MONSTER (L.S)

Von senemdyilmaz

48K 3.2K 3.1K

Bir an önce biricik sevgilisinin kemiklerini kırmalıydı, sarılarak... UYARILAR : 17!Louis. 28!Harry ... Mehr

Prolog
Chepter 2
Chepter 3
Chepter 4
Chepter 5
Chepter 6
Chepter 7
Chepter 8
Chepter 9
Chepter 10
Chepter 11
Chepter 12
Chepter 13
Chepter 14
Chapter 15
Chapter 16
Chapter 17
Chepter 18
Bölüm 19
Chapter 20

Chepter 1

3.7K 239 267
Von senemdyilmaz

Genç, üniversite binasından çıktıktan hemen sonra işyeri olan, Harrison Emlak'a gitmek için metroya bindi.

Bu gün derslerin en ağır olduğu gündü. İç mimarlık lisedeyken havalı gelmişti ama şuan onu baya zorluyordu. Tabi bunun yanında liseyi yaşıtlarının aksinerken bitirmesi de vardı.

Yinede, bölümünü, yarı zamanlı işini ve şehrin en iyi üniversitesinde okuması hoşuna gidiyordu.

Ailesini daha 16 yaşında bırakıp sırf üniversiteye gitmek için New York'a, kuzeninin yanına taşınmıştı.

Ama pişman değildi. Kardeşlerinin gürültüsü, üvey babasının ona olan ön yargısı.

'Her neyse' dedi Louis, gerekli durakta indi ve emlakçı bürosuna doğru yürümeye başladı. Yürürken havanın soğukluğu yüzünden küçük ellerini ceketinin ceplerine soktu.

Büronun kapısına geldiğinde, cam kapıyı eliyle ittirerek içeri girdi ve sıcak havanın yüzüne çarpmasını sağladı.

Ocak ayının soğuk'u çocuğu bayağı üşütmüştü. Büronun palto asmak için olan küçük odasına gitti ve ceketini çıkarıp yerine astı.

Daha sonra iki katlı büronun ikinci katına çıktı, onu gören yaşlı bay Harrison tebessüm etti ve selam verdi. "Günaydın Louis."

"Günaydın bay Harrison." Dedi kibarca. Ve adamın önündeki koltuklardan sol taraftadakine oturdu.

"Bu gün gösterilecek kaç ev var bay Harrison?" Tabletinden gün programına bakarken sordu, genç çocuk.

"1 Tane." Dedi beyaz saçlı adam. Louis şaşkınlıkla ona baktı, genelde günde, en az 4-5 ev olurdu.

"Az gibi." Diye mırıldandı. Adam çocuğa gülümsedi.

"1 ev demedim Louis ... Bir kişiye beğeneceği kadar ev göstereceksin." Çocuk bu laflarla gözlerini kocaman açtı.

"Bay Harrison bunun için başka birisi gitse." Dedi sızlanırcasına. Bu en zor olandı bazı insanlar çok zor beğeniyorlardı.

Bay Harrison ciddiyetini takınarak son sözünü söyledi "Sen gösteriyorsun Louis, Bay Styles bir kaç dakikaya burda olur."

Çocuk, en azından eşi yanında mı? Diye sormak için ağzını açmıştı ama Bay Harrison'ın bakışlarıyla sesini kesip bakışlarını tabletine dikti.

Çok değil 15'dk sonra üst kata çıkan, tahminen iki kişinin ayak sesleri duyuldu.

Louis çoktan yerinden kalkıp Bay Harrison'ın yanındaki yerini almıştı.

Genç göreceği kişiyi düşünürken, Bay Harrison'ın ayağa kalktığını fark etti bugün ikinci defa gözlerini pörtletti.

Bay Harrison genelde -hiç- ayağa kalkmazdı ki canım!

Başını yaşlı adamdan çekip girişe yönlendirdi ve o anda vücuduna ani bir elektrik dalgası yayıldı. Damağının kuruduğunu hissetti.

Karşısında en az 40'larında birini beklerken, 20'lerinde birini görmek onu şaşırtmıştı. Öte yandan adamın görüntüsü nefes kesiciydi. Siyah dar paça kumaş pantolonu, beyaz gömleğinin saklayamadığı kasları, gri dizinin 4 parmak üstüne gelen kabanıyla tam bir insan üstü varlık gibiydi.

Suratıysa ayrı bir şaheserdi, köşeli ve sert hatları olan yüzü, rengine perde çekerek soluklaştırdığı koyu yeşil gözleri ve geriye doğru yatırılmış, ucu kıvırcık olan saçlarıyla tam bir baş yapıt. Ne varki yanında olan ve bir kuâla gibi adamın koluna yapışmış çakma sarışın 'o benim' der gibi gözleri ateş atıyordu.

"Hoş geldiniz Bay Styles, ne içerdiniz?" Dedi Bay Harrison en kibar çıkan sesiyle.

Adam yeşil gözlerini karşısındaki beyaz saçlı adama dikerek soğuk bir sesle konuştu.

"Bi şey içmeye gelmedim Bay Harrison, bir an önce evleri görmeye başlasak." Yaşlı adam başını salladı ve Louis'ye döndü.

"Louis... Bay Styles'e eşlik eder misin lütfen." Çocuk adama olan hayran bakışlarını patronuna yöneltip, başıyla onayladı ve konuştu.

"Tabi Bay Harrison, beyefendi nasıl bir ev istediğini söyledi andan itibaren başlayabiliriz."

Adam gözünü gence yönelttiğinde suratında memnuniyetle bir sırıtma oluştu. İçinden 'güzel oyuncak' diye geçirdi. Oldukça belirgin hatları vardı, yumuşak yüz şekli ve uzaktan bile parlak, hayat dolu mavi gözleri adamı mest etmişti. Bu ufaklık hoşuna gitmişti.

"Nasıl bir ev istediğimi yolda anlatırım ufaklık, şimdi yola çıkalım."

Louis kendisine yöneltilen hitaba, adamın soğuk ve emir veren sesine sinir olsada, sesini çıkarmadı ve naziklikle tebessüm etti. "Tabi bay Styles.. hemen bakmaya başlayalım."

Louis Bay Harrison'a döndü, adam anlamış gibi cebindeki anahtarı çıkardı.

Bu anahtarlar evlerin ortak anahtarıydı.

Louis anahtarları alıp adamın yanına yürüdü ve nazikçe gülümsedi. Adamı beğenmiş olabilirdi ama aşırı ergenler gibi aptalca flört edicek hali yoktu. Hem herif %100 düz oldugunu, yanındaki sarışından gayet net belli ediyordu.

Adam çocuğun gülümsemesine kibirli bir sırıtmayla karşılık verip yana kaydı ve önden geçmesini söylemiş oldu.

Çocuk umursamayıp önden ilerlemeye başladı.

Adam çocuğun yürüşüyle dahada kendini haberdar eden kalçalarına bakarak dudaklarını yaladı. 'Benim olmalı' dedi içinden. Ve sinsice sırıttı.

Dediğini yapıcaktı !

-------------&

Ve 5'inci evin kapısını açtı çocuk, bu adam hakkaten zor beğeniyordu.

'Burası çok küçük'

'Buranın cephesi güzel değil'

'Buranın çevresini beğenmedim'

'Yatak odası hoşuma gitmedi'

'Mutfak dizaynını sevmedim'

Louis içinden 'lütfen bunu beğensin' diye geçirip büyük iki katlı villanın geniş kapısını adama ve adamın tam olarak neyi oldugunu bilmediği ama yanın gezdirdiği kadına açtı.

"Hiç girmeye gerek yok." Dedi adam kesin bir dille.

Çocuk şaşkınlıkla adama döndü, daha salona bile bakmamıştı.

"Daha içini bile görmediniz Bay Styles." Dedi sorgularcasına.

Adam sırıttı.

"Boyasını beğenmedim ufaklık, başka bi eve bakılacak." Çocuk resmen beni yormak için uğraşıyor diye düşündü. Ve sinirle gülümsedi "Boyatabilirsiniz." Dedi dişlerinin arasından.

"Uğraşmak istemiyorum. Yeni ev. Hemen." Sert, gıcık ve emir verici ses tonu Louis deli etmişti ama bi şey yapamazdı. Sinirle tısladı. "Nasıl isterseniz."

Kapıyı tekrar kilitledi, adam ve -muhtemelen- metresiyle arabasına yol aldılar.

Louis'yle beraber adamın büyük limuzin bozması arabasının arka koltuğuna geçtiler. Ve Louis düşündü 'bu kadar zengin biri niye tek tek ev bakmakla uğraşıyor, bi çalışanına yaptıramaz mı?'

"Okuyor musun?"

Adamın ani sorusuyla başını tabletinden kaldırdı ve soğuk yeşillere baktı.

"Evet. Okuyorum." Dedi kesin ama titrek bir sesle.

Adam gülümsedi.

"Hangi lise?" Gözlerini dikmiş ve ısrarcı bir ses tonu vardı.

Bu sefer çocuk gülümsedi.

"-Üniversite'si." Dedi gurur duyan bir sesle.

Adamsa gözlerini şaşkınlıkla açtı, söyledi üniversite, şehrin en iyisiydi. Ve buna karşın çocuk çok minyondu. Kuşkuyla sordu.

"Üniversite için küçük gibisin?"

"Öyleyim." Diye cevap verdi çocuk. Adam tek kaşını kaldırdı.

"Eee?" Dedi devam etmesini istercesine. Çocuk derin nefes alıp açıkladı.

"Okul zamanı harcayan yegâne şeylerden, bu yüzden liseyi 2'yıl erken bitirip üniversiteye erken başladım."

Adam memnuniyetle gülümsedi. Yeni oyuncağı güzel olduğu kadar akıllıydı da.

Çocuksa, adamın düşüncelerinden habersiz, kendisiyle gurur duyuyordu.

Louis arabaya binerken verdigi adrese geldiklerinde araban ilk o inip geniş bahçeye girdiler.

Bu ev -villa- bütün gösterdiklerinden büyüktü. 4 katlıydı ve son katı tamamen camdı. Dış cephesi ahşaptandı. Ve manzarası sahiden mükemmeldi, burayı tabletteki kayıtlı konutlardan bulmuştu. Fotoğraflarda bile muhteşem gürünüyorsa.. gerçekte nasıldır?

Bu evinde kapısını açıp içeri girdi ve 'burayıda beğenmezse adama yalı bakmaya başlamalıyız' dedi.

"Nasıl aynı anahtarla bütün evlerin kapısı açılıyor ki.." Dedi adamın yanındaki sarışın şaşkınca.

"Bütün evlerin anahtar ağızları aynı, taşınma kesinleştiğinde, özel anahtar ağzı takılıyor." Diye açıkladı genç çocuk.

"Neden böyle bi şey yaptınız ki?" Diye dalgınca etrafa bakarken sordu sarışın kadın. Adı neydi... Alexis.

Çocuk iç çekti ve açıklamak amaçlı ağzını açtı ama Styles ondan önce davrandı.

"Kolaylık olsun diye, saçma sorularına bi son ver!" Dedi sert sesiyle.

Kadın ses etmeyip somurttu. Louis evi anlatmaya başladı.

Evde o kadar şey anlatırken, adamın en sevdiği kısmın yatak odası oldugunu fark etti. Odayı görür görmez yüzümde geniş ve canlı bir gülümseme oluşmuştu. Louis adamın gamzelerini oldugunu gördüğünde bir an duraksadı.

"Bi şey mi var ufaklık." Adam muzip bir sırıtışla çocuğa bakıp neden durduğunu sordu.

Louis silkelendi ve odaya yeniden baktı, anlatacak bi şey kalmamıştı zaten.

"Şey.. bitti . Ehm.. Beğendiniz mi?" Dedi çekingen sesiyle. Adamın bakışları onu geriyordu.

"Kesinlikle. Beğendim." Dedi, gözleri odada gezerken adamın.

Genç rahat bir nefes aldı ve bir an önce eve gidip, rahat koltuğuna oturup, sıcak çayını içme hayalleri kuruyordu.

"Bu harik---"

"Başka bir ev görmek istiyorum."

Sözünü kesmesinden çok beğenmesine rağmen başka ev görmesine sinirlenmişti.

"Ama burayı beğenmiştiniz!" Dedi, lanet ki, sesi utanç verici şekilde tiz çıkmıştı. Ve hafif bağırmış mıydı?

Adam hafif sinirli olmasına karşın gülümseyerek, çocuğa ilerlemeye başladı. İçinden 'sesini yükselmeyi göstericem sana' dedi.

Çocuk yaptığının haklı oldugunu ancak adamın sinirlendiğini anlamıştı. Ve adama ölçülü gibi o da, geri adım atmaya başladı. Arkasındaki yatağın sağ başında duran komedini gördüğünde içinde bir korku hüsmesi oluştu. Adam çok sinirli bakıyordu ama aynı zamanda gülüyordu. Ne garip adamdı yahu!

Adam, çocuğun korktuğunu bildiği için gülümsemesini büyülttü ve onu sıkıştırdığı komidine, iyice yaslandırdı.

"Zevk. Burayı beğendim ve şimdi başka bir eve bakmak istiyorum. Tamam mı?" Tane tane ve sert sesiyle söylediği, cümleleri Louis gözünü kırpmadan dinlemişti.

Ve yine gözünü kırpmadan sessizce sordu. "Sahil kenarımı? Orman havası mı?"

Adam sırıttı.

"Orman havası." Dedi ve çocuğun önünden çekildi. Çocuk hipnotize olmuş gibi eklemlerini kullanmadan robot gibi adamın önünden geçip, çıkışa ilerlemeye başladı. Hayır, adamdan korkmamıştı. Ama bulunduğu atmosfer onu tuhaf hissettirmişti ve bir an önce o havadan kurtulmak istemişti.

Adamsa kaçar gibi çıkışa ilerleyen, çocuğa baktı. İçindeki duygu ve şehvetin arttığını hissetti. Duygu kısmı sinirini bozsada, şehvet kısmı hoşuna gitmişti.

O bücür'ü şimdi becermek istiyordu. Hemen. Şimdi.

-----------------&
1395. Kelime..
Sinir yerde bıraktım ama bunu bitirmek bile beni bitirdi. Bir daha ki bölüm ne olursa olsun smut! Okuduğunuz için TEŞEKKÜRLER !

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

4.4K 285 12
"O benim!" "Hayır benim!" "İkiniz de benimsiniz, şimdi kapatın çenenizi!"
104K 8.1K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
160K 16.9K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
38.5K 3.3K 12
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !