Medya: bölüm şarkısı
( bence bu şarkı Naz Murathan aşkını anlatıyor)
Nazdan:
Nihayet Enes beni yere indirmişti ama kollarım hàla boynuna sarılı bir şekilde duruyordum. Aynı şekilde Enes'in elleri de benim belimdeydi.
Alnını alnıma yaslayarak" Baba oluyorum " dedi kısık bir sesle.
Bende aynı onun gibi kısık bir sesle " Baba oluyorsun sevgilim " dedim.
Enes Nihayet alınlarımızı ayırıp bana baktı" çok teşekkür ederim bir tanem. Önce hayatıma girerek benim de sevile bileceğimi bana gösterdin. Şimdi ise ailem öldüğü günden beri en büyük hayalimi gerçekleştirerek bana bir aile veriyorsun."
Gözünden akan yaşı gördüm. Enes dışarıdan her ne kadar sert ve duygusuz gözükse de dünyanın en güzel kalbine sahip adamı ola bilirdi benim gözümde.
Hemen akan göz yaşını silip" biz çok güzel bir aile olacağız,sende dünyanın en iyi babası olacaksın" dedim.
Sonra da " şimdi çikolata yiye bilirmiyim?" Dedim muzip bir tavırla. Enes gür bir kahkaha atıp " senin çikolata sevdan şimdi anlaşıldı. " deyince izin verecek diye mutlulukla ona baktım " ama yiyemezsin"
Somurtmaya başladığımı görünce beni göğsüne çekip sıkıca sarıldı. Saçlarımı öpüp " yemek ye önce sonra söz kendi ellerimle yedireceğim" dedi.
Bende hemen kollarımı beline sarıp başımı göğsünden hafif kaldırarak yüzüne baktım. Gülümseyerek " söz " dedim.
Sonra Enes elimden tutup masaya oturtdu beni kendisi de gelip yanıma oturdu. Masada ne varsa her zamanki gibi tabağıma doldurup önüme koydu sonra da yanağıma sertce bir öpücük koyup önüne döndü.
Her zamanki gibi güzel bir yemeğin sonunda yatakta uzanmıştık Enes elini bir an bile karnımdan çekmiyordu.
Sanki bırakırsa gidecekmiş gibi. Onun bu hali beni çok üzüyordu çünki tam 27 yıl tek başına yaşamıştı o.
Bu yüzden önceden beni böyle bırakmazdı şimdi ise sıra bebeğimize gelmişti. Sakince ona sokuldum benim bu kedi gibi göğsüne sinmem onu çok mutlu ediyordu. Aynı şekilde bende bu durumdan çok mutluydum.
Bir kaç dakika sonra uyku haliyle uyanıklık arasında kalmışken Enes'in sesini duydum eli karnımı severken konuşuyordu" iyikimsin sevgilim .iyiki geldin hayatıma bebeğim. Sizi seviyorum. " sonra saçlarımın üzerinde minik bir baskı hiss etdim gerisi karanlık.
Sabah yine erkenden uyandım yine Enes'in kollarının arasındaydım. Elimle yüzünü sevmeye başladım. Her sabah bunu yapmaktan asla bıkmıyordum. İlk başlarda Enes yadırgasada zamanla alışmıştı.
Başımı boynuna gömerek boynuna uzun bir öpücük kondurdum. Sonra da başımı boynuna saklayıp gözlerimi kapatdım. Benden sonra Enes gözlerini açıp saçlarımı öptü sonra da kulağıma yaklaşıp " bir kez daha nikah günü almaya gidelim mi?" deyince gülmeye başladım.
Biz aynı evde yaşamaya başladığımız günden beri yani yedi aydır ayda iki kez nikah dairesine kadar gidip kapıdan dönüyorduk.
Ya Enes göreve gidiyordu,ya yengelerimden biri doğum yapıyordu, iki kez kaza yapmıştık giderken ve bunun gibi bir çok şey olmuştu. Ama biz bir türlü evlenemiyorduk.
Onu başımla onaylayıp " bir az daha uyuyalım gideriz" dedim. Enes ise yataktan kalkıp beni de kucağına aldı ve birlikte banyoya geçtik.
Önce benim geceliklerimi çıkarıp duşa soktu" yıkan geliyorum " deyip çıktı. Bende omuz silkip yıkanmaya başladım. Aradan on beş dakika geçmişti ben üstüme havlu sararken Enes geldi" Albayla konuştum time de haber verdim bu gün bu iş olacak "
Bu sefer çok azimli gözüküyodu galiba evlene bilecektik . Ben ona gülüp" tamam sevgilim ben hazırlanıyorum sende acele et."
Yanından geçerken Enes omzumu öptü.
Ben giyinme odasına doğru gitdim. Üstüme bir elbise giyinip saç ve makyajımı da yaptım. Aynadaki görüntüme bakarken Enes boynumu öpüp kendi kıyafet bölümüne geçti.
Enes de hazır olunca yola çıktık. Akşam aileme de haber vermemiz gerekiyordu. Ama bebek konusunda ne diyeceğimizi bilmiyordum.
Yarım saat sonra nikah dairesine gelmiştik. Yolda kimse arayıp acil bir olay olduğunu söylememişti hayret!
Birlikte içeri geçip görevli biri ile konuşup yıldırım nikahı için gün aldık. Vee sonunda bir hafta sonra evleniyorduk.
El ele nikah dairesinden çıkınca Enes'e sıkıca sarıldım " bu sefer oldu!" dedim heyecenla. Enes de bana sarıldı " oldu her şeyim sonunda sorunsuz bir şekilde gün aldık" dedi gülerek.
Enes beni adliyeye bırakıp karargaha geçti. Görevden yeni geldiği için izinliydi ama karargah dışında bir yerde rahat edemiyordu.
Bu yüzden bir kaç günden sonra hemen geri dönüyordu. Bende odama geçip dosyaları incelemeğe başladım. Sonra da öğleden sonra olan davalara katıldım. Akşam saat 16:20 de işim bitmişti.
Adliyeden çıkıp Enes'i aradım karargahta olduğunu öğrenince taxi' ye oraya gitmesini söyledim. Sabah Enes getirdiği için mecbur taxi ile gidiyordum.
Murathan'dan:
Tam on üç ay sonra görev bitmişti. Bu süreçte bütün sevdiklerim bana sırt çevirmişti. Pişman değildim ben bir askerim görev seçemem. Verilen görevi yapmak zorundayım.
Hiç kimseyi görmeden ilk iş sevdiğime gitdim. Onu bu bir yıl boyu hep uzaktan izledim. Yanına gidemezdim görevi tehlikeye atamazdım. Ama onu gördükce kalbim acıyordu. Çok kilo vermişti.
Kaç kez sinir krizi geçirmişti ve en kötüsü bütün bunları ona yaşatanın ben olmamdı. Bunların hepsi için kendimi aff etdireceğim.
Naz'a olan sevgim her şeyi yenmeme yetecek kadar güç veriyordu bana. Nihayet onu buldum eve gidiyordu.
Hemen arabamı önüne çektim arabayı durdurup öylece bakıyordu.
İnip yanına gitdim konuşmak istedim beni redd etdi. Bana öyle bir baktı ki sanki ciğerlerimdeki bütün hava çekildi.
Bana aşkla bakan gözler gitmiş yerine duygusuzca bakan gözler gelmişti. Bu acı ölümden beterdi benim için. Pes etmeden onu kolundan tutup sakin bir yere getirdim görevdi dedim bir umut eskisi gibi baksın istedim.
Olmadı bana yabancıya baktığından da soğuk bakıyordu o bakışlar bir silahtı sanki onun için ölmüştüm çoktan.
Dokunmak istedim sanki ateşe değmiş gibi çekti ellerini eskiden bir an bile bırakmadığım ellerini.
Kalbim acıyordu hemde çok . Ben susdum o konuştu. Sonra da arkasına bakmadan yine ve yeniden gitdi. Benim aylardır hasretinden öldüğüm kadın beni çoktan bitirmişti kendi içinde.
Yıkıldım ama vaz geçmedim peşinden koştum aylarca en sonunda pes etdim.
Şimdi tam bir buçuk yıl geçmişti onsuz. Ondan vaz geçince tayimi istedim. Hakkari'ye geldim. Bir buçuk yıldır Mardine ayak basmamıştım. Taki bu güne kadar.
Görev sebebiyle Mardine geldim. Bu topraklar bana öyle acı geliyordu ki artık. Eskiden sevdiğimin olduğu şehir yıllardır yaşadığım şehir öyle yabancıydı ki artık.
Karargaha gelmiştim sabahtan beri burdaydım. Bahçede timler ictima yapıyordu. Uzaktan onarı izlemeye başladım. Ben gitdikten sonra yeni bir Yüzbaşı gelmişti Enes Kara.
Karşımda timi ile birlikte oda ictima yapıyordu. Gerçekten çok iyi bir askerdi kendisi namını çok duymuştum.
Ben timleri izlerken arkamdan bir ses duyuldu çok tanıdık bir sesti.
Uzun bir süre sonra bu kelime ve bu ses öyle güzel geldi ki kulağıma.
" Sevgilim " dedi.Nazın sesiydi bu hemen arkamı döndüm bir az ileride duruyordu.
Saçlarını kısaltmıştı eskiden beline gelen sarı saçları şimdi omuzlarından bir az aşağıda kalıyordu ve sarı saçları gitmiş yerine daha koyu saçlar gelmişti.
Bu tarafa bakmıyordu bir az ileride olan timlere bakıyordu. Sonra o tarafa doğru koşmaya başladı haraketlerini izliyordum.
Bir an bile kaçırmak istemiyordum. Koşup Enes Yüzbaşına sarıldı oda hemen kollarını Naz'a doladı.
Boğazıma yumru oturmuştu. Saçlarını öpüp geri çekildi ve kalbime en ağır darbeyi indiren o harakrti yaptı Yüzbaşı.
Elini Nazın karnına koyup alnını öptü sonra gülerek bir şeyler söyledi bakışlarını Naz'dan çekip time döndü bir şeyler söyledi.
Elini Nazın beline koyup onu ileride olan banklara doğru ilerletdi. Sanki olduğum yere çivilenmiş bir şekilde karşımdaki manzarayı izliyordum.
Çok mutlu gözüküyordular hemde çok. Enes Yüzbaşı elini Nazın karnına koyup gülerek bir şey söyledi Naz kızarmaya başladı.
Aradan geçen yıllara rağmen hàla utangaçlığı olduğu gibi duruyordu.
Gözümden istem dışı bir damla yaş aktı. İkinci kez oldu bu ilkinde sevdiğim kadının olduğunu sandığım mezarın başındaydı. O gün onu kaybetdim sandığım için olmuştu.
Bu gün ise onu tamamen kaybetdiğim için aktı o yaş. Sevdiyim kadın başkasının çocuğuna hamileydi.
Nazın gözlerini öptüğüm günki sözleri kulağımda yankılandı "gözden öpmek ayrılık getirir ve ben sensiz bir ömür istemiyorum "
Bir insan için bu dünyadaki en ağır an bu olsa gerek. Şimdi üç yıl önce nasıl ki Naz bu aşkı kalbinde bitirmişti şimdi ise ben bitirecektim.
Son kez karşımdaki görüntüyü baktım Enes Yüzbaşı'nın gözlerine öyle bir dalmıştı ki beni görmüyordu.
Arkamı dönüp gitdim son defa gitdim sevdiğimden ,bu aşk artık bana da haramdı.
Bu gün burada kalbime gömdüm Naz Arslanı ebediyen ve arkama bakmadan gitdim.
Bu bölüm güzel okurumun isteği ile geldi.