"seninle aynı evde kalmak istemiyorum"
"Şimdi yine salak diyeceğim sonra kızacaksın şunun şurasında iki gün sonra birlikte yaşayacağız zaten senin için de alıştırma olur"
"Ozamandan bahsetmiyorum ben, bu akşam kalmam diyorum. Annemi arayıp söyleyeceğim.
Telefonumu cebimden çıkartıp hemen annemi aradım, okulda yapmadığı şey kalmazken bir de evde yalnız kalınca neler yapmazdı bana korkuyordum açıkcası, hem ondan hemde kendime engel olamamaktan..
- anne ben Minho'larda kalmak istemiyorum
- olmaz bebeğim, bu akşam babanla dışarıya çıkacağız ve geç döneriz büyük ihtimal aklım sende kalmasın Abinle güzel güzel dersini çalış
- ama anne
- kapatıyorum hayatım, daha kuaföre gitmem lazım seni seviyorum
- an-
Annem telefonu yüzüme kapattığında ağlayacak gibi oldum gözlerim dolmuştu bile. Beni göz göre göre nasıl bir adamla baş başa bırakıyordu ama haberi yoktu. Ben söylemezsem nasıl haberi olacaktı ki? Peki nasıl söyleyecektim tüm mutluluğu hayalleri yıkılmaz mıydı? Yapamazdım bunu.
"Ağlıyor musun sen?"
"Sana ne?"
"Tanrım cidden ağlıyor, benimle birlikte olmak bu kadar kötü mü?"
"Sen normal değilsin" dedim burnumu çekerek, yaptığı şeyler canımı sıkıyordu. Ona karşı koyamamak daha da çok canımı sıkıyordu tabi. Neden yüzüne bir yumruk geçirip çekip gidemiyordum ki onun bakışları altında hipnoz oluyordum sanki.
"Boşuna üzülüyorsun sadece iki arkadaş gibi takılacağız"
"Yalancı, bana dokunacaksın"
"Söz veriyorum yapmayacağım, şimdi sakin ol"
"Söz mü?"
"Evet söz"
"Tamam ozaman kalmayı kabul ediyorum"
Nekadar sinir bozucu olsada verdiği sözü tutacak birine benzediği için içim rahatlamıştı. Yolun geri kalanında sessiz kalırken bir süre sonra da eve gelmiştik zaten.
"Beni takip et duş alıp rahat birşeyler giymek estersin değil mi?"
"Hm hm olur" Minho'yla birlikte odasına geldik. Çantalarımızı bir köşeye bırakırken Minho hemen dolabına ilerleyip içinden aldığı eşofman ve tişörtü bana uzattı.
"Teşekkür ederim"
"Banyo orası, suyu ayarlayabilir misin?"
"Hallederim"
"Tamam ben gidip yiyecek birşeyler getireyim"
Minho odadan çıkarken bende banyoya adımlayıp soyunarak açtığım suyun altına girdim, arada bir sapık yanları ortaya çıkmasa aslında anlaşması kolay biriydi ama piçlik yapmadan duramıyordu işte. Yinede sapıklıklarını bir kenara bırakırsa iyi anlaşabilirim diye düşünüyorum.
Duşumu alıp kurulanıp giyindikten sonra banyodan çıkıp odaya girdim, gördüğüm manzarayla gözlerim sonuna kadar açılırken Minho'nun bakışları bana döndü.
"İşin bitti mi? Bende seni bekliyordum"
"b-bitti"
"Tamam ben duşa giriyorum, sen birşeyler atıştır"
Altındaki siyah boxerla çıplak halde önümden geçerken bakmadan edemedim banyoda soyunsan ne vardı ki, yemin ederim bilerek yapıyordu. O banyoya girince ben de oturup getirdiklerinden yemeye başladım acıkmıştım.
Bir süre sonra banyo kapısı açıldığında Minho beline sardığı havluyla odaya girdi, elimdeki elmayı bırakıp onu izlemeye başladım gözle görülür kasları onu aşırı sexi gösteriyordu.
"Gözlerinle yedin bitirdin" sesiyle kendime geldim, ona tacizci muamelesi yaparken benim yaptığım saçmalığın kaçıncı leveli oluyordu acaba. Sessiz kalıp başımı çevirdim ne diye izliyorsam zaten.
"Giyindim bakabilirsin, hadi birşeyler yiyelim sonra sana ders çalıştıracağım"
"Senin derslerin iyimi ki bana ders çalıştıracaksın"
"Evet fazlasıyla iyi"
"Hadi ya tahmin etmezdim"
"Neden oradan bakılınca geri zekalı gibi mi duruyorum"
"Hayır öyle demek istemedim"
"Neyse al ye şunu"
"Yaaaa çek şunu bu nasıl meyve böyle yemek istemiyorum"
"Hayır aç ağzını yiyeceksin"
"Off Minho yapma, istemiyorum dedim"
Elindeki meyveyi zorla ağzıma soktuğunda ağzım çenem ve onun elide kıpkırmızı olmuştu.
"Gördün mü yaptığını?"
"Birşey olmaz yıkarız geçer" diyerek bakışlarını dudaklarım ve çenem arasında gezdirip gözlerini kaçırararak ayağa kalktı. Bir adım atmıştı ki elini tuttum, bakışları yapmak istediği şeyi açık açık söylüyordu ve ben şu an hissettiklerime inanamasamda bunu istiyordum.
Elinden çekerek yanıma geri oturmasını sağladım, yatağın ucunda oturuyorduk. "Ne yapmak istiyorsun" diye sordum, istediği şey gözlerinden ve dudaklarının üzerinde gezinen dilinden belli oluyordu zaten, tehlikeli bir yola girmek üzereydim ve bunu kendi isteğimle yapıyordum tam olarak içim rahat olmasada bir sefer öpmekten birşey olmazdı heralde.
Elini yavaşça yanağıma getirip yüzüme yaklaştı "sana istemediğin hiç bir şey yapmayacağım" dediğinde hafiften gülümsedim sözünü tutacağını biliyordum zaten. Hala dudaklarıma bakıyordu ağzımda ezilen meyve yüzünden dudaklarım ve çenem kıpkırmızıydı. Aklıma gelen şeyle yutkunup gözlerine baktım.
"Yala" dedim gözlerinin içine bakarak, anlık olarak şaşırsada sanki bunu dememi bekliyormuş gibi üzerime eğilerek sırt üstü yatağa yatmamı sağladı, bundan sonrası ne olurdu bilmiyorum ama sonunu çok iyi görmüyordum.
Yüzüme eğildiğinde gözlerimi kapattım yanlış mı yapmıştım bilmiyorum ama güzel kokusu burnuma geldikçe beynim uyuşuyordu resmen. Bir kaç saniye sonra dudaklarını çenemde hissettiğimde biraz irkilsem de sakin kalmaya çalışarak sessizce beklemeye başladım.
Dudakları çenemi kavrayıp emmeye başladığında yumruğumu sıktım bedenim daha önce hiç hissetmediğim yabancı bir hisle tanışıyordu sanki tüm kan kasıklarıma doğru toplanıyor gibiydi. Çenemden ayrıldığında gözlerimi açtım dudakları kıpkırmızıydı dayanamıyordum artık elimi ensesine götürdüm. Hiç birşey yapmadan beklerken yine ilk hamleyi o yapmış dudaklarıma kapanmıştı.
Dudaklarımı emerken hızına yetişemiyordum nede olsa kendisi bu işte ustaydı tabi kim bilir kaç bin yüz tane kişiyle öpüşmüştü, bense ilk defa onunla öpüşüyordum günahkar dudaklarının tadı gerçekten tarif edilemezdi. Öpücüğü git gide ateşlenirken tamamen üstüme çıkıp bacaklarımın arasına girdiğinde ikimizinde üzerinde olan eşofman yüzünden sertliklerimiz bir birine temas etmiş ve zorlukla sessiz kalmıştım, erkekliğinin erkekliğime sürtünmesi anlatamayacağım bir zevkti. Biraz daha sürtünürse boşalacaktım.
"d-dur yeter bukadar ahm~"
"Minho dur!"
"Sessiz ol seni rahatlatacağım"
"İstemi- ımh Minho~"
Dudakları eşofmanımın üzerinden sertliğimi kavradığında istemsiz şekilde inlemiştim. Eğer durmazsam kötü şeyler olacaktı bir çıkmaza girecektim biliyordum ama doruklara ulaşmışken kim durabilirdi ki? Yapamadım.
Eşofmanım aşağı doğru kaydığında derin bir nefes aldım sonrasında penisimi saran dudaklar bu güne kadar hiç tatmadığım o zevkin varlığını kanıtlıyor gibiydi. Erkekliğimi sıkı sıkı kavrayan ve emen dudakları sayesinde saniyeler içinde ağzına boşalmıştım, evet gerçekten ağzına boşalmıştım ve o tüm menilerimi gözlerimin içine bakarak yutmuştu.
Ben nefes nefese yaşadıklarımı sindirmeye çalışırken o yatağa uzanmış kendi sertliğine dokunuyordu. Benimde ona yardım etmem gerekiyordu sanırım, daha önce hiç yapmamış olmam beni korkutuyor olsada eşofmanımı yukarı çekip Minho'nun bacaklarının arasına yerleştim. Şaşkınlıkla yüzüme baktı.
"Daha önce hiç yapmadım, deneyeceğim"
Eşofmanını çamaşırıyla birlikte tutup aşağı çektiğimde özgürlüğüne kavuşan büyüklükle yutkunup utanarak elime aldım sıcaktı.
"Dişlerini değdirmeden dondurma yalar gibi yapacaksın"
Bugün utançtan ve rezillikten ölmezsem bir dahada ölmezdim artık. Yüzümü yaklaştırıp dilimi penisine sürttüm, bir kaç kez daha aynı şeyi yaptıktan sonra ağzıma aldım, dediği gibi emip yalarken elini penisine getirip ağzımdan çekerek bir kaç çekişte kendi eline ve göbeğine boşaldı. Canlı olarak ilk defa gördüğüm bu sahne gerçekten inanılmazdı. İyice boşaldıktan sonra elini yan tarafındaki boşluğa bırakıp gözlerini kapattı. Aralık olan dudaklarının arasından hızlı hızlı nefes alıyordu. Şimdi ne olacaktı yada bir birimize nasıl davranacaktık hiç bir fikrim yoktu, o hala uzanmaya devam ederken sessizce kalkıp banyoya geldim çeşmeyi açıp hala kırmızı olan yüzümü yıkayıp kurulayarak odaya geri döndüğümde Minho odada değildi bir kaç dakika sonra değişen kıyafetleriyle geri döndü.
Şimdi ne söylemem gerekiyor bilmediğim için sessiz kaldım.
O birşeyler konuşurdu heralde o konuşana kadar susacaktım...