.
Yoongi derin bir nefes verdiği sırada Hoseok onun bıkkın suratına bakmıştı. Sıkıldığı her hâlinden belliydi...
"Az sabret, Cora'nın tek bekleyeni sen değilsin."
Yoongi'nin bakışları ona dönerken başını yavaşça salladı.
"Doğru. Aranızda tek psikolojide anlayan o olduğu için bunca insan onu bekliyor."
Hoseok olduğu yerde kaskatı kesilirken Yoongi ona göz devirmekle yetinmişti. Ancak Emma'ın koşarak odaya girmesiyle ikiside ona baktı.
"Hocam, erkek hastalardan biri terasta Cora'yı rehine aldı. Jack ikna etmeyi deniyor ama olmuyor."
Yoongi'nin yüzü sinirle gerilirken Hoseok'tan önce davranmış, hızlı adımlarla terasa yönelmişti. Açık teras kapısından içeri bir hışımla girdiğinde tüm doktorların onu ikna etmeye çalıştığını gördü. Hızla aralarından geçip öne doğru çıktığında Cora'nın bakışları onu bulmuştu.
"Uzaklaşın!"
Yoongi uzunca Cora'ya baktığında Cora başını yavaşça iki yana sallamıştı. Yoongi ise kaşlarını çatmıştı.
"Kimse sana yaklaşmıyor. Kıza bir şey yaparsan da buradan ya ölü olarak ya da delinin teki olarak çıkarsın. Hatta raporun temiz çıkarsa bir suçlu olarak, ellerin kelepçeli."
Yoongi'nin keskin sesi ona ulaştığında karşısındaki genç çocuk ona bakmıştı.
"Ne kaybedebilirim daha?! Söylesene! Şimdiden ne farkı olur?!"
Yoongi başını olumlu şekilde salladı.
"Farkı olmaz."
Herkes ona şaşkınca bakarken birçoğu manyak olup olmadığını sorguluyordu.
"Ama o farkı sen oluşturmadığın sürece, olmaz."
Yoongi ona bir adım daha attığında çocuk zaten şaşkın olduğu için bunu fark etmemişti bile.
"Eğer buradan şu an yaptığın saçmalıktan vazgeçip çıkarsan kendin için bir fark oluşturabilirsin. Kaybedecek bir şeyim yok demektense, 'kaybetmemeliyim' diyeceğin şeylere ulaşabilirsin."
Çocuk alayla gülüp ona baktığında Yoongi bakışlarıı Cora'ya çevirmişti. Cora ona tebessüm ettiğinde Yoongi'nin çatık kaşları düzelmişti.
"Ne kazanabilirim ki?! Elimi tutacak biri bile yok!"
Yoongi'nin bakışları tekrar çocuğu bulurken başını iki yana sallamıştı.
"Niye büyük şeyler hayal etme derdindesin? Çocuk musun sen? İmkansız şeyleri hayal edecek kadar aptal mısın?"
Çocuk bir şok daha yaşarken Yoongi ona doğru adımlamıştı. Ancak çocuk bunu fark edip elindeki silahı Cora'nın başına dayamıştı. Yoongi buna alayla gülmekle yetinmeyi terci etti...
"Ne oldu? Az önce 'elimi tutacak biri yok' diye ağlıyordun?"
Yoongi ona bir adım daha yaklaştığında Cora endişeyle ona bakmıştı.
"Şu an elini tutabilecek tek insanı öldürmeye çalışıyorsun. Belki bu dünyada seni anlayabilecek ve akıl hocalığı yapabilecek birinin kafasına silah dayıyorsun. Söylesene. Sen neyin artistliğini taslıyorsun burada?"
Cora duyduklarıyla şaşırırken Hoseok ve Jack'in de bir farkı yoktu.
O az önce sürekli uğraşıp durduğu kızı mı övmüştü?
"Neyle mutlu olacağım? Onu da söylesene."
Aşağılarcasına konuşan gence kaşlarını çattı Yoongi.
"Hayat senin karşına çıkarmayacak hiçbir haltı. Kendin kazanacaksın. Gerekirse binbir türlü bataklığa gireceksin."
Cora derin bir nefes aldığında Yoongi bir yandan onu kolluyordu.
"Aşık olacaksın."
Yoongi bakışlarının kesiştiği Cora'nın gözlerine bakarak söylediği şeye karşı Cora'nın kalbi hızla atmaya başlamıştı. Yoongi ise bakışlarını çocuğa geri çevirmişti.
"Belki de sırf onu kazanmak ve asla kaybetmemek için çırpınacaksın. Meslek edineceksin ve tek amacın o mesleği kaybetmeyip daha da yükseğe tırmanmak olacak. Belki de arkadaş edinecek ve onları kaybetmemek isteyeceksin."
Yoongi ona bir adım daha attığında aradaki mesafe kapanmıştı.
" En önemlisi, kendini kaybetmemek için çırpınacaksın. "
Hızla Cora'nın başına dayanmış silahı tutup geri çekmiş içindeki tek kurşunu da havaya sıkmıştı.
"Yoksa böyle patlarsın."
Cora'nın elini tutup kendine doğru çektiğinde çocuk yere doğru çökmüştü. Hoseok ve Jack hızla çocuğun yanına gittiğinde Yoongi'nin bakışları Cora'ya döndü.
"İki oldu."
Cora ima ettiği şeye karşı gülmüştü.
"Teşekkür ederim."
Yoongi ufak bir tebessüm sunup elindeki silahı yere attığında Cora ona bakmıştı. Yoongi ona döndüğünde ise utanarak bakışlarını kaçırmıştı.
"İyi misin?"
Cora tekrar bakışlarını ona çıkardığında başını olumlu şekilde sallamıştı. Diğer doktorlar gelip Cora'nın yanını doldurduğunda, Yoongi terastan yavaşça ayrılmış, Cora ise kapıdan çıkan bedeni ardından bakakalmıştı.
.
"İyiysen sorun yok."
Jungkook kollarını sıkılaştırdığında Yoongi iğrenerek onu itmişti.
"Sırnaşma be!"
Jungkook gülerek geri çekildiğinde üzerindeki takımı değişmek için kabine geri gitmişti.
Namjoon ile birlikte Jungkook'un damatlık bakması için gelmişlerdi.
Vera, Jungkook'a bir şey oldu korkusuyla geldiği sırada Jungkook baygın hâlde bir kriz daha geçirmişti. Bu onu daha da korluturken ayıldığı gibi aralarındaki tüm sorun unutulmuştu.
Vera, tek bir sözle Jungkook'la evlenme kararını tekrar tasdiklemişti.
Jungkook'un aradaki mesafeyi kaldırması ve geçmişinin karşılarına çıktığı an bu sorunu ortadan kaldırması.
Hayır tabiiki, adam öldürerek değil.
"Ben bunu daha çok sevdim!"
"Çıkta görelim Bay Aptal!"
Namjoon'un bıkkın sesine karşı kıkırtısıyla perdeyi açan Jungkook'u süzmüştü ikiside.
"Olmuş mu?"
Çocuk edasıyla ikisine baktığında ikisi onu uzunca süzmeye devam etmişti.
"Olmamış mı ya?"
Onu süzen gözlerin ardından Yoongi, Namjoon'a baktı.
"Ne giyse yakıyor piçe."
"Aynen."
Yoongi, Namjoon'un yanına oturduğu sırada Jungkook gülerek arkasındaki aynada kendine bakmıştı.
"Yunesa beğenir mi?"
"Şu kıza niye sadece bu Yunesa diyor?"
Namjoon'un şaşkın sorusuna karşı Jungkook sert bakışlarını ona dikti.
"Bana özel çünkü."
Namjoon ona alayla baktığında Yoongi ikisine de göz devirmişti.
"Bak sen, tapusu da senin üstüne?"
"Hyung, ona o ismi ilk ben kullanmaya başladım. Öyle de devam edecek. Herkes gibi Vera demeye devam et lütfen."
Yoongi, Namjoon'a bakıp kolunu dürtmüş yakasını silkmişti.
"Bıkarsın, tartışma şununla."
Jungkook onlara karşı oflayıp arkasını dönmüş ikisine bakmıştı.
"Emin misiniz bak? Bu son kararım."
"İçine sindiyse al. Gayet güzel yakıştı."
Yoongi'nin net konuşmasıyla başını sallayıp örtü arkasına girmişti Jungkook. Üzerini değişerek aldığı takımla kasaya gittiğinde Yoongi ve Namjoon onu beklemeye başlamıştı.
Jungkook'un koşarak geldiğini görmelerine dek bir sorun yoktu tabi...
"Ne oldu velet? Kayboldun sandın herhalde?"
Jungkook büyük ve korku dolu gözlerle Yoongi'ye baktığında Yoongi ne olduğunu sorarcasına göz kırpmıştı.
"Hyung, Yunesa'nın annesi gelmiş. Cora'yla gelinlik baktıkları yerdeymiş."
Yoongi'nin ettiği küfür mağazada yankılanırken üçü de memnunsuzca yüzünü buruşturmuştu.
Askerliği onlara zehir eden kadınla yüz yüze gelmek mi...
Aynen, çok güzel.
.