20.BÖLÜM

27.3K 1.1K 149
                                    

Merhabalar canım okurlarım :*

Görsel kısmımızda mezuniyet elbisemiz bulunuyor :) Ben aşırı sevdim umarım sizler de seversiniz :)

Lafı çok da uzatmadan keyifli okumalar diliyorum :*

****

Gözlerim toprağın her bir tonunu içinde barındıran gözlere takılı kaldı... Pars gelmişti! Yüzündeki eşsiz gülümsemesini bozmayarak yanaklarımı yumuşacık dudaklarıyla buluşturdu. Sakalları onun varlığını kanıtlarcasına sertliğini tenimde hissettirdi.

"Merhaba Berrak. Seni şaşırttım sanırım ama sürpiz yapmak istedim..." sözlerinden sonra gözleriyle beni süzdü. Taylan'ın bakışları beni rahatsız ederken Pars'ın bakışlarında tamamlandığımı hissediyordum. Asla da rahatsız olmuyordum. Aşk mıydı bunun adı? Kesinlikle aşktı...

" Hoş geldin. İyi yapmışsın. Seni arkadaşlarımla tanıştırayım. Çocuklar, Pars bildiğiniz gibi hem aile dostum hem de patronum..."

Onlarla Pars ile tanışırken bazı gözlerin üzerimizde daha doğrusu Pars'ın üzerinde geziniyordu. Bir yanım 'Bu adam benim!' diye bağırmak istese de kim olarak diyebilirdim ki?

Üzerimizde gezinen gözleri umursamamaya çalışarak masadaki sohbete döndüm.

"Nasıl gidiyor prenses?" tam Cengiz'e cevap vereceğim sırada... "Prenses diye hitap etmenin bir özel nedeni var mı?" Aslında bir nedeni vardı ve Pars bu kadar merak etmişse anlatabilirdim.

"Var. Babam ile Cengiz daha tanışmamışlardı, Cengiz de beni kafeye bırakacaktı babam arayınca onun bırakacağını söyledim. Babam belli etmese de sinirlendi ve bir şekilde tanışmak istediğini belirtti. Sonra tanıştılar. Cengiz ve babam o günden sonra bir hayli iyi oldular..."

"Ben de o yüzden hep o şekilde hitap ederim. Barış Amca'nın elinde olsa Berrak'ı bir kuleye kapatır... Başka da özel bir nedeni yok Pars."

Çocuklar yavaş yavaş Pars ile kaynaşıyorlardı. Birbirlerini sevmişlerdi. Mezuniyetimizin ilk dansı başlamıştı.

Masadaki herkes dansa kalkarken biz Pars ile şampanyalarımızı yudumluyorduk. Cengiz Merve'yi zorla dansa kaldırmıştı ve itiş kakış halinde biraz da tutkuyla birbirlerini sarıyorlardı.

Birden ellerim yine o kocaman ellerle sarıldı. "Bütün gece masada dikilecek halimiz yok Berrak."

İki eliyle de belimi sıkıca sarınca mecburen omuzlarına tutundum. İlk dansımızı ediyorduk bu... Düşlerime sığmayacak kadar güzel ve özeldi. Benliğim kokusuyla harmanlanıyordu.

"Çok hoş olmuşsun ve tebrik ederim." sıcacık gülümsemesi ve sözleriyle kalbim avuçlarında erimişti. "Teşekkür ederim, buraya gelmiş olman beni çok mutlu etti."

"Buraya gelmek, arkadaşlarınla tanışmak beni de mutlu etti Berrak." kollarının arasında en huzurlu, en tatlı anımı yaşadım. Toprak kokusuyla dans eden hareleri yeşillerimden hiç ayrılmadı.

Uzun uzun edilen danslar ve sohbetler sonrasında gecenin tüm yorgunluğunu hissetmeye başlamıştım. Artık uyumak istiyordum... Tüm arkadaşlarımızla geleceğe dair verdiğimiz sözler eşliğinde ayrıldık.

Pars ile yan yana yürürken aynı zamanda gözlerimle de Cengiz'i arıyordum ama bir türlü bulamamıştım. En son Merve ile olduğunu hatırlıyordum... Kızı kaçırdıysa hiç şaşırmazdım, çok alımlı bir kızdı ve Cengiz'in yanında dolaştırdığı süs bebeklerine hiç benzemiyordu. Doğal, kendine ait bir tılsımı vardı.

"Melih, Cengiz'i gördün mü?" kısaca bir kahkaha attıktan sonra "Merve ile birlikteydi, arabası da olmadığına göre..."

Kafamı anladığıma dair bir şekilde salladım.

AŞKA ESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin