Min Yoongi | KS2

Od only_jeon97

4.6K 379 3.3K

"Sizin gibi kalıplara bağlı aptallar yüzünden var olmayan ruhum da burayı terk etmek istiyor." Ben Min Yoongi... Více

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
~13~
-14-
-15-
-16-
-17-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-
-49-
-50-
-51-
-52-
-53-
-54-
-55-
-56-
-57-
-58-
-59-
-60-
-61-(F)

-18-

54 6 26
Od only_jeon97

.

Cora geldiği kapıya uzunca bakmıştı. Jungkook'un dediğine göre annesinin kaldığı bu ev, Yoongi'nin bütün sıkıntıları yaşadığı o evdi.

Cesaretini toplayarak zile bastığında geçen belli bir süre içinde kapı açılmıştı.

Kapıyı açan kadın merakla Cora'ya bakarken Cora tebessüm ederek saygıyla önünde eğilmişti.

"Merhaba Bayan Min. Rahatsız ediyorum."

Kadın, karşısındaki saygılı kıza bir süre bakıp başını yavaşça iki yana salladı.

"Sorun değil. Kimsiniz?"

"Ben Yoongi'nin bir tanıdığıyım."

Kadının gözleri o an ışıltıyla patlamıştı. Kapıdan çekilip kıza içeriyi göstermişti.

"Lütfen içeri gel. Çekinme."

Cora tebessüm ederek içeri girerken en azından sorunlu bir şeyle karşılaşmadığı için mutluydu.

Birlikte salona geçtiklerinde Bayan Min ısrarla bir şeyler ikram etmiş, ardından Cora'nın çarprazındaki tekli koltuğa oturmuştu.

"Yoongi, iyi mi kızım? Nasıl?"

"Gayet iyi, endişeniz olmasın."

Kadın tereddütle de olsa rahat bir nefes verdiğinde Cora ona bakmıştı.

"Bayan Min. Açık olacağım. Sizinle Yoongi hakkında konuşmaya geldim. Ben psikolog Cora Chiotis..."

Bayan Min'in yüzünde acı bir tebessüm oluşurken dolu gözleri kızı bulmuştu.

"Sen de biliyorsun değil mi? Nasıl çığırından çıktığını."

Cora'nın bakışları yere düşerken başını iki yana salladı.

"Yoongi her şeyin oldukça farkında. Sadece kendi önüne sınır koyamıyor."

Kadının dolu gözlerinden bir çift yaş düştüğünde Cora ona baktı.

"Bayan Min. Yoongi, bunu bana kendi itiraf etti."

Kadının gözleri şaşkınlıkla kıza dönerken Cora tebessüm etmişti.

"İçten içe onu anlayan, en azından anlama çalışan biri olduğumu düşünüyor. En azından gözlemlerim öyle. Bana vereceğiniz her bilgi, ona ulaşmak için attığım en büyük adım olur."

Bayan Min derin bir nefes verip bakışlarını evin içinde gezdirmiş, ardından Cora'ya bakmıştı tebessümle.

"Yoongi burada doğdu."

Cora'nın bakışları evde gezindiğinde yüzünde ufak bir tebessüm olmuştu.

"Çok güzel bir çocuktu. Tatlı, minik. Ele avuca sığmayan bir şey."

Cora tebessümle ona baktığında Bayan Min'in gözlerinden yaşlar akmıştı.

"Büyüdü. Doğdu doğalı hep uykucuydu biliyor musun? Jungkook'a sorduğumda, yakın arkadaşı. Hâlâ aynı huyu. Hiç değişmemiş Minik Mandalina'm."

İkiside ufak bir şekilde güldüğünde Bayan Min iç çekmişti.

"Keşke o zamana dönsek."

Burnunu çekerek nefeslenmiş, ayağa kalkıp konsola yönelmişti. Çekmeceden aldığı fotoğraf albümüyle geri yerine gelmiş kapağı açmıştı.

"Çok kalbi güzel bir çocuktu Yoongi. Her şeyiyle paylaşımcıydı. Sürekli herkese yardım ederdi. Şimdi de değişmemiştir benim oğlum. Hep koca yürekliydi."

Ellerini fotoğraflar üzerinde gezdirmiş Cora'ya doğru uzatmıştı albümü. Cora tebessümle eline aldığı albümde gördüğü fotoğraflarla kalbi hızlanmıştı.

O hırçın adam bu muydu cidden?

"Yoongi dokuz yaşındaydı."

Bakışlarını albümden çekip Bayan Min'e çevirdiğinde karşısındaki kadın nefretle yüzünü buruşturdu.

"Babası olacak heriften şiddet görmeye başladım. O ise o kadar cesurdu ki, önüme atlayıp nefesi kesilene kadar dayak yemeyi göze alabiliyordu."

Gözleri dolan Cora fotoğraflardaki Yoongi'ye bakmıştı.

"O hâline rağmen yanıma gelip bana iyi olup olmadığımı soruyordu. Kendince yaralarımı temizliyordu. O kadar kalbi güzel bir çocuktu ki."

Bayan Min dolu gözlerindeki yaşları akıtmıştı anında.

"Kardeşi bir yaşlarındaydı o zaman. Yoongi sürekli babasının geldiğini görüp bizi odaya kilitler, o herifle kendi başa çıkmaya çalışırdı. O zaman ona zarar vermekten o kadar keyif alıyordu ki, önüne geçmek için çok geç kalmıştım."

Gözleri şaşkınlıkla büyüyen Cora yutkunmayı denedi.

"Sonra babasının belaları bize sardı. Yoongi onlarla çocuk başına uğraşıyordu resmen. Öyle ya, annesini t**avüzden bile kurtarmıştı on altı yaşında."

Kalbi hızla atmıştı Cora'nın. Her öğrendiği yüzüne tokat gibi çarpıyordu.

"Sonra bir gece, yine içip gelmişti babası. Küçük oğluma saldırdı. Benim canımı bir tek evlatlarımla yakabiliyordu çünkü."

Gözlerinden akan yaşlarla Cora'ya bakmıştı. Acı içinde...

"O küçücük çocuğu hiç acımadan öldürdü. Yoongi kendinden geçmişti. O kadar yara bere içindeydi ki... Ayık olsa yaşatmazdı onu orada. Tanrı biliyor, babasının katili yapmadı onu."

Cora elinde olmadan gözündeki yaşları akıttığında Bayan Min devam etti.

"Ayıldığında yaşadığı acıyı gözlerinde gördüm. Sonra kriz geçirdi. Kafayı yedi. Dövdü onu. Ama öyle bir dövmeydi ki... On yedi yaşında mıydı babasıyla bir mi belli değil."

Hayali canlanmıştı Cora'nın kafasında. Ama o bile canını yakmaya yetmişti.

"Sonra aldı beni zorladı. İhbar et dedi. Ettik. Denetimli serbestlik kararı verildi. Sonra geldi, bir de bunun için ikimizi dövdü saatlerce. Yoongi hastanelik oldu. Beni koruduğu sırada itti çocuğu adi şerefsiz. Kafasını vurdu."

Cora'nın nefesi kesilirken algılamak istememişti. Tüm bunlar, gerçek miydi...

"Tanrı'ya şükürler olsun. Onu bana bağışladı. Sonra kapandı odasına gece gündüz çalıştı. Hem beni koruyordu hem bizi kurtarmak için çabalıyordu. Babasıysa önüne koyulmadık engel bırakmadı. Kitaplarını yaktı. Odasını dağıttı. Dövdü, küfretti. Oğlum o kadar güçlüydü ki pes etmeyi aklından dahi geçirmedi."

Cora'nın dolu gözlerindeki yaşlar hızla akmaya başladığında Bayan Min gülümseyip ona baktı.

"Başardı oğlum. Kardeşini kurtaramadı ama annesini kurtardı. Sonraysa birçok canı kurtardı. Beni aldı bu evden götürdü kendine tuttuğu eve. Orada yaşadık. İlk kez huzurluyduk. Anne oğul ilk kez mutlu yemekler yedik. İlk kez mutlu ve özgürce vakit geçirdik. "

Gözlerini nefret bürümüştü aniden, gülüşü solmuştu Bayan Min'in.

"Sonra o geldi. Yoongi hastanedeyken. Nasıl bulmuştu bilmiyorum. Ama gelmişti. Beni dövdü. Canıma tak etti. Aldım bıçağı hiç düşünmeden diyaframına doğru sapladım. Sonra polisi de ambulansı da aradım. Kendimi koruduğum için sadece ifademi aldılar. Ama o... Yoongi'nin önüne getirildi. Nefret hissetti oğlum. O kadar çok şey yaşadı ki, ben de olsam ben de o halde olurdum."

"Acı çekmesini istedi. Getirilen her suçlu da babasını gördüğü için insanların canını yakmaktan korktu. O yüzden bıraktı."

Bayan Min düşen yaşlarıyla başını olumlu şekilde salladığında Cora derin bir nefes almıştı.

"Sonra ilk cinayetini işledi. Ağlayarak yanına gittim. Oysa ağlayarak bana gitmemi söyledi. Utandı benden. Annesinin yüzüne bakamadı."

Bayan Min hıçkırıklarını serbest bıraktığında Cora elindeki albümü bir kenara bırakıp ona sıkıca sarılmıştı. Bayan Min ise belki en ihtiyacı olan bu sarılmaya karşı saatlerce içini dökmüştü...

.






Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

25.8K 1.7K 21
Evliliğe olan inancını yitirmiş olan Lalisa, en yakın arkadaşının düğününde Jungkook'la tanışır. Texting-düzyazı
121K 10.2K 23
Jeon Jungkook mesleğine düşkün bir sanatçıydı. Ama bu sefer yarattığı eser bambaşkaydı. Lalisa Manoban, onun sevdiği eseri değil, aşık olduğu sanatıy...
51.1K 4.3K 34
Başta Jungkook onun sadece hastasıydı. Şimdi onun hayatı, Rose'nin olmuştu. yeminle son bolumleri feci guzelLSHSLJDSŞJS
215K 15K 41
Yaşadığı olaylardan dolayı erkeklerden çekinen Bae Joohyun'un narin ve kırılgan bir kalbi vardı. Min Yoongi'nin ise geçmişinde yaşadıklarından dolayı...