28.BÖLÜM

27.7K 1.1K 138
                                    

Merhabalar :*

Şuan saat tam olarak 04:55 :) Bölüm bitince hemencecik atmak istedim!

Bu bölümü; Güvercin'ime, yavruşuma ithaf ediyorum! Desteğini ve kocaman sevgini hiç esirgemediğin için çok teşekkür ederim! İyi ki varsın, seviyorum seni deli kızım :) Ve görsel kısmında gördüğünüz benim aşık olduğum afiş Zeynep Güvercin imzalıdır. Baktıkça aşık oluyorum! Çoook teşekkür ederim. Ellerine, emeğine sağlık!

Keyifli okumalar dilerim :*

****

Odamdaki aynanın karşısına geçip; Pars tarafında örselenmiş, kırmızının en güzel tonunu yakalamış olan dudaklarımı tekrar tekrar inceledim. Her inceleyişimde yüzümde anlamsız bir tebessüm oluştu.

Yıllardır aradığım sıcaklık bana kapısını açmıştı hem de en yoğun haliyle. Sanki ruhum yarımdı da tamamlanmıştı, kalbim kanıyordu da kanaması durmuştu, tüm yaralarım onun öpüşüyle sonsuza dek kapanmıştı ama zararsız izleri oradaydı. İçimdeki küçük kız çocuğuyla aynada göz göze geldiğimizde bunu bir kez daha anlamıştım.

Bugün içimdeki küçük kız çocuğunun günüydü... Yıllarca bıkmadan, usanmadan bugünlerin hayalini kurup durmuştu. Her hayalinde yalancı bir mutluluk, gerçek bir acı kazanmıştı... Ama bir kez bile hayallerinden vazgeçmemişti. Kalbim öyle emindi ki bir gün Pars tarafından sevileceğine iliklerine kadar inandırmıştı beni. Şuan kalbimi dinlediğim için mutluydum. İyi ki de dinlemiştim.

Küçük kızım içimde deliler gibi dans ederken gözlerimden hafif hafif yaşlar dökülmeye başladı. Sanırım yılların birikiminden, zehrinden arınıyordum...

Odamdaki banyoya girdiğimde gözüme Pars'ın gömleği çarptı. Ona hediye aldığım gömleği giydiği için burada unutmuş olmalıydı... Elime aldığım ilk an istemsizce yakasını kokladım. Pars'ın keskin parfüme bulanmış ama özelliğini kaybetmemiş benlik kokusu tüm iliklerime yayıldı. Kokladıkça koklayasım geldi. Kokusuna da, kendisine de doymak mümkün değildi. Bu gömlek burada unutulduysa artık benimdi.

Üstümdeki kıyafetlerden kurtulduktan sonra gecenin tatlı yorgunluğundan kurtulmak için kendimi sıcak suyun kollarına attım. Sıcak su tenimde hesapsızca gezinirken rahatladığımı hissediyordum.

Temizlendiğimi ve yorgunluğumu attığımı hissettiğimde bornozuma sarınarak banyodan çıktım.

Hızlıca üzerimi giyindikten sonra kendimi uykunun sıcacık kollarına attım. Parslı rüyalara doğru...

**

Uykumun derinliğinden susmak bilmeyen telefonum çekti. El yordamıyla telefonumu bulduktan sonra arayan kişiyi yanıtladım...

"Efendim..."

"Oo sen uyuyorsun güzelim. Ben yarım saate oradayım diyecektim ama beklerim. Ne dersin?" Pars'ın sabah sabah o tok, kalbime vurgunlar yapan sesine rağmen gözlerimi açamıyordum.

"Bilmem ki. Pars..."

"Güzelim..." Beni taklit ediyordu.

"Pars ben uyanamıyorum."

"Gelip öpsem. Dün arabada öptüğüm gibi... Bence uykundan eser kalmaz." Böyle konuşarak kalbimi titrettiğini bilmiyordu. Eğer şuan öyle öpecek olsaydı uykumdan değil, dünyadan soyutlanırdım...

"Bilmem ki."

"Bilirsin bilirsin. Hadi güzelim kalk artık sonra ben seni öpeceğim." Sözlerine uyarak yataktan kalktım ve pencereye doğru yaklaşıp yağmaya devam eden karı izledim.

AŞKA ESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin