Panduf | Texting

By birgizemligizem

936K 53.7K 12K

Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Tezat
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 32
Bölüm 33

Bölüm 31

17K 1.4K 269
By birgizemligizem


Merhaba, yine biz geldik.

Geceden gündüze nasılsınız ?


Böyle gitme n'olur, böyle gitme n'olur
Biraz yanımda otur, diyemedim




BÖLÜM OTUZ BİR


Başımı yere çevirmiş ayağımdaki panduflara bakıyordum. Niye almıştı bunları bana? Ayaklarım geçen sefer üşümüştü biraz. Yine buraya gelirsem diye almıştı hayır geleceğimi biliyordu. Misafire terlik alınırdı, Yaman benim bu evde misafir olmamı istemiyordu ama. Burada yaşıyormuşum gibi halı kullanmadığı eve halı almıştı sırf ben sorduğum için. Bunları benim için yaptığını düşündükçe daha da berbat hissettim. Yaman anahtarını alıp geldiğinde hala ayaklarıma bakıyordum.

Pandufları çıkartmak yerine kapıyı kapattım ve geri döndüm. Başımı kaldırdığım an göz göze geldik. İkimizde bitmiştik, berbat haldeydik.

Aynı anda adım attık birbirimize ve aynı anda sarıldık sıkıca. Belimdeki kolları mümkünmüş gibi daha da sıkılaştı. Boynuna sarıldığım için parmak uçlarındaydım. Beni yormamak için eğilmek yerine yardımcı oldu ve zıplayarak bacaklarımı beline sardım sarılırken.

Başımı boynuna gömdüm. Huzur burada saklıydı.

"Özür dilerim" dediğinde boynuna bastırdım dudaklarımı. "Asıl ben özür dilerim."

Hatası yoktu ki onun... Aynı durumda bende yanlış anlayıp kafayı yerdim. Yaman başka bir kadının, eski sevgilisinin adını duyunca böyle dağılsa, o an bana bakmadan sadece onun hakkında bir şeyler sorsa bende delirirdim öfkeden. Hatta basıp giderdim, yalnız kalmak isterdim çünkü. İnsana en ağır gelen duygu sevilmediğini hissetmektir. Sevdiğim adamın beni sevmediğini hissettiğim an onun iyiliğini düşünmezdim sanırım, sadece uzaklaşmak isterdim. Yaman bu duyguyla baş etmeye çalışırken bile evine getirmişti beni. Başka bir adam için ağladığımı sanıyorken bile göğsüne saklamıştı, sarıp sarmalamıştı. Daha fazla dayanamadığı noktada kalkıp gitmişti, canından can gittiğine emindim tüm bunları yaparken.

Konuşmaya çalışırken ben sakinleşmiştim onun ise içinde dizginlemeye çalıştığı öfkesi çığ olup büyümüştü. En sakin halimle konuşmaya hazır hissettiğimde ona giderken onun en öfkeli ruh halinde olduğunu akıl edememiştim.

Tüm başa çıkmaya çalıştığı şeylere rağmen uzaklaşmıyordu benden. Hatta yalvarmıştı bana, beni öp demişti. Sadece aşkımı hissetmek istiyordu.

Kendime kızıyordum geçmişi hatırladığım ve o anın içine kısılıp kaldığım için. Uğur ve Yaman'ı bir tutmuştum.

Yapamazdım bunu, çok ağırdı bunu sevdiğim adama söylemiş olmam. Şimdi kaçıp gitmesi kolay olandı belki ama gitmeyecektim ben. Yaman beni kovana kadar dibinden ayrılmayacaktım hatta. Bunu kanıtlamak için beni ayaklarımın üzerine indirdiğinde yanında geçip odasına girdim. Ne yaptığımı anlamak için arkamdan geldi. Üzerimdekini çıkardığımda sütyenimle karşısında kaldım ve Yaman başını yere eğdi.

Sırf bu hareketi için bile ölünürdü bu adama. Yüzümde beliren tebessümle dolanı açıp sweatshirtlerinden birini çıkardım. Üzerime giydiğimde burnuma onun ferah kokusu gelmemişti. Temiz kokuyordu muhtemelen yeni yıkanmıştı bu kıyafeti. Altımdaki pantolonu çıkarıp bacaklarımdan sıyırdım. Sweat yeterince uzun durmuştu zaten, altıma bir şey giymesem de rahattım.

Yanından geçip banyoya girdim. Banyosunda yüzümü yıkadım güzelce. Tüm makyajdan arınana kadar temizledim yüzümü. O kadar ağladığım halde akıp yüzümün her yerine bulaşmamış maskaramı tebrik ettim içten içe. Dolabın içinde duran sabunlardan birini paketinden çıkarıp ayırdım ve kapıya yaslanmış beni izleyen Yaman'a çevirdim başımı. "Bunu ayırıyorum, makyajımı temizlemek için kullanacağım. Bak koydum buraya-" Yüzümü köpürtürken devam ettim. "Ben makyaj temizleyici falan alacağım buraya, her sana geldiğimde kirpiklerimi koparma pahasına sabuna sürtmek istemiyorum."

En sonunda "Ne yapıyorsun?" diye sordu.

"Yüzümü temizliyorum."

"Onu sormuyorum az önceden beri ne yapıyorsun?"

Yüzümü yıkadığımda peçete koparıp uzattı bana ve güzelce kuruladım. Önünde durduğumda bana bakışlarında karmaşa vardı. "Tüm gece rahatsız kıyafetlerle uyuyamazdım."

"Gitmekten vazgeçtin?" dedi emin olmak ister gibi.

Gülümsedim ikna etmek ister gibi. Üzerimi işaret ettim. "Yeterince net değil mi?"

Benim aksime o ciddiydi. "Laçin ben-" Bakışlarını kaçırdı. "Ben zorlamak istemedim seni."

"Zorlamadın ki,"

"Çekil dediğinde, ittiğinde beni uzaklaşmalıydım. Ama biz daha önce de yakınlaştık defalarca. Sen- Yani rahatsız olacağın aklımın ucundan geçmedi. Bak ben sana asl-"

Susması için dudaklarına bastırdım dudaklarımı ve kısa bir öpücük bırakıp tekrar ayaklarımın üstüne indim. "Yaman seninle alakası yok, anlatacağım. Hadi gel, geçelim içeri. Anlatacağım her şeyi."

Salona döndüğümüzde yan yana oturmuştuk. Panduflarım o kadar hoşuma gitmişti ki ayaklarımı yumuşak halıya sürtüp iki yumuşak kumaşın buluşmasından zevk alıyordum saçma bir şekilde. "Uğur'la biz-" dediğimde başını çevirdi yüzüme hemen. Deli gibi merak ediyordu, her halinden belliydi bu. Hem anlatmamı istiyor hem de buna katlanamıyor gibi bakıyordu. Anlayışla "Biz dediğimi unut" dedim gülümseyerek. "Daha düzgün bir şekilde anlatacağım şimdi."

Evet biz kelimesinden bile rahatsız olmuştu çünkü...

"Ne aşıktım ne başka bir şey. Seninleyken hissettiğim duyguların binde birini onda hissetmedim. Uzun süre birlikteydik ama alışkanlıktan süren bir ilişkiydi bu."

"Ne kadar süre?"

Dudağımı ısırdım. "2 sene"

Kaşları havalandı. "2 sene?" diye sordu tekrar etmemi isteyerek. Başımı sallayarak onayladım.

"Dedim ya alışkanlığa dönmüştü bir süre sonra. Ben ufak tefek yakınlaşmalar dışında rahatsız oluyordum ondan. Bazen o kadarından bile. O daha fazlasını istedikçe en sonunda açık açık konuştuk."

