor. Şimdi söylesene, buna kim inanır? O kapıya tekme attığım an karşımda gördüğüm tablo bir Rönesans tablosu değildi. O kapıya tekme attığım an karşımda gördüğüm tablo senin mahvoluş tablondu Onur. Sen mahvoldun, ve ben bunu gözlerimle gördüm. Her şey senin elinde şimdi, o zavallı arkadaşlarını kurtarmak, ve hayatına bir yalancı olarak devam etmemek... Her şey şu buz gibi olmuş dudaklarının arasından çıkacak cümleye bakıyor, 'ben yaptım...' Ben yaptım. Ben, yaptım. Çünkü doğru olan bu, değil mi? Sen yaptın Onur. O kızı sen öldürdün.'' Onur zar zor yutkundu, kesik bir nefes almaya çalıştığı sırada gözlerinin önüne önünde yatan o ölü beden geldi... Gözlerini kapattı, görüntünün gitmesini bekledi, ama görüntü gitmiyordu. Gözlerini açtı, kapattı, açtı, kapattı, ama görüntü sonsuza kadar orada kalacakmışçasına oradaydı ve gitmiyordu.

''Kıskançlık meselesi mi?'' diye sordu Selim, ''bu yüzden mi öldürdün?'' Onur hafızasını yoklamayı denedi, o kızın kim olduğunu hatırlamayı... Ama yoktu, beyninde o kıza dair en ufak bir hatıra bile yoktu. Tanımadığına emindi, tanımıyordu. Bunlar gerçek olabilir miydi? Bunlar yaşanıyor olabilir miydi? Zeynep, Burak ve Mert'in bahsettiği notlar gerçek olabilir miydi? Onur bir cinayet işleyip unutmuş olabilir miydi? Belki iki, belki üç...

''Dersleri iyi, disiplin cezası almamış, aklı başında bir öğrenci profilin var. Hangi öğretmeninle konuşsam hepsi tam olarak bunu söyledi. Baban tanınmış bir okulun müdürü, milletvekili tanıdıkları olan saygın bir iş adamı. İşte burada senaryo karışıyor. Bunca yıl kimse hiçbir yanlışını görmezken, nasıl olur da şuan iki cinayetin baş şüphelisi konumunda olabilirsin? Kimsin sen Onur! Kimsin? Bir katil misin sen? Acımazsızca iki kişiyi öldüren bir katil mi! Üstelik arkadaşlarının hayatını da mahveden bir katil... Ne halde oldukları aklının ucundan bile geçmiyor, değil mi? Umrunda değil. Zeynep'in nasıl mahvolduğunu bir saniye görseydin yine de için acımazdı değil mi Onur? Umrunda bile olmazdı.'' Onur ellerini koyduğu masanın ellerinin altından kayıp gittiğini hissediyordu, tepesindeki ışık odanın içinde dönmeye başlamıştı sanki, tutunacak bir yer arar gibi ellerinden birini kıpırdatmaya çalıştı, kıpırdatamadı, şu son duydukları, o son cümle içinde bir savaş başlatmıştı sanki. Beyninin dört bir yanı Zeynep'i düşünüyordu şimdi. İşte tam olarak o an, cehennemi yaşıyordu.

''Burada...'' Komiser elini uzatıp Onur'un kalbinin üzerine koyduğunda kalbinin çıkmak üzereymişçesine attığını hissetti, ''burada ne yatıyor aslında Onur Zorlu? Bir katilin kalbi mi, bir ileri bir geri giden küçük bir cehennem mi taşıyorsun içinde? Cevap vermeyecek misin, o kızı öldürürken gösterdiğin cesareti burada göstermeyecek misin? Korkak bir katil mi var karşımda, eline bulaşan kandan korkan bir katil... Sana basit bir soru soruyorum, cevap ver Onur, kimsin sen!''

''Bilmiyorum...'' Tek kelime, Onur saatler sonra ilk kez işte o an konuşmuştu. Ve verdiği cevap öyle acınası, öyle korkunç bir cevaptı ki, ''bilmiyorum...'' Selim kaşlarını çattı, gözlerinde her şey bulanıklaşmaya başlayan Onur'a baktı dikkatlice,

''Bilmiyor musun?''

''Artık ben bile kim olduğumu bilmiyorum.''

''Bu söylediğin... Bir itiraf sayılabilir, biliyorsun değil mi?'' Sesini çıkarmadı, cevap verecek halde değildi. Ne evet diyecekti, ne hayır. Sadece bilmiyordu, geçmişini de şimdisini de bilmiyordu Onur. Komiser ayağa kalktı, ağır bir şekilde Onur'a doğru dönüp son kez baktı,

''Parmak izini almaya gelecekler.'' dedi sert bir sesle, Onur ağır ağır başını kaldırdı, hayatında ilk defa titreyen sesiyle bir cümle kurdu,

''O iyi mi...'' Komiser elini kapıya götürürken soruyla birlikte durdu,

''Kim?'' diye sordu cevabını bile bile, Onur cevap vermedi. Zeynep diyemedi, dudaklarının arasından Zeynep ismini çıkaramadı. Sadece yutkundu, belki de Zeynep'in iyi olup olmadığını bilmek bile hakkı değildi.

''Sana bir tavsiye,'' dedi komiser kapıyı araladığında, ''bir daha hayatını mahvettiğin insanların iyi olup olmadıklarını merak etme.'' Kapıdan çıktı, gitti. Herkes gibi... Onur tek başına karanlık odada o kirli ruhuyla baş başa kaldığında aklından annesinin ona çok küçükken kurduğu bir cümle geçti, ''Güzel kalbi olan insanların, güzel hayatları olur oğlum. Senin kalbin çok güzel.'' Annesi belki de ilk defa yanılmıştı, ne kalbi güzeldi ne hayatı. Sevdikleri bile bir bir kendinden uzaklaşırken, hepsinin bir bir hayatını mahvederken taşlarının bir bir yıkıldığını hissediyordu. Oysa o an yıkılmaktan korkmuyordu, o an korktuğu şey yıkılan taşlarının altında kalacak insanların Zeynep, Mert ve Burak olacağıydı. Belki de sırf bu yüzden, onları korumak için yıkılmak yerine dimdik ayakta kalmalıydı...


***

Instagram : beyzalkoc











.




















Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 81.2K 58
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
91.7K 4.9K 33
Size bir gün gelip on yedi yılınızın çöp olduğunu ve çektiğiniz acıların boşa olduğunu söylüyorlar. Ne yapardınız? Kendimce en mantıklı olanı yaptım...
117K 4.2K 30
@Magazindetoksu yeni bir gönderi paylaştı. Şok! Şok! Şok! Genç basketbolcu Çağan Akın Arsal 8 ay önce yumruk yumruğa kavga ettiği takım arkadaşının e...
111K 7K 22
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...