Yasaklı

By aabuseaa

119K 1.4K 124

Kağıda siyah kalemle şunlar yazılmıştı: "Senin yüzünden son bulan hayatlar,hesaplarını görmek için karşına di... More

Aptal
Hayranlık
Bar'da
Cevapsız Sorular
İlk Ders
Siyahlı Adam
Korku
Lavinia
Anılar ve Sırlar
Tanışma
Hasta
Vicdan
İhanet
Biten Aşkların Ardından

Kaçış

725 25 5
By aabuseaa

İyi şeyler bana uğramazdı,bunu biliyordum.Bunu kendimi bildiğimden beri ufakta olsa sorunlarla boğuştuğumdan söylemiyorum ya da huzurlu birkaç geceyi unutturacak kadar çok acı çektiğimden değil.

Bana iyi niyet uğramıyordu.

Pesimist gibi görünüyorum belki ama değilim;gerçekçiyim.Küçük yalanlarla kendimi ve başkalarını uyutmak istememem,insanlar tarafından kötümser,umutsuz ve depresif damagalarının yapıştırılmasına sebeb oluyordu.
Beni uzun zamandır bırakmış olan iyi şeyleri aramıyordum bile.(Bu da kötü hissettiren acımasız bir gerçekti.)
Çünkü hangi sorun bitti desem yerine,yenisi ekleniyordu.Alışmıştım işte.Anahtar kelime buydu.Ben savaşmaya,üzülmeye ve acılara boğulmaya alışmıştım.

Şuan üzerine atladığım herifin beni tek hamlede yere sereceğini bilsemde inatla,savaşıyordum.Zaten alışılmışlığın dışına çıkmak her insansın harcı değildi.

Fiziksel acılara dayanıklıydım.Bunun sebebini küçükken düştüğümde benimle dalga geçip deli gibi gülenlere inat benimde acımı unutup onlara katılmama bağlardım.

Ta küçükken öğretmişti hayat,acılara rağmen gülünebileceğini.

Fiziksel olarak güçlü görünmek veya güçlüymüş gibi davranmak,benim en büyük sığınağımdı.Beni ve sevdiklerimi tehlikeye atan bu adama da gösterecektim.

Ben güçlüydüm.

Sımsıkı kapatıp yumruk haline getirdiğim elimi,yüzünün sağ tarafına yapıştırdığımda bile bu kelime beynimde dönüyordu.

Hamlem onu hazırlıksız yakalamış olacakki sol elimle attığım yumruktanda kaçamamıştı.İçten içe kendimi tebrik etsemde,zamanımın kıtlığından hızla harekete geçmem gerektiğini kendime anımsatıp,arkamı dönüp koşmaya başladım.

Vay canına!Aksiyon filmlerinde ki kötü adamları deviren şu siyah deri taytlı kızların aksiyonunu parmak uçlarıma kadar hissetmek...Adrelanin vücudumda gezerken deli gibi koşuyor,etrafımdaki her şey hızımdan silinip,sessizleşiyordu.Kalbim deli gibi atıyordu ve bacaklarım iflas etmeye hazır gibiydi ama ben yorulmuş gibi değildim.Aksine,hayatım ve sevdiklerim için onlarca kat acıyla başa çıkabilirdim.

Bu anormal koşuşum birinin arkamdan saçımı sertç çekmesi ve beni durdurmasıyla sona erdi.
Acıyla yüzünü buruşturup,birkaç telden fazlasının koptuğuna inandığım,saçlarıma gitti elim.

"Ahhh!!"

"Evet aynen böyle." diyerek güldü Tamer."Şu acı dolu sesinin benim ne kadar hoşuma gittiğini bir bilsen."

Saçımı iyice geriye çekip dizlerimin üstüne çökmemi sağladı.Siyah gözleri gözlerimle buluşunca,korkudan olduğum yere sinmemek için kendimi zor tuttum.Öyle saf bir nefret vardı ki gözlerinde,bu adamın daha önce neden kafama sıkmadığını açıklıyordu.Nefreti benim acı çekmemi istiyordu.İçini kemiren bu his onu öyle ele geçirmişti ki,sadece benim acılarım bu hissi küllendirirdi.

"Kaçman,bağırman,savaşman..." dedi başını iki yana sallayarak."Sadece yaptığım şeyi daha zevkli hale getiriyor."

"Seni hasta piç." deyip yüzüne tükürdüm.

Kendimi en kısa yoldan nasıl öldürtebilirim ders 1.

Çenesinde ki kas seğirmişti.Boştaki elini yüzüne götürüp,sildi.Bakışları bana döndüğünde hata yaptığımı görüyordum ve bu hatanın hem benim hemde diğerlerinin hayatlarını etkileyebilirdi.

Bana o ölümcül bakışlarını atmayı kestikten sonra yine saçımdan çekerek ayağa kaldırdı.Canım acımıştı ama sesimi çıkarmadım.Beni saçlarımdan çekerek adeta sürüklerken yine sesimi çıkarmamıştım.Sırf iki tel saçım acıyor diye bağırarak onu sevindirezdim.Hem ne olmuş acıyorsa?Ben bundan daha beterlerine katlanmıştım.

Demir kapının önüne geldi ve birkaç kez yumrukladıktan sonra kapı açıldı.
Saçlarımı bırakmadan benide peşinde sürükleyerek içeri girip koli dolu deponun içinde yürümeye başladı.Arkamızdan kapı büyük bir gürültüyle kapanınca korkuyla,saçıma yapışmış ellerin izin verdiği kadarıyla,arkama baktım.İri yarı,sarışın bir adam bizi takip ediyordu.Yardım dilemek için gözlerine bakmaya çabalasamda o bir an olsun bile gözlerime bakmamıştı.Ellerine kasıklarında birleştirmiş robot gibi yürümeye devam ediyordu.

İşte o an umutsuzluk tüm bedenimi ele geçirmişti.Buradan kaçamayacağımı ve sevdiklerimi de benimle beraber burada tutacakları düşüncesi beynimi kemiriyordu.Yaklaşık iki saattir vücudumda bulunan adrelanin gitmiş,büyük bir korku onun yerini alıvermişti.

Korkudan ayaklarım birbirine dolanınca istemeden tökezleyip,yere düştüm.Tamer'de hazırlıksız yakalanmanın etkisiyle saçımı bırakmıştı.

O an için en acınası şeyi yaptım:Ağladım.

Acımayan dizlerimi,sanki parçalanmışcasına avuşturuyor ağlıyor,ağlıyordum.Hıçkırıklarım ciğerlerim delip geçerken,kimse korkudan,çaresizlikten ağladığımı bilsin istemiyordum.

"Borya,taşı şunu." diye mırıldanan Tamer'in arkasına bile bakmadan gidişini izliyordum.

Bir an için arkasından saldırıp,o iğrenç beynini patlatmak istesemde,arkamdaki dağ gibi herifi farkedip umutsuzca hıçkırıklarıma devam ettim.

Borya denilen sarışın bana doğru hamle yapınca korkuyla geri çekildim.Hıçkırıklarım durmuştu.Üzerime gelmeye devam edince arkaya doğru bir kez daha çekildim ve kolilere çarptım.Üst üste dizilmiş kolilerden biri kafama düşünce acıyla burnumu kırıştırdım.

Kaçamayacağına göre savaş kızım!

Elinden kurtulmak için hızla plan yaparken bir yandanda kafamı avuşturup,acıyla sızlanıyordum.Dikkatini dağıtmasını umuyordum ki,gerçekten dağılmıştı.Yüzün de harekete geçip,geçmeme arasında kalan bir ifade vardı.Ben de bu ifadeden faydalandım.

Hızla ayağa kalkıp,dışarıya çıkan kapıya doğru koşmaya başladım.Sevinçten ağlamak istiyordum.O kas yığınını geçmek çokta zor olmamıştı!Kapıya yakınlaştığım sırada onu kontrol etmek için arkamı döndüm.Arkamda deli gibi koşan birini beklerken kimseyi göremeyince şaşırdım.

Bu işte bir terslik var ama...

Vee daaannn!

Arkama bakarak koşarken önümde birden belirdiğini görmemiştim.Hatta ona çarptığımda korkuya tiz bir çığlık atmayı da beklemiyordum.

"Ss-Senn..." diye kekeleyerek durumu daha kötü hale getiriyordum.

Bana gülecekmiş gibi baksada tek kelime etmeden eğilip ani bir hareketle beni sırtına attı.