Yumruk yaptığı eline kaydı bakışlarım. Bunları dinlemek kim olsa zor gelirdi ve ben Yaman gibi manyak derecede kıskanç bir adama her şeyi açıkça anlatmaya çalışıyordum.

"Sana saçma gelecek mi ya da ne düşünüyorsun bu konuda bilmiyorum ama... Yani biz bunu hiç konuşmadık."

Araya girdi. "Senden önce hiçbir kadınla birlikte olmadım. Soy adını kendiminkiyle değiştirene kadar sana da o şekilde yaklaşmam. Sormaya çalıştığın bu değil mi?"

Bir anda bu cümleleri duyunca yüreğim öyle bir ferahladı ki ona nasıl baktım bilmiyorum ama devam etti. "Sana dokunurken kendimden geçiyorum ama dur dediğin yerde dururum Laçin. İrademi sikip atacak güzelliğine rağmen... Ben her şeyiyle benim olmayan bir kadınla sevişecek bir adam değilim."

Aramızda ağırlaşan havayı dağıtmak için ona doğru eğilip "Ne yani?" dedim. "İlla nikahımıza mı alacağız seni yakışıklı, dokundurtmayacak mısın sen şimdi?"

En olmadık anlarda şöyle şeyler yapmamı seviyordu. Yüzündeki tüm ciddiyete rağmen güldüğünde yanağından öptüm çarçabuk. "İki ciddi konuşmaya gelemiyorsun değil mi?"

"Yok sevgilim benim bünye ciddiyet tutmuyor üzerinde."

Yine kucağına çekti beni ve burnumdan ısırdı hayvan. "Ya" diye ciyakladım kedi yavrusu gibi. "Sevgilim diyor olur olmadık anlarda, ısırınca da suç." Kendi kendine konuşup boynumdan öptü sesli sesli. "Of kızım varya tüm dengemi sikip atıyorsun sen benim!"

Kucağına kıvrılıp "Anlatacaklarıma hazır hissetmediğim için bunca zaman anlatmadım sana onu." dedim yine konumuza dönerek.

"Aferin" dedi boynumdan tekrar öperek. "Adını zikretme"

"Göktuğ'un söyledikleri tamamen yalan bu arada" Aklıma gelenle sinirle güldüm. "Ben ayrıldım zaten ondan, yok çok ağlamışım peşinden koşmuşum falan hikaye. Neyse bunları çok anlatmaya gerek görmüyorum, sen beni biraz tanıdıysan bunlara inanmamışsındır zaten."

"Sen adamı süründürürsün kızım, sende peşinden koşacak göz var mı ?"

Şımarıkça omuz silktim. Sweatshirtü bana oldukça büyük geldiği için açılan yakasından açığa çıkan omzumdan öptü fırsatını kaçırmayarak. Tam anlamıyla temas bağımlısıydı Yaman.

Hikayenin kalanını anlatmaya hevesli olmadığım için aramızda uzun süreli bir sessizlik baş gösterdi. En sonunda o sordu. "Niye öyle dedin?" Ona baktığımda gözlerindeki kırgınlığı rahatça okuyordum. "Farkınız yok dedin, niye?"

"O an bana yaşattığı anlar gözümün önüne geldi çünkü. Uğur senin gibi düşünmüyordu." Tüm bedeni altımda kasılmıştı. Kucağımda duran elinin belirginleşen damarlarında gezdirdim parmaklarımı. "Bir gece sarhoş olmuş aptal çok kötü haldeydi. Gitmezdim ya nedendir bilmem o kadar senede güvenmemiştim ben ona bir kere bile gitmemiştim evine ama o gece halinden kendimi sorumlu tutup gittim işte. Keşke gitmeseydim-" Gözlerim dolmasın diye yukarı çevirdim başımı. Sardı kollarını sinesine çekti beni.

"Zorladı mı?" Hareketleri beni ürkütmemek için sakinde olsa sesi ölümden beterdi. Hele kara gözlerindeki tehlikenin haddi hesabı yoktu.

"Bir şekilde kaçtım elinden, çok korktum ama. Zorla beraber olmak istedi. Ben- ben ona bırak dedim ama o bırakmadı.." Artık kendimi tutmadığımda çatlayan sesimle Yaman dayanamıyormuş gibi üzerinden kaldırdı beni ve ayağa kalktı. Aldığı derin nefeslerden ve yerimde duramayışından gözünün döndüğünü görüyordum.

"Geberteceğim o piçi" dedi öfkesi buram buram hissedilirken. "Ölümü elimden olacak. Ne demek zorladı ulan! Ulan sana nasıl kıyar? Siktiğimin şerefsizi." O sövdükçe öfkesi daha çok kendini belli ederken ben koltukta başımı öne eğmiş bu hislerden kurtulmaya çalışıyordum.

Tüm öfkesine rağmen fark etti beni. "Laçin" dedi yere çöktü. Dizlerinin üzerinde oturduğum koltuğun hemen önündeydi. Büyük elleri arasına aldı başımı. Ona bakmamı sağladı.

Tüm kırılmışlığımla baktım ona. Yaramı göstermekten korkmayarak, bütün acizliğimle baktım gözlerine. Gözümden bir damla yaş düştüğünde başını başıma yaslayıp alınlarımızı birleştirdi ve "Şşh" dedi. "Dayanamam sana, ağlama."

"Yaman" dedim ihtiyaçla. "Ben özür dilerim. Sizi bir tutmak istemedim. Sadece o an ben...bak çok özür dilerim. Özür dilerim."

Alnıma bastırdı dudaklarını ve "Dileme" dedi. "Ben özür dilerim halini göremediğim için. Sana o şerefsizi hatırlattığım için."

Başımı iki yana salladım hemen. Tüm göz yaşlarım kuruyana kadar avuttu beni. Öfkesini ben iyi değilim diye bastırmıştı yine. Ama şu an Uğur'u eline geçirse kimse alamazdı biliyordum bunu. Kendimi toparlamak için uzaklaşıp mutfağa girdim su almaya.

Bardakları ararken açtığım dolapta beklediğimin aksine bir sürü paket vardı. Paketlerin ikisi kahve paketiydi. Tahmin ettiğim gibi filtre ve Türk kahvesi içiyordu. Diğer beyaz paketi elime aldığımda kaşlarımı çattım.

Salep?

Bu kadar çok salepe kimin ihtiyacı olur diye düşünürken aklıma gelenle paketi düşürdüm elimden.

Heyecanla "Salep var mı?" dedim ama elini ensesine atıp kaşıdığında ifadesinden anlamıştım olmadığını.

Ben sormuştum. O gece evine ilk kez geldiğimde ona salep olup olmadığını sormuştum. Tüm bu paketler..benim için miydi ?

"Nerede kaldın?" diyen sesimi duyduğumda kapıya çevirdim başımı.

"Yaman?"

"Söyle yavrum."

"Salep varmış evde."

Biraz utanarak bakışlarını kaçırdı. "Aynen aldım. Geçen sefer canın çekmişti."

Gülüşümü saklayamadım. "On paketten fazla almışsın."

Daha çok utanarak omuz silktiğinde paketi tezgaha bırakıp üzerine atladım tabiri caizse. Koşup üzerine yapışmamı beklemiyordu ama belimden yakaladı. Yüzünde ulaşabildiğim her noktayı kısa kısa öpücüklerle donatırken gülüyordu. "Dur kızım delirdin mi?"

"Sus" Öpücük " Çok mu tatlısın?" Öpücük. "Oğlum sen?" Öpücük. "Of ! Yerim seni..."

Yakaladığında yerime sabitleyip durdurdu beni. "Ben yiyeceğim şimdi seni kızım" dedi yüzündeki geniş gülümsemeyle. "Bir salep aldım diye böyle öpeceğini bilsem bunun fabrikasını alırdım."

"Ya sen varya!" Kızar gibi sarıldım sertçe. "Çok seviyorum seni."

Beni yine kendinden ayırdı hemen. "Harbi mi? Salep aldım diye mi?"

"Hayır aptal!"

İnatla söylememi beklediği için kara gözlerindeki hevese tutundum ve itiraf ettim tüm içtenliğimle. "Hiçbir şeyden değil Yaman. Sadece sensin diye sen olduğun için seviyorum seni. Çok seviyorum.."

Dudaklarıma içi gidermiş gibi baktı ama yaklaşmadı. Öpmedi. Beklentiye girdiğim halde yapmayınca kaşlarımı çattım. Omzunu sıktım. "Öpsene" diye kızdığımda dudağını ısırdı.

"Öpüyorum bak" diye haber verdi.

"Öp artık." Yaşadığı kararsızlığı görünce "Yaman" dedim sitemle. "Öpmezsen ben öpeceğim."

Durmadı daha fazla. Sertçe yapıştı dudaklarıma. Nefesimi keserek öperken boynumdan kavradığı eline sardım ellerini. Baş parmağı tenimi usulca okşadı. Diline temas ettiğimde açlıkla ağzımı daha çok açtım. Bana istediğimi vererek daha hoyrat davrandı. Saçlarına attım elimi. Parmaklarım arasında başını geriye çektiğimde inlemesini duymak çok hoşuma gitti. Gözleri yarı açık baktığında nefes nefese dudaklarına tekrar bastırdım dudaklarımı aceleyle. Sanki beni öpmüyordu da öldürüyordu. Dudaklarımdan tüm ruhumu çekiyordu içine.

Bir insanın bedeni nasıl bu kadar yakabilirdi tenimi cayır cayır. Nasıl bu kadar ait hissediyordum ona kendimi.

Ben ona doyamamışken ilk kez öpüşmemizi Yaman bitirerek geri çekildi. Boynumu kavrayan elini çekti. "İyi misin ?" diye sordu endişeyle. "İleri gittim mi?"

Sırıttım başımı iki yana sallayarak. "Anladık tamam" dedim nefes nefese kalmıştım. "İlla kocam yapmam lazım senden faydalanmak için. Rahat rahat öptürmeyeceksin de sen-"

Alay ettiğimi fark edince rahatladı. "Sen kocam mı dedin lan bir dakika?" dedi ne dediğimi yeni fark ederek. Sırıtışına bakarken utandım hemen.

"Uyuyalım artık gel" diyerek konuyu kapatıp önünden geçtim ve odasına girdim. Yatağına yattığımda yumuşacık yorganın altına girdim hemen. Bacaklarım üşümüştü. Yanıma yattığı gibi sırtımdan sarılıp kendine çekti beni. Bir yapboz parçası gibi birbirimizi tamamlarken gözlerimi kapattım huzurla.

Boynuma başını yaslayıp kokumu içine çekti ve uyumadan önce "İyi geceler güzelim" dedi. "Rüyanda buluşalım."

"Sen de beni görecek misin rüyanda ?"

"Boynunda, kokunu soluyarak uyurken mi? Başka şansım kalmadı."

❤️‍🔥


Ben bayıldım bunların iletişimine. Kitap otuz bölümü geçtikten sonra karakterlere daha yeni ısınmış olmam şaka mıdır?

Neyse, yorumlarınızı bekliyorum. Sonraki bölümde görüşürüz :)

Continue Reading

You'll Also Like

996K 34K 57
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
335K 12.3K 47
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
736K 32.9K 19
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
1.9M 100K 56
Kübra; O şimdi asker canı neler ister Kübra; Uykuda mevlam beni ona göster Üsteğmenciğim; Hayırdır? Üsteğmenciğim; Gece gece rahatsız etmeye utanma...