Mustafa ve Zerdanın buluştuğu ağaç.
Yazardan:
36 yıl önce Mardin.
Sultan hanım sabah erkenden kalkmıştı çünki bu gün nihayet planladıkları şey olacaktı. Abisi iki yıldır Yılmazoğlu aşiretinden bir kıza sevdalıydı kızda onu seviyordu.
Yinede Sultan çok korkuyordu ya abisine bir şey olursa?
Bir hafta önce:
Berzan ailesi ile konuşup kızı istemeleri için yollayacaktı ama Evin ona haber yollayıp babasının onu başkasıyla evlendireceğini söylemişti.
Berzan da çaresizce kuzeni Boranla konuşmaya gitmişti gerçekten de sevdiği kızı başkasına verseler ne yapacaktı ki?
Boran da Berzanın halini görünce " istersen kaçmanıza yardım ederim" dedi. Ama Berzana göre eğer yakalanırsa onların aşkının bedelini kız kardeşinin ödeme ihtimali bile ölüme bedeldi. Bu yüzden direk red etdi.
Akşam eve gelince Sultan abisinin dertli haline görüp avluya abisinin yanındaki sedire oturdu" abi de hele nedir seni bu kadar üzen şey?" Dedi.
Berzan da uzun uzun Mardin manzarsını izledikten sonra derince biriç çekti" Bilirsin uzun zamandır Yılmazoğlu aşiretinin kızı Evin'e sevdalıyım lakin onu bana vermezler babası başkasıyla sözleyeceğini söylemiş" dedi.
Sultan abisinin bu haline çok üzülmüştü uzun zamandır oda Serhat adında bir gence sevdalıydı lakin babası bir kan davası bitsin diye onu zorla evlendirdiği için ayrılmak zorunda kalmışlardı.
Bu yüzden Sultan şu an bir karar verdi abisi için " abi kaçır o zaman yengemi" dedi. Berzan da kaşlarını çatıp kardeşine baktı" bunu yapmayacam Sultan yakalanırsak seni de yakamam" dedi.
Sultan ise abisine anlayışla gülümsedi " abi zaten sevdiğim biri yok eninde sonunda babam birine verecek beni ben verilecek hükmü kabul ediyorum merak etme sen beni" dedi. Mustafa ve Zerdanın sevdasından bihaber.
Hüküm günü:
Berzan ilk başta kabul etmek istemese de Evin yine haber yollatmıştı Berzan da en sonunda pes ederek Boranın yardımıyla Evini kaçırmıştı. Her şey plana uygun giderken Mardinden çıktıkları gibi yollarını bir sürü araç kesmişti.
Onları yakalayıp Yılmazoğlu konağına getirdiler. Mustafa Yılmazoğlu da kuzeninin kaçırıldığını öğrenince Zerda ile buluştukları ağacın dibinde kollarının arasındaki sevdiği kadının saçlarına öpücükler kondurdu sonra da " sevdiğim gitmem lazım "
Zerda da sevdiği adama gülümseyerek " tamam Mustafam umarım ölüm hükmü verilmez" dedi
Mustafa ve Zerda son bir kez daha sarıldı sonra Mustafa da amcasının konağına gitdi.
Konağa gelince Arslan aşiretinin küçük ağası Berzan ve yanına diz çöken kız kardeşi gibi gördüğü kuzeni Evine baktı.
Mustafa da amca ve abileri ile birlikte Aşiret ağası olan dedesinin vereceği hükmü beklemeye başladı. Bilirdi ki kimse Evine kıyamaz ama yinede içinde bir huzursuzluk vardı. İşte o esnada kapıdan Arslan aşiretinin ağaları konağa girdi. Mustafa da onlara kısa bir bakış atıp önüne döndü.
Saatlerdir hüküm konusunda ağalar tartışıyordu en son karar alınınca Berzanın kız kardeşi Sultanın Evin'in büyük abisine kuma olarak verilmesi istendi.
Bunu duyan Evinin abisi" ben asla böyle bir şeyi kabul etmem" dese de ağalar ölüm hükmünden yana değillerdi.Mustafa da daha 18 yaşındaki genç kızın kendinden yaşca büyük bir adama gelin gitmesi hele de kuma olarak gitmesine üzülüyordu ama yapabilecek bir şey yoktu.
Tam o esnada Mustafanın babası " Berdel oğlum Mustafa ile yapılacak "dedi . Ağalar da onu onaylayınca Mustafanın gözlerinin önüne Sevdiği saçının teline kıyamadığı Zerdası geldi. Hemen itiraz etdi ama artık çok geçti hüküm verilmiş en geç bir haftaya düğün yapılacaktı.
İki gün boyunca Mustafa kara kara sevdiğine Zerda'ya ne diyeceğini düşünüyordu olmazdı ki yapamazdı o Zerdasız, Zerda da Mustafasız olmazdı.
Ama yapacak bir şeyi yoktu ki bu yüzden son üç yıldır olduğu gibi onların sevdasına şahit olan her zaman buluştukları ağacın yanına geldi.
Aklına anıları hücum etdi Zerda'yı ilk bu ağacın gölgesinde görmüştü Esmer saçları Rüzgarla adeta dans ediyordu. O gün onu uzun uzun izledi . Aradan günler geçti Mustafa her gün o kızı görmek için o ağacın yanına gitdi ama bir türlü kızı göremedi.
Tam pes etmişken son kez gitme kararı aldı ve geldiği Zaman ağacın gölgesinde oturmuş kızı gördü çok güzeldi.Onu bir daha kaybetme, bulamama korkusuyla yanına yaklaştı o gün başladı onların sevda masalı. Her gün iki genç o ağacın gölgesinde buluşuyordu .
Aradan geçen bir kaç ay sonra Mustafa aslında Zerda'nın kendi abisinin kan kardeşi olan Hasan ağanın kız kardeşi olduğunu öğrenmişti.
Aralarında olan sevda her gün daha da büyüyordu taki hüküm günü alınan karar sonrası Mustafanın o ağacın yanına Zerdaya ayrılmalarını isteyene kadar.
Zerda duydukları karşısında adeta yıkılsa da Mustafaya sadece " Allah mesut etsin "diyerek bir daha gelmemek üzere ağacın gölgesinden uzaklaştı.
Düğün:
Tam dört gün sonra bütün Mardin Yılmazoğlu aşiretinin en küçük ağasının düğün haberi ile sarsılmıştı. Haberi alan Zerda günlerdir odasında ağlamaktan kan çanağına dönen gözlerini sildi.
Sonra da aldığı kararla çekmecedeki bütün ilaçları içti çünki sevdiği adamın başkasıyla evlenmesini asla kabullenemezdi. İlaçları içtikten sonra daha bir ay önce Mustafa ile ne kadar mutlu olduklarını düşünerek uykuya daldı son uykusu olmasını umarak.
Aradan saatler geçmişti Cesur Yıldırım kız kardeşinin son bir kaç gündür kötü olduğunu biliyordu, her kes düğüne gitmişken oda kardeşine bakmaya odasına çıktı.
Kardeşi yatağında uyuyordu Cesur da onu rahatsız etmemek için tam çıkıyordu ki ilaç kutularını gördü. Cesur Zerda ve Mustafanın sevdalı olduğunu biliyordu bu yüzden Allaha kardeşinin düşündüğü şeyi yapmamış olması için dua ederek yatağa yaklaştı ama ne yaparsa yapsın Zerda uyanmadı.
Cesur kardeşini hastaneye yetiştirdi Aradan geçen saatler sonunda doktor odadan çıktı " Zerda hanımın midesini yıkadık çok şükür bebeğin de onun da durumu iyi geçmiş olsun " deyip gitdi.
Cesur duydukları karşısında adeta şok oldu nasıl Zerda hamilemi?
Ama eğer aşireti bunu duyarsa acımadan onun canına kıyarlar diye düşündü . Yaptığı plan sayesinde Zerda İtaliyaya yolladı. Abileri de Zerdanın intiharını tamamen Mustafa Yılmazoğludan ve Arslan ailesinden bildiler. Zerda Mustafanın başkasıyla evlenmesine dayanamayıp intihar etmişti sonuçta.
Zerdanın en büyük abisi Zerdanın odasında günlüğünü bulmuştu orda Mustafanın en büyük hayalinin tıpkı Zerda gibi bir kızı olması olduğunu öğrenmişti ve o gün bir karar aldı onların yaşadığını Mustafa da kızına hasret kalarak yaşayacaktı.
Ve aradan yıllar geçti bu süre zarfında Mustafa da Zerdanın ölümü yüzünden Sultanı suçlu bulmuştu onu asla karısı olarak kabul etmiyordu. Evde asla yüzüne bakmaz ailesi tarafından söylenen her bir hakareti hak etdiğini düşünürdü.
İlk oğulları Ömer doğunca bile ikinci oğulları Mirza doğunca bile asla Sultanı sevmedi onu mecburiyeti olarak görüyordu. Üçüncü oğlu Mertin doğumu çok zorlu geçti hem bebek hem anne doğumda ölüm riski yaşamıştı . İşte o gün Mustafa ikinci kez kaybetme korkusu yaşadı. Eğer Sultana bir şey olsaydı küçücük olan oğulları kimsesiz, annesiz kalacaktı.
Bu yüzden Mustafa artık Sultana bir şans verme kararı alsada Zerdası asla gönlünden çıkmadı. Her daim aklındaydı sevdiği kadının yüzü gülüşü.Ama yinede artık mutlu olma kararı aldı.
Mertin doğumu ile artık Yılmazoğlu ailesi çok mutluydu . Dördüncü çocuk olan Murat da doğmuştu ailesi git gide büyüyen Mustafa bir kız çocuğu istediğini Sultana söyledi aradan geçen uzun zaman sonra da Sultan yine hamile kalmıştı bu sefer ikiz bebekleri olacaktı ve nihayet Mustafa kız babası olacaktı.
Evliliklerinin dokuzuncu yılı Mustafa bey nihayet kız babası oldu ikizleri kucağına alıp derince koklayıp uzun uzun izledi.
Nihayet intikam zamanı gelmişti Zerdanın abisi ise bu süre zarfında Berzanın kaçmasına yardımcı olan kişiyi de bulmuştu Boran Arslan ikisinin de canını yakacaktı.
Hastanede beşiklerinde uyuyan iki masum bebeye baktı önce sonra da diğer beşikte küvezde olan minik cana baktı ve kız olan iki bebeği de değiştirdi böylece intikamının ilk tohumlarını ekmiş oldu.