Damlayla sınıfa girdiğim de herkes susup bana tuhaf bakmaya başladı. Hoca içeriye girdiğin de yanına beni çağırdı.
"Evet Asya kendini tanıt lütfen."
"Merhaba benim adım Asya. İzmir den geldim. Buraya yeni taşındım."
"Hey sen neden buraya geldin?"
Kıza bakmaya başladım. Beni neden tahtaya çıkarmıştı ki ben oturduğum yerden de konuşabilirdim.
"Yakında buraya taşınacağız. Beni erken gönderdiler alışmam için."
Gülmeye başladıklarında onlara baktım.
"Saçmalama senden kurtulmak için yapmışlardır. Ne kadar saf bir kız."
İlk günden sinirlenmemeliydim. Dişlerimi sıkarak yerime oturdum. Zil çaldığın da bana saf diyen kız yanıma geldi.
"Ah bebeğim ailesiz nasıl bir hayat yaşamayı düşünüyorsun? Ailen şuan da çok mutludur seni buraya gönderdikleri ve senden kurtuldukları için. Belki de bunu kutluyorlardır."
Dayanamıyorum artık. Damla kolumu tuttuğunda ona baktım. Gözlerimle elini çekmesini istedim. Ama bırakmamıştı.
"Ah zavallıcık sana acıyorum."
Dedikten sonra yanımdan çekip gitti.
"Damla sen ne yapıyorsun?"
"Ona karışma Asya. Okulun kabadayısı gibidir. Tamam onu birkaç defa dövmüş olabilirim ama yine de bulaşma."
"Kolay lokma desene..."
Yerimden kalkıp koridora attım kendimi. Arkamdan Damla bağırıyordu.
"Asya dur beni bekle. Ben sana ne diyorum sen ne yapıyorsun?"
Bahçeye çıktığım da onu arıyordum. Banklardan bir tanesine yayılmıştı. Sanırım yanındaki de sevgilisiydi. Yanına gittiğim de bana baktı güldü ve konuşmaya devam etti. Damla soluk soluğa yanıma geldi.
"Merhaba ben Asya. Tanıştığımıza memnun oldum."
İkisi de bana döndü.
"Merhaba ben Poyraz."
"Kız arkadaşını birkaç dakikalığına alabilir miyim?"
"Tabii."
Dediğin de kızın saçından tutup kaldırdım. Poyraz yerinden kalktığın da Damla onu durdurdu.
"Gel bakalım şimdi seninle bir oyun oynayacağız. Sorularıma yanlış cevap verirsen dayak yersin. Doğru cevap verirsen de dayak yiyeceksin."
Herkes bize bakmaya başlamıştı.
"Evet, ilk sorum benimle neden uğraşıyorsun?"
"Bırak saçımı. Canımı acıtıyorsun."
"Yanlış ceva.p"
Kafasını dizime geçirdim.
"Hey kızı rahat bırak."
Poyraz'a bakıp güldüm.
"Poyraz sevgilin mi?"
Sesi çıkmamıştı. Bu sefer yüzüne yumruk attım. Öfkem vurdukta artıyordu. Kıza defalarca vurmaya başladım. Tüm hıncımı ondan alıyordum. Özgür'ün dün bana dedikleri geldi aklıma. Daha hızlı vurmaya başladım. Ailemi özlüyordum ve birisi ailem hakkında konuştuğunda kendime hâkim olamıyordum. Kızı elimden aldıklarında yer de kanlar içinde yatıyordu. Beni kucakladığında ona vurmaya başladım.
"Asya sakin o.l"
"Caner nasıl sakin olabilirim? O kızı bana getirin."
Çığlıklar atıyordum. Ağzımı kapadığın da elini ısırdım.
"Acıya dayanabilirim Asya."
Beni arabaya bindirdiğin de ağlamaya başladım.
"Neden geldin yanıma? Seni tanımıyorum bile."
"Beray sen ne diyorsun?"
Hıçkırarak konuşmaya devam ettim.
"Dün-dün akşam bana neler dedin hatırlıyor musun?"
"Hayır. Dün sarhoştum ve ne dediğimi hatırlamıyorum."
"Benden bıktığını ve seni unutmamı istedin."
Anırarak ağlıyordum. Burnum her aktığın da koluma siliyordum.
"Beray sakin ol. Çok sinirlisin derin derin nefes al."
Kendimden geçince ben bile kendimden korkardım. Hiçbir şey görmezdim ve herkese zarar verirdim.
''Lanet olasıca arabayı durdur.''
''Hayır.''
''Sana durdur dedim.''
Çığlık atıyordum artık. Özgür'e zarar verebilirdim ve kendime asla hakim olamazdım. Saçlarımı yolmaya başladım. Canımın acıması bunların hiçbirini geçirmeyecekti ama yine de rahatlatıyordu. Hatta beni değil içimde ki küçük şeytanı rahatlatıyordu. Ben kimdim ki? Önemsiz, canı sürekli acıtılan bir genç kızdım. Ben herkes tarafında önemsiz birisiydim.
''Beray kendinde değilsin. Seni hastaneye götürüyorum.''
''Hayır, hayır. Beni oraya götürme ne olur götürme. Oraya gitmek istemiyorum. Beni lütfen öldür ama oraya götürme.''
Hastanelerden nefret ediyordum. Orası hayatla savaşanlarla doluydu. Ölülerle doluydu. Kollarımı kanatıncaya kadar tırnaklarımla çizmeye başladım. Hastaneye geldiğimiz de beni kucağına alıp içeriye girdi. Çığlık atıyordum sürekli.
''Bırak beni.''
Herkes bize bakmaya başladı. Doktorlar yanımıza geldiğin de çığlıklarım arttı.
''Bırak beni gideyim. Hepinizden nefret ediyorum.''
''Kızın neyi var?''
''Sinir krizi geçiriyor.''
Beni odaya aldıklarında zar zor zaptetdiler. İlk fırsatta kaçacaktım buradan ama bu mümkün olmadı. İğneyi yaptıklarında biraz daha direndim ama sonradan vücudum bana itaat etmediğinin farkına vardım. Kuş gibi hafiflemeye başlamıştım. Çığlıklarımdan eser kalmadı. Vücudumu ne kadar yorduğumu fark ettim ve dinlenmeye karar verdim. Kendimi uykunun kollarına bıraktım. Rüyamda anne ve babamı görmüştüm. Yanıma gelmişlerdi ve onlara sıkı sıkı sarılıyordum.
''Beray gözlerini aç hadi bebeğim. Bak senin yanındayız.''
Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Işık gözümü açmamı engelliyordu. Karşımda bizimkileri görünce şaşırmıştım. Onları beklemiyordum.
''Anne, baba. Bu rüya mı yoksa gerçekten de yanımda mısınız?''
''Yanındayız bebeğim. Özgür aradı ve hemen geldik.''
''Sizi çok özledim.''
''Biz de seni çok özledik bebeğim.''
Etrafa baktım. Yeni tanıştığım kimse yoktu. Damla bile gelebilirdi değil mi?
''Kimse gelmedi mi? Damla falan uğramadı mı?''
''Okulundan yarısı burada ve seni merak ediyorlar. İçeriye sadece bizi aldılar. Baksana Özgür de burada mı?''
''Anlamadım okulun yarısından fazlası mı dedin?''
Ben o kadar insanı tanımıyordum bile.
''Evet bebeğim. Kızı kimse sevmiyormuş. Onu mahvettiğin için seni kutlamaya gelmişler.''
Gülmeye başladım. Elbet benden önce birileri dövmüştür onu. O an aklıma Damla geldi. Birkaç defa dövmüştü onu.
''Peki, kız nasıl?''
Onu kötü dövmüştüm. Kafasını duvara vurduğum an gözümün önünde canlanınca midem bulandı.
''Burnu kırılmış. Önemli bir şeyi yok.''
''Özür diliyorum sizden. İlk günümde kavga ettim.''
''Hayır Beray özür dilemene gerek yok. Aferin sana. Sadece okul müdürüyle konuşmamız gerekiyor. Ama merak etme disiplin suçu bile almayacaksın.''
''Nasıl olur? Kızın ailesi bizden şikayetçi olur.''
''Tabii kızın bir ailesi olsaydı. Üvey annesi varmış. O kelimeyi ağzıma almayı sevmiyorum. Onun için okula gelmezmiş. Merak etme kimse seni suçlayamaz.''
Ağzım açık kaldı. Ceza almayacağım için sevinmiştim ama kız için de üzülmüştüm. Ailesiz bir hayatı vardı. Ona acınması gerekiyordu bana değil. Doktor içeriye girdiğin de gülüyordu.
''Evet Asya Hanım nasıl hissediyorsunuz?''
''Asya da kim*''
Babam bir anda şaşırıvermişti.
''Baba Asya benim. Özür dilerim doktor bey bazen babam ismimi Beliz diye karıştırır.''
''Çıkabilirsiniz. Hoş çakalın'.'
Annemle babama baktım.
''Arda sen ne yapmaya çalıştın? Az önce Beray adını ağzından kaçırıyordun ve bu riskli bir şey biliyorsun.''
''Evet ama Asya adına daha alışamadım. Tuhaf geliyor benim kızım değilmiş gibi.''
''Bana anlatmayacaksınız değil mi?''
''Hayır bebeğim. Şimdi olmaz. Hadi bakalım çıkalım.''
Apartmanın önüne geldiğimiz de Arya ile karşılaştık.
''Selam.''
''Selam. Siz geziyor muydunuz?''
Bana ve Özgür'e ters ters bakmaya başladı. Bu kızı seviyordum ama ondan da nefret ediyordum. Dün Özgür'ü deli gibi öpüyordu.
''Hayır. Asya'nın ailesi geldi onları almaya gittik.''
''Bebeğim senin adına çok sevindim.''
''Teşekkür ederim.''
Bana sımsıkı sarıldı.
''O zaman Caner biz de kalabilir.''
Ona bakmaya başladım.
''Caner zaten siz de kalıyor Arya.''
''Hayır Asya. Geceleri senin yanına geliyordu.''
''Caner bu doğru mu?''
''Arya ne saçmalıyorsun? Beni neden izliyorsun? Beni izlemenden nefret ediyorum.''
Arya'nın gözleri doldu ve ağlayarak yanımızdan gitti. Bu kız Özgürden hoşlanıyordu. Hem de deliler gibi.
''Özgür bence kızın üstüne çok gitme.''
Bağırmaya başladı.
''Kızın beni sürekli takip etmesinden nefret ediyorum.''
''Biliyorum ama baksana senden hoşlandığı için yapıyor bunları.''
Bir an durdu.
''Benden mi hoşlanıyor? Ah Beray saçmalama.''
''Özgür sana bakışını görmedin mi?''
''Hayır.''
Bu kadar soğukkanlı olmasını beklemiyordum.
''Özgür git ve kızdan özür dile.''
''Hayır Beray.''
''Neden kavga ediyorsunuz?''
''Arda Bey, Beray bir kızdan özür dilememi bekliyor. Onun için kavga ediyoruz.''
''Beray, Özgür'ü rahat bırak. İstediği zaman istediğini yapabilir.''
''Tamam babam.''
Arya'yı ne kadar üzdüğünü bilmiyordu belki de? Ama onunla birlikte olmasını asla istemezdim. Özgür hayatımı kurtarmıştı yeniden. Onu affedecek miydim? Hayır. Onun benim kadar üzülmesini istiyordum. Benim kadar acı çekmesini istiyordum.
İnstagram sayfası: serseriogretmenimwattpad