AŞKA ESARET

By lieebe

1.6M 61.5K 7.3K

"Kolay mı sanıyorsun? Denedim hem de defalarca ama daha fazla yara aldım. Bunun adı zaten artık aşk değil!" "... More

TANITIM
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
40.BÖLÜM
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM
44.BÖLÜM
45.BÖLÜM
46.BÖLÜM
47.BÖLÜM
48.BÖLÜM-PART1
49.BÖLÜM
VEDA
TEŞEKKÜR
ÖZEL BÖLÜM-1
ÖZEL BÖLÜM-2
Özel Bölüm 3 ve Yeni Hikaye...
ÖZEL BÖLÜM-3
YAKAMOZ - TANITIM

48.BÖLÜM-PART2

17.7K 839 82
By lieebe

Merhabalar, iyi akşamlar! Herkese mutlu hafta sonları dilerim <3

Görsel kısmı bölüm için <3 Bakalım bu fotoğraf hangi geceden? ;))

Keyifli okumalar dilerim <3

****

Selinler'in evinde kuaföre gitmek üzere buluşmuştuk, kuaförden sonra kına gecesi için Mor Salkım'a geçecektik.

Erkeklerin hepsi iki gecedir Cengiz'de kalıyordu. Pars'ı doğru düzgün göremez olmuştum neyse ki bu gelecek haftadan sonra tek gördüğüm yüz ona ait olacaktı.

Selin'in dizlerine başımı tekrar gömerken yüzümü karnına çevirdim, o da saçlarımla oynamaya başlamıştı. Mırıl mırıl sesimle miniğimizle konuşuyordum. Burnuma armağan ettiği minik tekmeyle kıkırdadım ve gözlerimi anne kuşun gözleriyle birleştirdim. "Gerçekten cinsiyetini öğrenmemekte emin misiniz?" Elleri hala saçlarımda dolanırken başını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı.

"Gayet ciddiyiz ve ilerisi için sana da öneririm. Hem hiçbir zorluğu olmayacak ki. Odasını döşerken de sıkıntımız olmayacak çünkü renklerin cinsiyeti olmaz. Mavi ve beyazın tonlarında huzur dolu bir odası olacak inşallah miniğimizin. Ve böyle daha da heyecanlıyız, ismine doğduğunda karar vereceğiz." Karnını okşayıp öptüm.

"Siz nasıl mutlu olacaksanız öyle olsun ama kulağa güzel ve heyecan dolu geliyor." Sütünü yudumlarken bana sıcacık gülümsedi.

"Hadi minnoş teyze kalk bakalım daha seni kına gecesi için hazırlayacağız!"

Kızlarla beraber kuaföre geçerken Ceyda Teyze, Şebnem Teyze ve annem evde kalmıştı. Maalesef ki istediğim halde Şebnem Teyze'ye anne diyemiyordum. Alışmadığım içindi... Sanırım.

Derin bir nefesi ciğerlerime hapsettiğim sırada kuaförün aynasında kendimle göz göze geldim. Yemyeşil gözlerim canlıydı, yanaklarımda heyecanımdan ve mutluluğumdan kaynaklı olacak ki hafif bir pembelik vardı.

Saçlarım yavaş şekillenirken kızlarla koyu bir sohbetin içindeydik. Merve'nin Cengiz'le yaşamış olduğu çoğu şey kahkahalara boğulmamıza neden oluyordu. İlişkileri artık doğru bir rayda ilerliyordu. Anlatacaklarımız hiç bitmeyecek olsa da biz bu durumdan hoşnuttuk.

Makyajımız da tamamlandığında beraber kuaförden ayrılıp Mor Salkım'a geçmiştik.

**

Misafirlerimiz tamamlandığında kına gecesi tüm neşesiyle başlamıştı. Kahkahalarımız etrafımızı sararak lacivert gökyüzüne karışıyordu, yıldızlar o gece benim için parlıyordu.

Sedef ve Selin'in beni bahçenin ortasına çekmesiyle hareketli dansımız başlamıştı, her hareket bir kahkahama tekabül ediyordu. Komik olsun ya da olmasın gülmekten kendimi alamıyordum. Bu eğlenceli dansımıza Merve de tüm neşesiyle katıldı. Sonra onu Emel ve Dilara izledi.