Bir anda ona bakarken,şimdi ters bir şekilde poposuna bakıyordum.
Önce şaşkınlıkla hareketsiz kalsamda,şaşkınlığım geçince sırtına yumruklarımı geçirmeye başlamıştım bile.
"Bırak lan beni!" diye bağırıyordum ama ne yumruklarımı hissediyor ne de dediklerimi anlıyor gibiydi.

Adından ve görünüşünden anladığım kadarıyla yabancı.Ama bu tepinmelerim için aynı dili konuşmamız gerektiğini sanmıyorum!

Şükürler olsun ki beni zorla götürdüğü yer,çok uzak değildi.Kafam aşagıya sarkıtılmış olduğu için etrafı göremiyordum ama sonunda yanından hızlıca geçtiğimiz koli yığınları bitince gelmiş olduğumuzu anladım.
Beni tüm kemiklerimin acımasına sebeb olacak kadar sert bir şekilde yere fırlatınca,acıyla inledim.

"Güzel.Çok güzel." dedi menun olmuş bir şekilde Tamer.

Orada olduğunu fark edince elimde olmadan kasıldım.Açık renk saçlarımı yüzümden çekmeden etrafımı inceledim.

Ve etrafımda yarı baygın yatan bedenleri görünce çığlığı basmam bir oldu.

Emir'in ve Kerem'in kolları ve ayakları arkadan birbirine bağlanmış,ikiside yerde yan devrilmiş yatıyordu.Soğuk zeminde hafifçe kıpırdanıyorlar ama verilmiş olan yatıştırıcı yüzünden tam anlamıyla ayılamıyorlardı.O iki dağ gibi adamı böyle çaresiz görmek istemiyordum.Kerem'in şimdi ayağa kalkıp beni azarlamaya kaldığı yerden devam etmesini istiyordum.Emir'in dudaklarının o umursamaz gülümseyişiyle kıvrılmasını istiyordum.Ama onlar karşımda iki büklüm yatıyordu.Kalbim sızlarken,dudaklarım acıyla çarpıldı.Histeri krizine girmeme ve olayları daha da beter hale getirmeme ramak kalmıştı. Beynim hem onları kaybetme hemde Tamer belasının kafasını kopartma düşünceleri arasında gidip geliyordu.

Onların başına böyle bir şey gelmesine nasıl izin verdim?!

Bu içimden yükselen ama dışarıda yankısını bulamayan çığlığımdı.Hiç durmadan,kelimeleri kalbime batırmak istercesine çığlık atıyordu benliğim.
Önce Tamer'i gebertmek sonrada kendimi gebertmek istiyordum.Tamer'in bana acıyı tattırmak için zavallı gibi onları kullanmasına,benim daha öncesinde onlara zarar vermeden karşısına dikilmeyişime...Lanetler okuyordum.Karşımda yatan bu iki adamda masum değillerdi.Birçok hata ve yanlış yapmışlar,birilerinin canını yakmışlardı.Ama şimdi hiçbir günahlarının olmadığı bu hikayede,hem benim hem Tamer'in günahlarını ödüyorlardı.
Hem karşımda yatan adamlardan biri saatler önce dudaklarından tutkuyu tattığım adamdı.Onun çektiği acının benim günahlarımın sebeb olmasına nasıl izin vermiştim?Soğuk ve sert zeminin kaburgalarına verdiği acıyı,kendi kaburgalarımın içinde hissederken nasıl mantıklı düşünebilirdim?

Ağlamamlıydım.Ağlarsam o kazanırdı.
Yalvarmamalıydım.Yalvarırsam o kazanırdı.
Pislikti.Şerefsizdi.Bende öyle olabileceğimi göstermeliydim.Öyle güçlü olmalıyım ki,yerde yatan iki adamın kısa zamanda hayatıma büyük izler bıraktığını unutmalıyım.

Kafamı çevirip bana duygusuz bir yüzle bakan Tamer' en az onun kadar duygusuz bir şekilde baktım.
Ve o an ilk hatasını yaptı:
Şaşırdı.
Sinir krizlerine gireceğimi,dövüneceğimi belki de saldıracağımı düşünmüştü.Hatta bundan emindi.Yüzündeki bu-farklı şartlar altında-komik şaşkınlığa gülebilirdim bile.
"Karşına defalarca çıkıp her seferinde korkudan altına yapacak gibi durmasaydın şu haline inanırdım." dedi o küçümseyici ses tonuyla.
"Düşmanının kim olduğunu bilmemenin verdiği bir korkuydu o,artık birbirimizi tanıyoruz."
Ufak bir kahkaha attı Tamer pisliği.
"Düşmanını emin ol tanımıyorsun kızım."
İşte tüm irademin tükendiği an bu andı.Titredim ve o bunu farketti.
"Şimdiiii neden burda olduğun sorusuna ve seni neden öldüreceğim konusuna gelirsek..." diyerek yürümeye başlamıştı.
"Hayatta tek sevdiğim kadını öldürdün ve onun ihanetiyle yüzleşmek zorunda kaldım" sesi sertleşmişti.
"Allah kahretsin...Senin yüzünden acısını bile çekemedim Aslı'nın.Yanında sevgilisi olması..." öfkeden sesi kısılmıştı.
Birden üstüme hızlıca gelerek beni yerimden sıçrattı ve kafamı saçımdan tutarak deponun zeminine yapıştırdı.Canım yanıyordu ama korkudan tek kelime bile edemiyordum.Bu adam deli değil zırdeliydi.Utanmasa Aslı'nın ihanetinin bile benim yüzümden olduğunu söyleyebilirdi.Çektiği tüm acının sebebi olarak görmüştü beni.
"Sen!Bunun bedelini ödeyeceksin!" diye yüzüme hırladı ve suratıma bir tokat yapıştırdı.Canım yanmıştı ve gözümden bir damla yaş aktı.
O sırada Emir'in uyanık olduğunu farkettim.İşimden bir sevinç dalgası akıp giderken,bagırmak sevinmek istiyordum ki bana gözleriyle bişey anlatmaya çalıştığını farkettim.Gözlerini takip ettiğimde yerde duran küçük çakıyı farkettim ama verdiği ipucu bu kadardı gerisi bana kalmıştı.
Çok düşünmeden çakıyı yerden hızlıca alıp Tamer'in göğsüne sapladım.Şaşkınlık ve acının bize kazandırdığı 2 dakikalık süre içinde Emir ve Kerem son hızla yattıkları yerden kalkıp diğer korumalara yöneldiler.
Kerem sağ dirseğini korumanın yüzüne geçirirken bağırdı:
"Cansu koş!"
Bacaklarımın bana ittat etmesine şaşırarak zeminden kalktığım gibi koşmaya başladım.Koşuyordum koşuyordum ama deponun sonu gelmiyordu sanki.En sonunda deponun kapısını gördüğümde içimde mutlulukla daha hızlı koşmaya başladım.Kapının kulpuna elimi uzatacakken biri saçlarımı arkadan çekti ve çığlığım boş depo koridorlarında yankılandı.

"Bu işin bu kadar uzamasına izin veren bendim" bayılmadan önce kafamdaki hissetiğim keskin acıyla birlikte son duyduğum cümle buydu.

Merhaba sevgili okuyucularım!
Uzun süre oldu farkındayım ama sizlerin hikayemi sevmiş olmanız beni tekrardan yazmaya teşfik etti diyebilirim.Neden bu kadar çok beklediğiniz sorusuna verecek cevabım çok o yüzden sadece hayat şartları demeyi tercih ediyorum.
Hikayenin gidişatına gelince,bu bölümden sonra işler biraz daha kızışmaya ve budaklanmaya başlayacak yeni sırlar ortaya çıkacak.Hikayenin formatı romantizimden biraz daha gerilim ve heycana bırakacak...
Bu arada yorumlarınızı beğenilerinizi eleştirilenizi bekliyorum(emin olun bir daha bu kadar beklemeyeceksiniz! :) )

Continue Reading

You'll Also Like

11.3M 527K 34
En yetenekli öğrencileri toplayarak onlara en güzel geleceği vermekle ünlü okula davet aldım ve yatılı olarak bu okula geldim.Bir anda bütün hayatın...
TUTSAK By Elsa

Mystery / Thriller

67.3K 2.4K 36
"Ben; kışı yaşadığım bir akşam beni yakan rüzgarı da çok iyi tanıyorum, bir cehennem akşamı beni üşüten alevleri de"
89.9K 6.4K 54
Sessizlik. Yalnız kalmak istediğimi söylemiştim sadece ona. Sadece sessiz olmasını! Neden dediğimde susmadın? Şimdi yoksun. Bu senin tercihindi!
14.8M 599K 54
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu...