Serseri Öğretmenim

By BesteOnbaolu

2.3M 57.2K 7.9K

''Sana yaklaşmama neden izin vermiyorsun'' ''Utanıyorum'' ''İnsan neden öğretmeninden utanır ki?'' ''Ol... More

Yeni Öğretmen
Yurt Dışı
Sanırım Aşık Oluyorum
Beliz
Enes
Gizli Sapığım
Özür Dilerim
Akşam Yemeği
Arya
Kıskançlık Krizi
İlk ve Gerçek Öpücük
İflas Eşiğinde
Moda Haftası
Beni yalnız bırakma
Seni İstemiyorum
Müzik Yarışması
SUÇ
Ayrılık
Toprak
Beliz
Deren
Gizem
Özgür
Üvey Kardeş
Deren
ÖLÜM
Yeni Bir Başlangıç
Barlas
Pişmanlık
Mucize
Doğum Günü
İntikam
His
İtiraf
İş yemeği
Özgür
Bizim Hayalimiz
Çınar
Eski Hayat
Nişan
Nefret
Yalan
Yeni Hayat
Parti
Okulun İlk Günü
Arya
Kin
KAVGA
Beliz
Damla
Özgür
SIR
Sizleri Seviyorum!!
Kaçış
Kavuşma
Tatil
Rüya
Doğum Günü
Bebek
Çıkma Teklifi
Özgür
Beliz
Deniz
Özgür
Beray
Hayat Sevince Güzel
Kurtarıcım Olur musun?
Özgür olmak için Şans yetmez
Evlenme Teklifi
Sürpriz
Düğün alışverişi
Nişan
Düğün
Canın Cehenneme
Gizem
Hamile Değilim
Balayı
Mucize Bebek
Beliz
Kaza
Özgür
Yaşam Koçu
Alya&Berk
Özgür
Birinci Yaş Günü
Hastalık
Boşanmak İstiyorum!
Planlar Ortaya Çıkıyor
OYLAMA!!
DUYURU

Bunu Siz İstediniz!!

10.2K 334 20
By BesteOnbaolu

Özgür yanımdan gittikten sonra Damlaya baktım. Kıpkırmızıydı.

''Kızım hala ona kızgın mısın? Biliyorsun biz ona göre küçüğüz.''

''Biliyorum ben ona kızmıyorum. Sadece heyecanlandım. Bu akşam yine sende kalabilirim. Tabii geç olmazsa.''

''Benim için sorun yok. Ama bir ara benim gitmem gerekecek. Beliz İzmir'e dönüyor.''

''Tamam canım sorun değil. Ben seni idare ederim okulda.''

''Sevinirim. O zaman ben kaçıyorum görüşürüz.''

''Tamam dikkatli olun. Beliz'e benden selam söyle.''

''Tamam söylerim.''

Okuldan çıktım. Özgür'e yetişecektim ama yetişemedim maalesef. Demek ki yine şoföre kaldık. Hemen aradım ve geldi. Beliz'le havaalanına geldiğimiz de ağlaşıyorduk.

''Seni özleyeceğim.''

''Ben de seni özleyeceğim.''

''İzmir'e benimle gelsen olmaz mı?''

''Durumu biliyorsun. Sorunlardan dolayı beni göndermiyorlar.''

''Tabii ya. O zaman sana sınavında başarılar diliyorum bebeğim.''

''Teşekkür ederim. Ben de başarılar diliyorum.''

''Teşekkür ederim bak Özgür ile yaramazlık yapmak yok tamam mı?''

''Tamam, tamam merak etme.''

Onu yolcu ettikten sonra okula geri döndüm. Tam kapıdan içeriye girecekken birisinden mesaj geldi. İlk başta aldırmadım. Kim bana mesaj atabilirdi ki? Büyük olasılıkla tarifelerden bir tanesidir. Okul bittiğin de derin bir oh çektim. Şimdi Özgür'ün yanına gidecektim. Heyecanlanmaya başladım.

''Caner hocanın evinde görüşürüz.''

''Görüşürüz.''

Deyip okuldan çıktım. Eve geldiğim de televizyonun karşısına geçtim. Cips ve kolamı açtım. Filmin yarısında kapı çaldı.

''Kızım Caner evde değil.''

''Caner hoca evde değil mi? Belki de işi vardır.''

''Bilmiyorum olabilir ama neden bize işi olduğunu söylemedi?''

''Belki de çok ani oldu ve bize haber vermeyi unuttu.''

''Ama Caner böyle bir şey yapmaz.''

Sinirlenmeye başladım. Ne Özgürmüş ağabey. Herkes sevgilime sarkıyordu. Bir de neden Caner diyordu ki bu? Tamam, ondan hoşlanabilirdi ama yine de Caner demesin kıskanıyorum ağabey.

''Damla sen Caner'İ ne zamandır beri tanıyorsun?''

Biraz durdu.

''Yani işte bizim okula ne zaman geldiyse o zamandan beri tanıyorum.''

''Emin misin?''

Ofladı.

''Tamam, tamam senden öncede tanıyordum. Yani bazen görüyordum ama sürekli değil. En son İzmir'e gitti ve bir daha asla dönmedi. Ta ki sen gelene kadar...''

Nasıl yani Özgür ile eskiden tanışıyor muydu? Ve bana söylemiyordu öyle mi? Telefonum çalmaya başladığın da hemen telefona uçtum. Telefona baktığım da Özgürdü.

''Alo.''

''Bakıyorum da evde yalnız değilsin.''

Bu sesi tanımıyordum.

''Sende kimsin?''

''Ah beni tanımadın mı? Aşk olsun sana beni nasıl tanımazsın?''

Sesini hiç çıkaramadım.

''Sen kimsin? O nerede?''

''Arkadaşını gönder yanına geliyorum.''

''Hayır.''

''Sana arkadaşını gönder dedim. Yoksa onu ben kovarım.''

Telefonunu yüzüne kapattım.

''Damla gitmen gerekiyor. Acil işim çıktı.''

''Telefonda ki kimdi?''

''Enes idi.''

Kapıyı kapatınca hemen Enes'in yanına gittim. Kapıyı açtığım da keşke kapıyı çalsaydım.

''Enes hemen üstünü giy.''

Kapı çaldığın da Enes'in odasına direk daldım.

''Eve birisi gelecek ve sanırım Özgür'ün başı belada. Sakın odadan çıkma. Bana ne yaparsa yapsın çıkma. Sadece onu kurtar.''

Sesi çıkmıyordu. Kapıya gittiğim de tanımadığım birisi vardı.

''Merhaba.''

''Ama telefonla konuştuğum sen değildin.''

''Hayır bendim. Telefonda sesim değişir.''

''Hayır hayır bu kadar değil. Onun sesi daha yumuşaktı. Kız gibi ama senin sesin olabildiğince kaba.''

''Sus artık. Burada sadece ben konuşurum Beray Atahan.''

Ona bakmaya başladım. Adımı nereden biliyordu?

''Biliyordum. Böyle şaşıracağını o da söylemişti. Ya benimle gelirsin ya da sevgilin ölür.''

''Hayır seninle asla gelmem. Bana blöf yapıyorsun biliyorum. Ancak böyle konuşursunuz siz.''

''Anlaşılan daha mesaja bakmadın?''

Telefona baktığım da Özgür'ün yüzü kanlar içindeydi.

''Bunu başka yerden buldunuz. Siz de değil. Beni tuzağa düşürmek için böyle yapıyorsunuz.''

''Sen bilirsin güzelim ama patron bunu asla affetmez.''

Yüzüne kapıyı kapattığım da Enes bir anda dışarıya çıktı.

''Beray sanırım gerçekten de başı belada. Bana da o şekilde mesaj gelmiş.''

Kafayı yiyecektim. Ya doğru söylüyorsa? Ama hayır asla öyle bir şey yapmazlardı. Hem onu kim kaçırır kim böyle bir şey yapar? Onu burada çok tanıyan var mıydı? Okula geldiğim de kendimi çok kötü hissediyordum.

"Asya sende bir şeyler var ama neden bana söylemiyorsun? Hem dün arayan Enes değildi biliyorum. Dün onu evde gördüm. Sen beni evden çıkarmaya çalışırken Enes mutfağa gidip su içiyordu hem de yarı çıplak halde."

Ona nasıl söylerdim? Özgür kayıp diyemezdim.

''Ailemle sorunlarım oluşmaya başladı. Yani biliyorsun onlar uzakta ve onlarsız yaşıyorum. Dün buraya geleceklerdi ama gelmediler. Neden biliyor musun? İşleri yüzünden. Beni görmeye geleceklerdi ama işleri engelledi.''

Gözlerim dolmaya başlamıştı.

''Bilmiyordum. Ne bileyim belki de başın belada diye düşünmüştüm.''

''Hayır, ailemle ilgili sorunlarım var.''

İyi rol yapabildiğimi fark ettim. Günler günleri haftalar haftaları kovalamıştı ve Özgürden haber alamamıştık. Hayatta olup olmadığını bilemiyorduk. Tehdit mesajları almaya devam ediyordum. Özgür'ün perişan halde ki fotoğraflarını görüyordum. Bundan çok zevk alıyorlardı. Belki de benim ölme vaktim gelmişti. Bilemiyorum. Saçmalama Beray neler düşünüyorsun? Kafanı topla. Of hayır sakin olamıyorum düzgün düşünemiyorum artık. Peşimde kimin olduğunu hala bilmiyorum. Belki de babamın alacaklılarıdır. Evet buraya onun için gelmişim. Babam ve annem konuşurken duydum. Bir insan telefonla konuştuktan sonra neden kapatmaz karşıda ki kişi sizi rahatlıkla duyuyor. Artık neden burada olduğumu biliyordum. Kapı çaldığın da tereddüt ettim.
"Beray korkma benim."
"Enes sonunda gelebildin. Bir şeyler öğrenebildin mi?"
"Hem evet hem de hayır. Ama merak etme Özgür hala hayatta."
Özgür hayattaydı. Buna sevinmiştim ama bir yandan da o kadar acı çekmesine üzülüyordum. Damla da sürekli beni sıkıştırıyor. Bu kızın derdi neydi? Tekrar kapı çaldığın da Enes açtı kapıyı.
"Selam Arya."
"Acaba Caner sizde mi?"
"Hayır sizin yanınızda değil mi?"
"Hayır eve birkaç gündür gelmiyor. Sizin yanınızdadır diye düşünmüştüm. Klasik Caner işte kafasını dağıtmak için yine kayboldu çıkar bir gün ortaya."
Enes kapıyı kapatacakken birisi kapanmasını engelledi.
"İşimi zorlaştırmayın. Beray ya gelirsin ya da sevgilin ölür."
"Bunu birkaç gün önceden söylemiştin ama hala hayatta."
"Peki, bunu sen istedin."

Deyip evden gitti. İçim içimi yiyordu. Kapı yeniden çaldığın da bağırarak karşımdakine sövmeye başladım

''Demek benim hakkımda böyle düşünüyorsun.''

''Hayır Damla kusura bakma. Senden önce yaşlı bir teyze vardı. Kulakları duymuyor onun için de bağırarak konuşuyorum.''

''Tamam neyse affettim seni ama Caner hocadan hala ses seda yok değil mi?''

Kafamı hayır anlamında salladım.

''Bugün Arya geldi. Klasik Caner dedi; kafasını dinlemek için gider ve sonra geri gelir dedi.''

''Ondan haber alıyor musun?''

''Hayır, almıyorum. Sen alıyor musun?''

''Sosyal medyaya uzun zamandır girmiyor.''

Dediğin de telefonu çalmaya başladı.

''Tamam, hemen geliyorum.''

Deyip bana veda etti.

''Kusura bakma Asya daha fazla kalmak isterdim ama bizimkiler çağırdı. Misafirliğe gidecekmişiz ve beni de götürmek istiyorlar.''

''Önemli değil. Yarın okulda görüşürüz.''

''Yarın hafta sonu okul yok. Senin kafa uçmuş.''

''Evet ya iki gündür uyumuyorum. Sürekli ders çalışıyorum.''

''Tabii çalış çalış. Ben de deli gibi ders çalışıyorum.''

Gittiğim de kendimi koltuklardan birine attım. Yine mesaj geldi.

''Demek beni görmek istemiyorsun öyle mi? Ama ben seni istiyorum.''

Mesajı hemen kapattım. Tekrar tekrar ve tekrar mesaj atıyordu bana. Gecelerim gündüzlerim olmuştu. Hem ders çalışıyor hem de Özgür ile ilgileniyordum. Ümidimi yitirmek üzereydim ama eğer yitirirsem işte o zaman o ölürdü. Onu kaybetmek istemiyorum. Kafamı yastığa koyar koymaz uyudum.

''Beray bebeğim merak etme ben iyiyim.''

''Özgür sen misin?''

''Evet bebeğim benim. Sen nefes aldıkça ben günden güne daha iyi oluyorum.''

Kulaklarımı sağır eden o sesi duyana kadar mutluydum. Ama sonrası kan gölüne dönüştü. Özgür yerde kanlar için de yatıyordu.

''Seni seviyorum Beray.''

''Sakın beni bırakma. Lütfen beni yalnız bırakma.''

Birisine yumruk atarak uyandım. Gözlerimi açtığım da Enes gözünü tutuyordu.

''Beray iyi misin?''

''Sana vurdum mu?''

''Önemli değil kâbus görüyordun.''

''Çok iğrenç bir rüya gördüm. Özgür...''

Devamını getiremiyordum.

''Merak etme o iyi. İyi olduğunu düşün.''

Ellerimi saçlarımın arasına aldım. Çıkmaza girmiştim resmen.

''Beray merak etme o iyi.''

Öğlen uyandım. Evde ölüm sessizliği vardı. Enes acaba hala uyuyor muydu yoksa dışarıya mı çıkmıştı? İçeriye girdiğim de Enes ağlıyordu. Ne olur kötü bir şey olmasın.

''Neler oluyor?''

''Telefonuna bakmadın mı?''

Dediğin de hızlıca odama geçtim ve telefonuma baktım. Yine ondan mesaj vardı ama bu sefer videoluydu. Açsam mı açmasam mı arasında kaldım. Derin bir nefes aldım ve açtım. Kafasında çuval vardı.

''Söyle lan Beray'ı seviyor musun?''

Sadece inliyordu. Kendisini çok bitkin hissediyordu. Çok kötü davranıyorlardı. Soruları soran adam yine gözükmüyordu.

''Seni istemiyor biliyor musun? Hatta ne seni ne de beni istiyor. Senden tüm öcümü alacağımı bile bile bu işe devam ettin. Beray ne kadarını bilse de sana bunu ödeteceğimi söylemiştim değil mi? Beray'a bir şey demek ister misin?''

Başını kameraya çevirdi ve inledi. Kulakları sağır eden o acı ses duyuldu. Gözlerimi sımsıkı kapadım. Hayır, hayır. Bu olamaz böyle bir şey mümkün değil. O sesi kesinlikle yanlış duydum. Ekrana baktığım da cansız bedeni yerde yatıyordu.

''Bunu siz istediniz ve bedelini ödeyeceksiniz!''

Ve video bitti. Özgür ölemezdi. Onu vurmuş olamazdı tüm her şey bitemezdi. Eğer o olmazsa tüm büyü bozulur kitabın sonuna yaklaşmış olurduk. Hayır, hayır bunu kaldıramazdım. Deli gibi ağlamaya başladım. Özgür Doğanay ölemezdi. Bir yerlerden çıkıp şaka yapıyorum ben iyiyim sadece şaka yapmak istemiştim demeliydi. Telefonum çalmaya başladı.

''Bunu siz istediniz!''

''Seni gidi adi pislik herif... Senden nefret ediyorum. Domuzun tekisin. Tüm varlığımı benden aldın.''

''Eğer benim değilsen kimsenin olamazsın.''

''Sen kimsin ve benden ne istiyorsun?''

''Ah hala anlamadın mı? Ben...''

İnstagram sayfası: serseriogretmenimwattpad

Continue Reading

You'll Also Like

378K 26.2K 36
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
533K 34.8K 28
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
880K 55.8K 38
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, cinsel istismar, psikolojik ve fizik...
299K 22.7K 41
0536****: "Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözl...