6.BÖLÜM

37.1K 1.4K 67
                                    

Merhaba,
6.Bölüm ile tekrar karşınızdayım. Beklediğimiz kişinin gelmesine az kaldı. Bu kadar az kalması beni de heyecanlandırıyor.

Oylarınızı ve güzel yorumlarınızı benden esirgemediğiniz için çok teşekkür ederim. Beni çok mutlu ediyorsunuz :)

Bu bölümü; genellikle uyanınca yorumlarını gördüğüm ve beni varlığıyla çok mutlu eden Yeşim'e ithaf ediyorum. İyi ki varsın! Telefondan attığım için maalesef ithaf edemedim ama bilgisayara geçince hemen yapacağım :*

** Görsel kısmında bulunan Berrak uyanınca öyleydi maalesef. Umarım yükleyebilmişimdir tabii.**

Keyifli okumalar :)

*****

Banyodan artık çıkmalıydım yoksa uyuyakalacaktım. Ağlamış olmamım ve bugün yorgunluğu da eklenince üzerime uykunun en ağır rehabeti çökmüştü.

Kendimi kalkmak için toparladıktan sonra yan tarafa bırakmış olduğum bornoza sarındım. Saçlarımdan suların damlamasına aldırmadan, yatağıma geçtim.

Bornozumun üstümü örtmesi yetmiyormuş gibi pikeme de sarındım. Haziran ayında olduğumu unutmuşcasına bedenim değil ruhum üşüyordu. Ruhun üşümesi bedenin üşümesinden daha kötüydü çünkü kat kat yorganlara sarınsan da fayda etmezdi. Ruhun üşümesini tek bir şey dindirebilirdi onu da bir tek kalp bilebilirdi.

"Berrak, annecim uyan hadi. Bu şekilde uyumuşsun hasta olacaksın. Hadi, annem kalk artık."

Uyumuştum demek. Beynim uğulduyordu. Uyumuştum ama yorgundum. Gözlerimi yavaşça araladım.

Annemin yüzünü komidinin üzerindeki abajur aydınlatıyordu ama şevkat dolu gözlerini görmem için hiçbir ışığa ihtiyacım yoktu.

"Berrak, bu saatte ne uykusu böyle? Hasta değilsin ya? Telefonlarımıza da çıkmadın. Nasıl korktuk bir bilsen. Baban güvenliği aradı da öyle rahatladık. Bir daha yapma böyle."

Aferin bana. Annemin korkusu hala üzerindeydi. Ona güven vermek için elini sıktım.

"Özür dilerim. Normalde asla yapmam bilirsin ama üzerimde dünün ve bugünün vermiş olduğu bir yorgunluk var. O yüzden eve gelince banyo yapıp hemen uyudum. Size haber vermeyi de unutmuşum."

Konuşurken boğazım biraz sızlıyordu artık nasıl bağırarak ağladıysam acısı çıkıyordu. Annemin gözleri yüzümde tartar gibi dolaştı.

"İyisin değil mi? Yüzün bembeyaz, kızım."

"İyiyim, annecim. Hiçbir şeyim yok."

Söylediklerime tatmin olmamıştı.

"Gözlerin de kızarık. Ağladın mı sen yoksa? Bir şey mi oldu, Berrak?"

"Annem, niye bir şey olsun? Hem uykudan yeni uyandım o yüzden böyleyim. Beni bilirsin gün arasında uyuyunca böyle olurum."

Gerçekten de gün arasında uyuyunca kötü olurdum. O yüzden de hiç sevmezdim gün arasında uyumayı.

"Ne bileyim? Bugün bende akıl mı bıraktın? Bir daha böyle bir şey olmayacak. Söz ver bakalım."

"Tamam, söz bir daha sizi habersiz bırakmayacağım."

Bu sefer söylediklerimden tatmin olmuştu. Şakaklarımdan öptükten sonra yataktan kalkıp, kapıya yöneldi.

"Hemen üstünü giyinip aşağıyaya geliyorsun. Yemek hazır ve baban çok acıktı."

"Ben geç gelsem de o bana kıyamazki."

AŞKA ESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin