ARIN DENİZ (Gerçek ailem)

By baksanalanizmarit

607K 37.6K 6.9K

GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023* More

KARAKTER TANITIMI
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
BABA TARAFI
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 12
BÖLÜM 13
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
(İNSTAGRAM)
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
BÖLÜM 30
BÖLÜM 31
BÖLÜM 32
BÖLÜM 33
BÖLÜM 34
BÖLÜM 35
BÖLÜM 36
BÖLÜM 37
BÖLÜM 38
BÖLÜM 39
BÖLÜM 40
BÖLÜM 41

BÖLÜM 29

8K 598 198
By baksanalanizmarit

BÖLÜM 29: İFTAR YEMEĞİ

"Bu kadar yemeği kim yiyecek? Kazan kazan yapmışsınız her çeşitten." Buda soru muydu yani?

"Tabi ki de ben yiyeceğim. Hiç sorun değil hepsini bitirebilirim. Şu iftar yemeğinden sonra asıl sofra kurulacak benim için." Dediklerim ile Bora gülmüş ve saçlarımı karıştırmıştı. Ters ters bakıp önüme döndüm. Sıkıyorsa bu hareketi saçlarımı yaptıktan sonrada yapsın. Boğazına yapışırdım.

"Eğer bu akşam kendime bir aşiret ağası bulamazsam bana da yazıklar olsun." Dirseğimi masaya koyup, kafamı elime yasladım.

"Te Allah'ım ya. Tutturdu Aşiret ağası diye. Aşiret ağasını napıcaksın sen?!" Bora yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu.

"Ne mi yapıcam? Kocam yapıcam. Helalim yapıcam. Hem, olmasın mı benim aşiret ağası bir manitam?" Bora bana hayretle bakmıştı.

"Helalin yapıcan bir de? Mardin'e geldin beni unuttun." Sonlara doğru kafasını diğer yana çevirmişti. Yaa bu beni kıskanmışmıydı?

Nerenden anlıyorsun sen?

"Ya sen beni kıskandın mı? Ben seni hiç unuturmuyum yaa? Kuzen olmasaydık seni gördüğüm an helalim yapardım." Sona doğru kulağına yaklaşarak ve kısık sesle söylemiştim. Bora kafasını bana çevirip gülümseyip, beni kolunun altına aldı.

"Acıktım ya." Bora gülüp yanağını kafama yaslamıştı.

***

"Kızım hadi. Az kaldı misafirlerin gelmesine. Git üstünü değiştir." Annemin seslenmesi ile oturduğum yerden kalkıp odama çıkmaya başladım. Yaklaşık kırk dakika kalmıştı ezanın okunmasına. Birazdan da misafirler gelemeye başlardı.

Odama girip dolabı açtım ve içinden dün seçtiğim beyaz elbiseyi alıp giyinmeye başladım.

Giyindikten sonra tarağımı elime alıp saçlarımı taradım. Şimdi asıl zor olan yere geldik. Saçlarımı nasıl yapıcaktım? At kuyruğu? Olmaz. Örgü yapsam elbiseyle uyumlu olmaz. Yine en iyisi açık bırakmak. Beyaz spor ayakkabılarımıda giydiğimde hazırdım.

Son kez kendime aynadan bakıp telefonumu elime aldım.

Siz: Çabuk buraya bakk

Siz: Fotoğraf*

Siz: Nasıl olmuşum?

Sapık: Canlı bir şekilde görecektim zaten ;)
Gönderilmedi

Sapık: Yakışmış

Siz: Tabi ki de yakışıcak çünkü ben giydim

Sapık: Çok mütevazısın

Siz: Öyleyimdir

Siz: Eee?

Siz: Sen napıyosun

Sapık: Yoldayım şu anda

Siz: Nereye

Sapık: Bir yere davetliyim

Sapık: Oraya gidiyorum

Siz: Anladım

Siz: Benim gitmem lazım

Siz: Sana iyi yolculuklar

Siz: Kendine iyi bak

Sapık: Sen de kendine iyi bak

Sapık: Ve evet görüşücez ;)

***

Telefonu kapattım ve odadan çıktım. Merdivenlerden inerken aşağıdan sesler geliyordu. Bazıları gelmiş olmalıydı. Çok takmadan mutfağa girdim. İçerde tanımadığım birkaç kadın vardı. Ben içeriye girdiğimde onlar bana dönmüşlerdi.

"Melek bu kız senin kızın mıdır?" Bir bana bir anneme bakıyordu soruyu soran kadın. Annem gülümseyerek başını salladı ve eli ile beni yanına çağırdı.

"Evet. Tanıştırayım kızım Deniz." Yanına gidip oturduğumda üç kadında beni süzmeye başlamışlardı. Sapık mısınız teyze? Ne bakıyonuz.

"Kızım evlenmeyi düşünüyor musun?" İki kadının ortasında oturan ve beni dikkatle süzen kadının sorduğu soru ile yüzüne baka kalmıştım. Ne diyordu bu?

"Teyze ne diyorsun Allah aşkına?! Kaç yaşındayım ben? Ne evlenmesi." Ben şokla kadına bakarken annem bu sefer konuşmuştu.

"Boş konuşma Gurbet! Deniz'in yaşı kaç başı kaç? Hem sana ne bundan?" Annem sinirle adının Gurbet olduğunu öğrendiğim kadına bağırırken ayağa kalmıştım.

"Gidiyorum ben!" Bahçeye açılan mutfak kapısından çıkıp derin bir nefes aldım. Sinirlerimi bozmuştu bu kadın. Ben gökyüzüne bakarken biri bana bağırmıştı. Birkaç saniye bile olsa rahat kalamıyordumki.

"Deniz! Gelsene buraya." Beni çağıran kişi Atakan'dı. Hemen ilerde tanımadığım birkaç kişi ile oturuyorlardı. Atakan'ın bağırması ile diğerleride bana dönmüşlerdi. Oturdukları yere doğru yürüdüm. Onların yanlarına vardığımda boş olan yere yani Boran'ın yanına oturdum.

"Hayırdır? Az önce sinirli sinirli etrafa bakıyordun. Bir şey mi oldu?" Sorduğu soru ile diğerleride dikkatle bana bakmışlardı. Boran kolunu omzuma atıp beni kendine çekti.

"Mutfakta oturan kadınlardan biri sinirimi bozdu. Bu yaşımda evlilik düşünüyor musun dedi." Çaprazımda oturan Pars'ın sinirle homurdanmalarını duydum.

"Bak birde aşiret ağası istiyordun. Evlenme lafını duyduğun an sinirleniyorsun." Boran bunu dediğinde hızla dirseğim ile karnına vurdum.

"Sus be! Vede halada aşiret ağası bir manita istiyorum. Hem ben öyle birini bulursam hemen evlenmemki." Aram, sabır çekip bana döndü.

"Taktın sen de bu ağaya!" Bunlarda benim ağa sevdama takmışlardı.

"Sus karam. Aman Aram. Karam dedimde canım karam çekti ya."

***

"Hah sonunda geldiler." İftara on dakika kalmıştı. Babaannemin dediğine göre bir aile daha gelicekmiş. Bu aile ilede çok yakınlarmış. Kapı çaldığında babaannem, annem ve yengelerim sırayla kapının önüne durduklarında. Dedemlerde gelmişlerdi. Sanırsın kraliyet ailesi.

Mutfak kapısına yaslanmış bir şekilde onları izlerken annem kapıyı açmıştı. Başta yaşlı bir çift girmişti içeriye. Babaannem ve dedem onlarla konuşurken üç kadın üç adam girmişti içeriye. Tam bitti derken arkalarından gelen kişileri gördüğümde ağzım şokla açılmıştı. Kaç kişiler lan bunlar? Gelenler sırayla içeriye geçerken hala kapıdan gelenler vardı. Ufak çaplı bir sülale halinde gelmişlerdi. Tövbe estağfurullah ya. Normalde takmam ama ya yemekler biterse.

Düşündüğüm şeyi seveyim.

Yemek bu. Boru değil.

Sonuda herkes içeriye geçtiğinde kapı kanmıştı. Şükür. Bir an o kapının hiç kapanmayacağını düşünmüştüm.

Bunları boş verip sandalyelerden birine oturdum.

Bu sırada az önce gelen ailenin kadınları mutfağa girmişlerdi yengemlerle beraber. Burdada rahat yoktu.

"Melek? Bu güzel kız kim?" Genç gözüken kadın benim yanıma doğru geldiğinde ayağa kalkmıştım. Başlıyoruz.

"Kzım o. Tanıştırayım kızım Deniz." Bu repliği hatırlıyorum. İnşallah sonu beklediğim gibi olmaz. Kadın yanıma geldi elini uzattı. Ben de uzattığı el sıktığımda gülüp konuştu.

"Memnun oldum Deniz, ben de Türkan." Gülümseyip kafamı salladım. Yanımıza iki kadın daha geldiğinde. Biri gülümseyerek diğeride düşünür bir ifade ile suratıma bakıyordu.

"Ben Eylül kızım." Bu kadınlada el sıkıştım ve diğer kadına döndüm. Biraz daha suratıma baktı ve konuşmaya başladı.

"Merhaba kızım. Bende Filiz." Hafif bir gülümseme ile elimi sıkmıştı.

"Filiz senin diğer oğlun nerde?" Annemin sorusu ile Filiz abla bakışlarını benden çekip anneme döndürdü. Bütün değişikler beni bulur zaten.

"Biliyorsunuz ki okulu için Ankara'ya gitmişti. Birkaç günde izin aldığı için buraya geliyordu. Aslında iftarada gelecektide trafik varmış. Biraz geç gelicekmiş yani." Amma uzattı bu kadında. Şimdi ezan okunacaktı ama bunlar hala burda konuşuyorlardı.

"Hadi hadi ezan okunacak. Geçelim sofraya." Şu insanlar gitsin babaannemin alnından öpücem. Çok fazla kişi olduğu için kadınlar ayrı yerde, erkekler ayrı yerde yiyeceklerdi. Rahat rahat yemek yiyebilecektim. Zorla ağzıma sevmediğim sebzeler sokan bir Tugay abim olmıycaktı yanımda. Sofranın oldığu odaya geçtiğimizde herkes oturmuştu kendi yerlerine. Yer sofrası olduğu için elbiseme dikkat ederek oturmak zorunda kalmıştım.

***

"Oh, bugünde doyduk çok şükür yarrabim." Yemeklerimizi yemiş ve sofradan kalkmıştık. Mutfaktaki sandalyelerden birini oturmuştum. Tam tatlımı yemeye başlayacakken içeriye Ege girmişti.

"Abla, dedem seni çağırıyor." Çatalımdaki baklavayı ağzıma götürecekken Ege'nin dediği şey ile durmuştum. Ne demek beni çağırıyordu? O kadar kişinin olduğu yere hayatta gidemezdim.

"Hadi kızım git sen." Oflayıp ayağa kalktım ve tabağı masaya koydum. Tam Ege'nin yanına gidecektimki durdum. O baklavayı yemezsem içimde kalırdı. Hemen arkama döndüm ve çatalımdaki baklavayı ağzıma atıp tekrardan Ege'nin yanına gittim. Ağzım dolu dolu olduğu için Ege gülüp kolunu omzuma atmıştı.

Mutfaktan çıktık ve koridorda yürümeye başladık. Ağzımdaki baklavayı bitirdiğimde konuştum.

"Çok kişi var mı orda?" Sıkıntılı bir şekilde konuştuğumda Ege elini saçlarıma atmıştı.

"Sakin ol abla. Ve evet hatrı sayılır sayıda kişiler var." Salonun önüne geldiğimizde durup derin bir nefes aldım. Susamıştım ya. İçeriye girdiğimizde bütün bakışlar bize dönmüştü. Tırnaklarımı çoktan avcumun içine geçirmiştim.

"Heh geldi işte. Gel buraya güzel torunum." Ege'den ayrılıp dedem ve babamın ortasına oturdum. Üzerimde birçok bakış vardı ama ben hiç etrafa bakmadan dedeme döndüm.

"İşte size bahsettiğim torunum, Arın Deniz." Hemen karşımızda oturan dedemle yaşıt gibi gözüken adam ayağa kalktı. Dedeme döndüğümde kafa işareti yaparak adamı gösterdi. Hemen ayağa kalktım ve adamın önüne geldim. Elini uzattığında eğilip elini öptüm ve alnıma koydum.

Eğildiğim yerden doğrulup adamın suratına baktım. Gülümseyip konuştu.

"Merhaba kızım. Ben Reşat." Kafamı salladığımda tekrar yerine oturdu. O oturduğunda ben de az önce oturduğum yere oturup etrafa bakmaya başladım. Bunlar ailecek niye böyle bakıyorlardı? Hemen yan tarafta oturan her yaştan olan erkekler bana bakıyorlardı. Filiz abla gibi onlarda sorgular bir şekilde bakıyorlardı.

Onları boş verip önüme döndüm.

***

"Şimdi gelicekmiş oğlum." Filiz abla mutluluk ve heyecanla konuştuğunda ben de gülümseyip çayımdan içtim. Az önce oğlunun Mardin'de olduğunu öğrenmişti. Ve şimdide buraya geliyordu. Bu sebeble çok mutluydu.

Mutfakta otura otura daraldığım için sandalyeden kakltım ve mutfaktan çıktım. Tam odama çıkacakken biri beni çağırmıştı. Salın beni. Sesin geldiği tarafa döndüğümde Ahves'i gördüm.

"Deniz bir bakar mısın?" Ağzı yüzü kan olmuş bir şekilde bana bakıyordu.

***
Bölümü hiç düzenlemeden atıyorum, yazım yanlışları varsa affedin.

Hasta olduğum için bölüm pek güzel olmamış olabilir. Kusura bakmayın.

Erkek isim önerileri verin please. Aralarından bir veya iki tanesini seçicem.

Bir de soyisim önerisi

Nefes alamıyorum ya :(

Ey mümin kardeşlerim yorum yapın lütfen

*01.04.2024*

🖤🖤

Continue Reading

You'll Also Like

273K 3.4K 17
''Sen benim kocam değilsin.'' diye bağırmıştım. Alphan ise dibime kadar girmiş gözlerimin içine bakarak'' Ben senin kocanım gerçek bu artık kabullen...
1.8K 53 12
Motorcu olan Alara Rüzgar çaylak olan motorcu kızın numarasını alıt fakat çaylak kız, Alarayı asker olan abisine çok yakıştırır ve abisinin numarası...
931K 45.9K 38
Yıllarca hayat denen zırvalığın bana bahşettiği kaderle mücadele ettim ben. Hayat güçlülerin hayatta kaldığı bir oyunsa eğer ben de adımı listeye ekl...
676K 31.1K 55
Klasik abi kurgusudur!