ARIN DENİZ (Gerçek ailem)

By baksanalanizmarit

602K 37.3K 6.9K

GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023* More

KARAKTER TANITIMI
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
BABA TARAFI
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 12
BÖLÜM 13
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
(İNSTAGRAM)
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
BÖLÜM 29
BÖLÜM 30
BÖLÜM 31
BÖLÜM 32
BÖLÜM 33
BÖLÜM 34
BÖLÜM 35
BÖLÜM 36
BÖLÜM 38
BÖLÜM 39
BÖLÜM 40
BÖLÜM 41

BÖLÜM 37

7.3K 630 238
By baksanalanizmarit

BÖLÜM 37: RÜYA MIYDI?

(2 ay sonra)

"Uyumaktan başka hiçbir halta yaramıyorsun Deniz." Kulağımın dibinde bağıran kişiyi önemsemeyip diğer tarafa döndüm.

"Deniz! Çıldırtma beni. Kalk hemen." Rahat yoktu bana di mi?

"İlla ki bağırtacaksın beni değil mi?!" Sanki ben diyorum bağır diye. Ne kendi kendine triplere giriyordu bu?

"Beş saniye içinde kalkmazsan babanı getiririm buraya." Ancak öldüğümde rahat bir uyku çekeceğim belli. Yavaş yavaş gözlerimi açmaya başladığımda başımda dikilen Havva'yı görmüştüm. Ne!?

Ne demek Havva'yı gördüm? Ne işi vardı onun burda? Kim almıştı bu kadını eve. Kaşlarımı çatıp yattığım yerden doğruldum ve Deccal gibi başımda duran Havva'ya döndüm.

"Ne işin var senin burda?" O bana anlamaz şekilde bakarken, ben yataktan kalkıp ondan uzaklaştım.

"Ne demek ne işim var? Kızım sen iyi misin?" Cidden anlamıyordum. Ben en son o şerefsizlerden kurtulmak için intahar edicektim.

"Tabii aralıksız on beş saat uyursan olacağı bu." Ne uykusundan bahsediyordu bu kadın!

"Ne diyorsun sen ya? Çekil şurdan." Onu omzundan itip odadan çıkmak için kapıya yöneldim. Cidden kafayı yiyecektim. Odadan çıktığımda şunu fark ettim ki bu ev benim önceden kaldığım evdi.

Hızla merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Bu sırada Havva da arkamdan geliyordu. İki kat indikten sonra durmuştum. Karşımda duran, büyük salona girdiğimde Arda'ya gördüm. Piç.

"Ne işim var benim burda!?" Elindeki tabletten kafasını kaldırıp çatık kaşları ile bana baktığında yine bağırmıştım.

"Size diyorum ne işim var benim burda? Nasıl buraya geldim!?" Elindeki tableti kapatıp koltuğa attı ve ayağa kalkıp önümde durdu.

"Ne diyorsun sen? Yine delirdin sen. İyice kafayı yedin." Hiçbir şey anlamıyordum. Kabus mu görüyordum ben? Nerdeydi benim gerçek ailem? Babam, annem, abilerim, kardeşim.. Nerdeler?

"Nerde benim gerçek ailem!" Arda, zaten çatılı olan kaşlarını daha çok çatıp ağzını açtı.

"Ne gerçek ailesi, neyden bahsediyorsun?" Gerçekten de anlamamış gibi gözüküyordu.

"Ben başka bir kızla karışmıştım bebekken? O kızı yanınıza almıştınız hatta. Aylin! Nerde o?" Her dediğim şeylerle birlikte Arda ve Havva daha çok şaşırıyorlardı.

"Havva bu kız ne saçmalıyor? Cidden de delirdi mi bu," Biraz arkamda duran Havva'ya bakarak konuştuktan sonra bana bakıp konuşmasına devam etti.

"Böyle devam edersen senin sonun tımarhane olacak." Deyip koltuğa oturdu ve tabletine bakmaya devam etti. Aklıma gelen abim ile gülümsemiştim.

"Bartu abim nerde benim?" Arda, derin bir nefes almıştı.

"Hatırlamıyor musun dün yurtdışına çıktı? Ha bu arada.." Aklına bir şey gelmiş gibi gülümsedi.

"Hazırlan. Akşama seni istemeye geliyorlar. Hazır Bartu yokken kurtuluruz senden." Duyduğum şeyler beni dumura uğratmıştı. Ne demek istemeye geliyorlardı? Güçsüzlükle omuzlarım düşmüş, gözlerim dolmuştu. Yaşadığım onca şey rüya mıydı? Olamaz. Olamazdı. Gerçek değiller miydi annem, babam, abilerim, kardeşim, akrabalarım..

Hepsi bir rüya mıydı cidden? Bu sefer Arda'nın da dediği gibi kafayı yerdim.

Ayaklarım daha fazla beni taşıyamadığında yavaşça yere attım kendimi. Hayal olamazdı, rüya olamazdı onlar. Canımdan çok sevdiğim ailem bir rüyadan ibaret olamazdı.

"Hayır, hayır hayır! Gerçekti onlar. Rüya değildi! Annemi ve babamı istiyorum ben!" Deli gibi ağlıyor ve bağırıyordum. "Gerçekti onlar, rüya değil! Abilerimi çağırın, abilerimi istiyorum!" Kafamı ellerimin arasına almış ağlamaya devam ediyordum.

"Havva götür şu kızı! Hazırla akşama kadar. Deli olduğunu anlamamaları lazım." Kolumdan tutulup ayağa kaldırılmıştım. Benim annem bu değildi, benim annem Melek'ti. "Bırak! Dokunma bana. İstemiyorum sizi, istemiyorum." Hızlı hızlı merdivenlerden çıktığımızda uyandığım odaya gelmiştik yine. Kapıyı açıp beni içeriye fırlattığında yere düşmüştüm. Saçlarım gözümün önüne geldiği için hiçbir şey görmüyordum. Kapının kapanma sesi geldiğinde  Havva'nın çıktığını anladım. Cidden de yaşadığım, gördüğüm, tanıdığım insanlar gerçek değil miydi?

Ne kadar süre yerde öylece bekledim bilmiyorum ama aklıma gelen şey ile birlikte hemen ayağa kalkıp telefonumu aramaya başladım. Önce yatağın yanındaki komidinlere baktım, üstlerinde olmadığı için çekmeceleri karıştırmaya başladım. Neredeydi bu telefon? Eğildiğim yerden doğruldum ve yatağı aramaya başladım. Yorganı yere attığımda orda değildi, yastığı kaldırdığımda sonunda bulmuştum. Şükür ederek hemen telefonu aldım ve şifreyi girdim. 1903.

Whatsapp'a girdim ve yazıştığım sohbetlere baktım. 'Sapık' diye adlandırdığım numara yoktu. Yüzüme tokat misali çarpan gerçekle gözlerim tekrardan dolmuştu. Her şey bir rüyaydı. Onlar hiçbir zaman benim hayatımda olmamıştı. O kadar gerçekti ki kendimi kaptırmıştım. Bir kere olsun mutlu olurum sanmıştım. Bir kere...

Yatağa oturdum ve telefınu yanıma atıp elimle ağzımı kapattım. Ben cidden deliriyorum. Aklıma az önce Arda'nın söyledikleri geldiğinde daha çok ağladım. Aynı rüyamdaki gibi oluyordu. Ben yine Arda şerefsizi yüzünden evlendiriliyordum. Muhtemelen rüyamdaki gibi canıma kıyardım. Evlenmek yerine ölürdüm daha iyi.

Ağlayarak bir yere varamayacağımı anladığımda telefonu tekrardan elime aldım ve abimi aradım. Çaldı, çaldı, çaldı. Açan olmadı ama. Tekrardan aradım, çaldı. Sadece çaldı. Yine açan olmadı. Ne yapacaktım ben?

Akşam olmak üzereydi. Zamanın nasıl akıp gittiğini bilmeden burda oturup ağlamıştım.

19:03

Cidden bu kadar geçmiş miydi. Kapı birden açılınca hafif irkilmiştim. Bunların hepsi salaktı. "Sen daha hazırlanmadın mı? Misafirler birazdan gelecek ve sen daha burda ruh gibi oturuyorsun!" Doğru söylüyordu. Ruh gibiydim. O, gardıroptan birkaç elbise çıkarıp karşılaştırma yaparken ben hala yere bakıyordum.

"Deniz hemen kalk ve bu elbiseyi  giyin. Ve sakın yüzünü düzeltmeden aşağıya inme!" Ben onun yüzüne ifadesiz şekilde bakarken o sinirle bakıyordu. Ben ne yapmıştım onlarada bu kadar nefret ediyorlardı benden? Niye benide abimi sevdikleri gibi sevmiyorlardı? Niye bana bunları yaşatıyorlardı!? 

Ben hala ona bakıyorken o, seçtiği elbiseyi yüzüme fırlatıp odadan çıkmıştı. Şeytan diyor bu elbiseyi bin parçaya böl, o bin parçayıda bu kadının münasip bir taraflarına sok.

Bilerek mi yapıyırlardı bunu? Seçtiği elbise bembeyaz bir elbiseydi. O geceki gibi. Gözlerim yanmaya başlayınca hemen kafamı kaldırarak tavana baktım. Ağlamak istemiyordum artık. Elbiseyi elime alıp tekrardan gardıropa attımmve onun yerine siyah bir elbise aldım. Bir de beyaz mı giyecektim? Çok beklerdi.

Üstümü çıkardım ve elbiseyi giydim. Ee yani, şimdi ne oldu?

Giyinmiş oldun?

Keşke senide sadece rüyada görseydim de şimdi gerçek olmasaydın.

Benden kurtuluşun yok.

Malesef ki biliyorum.

Odaya falan Arda ile düşünmeyi bırakıp o iğrenç suratına baktım.

Bu aptallar kapı çalmayı bilmiyorlar mıydı? Hayırdır kardeş kapısız köyden mi geldin?

"Şu saçını başını düzelt, şimdi gelecekler." Onun arkasından Havva da odaya girdiğinde bj sefer ona dönüp bağırmıştı.

"Şu kızın saçını başını düzelt hemen!" Yiyin birbirinizi böyle. Devam edin.

"Tamam halledicem ben." Arda odadan çıktığında aptal kadın bana dönmüştü sinirle.

"Benim seçtiğin elbiseyi giymedin mi sen!?" Giymiş gibi mi gözüküyorum. Kolumdan tutup makyaj masasına oturttu ve eline tarağımı aldı. Sinirini saçlarımdan çıkarmak istiyormuş gibi taramıştı.

Sonunda tarağı bıraktı ve arkamdan çekildi. "Vaktimiz yok, şimdi gelirler." Deyip yine kolumu tutup ayağa kaldırdı. Bu kadının benim kolumla derdi neydi. Odadan çıktığımızda hızla merdivenlerden inmiştik.

Arda, dış kapının önünde durmuş bize bakıyordu. "Gelin şuraya, geldiler!" Sanki kraliyet ailesi geliyordu. Ne bu heyecan. Bizde kapının önüne geldiğimizde Arda hemen kapıyı açmıştı. Sanki bu aptalı isteyeceklerdi.

"Hoş geldiniz." Yerde olan bakışlarımı gelenlere çevirdiğimde şok olmuştum.

Korkuyla titremeye başladığımda Cumali ve Çınar bana sırıtarak bakıyorlardı. Kalbim hızlı hızlı atarken bedenim titriyordu. Elimi kalbime attığımda yerinden çıkacak gibi ettığını hissetmiştim. Titremekten artık ayaklarım tutmuyordu.

Yer ayaklarımın altından kayıyordu sanki. Kendimi zorlamayı bıraktığımda gözlerim kapanmış ve yere düşmüştüm...

***

Yazardan;

İki aydır olduğu gibi herkes yine hastanedeydi. Barın, camın başından hiç ayrılmamış, gözünü dahi kırpmadan kardeşini izliyordun. Günlerdir, haftalardır hatta aylardır olduğu gibi..

Kardeşi iki aydır komadaydı. Ama bütün aile buna bile şükür ediyorlardı. Çünkü iyi ay öncesine kadar Deniz nerdeyse ölüyordu. Hatta ölmüştü. Son anda atmaya devam etmişti kalbi. Deniz, onlar için bir mucizeydi.

Barının yanına Vuslat da geldiğinde Barın bir şey fark etmişti. Vuslatın davranışlarını. Bakışlarını. Hiçbir zaman burdan ayrılmayıp Deniz'i izlemesini. Barın bunları düşünürken bir şey olmuştu o an. Deniz'in kalp atışlarını gösteren makina ötmeye başlamıştı. Onlar ne olduğunu anlamadan doktorlar gelmişlerdi.

İki ay önce ki gibi herkes camın başına toplanmış korku dolu gözlerle içeriye bakıyorlardı. Kadın doktor makinaya bakıp bakıp bir şeyler diyordu. Diğer doktor cebinden çıkardığı küçük fener ile Denize yaklaşıp gözlerine baktı. Her iki gözünede aynı işlemi uygulayıp geri çekilmişti.

Doktorlardan dolayı Deniz görünmüyordu ve bu herkesi dahada endişelendiriyordu.

Kısa bir süre sonra doktorlar camın önünden çekildiğinde Denizi görmüşlerdi.

Kuzey gördüğü şey ile birlikte sevinçle bağımaya başlamıştı.

Çünkü, Deniz gözlerini açmış doktorlara bakıyordu.

***

Diğer bölümde iki ay öncesine gidicezz

Arkadassaklar ben naptım biliyonuz muuu??

Proje ödevini yapmadımmm

Aayyy benden zekisi yok bu dünyada (!)

Neysssee 

Zeki bir insancık olduğum için proje ödevini yapmak yerine bölüm yazmaya gidiyoree

Değerimi bilin. Adam olun.

Yorumda yapın please

*14.04.2024*

🖤🖤

Continue Reading

You'll Also Like

1M 57.3K 50
Merhaba! Ben loya. Loya Sert. Üçüzlerim ve abilerimle olan bu kitabıma bir göz atmak istemez misin? Not: Beğenmiyorsan okuma.
DAĞLARA GEL By niss

Teen Fiction

10.2K 933 8
05**: Rahatsız ediyorsam kusura bakmayın Geçenlerde Ulu Cami'nin önündeki kebapçıda dağlara gel şarkısı açıldığında 'Şarkıyı kapatmazsanız işletme sa...
5.1K 464 43
Anonim: Ne yaptığım hakkında en ufak bir fikrim yok. Anonim: Çok korkuyorum. Anonim: Ama ben daha fazla dayanabileceğimi hissedemiyorum. Anonim: Beni...
1.8K 53 12
Motorcu olan Alara Rüzgar çaylak olan motorcu kızın numarasını alıt fakat çaylak kız, Alarayı asker olan abisine çok yakıştırır ve abisinin numarası...