Sayamayacağım kadar fotoğraf çekildik. Unutulması mümkün olmasa da bugünü bir kez daha ölümsüzleştirdik.

Annemin gözleri sıklıkla dolsa da sıcak gülümsemesini benden esirgemedi. Şebnem Teyze'nin sevgi dolu bakışları her an üzerimdeydi.

Kına gecesinin vazgeçilmez şarkısı çalmaya başladığında beni terasın ortasındaki sandalyeye oturtmuşlardı. Hepsi etrafımda birkaç tur dönerken Selin başımdaki kırmızı tülü açarak; "Yalandan da olsa ağlar insan! Tamam yıllardır bekliyorsun da..." Kızmayı başaramayınca kıkırdayarak tülümü tekrar kapattı.

Şarkı sonlandığında Şebnem Teyze avucuma kınamı yakmıştı. Bana sıkıca sarıldığında ruhumun derinliklerine kadar sıcacık olduğumu hissettim. Bu sevgi çok tanıdıktı. Annesinden çocuğuna geçen sevginin ta kendisiydi. "Güzel kızım hep böyle mutlu ol. Seni seviyorum ve hep yanında olacağım."

"Seni seviyorum anne..." O mucizevi kelime sonunda dudaklarımdan döküldüğünde gözyaşlarım da yanaklarımı ıslattı. Kollarımı gövdesine daha sıkı doladığımda anne kokusu ciğerlerime doldu ve orada kaldı. Biliyordum ki artık ömrüm boyunca bu kokuyu unutamayacaktım.

Gözyaşlarımla ıslanan yanaklarıma öpücüklerini bıraktığında onun da ağlamış olduğunu gördüm ve ellerimi saran ellerini sevgiyle sıktım.

Annemle kucaklaşırken bu kucaklaşmamıza kızlar ve Ceyda Teyze de katılmıştı. Miniğimiz bugün atmış olduğu ikinci tekmesini yine benden yana kullanmıştı. Daha şimdiden teyzesine küçük varlığıyla büyük armağanlar veriyordu.

Herkes güzel dilekleriyle aramızdan ayrılırken Mor Salkım Cengizler tarafından işgal edildi. Daha ne olduğunu anlamadan Pars tarafından hazırlandığımız odaya kapatılmıştım. Kollarını belime dolayarak başını boynuma gömdü.

"Evlenmeye karar vermeden önce daha çok görüşüyorduk, bu işte bir yanlışlık var ama anlamadım." Kıkırdayarak başını boynumdan kaldırdım ve sakallı yüzünde parmaklarımı gezdirdim.

"Çok az kaldı. Her şey bitip geçtiğinde yalnızca senin olacağım. Sen de sadece benim olacaksın."

Dudaklarıma kapanmadan önce boğuk sesinden; "Sadece benim." Sözleri sıyrıldı.

Beni kucağına alarak koltuğa oturdu ve gözleriyle baştan aşağıya bedenimi süzdü. "Çok güzel olmuşsun."

Başımı göğsüne yaslarken; "Öyle mi?" Dedim. Erkeksi kahkahası anında kulaklarımı doldurdu.

"Öyle güzelim öyle. Nefesimi kesecek kadar." Ellerini avuçlayarak uzun öpücüğümü kondurdum.

**

Günler birbirini kovalarken yoğunluk azalsa da heyecanım artıyordu. Tamtamına beş gün kalmıştı... Pars'ın kolları arasında dönerek denizin ve onun keskin, büyüleyici kokusunu ciğerlerime doldurdum. Günler sonra adam akıllı bulaşabildiğimiz bir anın içindeydik.

Elle ele tutuştuğumuzda parmaklarımızı birbirine kenetledim. "Gelinliğin istediğin gibi olmuş mu?"

"Olmuş. Düğün şekerlerimizi de aldım." Mırıldanarak beni onayladı. "Yorgun gibisin?"

"Yorgunum çünkü senin kokuna istediğim an ulaşamamak beni yoruyor güzelim."

Kıkırdamamı bastırmaya çalışırken; "Anlıyorum." Dedim. Kolları arasından çıkarak ayağa kalktım ve kırışan pantolonumu düzelttim. "Hadi bakalım sen işe, ben de babamın yanına!" Tüm siniriyle homurdanırken beni kolları arasına almaya çalıştı ama inat ettim. "Hayır, Pars."

"Berrak!" Dudaklarından dökülen ismimle beni azarlıyordu. Eğilip aralık dudaklarına bir öpücük bıraktım ve kollarından çekerek onu kaldırmaya çalıştım. "Bunların hepsini sana ödeteceğim küçük hanım."

Bilmiş bir ifadeyi yüzüme takınarak başımı aşağı yukarı salladım.

Arabaya geçtiğimizde çok konuşmadık. Babamın yanına geçmeden önce sakallı yüzünü öptüm, o da kokumu içine çekti ihtiyacı varmışçasına...

Babam şirkette yapılan birkaç anlaşmayla ilgili bilgileri verdi. İnşaat projesinin beynimde yer edinebilmesi için uzun uzun anlattı. Öyle hevesle anlatıyordu ki benimle beraber çalışmayı tahminimden daha fazla istediğini anladım.

Çalışma arkadaşlarımla tanıştırdı beni gururla... Benim için böylesine güzel duygular barındırması yine utanmamı sağladı.

Sonra şirketten ayrılarak beraber yemek yedik şimdi ona Türk kahvesi yapıyordum. Bahçede baba kız sohbet edecektik.

Kahvelerimizi tepsiye yerleştirdikten sonra yanına geçtim. Usul usul kahvesini yudumladı gözleri bahçeden gözüken durgun denize daldı. Durgun denizin aksine gözleri dalgalıydı. Kahvemi yudumladığım sırada bana ilgiyle döndü.

"Dün Pars'la iş çıkışı evinizi gezdik. Çok güzel olmuş."

"Ben de gelecektim ama karşıda trafikte kaldım. Beğenmene çok sevindim baba." Bir elini yanağıma götürüp yanağımı sevdi.

"Güzelliği bir kenara orada mutlu ve huzurlu olmanız önemli." Gülümseyerek başımı aşağı yukarı salladım.

"Mutlu olacağımıza eminim." Sıcacık bakışlarıyla bana gülümsedi.

"Ben de eminim hem emin olmasam bu evliliğe izin vermezdim kalp ışığım." Kıkırdadım.

"Biliyorum."

Annemin gelmesine yakın babamla beraber bahçeye yemeğimizi hazırladık. Annemin en sevdiği yemeği ve tatlıyı yaptık. Yemekleri yaparken bol bol sohbet ettik. En sonunda günün kadını, annem, geldi. Ona yaptığımız bu sürprizle ağzı kulaklarına vardı.

Hep beraber yemeğimizi yedikten sonra bahçede saatlerce oturduk bazen sessizliği dinledik bazen de susmak bilmedik. Ara ara duygulandılar ama üzülmediler.

Gecenin yarısı yatağıma geçerken duyduğum son ses Pars'a ait oldu. Beş gün sonra hep ona ait olacağı gibi...

****

Bölümü beğendiniz mi? Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olmuştur <3

Düğüne beş güncük kaldı! Ben çok heyecanlıyım, çok mutluyum! Bir anne gibi mutluyum hem de <3 ;)

Düşüncelerinizi merakla bekliyorum <3 Düşüncelerinizi okuyabilmek beni çok mutlu ediyor!

Haftaya cumartesi görüşmek üzere! Kendinize güzel bakın, hoşça kalın. Kucak dolusu sevgiler, kocaman öpücükler <3 :*

Continue Reading

You'll Also Like

1.5M 43.7K 66
*Tüm hakları yastığımın altında saklıdır. Geçmişin yaktığı tüm yürekler, acımasız bir gelecekle birleştiğinde yanan her defasında şimdiki zaman olur...
205K 8K 42
İki adam. Biri karanlık bir buz, diğeri karanlığın kolları. Biri kızıl bir ateş, diğeri mavi okyanus. Bir kadın. Yaşadığı ihanetle, gözünü intikamın...
1.1M 59.5K 36
(KUMA KİTABI DEĞİLDİR.) 17'imde gelin oldum, gönlü başka bir kadına ait adama. "Bir çiçek olacak olsaydın şayet sardunya olurdun sen, Dilem. Aynı sar...
31.8K 1.8K 8
Bu yüzden kirpiklerini sev bir kadının Avuç içlerini Makyajsız yüzünü Uyku sersemliğini... Ezgin Kılıç