ARIN DENİZ (Gerçek ailem)

Bởi baksanalanizmarit

608K 37.6K 6.9K

GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023* Xem Thêm

KARAKTER TANITIMI
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
BABA TARAFI
BÖLÜM 11
BÖLÜM 12
BÖLÜM 13
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
(İNSTAGRAM)
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
BÖLÜM 29
BÖLÜM 30
BÖLÜM 31
BÖLÜM 32
BÖLÜM 33
BÖLÜM 34
BÖLÜM 35
BÖLÜM 36
BÖLÜM 37
BÖLÜM 38
BÖLÜM 39
BÖLÜM 40
BÖLÜM 41

BÖLÜM 10

18.7K 1K 173
Bởi baksanalanizmarit

BÖLÜM 10 : TANIŞMA

"Abla, hadi kalk artık."

"EGEĞĞ! Ablana söyleki; beş dakika içinde aşağı inmezse bütün evi o temizler miş!"

"HİİAAYĞĞ. N'oluyo sabah sabah?"

"Şükür ya, abla beş dakika içinde aşağı inmezsen bütün evi sen temizler mişsin." Ege bunu dediğinde, hemen yataktan kalkmaya çalıştım.

Bakın kalkmaya çalıştım diyorum çünkü yorgana takılıp yere düşmüştüm. Bunu önemsemeyip hemen Ege'ye döndüm. Hain kalkmama yardım etmek yerine yere oturmuş karnının tutarak gülüyordu.

"Bunu kim söyledi?" Sorduğum soruyla gülmeyi bırakıp konuştu.

"Annem az önce söyledi." Hemen dolandığım yorgandan kurtulmaya çalıştım. Maşşallah uyurken öyle bir dolanmışımki çıkamıyordum.

Ege bu halime gülerken, odaya Barın girmişti. Barın, 'napıyo bu mal' bakışları atarken Ege daha çok gülmeye başladı.

"Arın?" Yine Arın demişti.

"Napıyorsun?" Dolandığım yorgandan artık kurtulamıyacağımı anladığım için, yerde dümdüz bir şekilde uzanıyordum.

"Valla bi bakayım dedim, yer rahat mı değil mi diye." Söylediğim şeyle, Ege artık Barın'ın bacağına vurarak gülüyordu.

Salak.

Barın, Ege'yi ayağı ile uzaklaştırarak bana doğru geldi. Dizlerinin üstüne eğilerek üstümde ki yorganı çıkardı.

Şükürler olsunki sonunda kurtulmuştum.

Ellerini koltuk altlarıma geçirerek beni havaya kaldırdı ve yatağa oturttu.

"Abla, aşağı inmezsen annem seni terlikle indiricek." Bu dediği ile hemen kalkıp banyoya girdim.

Kapı kapanma sesi gelince çıktıklarını anladım.

Zeki şey seni.

Hoş geldin Mükremin su.

Hoş buldum canim.

Saçlarım yağlandığı için duşa girdim. Duştan çıktıktan sonra bornozumu giyip kıyafet odasına girdim.

Giyindikten sonra saçlarımı taradım ve telefonumu alıp koşar adımlarla aşağı inmeye bşaldım.

Evet zeki olduğum için asansöre binmemiştim.

Merdivenin son iki basamağına geldiğimde zıplayarak indim ve hemen yemek odasına girdim.

"Sabahı şerifleriniz hayırlı olsun mümin kardeşlerim." Diyip Tugay ve Ege'nin arasındaki sandalyeye oturdum.

"Günaydın kızım." Diğerleride Melek hanım gibi günaydın dedikten sonra Azat bey 'afiyet olsun' dedikten sonra kahvaltı etmeye başladık.

"Kaçta gelicekler?" Sorduğum soruya hemen Melek hanım cevap verdi.

"Akşam üstü gelicekler kızım." Diye cevapladığında hemen başka bir soru sordum.

"Kaç tane kız kuzenim var?" Heycanla sorduğum soru ile Kuzey, Pars ve Ege gülmüştüler.

Ne gülüyonuz yapram?

"Hayırdır bilader ne gülüyonuz?" Dediğimde Tugay kafama vurmuştu. Hemen Tugay'a döndüm ve mal mal bakmaya başladım.

"Düzgün konuş canım kardeşim."

"Yyaa canın mıyım gerçek-" Cümlemi yarıda kesen şey kafama yediğim küp şekerdi. Hemen küfretmek için geldiği tarafa baktığımda Pars'ı görmüştüm.

Hemen yanında oturan Barın bey abiyi gördüğümde küfür etmek için açtığım ağzımı geri kapattım.

"Kızım, senin baba tarafında hiç kız kuzenin yok." Melek hanımın dediği şey ile içtiğim çayı karşımda oturan amip beyinli Kuzey'in yüzüne püskürtmüştüm. Kuzey homurdanıyorken, ben hemen Melek hanıma döndüm.

"Ne demek hiç kız kuzenim yok?"
Melek hanım, omuz silkip kavaltı etmeye devam etti.

Ellerimi açıp Allah'a yalvarmaya başladım.

"Allah'ım, sen bu sülaleye XX kromozomu nâsip et, Amin."

***

"İsmin ne dedi, söyliyiverdim Arın Denizz, Arın Deniz.
Birden o'na kalbimi verdim Arın Deniz, Arı-"

"Kimden geliyor bu cırtlak ses?" Bir dakika, bir dakika. Bu amip beyinli pusula benim sesime mi laf etmişti.

Kuzey, salona elinde elektrikli süpürgeyle girdiğinde hemen ona bağırdım.

"Sen, benim sesime mi laf ettin az önce?" Diye sorunca gülüp konuşmuştu.

Kenê xwe bixapîn.
(Gülüşünü sikeyim.)

"O ses senden mi geliyordu?"

"Evet. O, güzel ses benden geliyordu." Kuzey, tam cevap vericekken Melek hanım bağırmaya başladı,

"Kuzey, boş boş konuşmada yerleri süpürmeye başla. Deniz sen de şu camları silmeyi bitir. Sabahtan beri ordasın kızım."

"Aşk olsun Melek hanım. Özenle işimi yapıyorum diye, yavaş mı diyorsunuz bana?" Dediğimde göz devirip mutfağa dönmüştü.

Şu anda hepimiz evi temizliyorduk. Azat bey ve Barın bey abi de bu işe dahildi.

"Nerede kalmıştım ben? Hah hatırladım, Arın Deniz, Arın Den-" Bu sefer de şarkı mı Tugay bölmüştü.

"Canım kardeşim, sus artık." Bir yandan benle konuşuyor bir yandan ise televizyonu siliyordu.

"Öyle olsun doktor bey." Dedikten sonra işime dönmüştüm. Barkın yanımdaki diğer camı siliyordu.

Alın, bu bilgiyi naparsanız yapın aşkolar.

Sonunda cam silme işi bittiği için, çıktığım sandalyeden inecekken belimde birşey hissettim. Hemen çığlık attığımda herkes bana döndü.

"Kuzey çek o şeyi Arın'ın belinden." Barın bey abi, konuştuğunda arkamdaki salağın Kuzey olduğunu anladım.

Amip beyinli, süpürge başlığını belime tutmuştu.

***

Kuzey malı süpürgeyi belime tutuktan sonra, Azat beyde onu vileda sopasıyla kovalamıştı.

Tüm işler bitince, Melek hanım giyinmek için odama yollamıştı beni.

Bu eve geleli tam bir ay olmuştu...

Biliyorum, Melek hanıma anne demek ve Azat beyede baba demek için erkendi. Ama ben onlara çok alışmıştım. Bağlanmıştım. En azından içimden onlara anne ve baba diyecektim.

Bunları boşverip kıyafet seçmeye başladım.

Sonunda güzel bir kombin bulmuştum. Kıyafetlerimi giyindikten sonra makyaj masama oturdum ve saçlarımı taramaya başladım. Tarama işi bittiğinde saçlarımı, iki yandan ters örgü ördüm.

İşlerim bittiğinde telefonumu alıp aşağı inmeye başladım.

Ben tam salona girecekken kapı çalmıştı. Kapıyı açacakken annem durdurmuştu beni. Bütün aile üyelerini toplayıp tek sıra halinde dizmişti bizi. Sonunda kapıyı açtığında, yaşlı bir çift vardı en önde. İlk onlar girdiğinde, sırayla ellerini öpmüştü ler biyolar. Sıra bana geldiğinde, yaşlı adam gülümsemişti. Hemen ben de elini öptükten sonra, beni kendine çekip sarılmıştı.

Dedem olduğunu düşündüğüm adam, sarılmayı bıraktığında, yanındaki yaşlı kadın konuştu.

"Bırak torunumu hele Bahoz." Dedi sinirle nenem olduğunu anladığım kadın.

Dede bey çekilince, hemen sarılmıştı kadın bana. Kollarımı hafifçe kaldırıp ben de ona sarıldım.

"Yav ana, çekilde bizde tanışalım yeğenimle." Nene hanım Homurdanarak benden ayrıldı. Son bir kez yanağımı okşadı ve içeri geçti.

"Hadi artık içeride tanışırsınız." Azat bey, bunu söylediğinde hepimiz içeri geçmiştik.

"Hele gel yeğenim buraya otur sen." Azat beyden bir kaç yaş küçük olduğunu anladığım adam beni yanına çağırmıştı. Tereddüt ettiğimden dolayı yavaş bir şekilde ayağa kalktım. Tam o sırada, Barın bey abiyle göz göze gelmiştik. Gözlerini kapatıp açtı gülümseyerek. Ben de ona gülümsedim ve beni yanına çağıran adamın yanına gittim, elini öpmek için hafif eğildimde, adam gülümseyip ayağa kalktı ve bana sarıldı.

"Ben, en büyük amcanım yeğenim, Rohat." Hemen yanındaki kadını gösterip konuşmaya devam etti, "Eşim Rojin."

"Memnun oldum." Dedim gülümseyerek. Yanıma bir adam ve kadın geldiğinde onlara döndüm.

"Ben de ortanca amcan Baver, eşim Delal."

"Memnun oldum." Dedim tekrar gülümseyerek.

"Çekil abi çekil. Yeğenim en genç, en yakışıklı ve en sevdiği amcasıyla tanışsın." Sesin geldiği tarafa baktığımda, Baver amcayı itekleyip önümde duran adamı gördüm.

Adam hemen bana sarıldığında, şaşkınlıkla gülüp, ben de kollarımı ona sardım.

"Bedir, bırak kızı da tanışalım!" Kadın konuştuğunda, adını yeni öğrendiğim Bedir amca bana sarılmayı bırakmıştı.

"Bedir amcan ben de yeğenim. Dünyalar güzeli eşim, Elif."

"Memnun oldum. Ben de Arın Deniz."

Herkes yerine oturduğunda, yanılmıyorsam benden birkaç yaş büyük olan çocuk konuşmuştu.

"Baba bizi de tanıtsana!" Baver amca ona döndüğünde, gözlerini devirip bana döndü.

"Yeğenim, şu gördüğün gereksizlerde benim çocuklarım." Bu dediğine gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Öyle olsun baba." Diyip kafasını yan tarafa çevirdi.

"Kes sesini sonuncu. Neyse kızım, ben sana tanıtmaya devam edeyim. Şu, benim en büyük oğlum Baran. Yanındaki ikinci oğlum Adar ve buda benim en büyük pişmanlığım Boran." Dediği kişilere sırayla baktığımda, en büyük olan baş selamı verdiğinde ben de başımı sallamıştım. İkinciye baktığımda 'memnun oldum' dedi. Ve en son Boran'a baktığımda bana gülümseyerek bakıyordu. Ben de ona gülümsedim.

Bu seferde Rohat amca tanıtmaya başladı.

"Yeğenim, şu gördüğün dörtlüde benim çocuklarım. En büyük oğlum, Bora." Dediği kişiye baktığımda, bana gülümseyerek baş selamı verdi ve göz kırptı.

Düştük di mi, düştük düştük.

"İkinci oğlum, Cihan. Üçüncü oğlum, Aram ve sonuncuda Atakan." Dediğinde onlara bakarak memnun oldum dedim.

Son olarak da Bedir amca tanıtmaya başladı.

"En büyük oğullarım, Diyar ve Pamir." Dediği kişilere baktığımda ikiz olduklarını gördüm.

Keşke benim de ikizim olsaydı.

"Üçüncü oğlum Mert, sonuncu ve en gereksiz oğlum, Ali."

Ali benle yaşıt gözüküyordu. Yüzüme baka baka sırıtmaya başladığında ben de onun yüzüna bakarak sırıtmaya başladım.

Bu çocuk ile iyi anlaşıcaktık..

SELEME  CENEMELER 

OCAK AY'ININ SON BÖLÜMÜ...

*28.01.2024*

🖤🖤🖤

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

580K 12.8K 8
Benim bir ailem vardı. Annem, babam, kardeşim, ikizim, abilerim. Fakat aile nasıl olunurdu ki?
130K 6.6K 28
" Annemle babamın yaptığı ilk hatasın."dedim düştüğüm yerde yatarken. "İkincisi de sen misin?" Dedi kafasını telefondan kaldırıp. "Hayır. İkinci hata...
1M 47.8K 59
(Bu isimle yazılmış ilk kitaptır.) Girdiği depresyon sonucu gittiği bir barda birlikte olduğu adamdan hamile kalan Hira, hayatında bir çocuğa yer ver...
AYZA Bởi suliesyien;)

Tiểu Thuyết Chung

4.2K 155 19
17 yılını bütün zorluklarla geçiren ayza üvey ailesinden bissuru şiddeti ve travmayi görende ayza bakalım yeni ailesine alışabilecekmiydi? peki gerçe...