günahkâr » jung kook ✅

De alliekookie

323K 25.2K 6.9K

Karanfillerle donanmış sesi içimdeki ilkbahar salıncağını sallandırırken kafamı kaldırıp gökyüzüne bürünmüş g... Mai multe

début.
connaissance.
enfer.
premier tâche.
ange.
rendez-vous.
baiser de Noël.
confession.
déboires.
concéder.
faits.
kidnapper.
plan.
1K.
frontière.
il est mort.
dépouille.
faire prendre.
bracelet.
medécin legisté.
rêver.
point.
glosbé.
fantoche.
nemesis&senius.
tueur.
feu.
je t'aime.
l'épisode finale 1.
finale.
a year, lot of hearts.

diable.

10.5K 882 278
De alliekookie

Jungkook gittikten sonra yaşadıklarımın etkisinden çıkmak için elimden geleni yapmıştım.

Her zamanki gibi depresyon setim masanın üzerindeydi, televizyondan korku filmi açıp kendimi korkutmaya çalışsam bile hala aklıma Jungkook'un kaslı vücudu geliyordu.

Bugüne dair her şeyi beynimden silmek istiyordum.Bir spatula alıp beni ele geçirmiş kasları beynimden kazımak istiyordum.

Söylene söylene yerdeki çikolata çöplerini kaldırırken gözüm aşk kitaplarıma takıldı. O psikopat hergele yüzünden aşka dair bütün hayallerim yelkenleri indirmişti.

Sinirle tepinip evde salak Jungkook diye bağırmaya başlasam da kurbağa gibi çıkan sesimle yüzümü buruşturdum.Fakat asıl salaklık bendeydi.

Neden o yanımdayken irademe sahip çıkamıyordum?Neden onun yanında bir salak gibi davranıyordum?

Kendime artık hislerime yenik düşmeyeceğimin sözünü verip yatağa zıpladım.

Fakat hâlâ aklım ,mutfakta yaşadıklarımızdaydı.

*

Sabah kalktığımda aynaya bakmamla tek gördüğüm korku filmlerinden fırlamış bir hortlaktı.

Her zamanki halimdi işte.

Dün bütün çikolataları yediğim için yüzüm şişmişti.Normalde hiç umursamaz yüzümü bile yıkamadan okula giderdim ama Seo Joon görevini tamamlamak için ona güzel gözükmeliydim.

Makyaj setini çıkarıp kendime makyaj yaptım ve her zaman dağınık olan saçlarımı düzleştirdim.Ayaklarıma siyah,yüksek taban,bağcıklı botlarımı giyip evden çıktığımda bacaklarımın donmasıyla titremiştim.

Normalde her zaman güzelliğimden ödün verirdim ama bu görevi başarmak için bunu yapmalıydım.

Sınıfa girdiğimde gerzek erkek sürüsünün bakışlarını üzerimde hissetsem de umursamadım ve çantamı bırakıp Seo Joon'un yanına gittim.

"Günaydın Seo Joon." dedim sevecen bir sesle.

Seo Joon gülümseyerek "Günaydın." diye mırıldandı ve beni biraz süzdü.

"Bugün çok değişik görünüyorsun."

"Nasıl yani?" dedim merakla.

"Fazla güzel."

Bakışlarımı kaçırıp ince bir ses tonuyla teşekkür ettim.Övünmek gibi olmasın fakat,gerçekten iyi bir iş çıkarıyordum.

Akşam kaçta buluşacağımız hakkında konuşurken matematik öğretmeni geldi ve yerime oturdum. Yerime geçerken Jungkook'un sırasına göz ucuyla baktığımda kızların koyduğu hediye paketlerinden başka bir şey görememiştim.

Henüz teşrif edememişti beyefendi.

Matematiği sevdiğim için derse odaklandım ve not almaya başladım.Tam moda girmişken sınıf kapısının açılmasıyla kafamı kapıya doğru çevirdim.Siyah dar montu, siyah saçları, siyah botları ve olmazsa olmaz eyelinerıyla Jungkook karşımdaydı.

Dün yaşadıklarımız aklıma gelince hemen defterime bakmaya başladım.Bu olanları unutmak için bir süre ondan kaçmam gerekiyordu, çünkü öyle davranışları vardı ki nerede olduğumu unutuyordum.
Sınıftaki kızlar yine kıkırdayıp gülüşürken Jung Kook o lavanta kokan parfümüyle yanımdan geçmişti.

Kokunun güzelliği başımı döndürürken bunu kendime saklamayı tercih ettim.

Matematik dersi bitip zil çaldığında kitaplarımı kapattım ve arkama dönmemeye çalıştım.Hâlâ onunla yüz yüze gelmeye cesaretim yok iken,kaçmaktan başka hiçbir şey yapamayacağımın farkındaydım.

Nasıl bu durumdan kurtulsam diye düşünürken Seo Joon yanıma geldi ve tebessüm etti.

"Güzellik,kantine gidelim mi?"

Şaşkınlıktan elim ayağım birbirine girdiğinde sıradaki kalemi yere düşürmüştüm.Kalem arkaya doğru yuvarlanırken şimdi nasıl eğilip alacağımı düşünüyordum.

Derin bir nefes alıp arkama döndüğümde Jungkook'un her zamanki sert bakışlarıyla karşılaşmıştım.Bir şey demeye tenezzül bile etmeden kalemi alıp sırama koydum ve Seo Joon'a "Gidelim." dedim nefes alışverişimi düzene sokmaya çalışırken.

Kantinden sıcak çikolata alırken Seo Joon hayranlıkla mırıldandı.

" Gerçekten fazla güzel olmuşsun."

İlk görevimin bu kadar kolay olacağını tahmin etmiyordum. Ayak uydurmak için "Birine güzel görünmek istiyorum." dedim heyecanla.

Fakat bunları söylerken kendimden fazlasıyla hoşnutsuzdum. Hoşlanmadığım birine böyle şeyler söylemek beni sadece kötü hissettiriyordu.

"O şanslı çocuk olmak isterdim."

"Belki sensindir." dedim kahvemden bir yudum alırken.Oyunculuk konusunda üstüme yoktu gerçekten.

Zil çaldığında boş kahve  bardaklarını çöpe atıp sınıfa doğru yürümeye başladık.

"Gerçekten Jungkook hayranı mısın?"

Seo Joon'a saçmalamaz mısın bakışı atıp "Hayatımda olacağım en son şey." diye mırıldandım.

"Bunu öğrendiğim iyi oldu, o çocuk sinirlerimi bozuyor."

Bunu duyunca yüzümü ona doğru çevirdim. Evet ikisi de birbirini sevmiyordu,ne hoş(!) bir tesadüftü böyle.

"Neden onu sevmiyorsun?" dedim şaşkınlıkla.

"Onda beni rahatsız eden bir şey var.Nedenini bilmiyorum,belki de çok yakışıklı olduğu içindir."

Bunu duyunca kahkaha attım ve o da gülmeye başladı. Sınıfa girdiğimizde Jung Kook'un bir kızla beraber olduğu gözüme çarpmıştı.O sırasına yaslanmıştı ve kız da önünde saçlarıyla oynuyordu.Kaşlarımı çatıp ona baktığımda göz göze geldik ve kafamı çevirdim.Hiçbir şey söylemeden yanlarından geçip yerime oturdum ve matematik çözmeye başladım.

Hayatındaki tek felsefesi sadece yemek ve yatmaktan oluşan ben kitap açmış test çözüyordum.Tamam,itiraf etmek gerekirse çözmekten çok konuşulanları dinliyordum.

Kız o kadar vıcık konuşuyordu ki dediği hiç bir şeyi anlayamıyordum.Tek duyduğum Jung Kook'un "Bir ara takılırız." cümlesiydi.

Kız heyecanla yanından ayrılırken Jung Kook sıramın kenarından tutup kitabıma doğru eğildi.Kafamı ona çevirdiğimde kitaba bakmaya devam etmişti.

"Ne oldu?" dedim ince bir sesle.

Jung Kook dudağını yaladı ve hafifçe yutkundu. "Hayatta tek berbat olduğum şey matematiktir."

"Öyle mi?" dedim kısaca.Bu kadar yakınımda olması bütün devrelerimi yakmıştı.

"Beni çalıştıracaksın." dedi ve ben de sadece "Pekala." deyip Seo Joon'un yanına gittim.

Oh olsun.

Ders boştu ve bir türlü geçmek bilmiyordu. Ne kadar Seo Joon'la konuşsam da gözüm Jung Kook'un sırasındaydı.Bir insan nasıl bir günde sekiz kızla konuşabilirdi?

İçimde yayılan tuhaf duyguya bir anlam verememek kendime kızmama neden oluyordu.Pekala,kıskandığımı inkar etmek istemesem de,o veleti birilerinden kıskanmak sinirimi fazlasıyla bozmaya başlamıştı.

Jung Kook'un sırasına bakarken gözlerimden lazer çıkmasından korktuğum için, Seo Joon'un yanına oturdum.Bir süre sonra onunla konuşmaktan patlayacak hale geldiğimde yanından kalkıp kütüphaneye gittim.

Seo Joon ile bu kadar yakın olmak beni iki günde bunaltmıştı.Normal arkadaşım olsa sadece bir iki kelime edip başımdan savardım ama şuan Seo Joon'un bütün dediklerine cilve yapmak zorundaydım.

Her zamanki yerime geçtim ve yere uzandım. Şuan beni huzurlu hissettiren tek şey buydu.

Ta ki kütüphane kapısı hızlıca çarpana kadar.Kim olduğuna bakmak için ayağa kalktığımda pek de şaşırmamıştım.

Jung Kook üzerime doğru yürüyüp her zamanki gibi beni kitaplığa sıkıştırdı ve kollarını iki yanıma koydu.

Evet,bugünü kazımak için de bir spatula lazımdı.

"Sabahtan beri beni görmezden gelme sebebin ne?" Gayet sakin bir başlangıç yapmıştı ama gözlerinde yayılan kıvılcımlar bedenimi yakıyor gibiydi.

"Görmezden gelmiyordum." dedim yalan atarak.

Geliyordum.

Jungkook ilk günki gibi önüme düşen tutamı kulağımın arkasına sıkıştırdı ve tok sesiyle fısıldadı.

"Beni görmezden gelemezsin Angel, çünkü sen bensiz bir hiçsin."

Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda hırıltılı nefesi yüzüme çarpmıştı.

"Ben sen olmadan önce de bir hiçtim Jeon Jung Kook, kendini bu kadar üstün görme."

Jungkook alayla gülümseyip hızlıca saçlarını karıştırdı ve yukarıdan aşağı beni süzdü.

"O piç için mi bu kadar süslendin?" dedi yüz ifadesinin aksine ruhumu yakan sesiyle.

Kafamı aşağı yukarı salladım. "Bunu benden sen istemiştin."

"Sikeyim Eun Gel." dedi Jung Kook sinirle. "Bir daha böyle gelirsen seni öldürürüm."

"Ne yapmamı istiyorsun Jung Kook?" dedim hayıflanarak.

"Onu elde etmem için böyle olmak zorundayım.Birine duygularını belli etmek için,ona ait olduğun hissini vermek gerekir."

Sol duvarda olan kolunu kaldırıp saçlarımı okşamaya başladı.Her temasında göğüs kafesim biraz daha karanlığa bürünüyordu. "Sen sadece bana ait olabilirsin Angel, başkasına değil. "

Ruhumda hissettiğim nahoş sancı,bir an aklımı başımdan alsa da bunu engellemeye çalışarak "Sana ait değilim." dedim bağırarak."Ne sen ne de Seo Joon,ikiniz de umrumda değilsiniz."

Ellerimde olan saçları bu sefer belimi buldu ve kalp atışlarım deli gibi hızlanırken beni sıralardan birine oturttu. Ben sırada oturuyordum ve o da benim önümde duruyordu.Nefes borumda kalp kırıklıklarımın dizildiğini hissedebiliyordum.Bedenim sonbahar rüzgarına boyun eğmiş bir yaprak gibi titriyor,beynim şuan yaşananlara mantıklı bir sebep bulmakta zorlanıyordu.

Jung Kook yumuşak avuç içini çeneme sabitleyip yüzümü kaldırmamı sağladı.Sarhoş gibiydim ve zemin ayaklarımın altından kayıp gidiyordu.

"O şerefsizle bir daha böyle yakın olursan seni öldürürüm Eun Gel, flört etmekle sürtüklüğü karıştırma."

Sürtüklüğü karıştırma.

Dediği şey yüzümü allak bullak ederken hala idrak etmeye çalışıyordum. Bana bunu gerçekten diyebilmiş miydi yani?

Bedenimin titremesini kontrol altına almaya çalışarak ayağı kalkıp göğüsünden ittirdim ve "Neden bu kadar kötüsün?" dedim kırılgan bir sesle.

Hiçbir zaman kendimi böyle hissetmemiştim.

Böyle ucuz hissetmemiştim.

Jung Kook burnunu çekti ve bana donuk bir şekilde baktı. Gözlerinde pişmanlık parıltıları görsem de çok uzun sürmemişti.Durumumu umursamayarak kütüphane çıkışına doğru yürüdüğünde akmaya hazır gözyaşlarımı tutmaya çalışıyordum.

Onun için hiçbir şey ifade etmiyordum.

"Sen artık masum bir melek değilsin Angel, bir şeytanın cehennemine mahkumsun."

Ağlamamak için dudaklarımı ısırdığımda şeytanım çoktan gitmişti bile.







Continuă lectura

O să-ți placă și

40K 3.5K 23
jennie, taehyung'a kendisini sevdiğini 3000 kez söyler. jennie & taehyung.
33K 2.5K 36
"...'Eğer benimle onun arasında kaldıysan onu seç, çünkü beni gerçekten sevseydin seçenek olarak görmezdin.'" -Taelicekook
209K 12.4K 48
"Öp beni!!" Cidden bu adam tam bir anlamazdı.Onu bu durumda ne kadar istesem de öpemezdim.Bunu anlayamıyormuydu? "Yoongi seni öpemem!"dediklerimi umu...
63.9K 4.2K 31
Jungkook yıllardır platonik olduğu ama en yakın arkadaşını seven Lisa'ya anonimden yazmaya başlar.