Benden bir açıklama bekleyen herkese,
Bazılarınızın bildiği üzere, Kaşıbeyaz'la ilgili iddialar 2019 yılından beri birçok kez gündeme geldi ve ben bu konuyla alakalı açıklamamı birden çok kez yaptım. Öncelikle, kitabımı, bahse konu eserden çalmadığımı ve esinlenmediğimi devamlı dile getirmeyi, bir yazar olarak yersiz ve gereksiz buluyorum. İddia sahipleri, iddialarını yargı önünde kanıtlamakla yükümlüdür. Kanıtlanmayan her iddia, özellikle bu "hırsızlık" iddiası ise, kalemime yapılmış bir hakarettir ve kişilik haklarımı ihlal eden bir suçtur.
Aynı şekilde, Rahmetli Seda Hanım'ı "engellediğim", şahsına "küfrettiğim", kendisine "hırsız" dediğim gibi mesnetsiz iddialar da gerçeği asla yansıtmamaktadır. Bu iddialar, bunu iddia eden kişi veya kişilerce ispatlanmadığı takdirde bir karalama kampanyasından öteye gitmemektedir.
Seda Hanım'ın geçen yıl vefat etmiş olması beni üzen bir durum. Ona söz hakkının düşemeyeceği bir açıklama yapmayı aslında adil bulmuyorum. Ve fakat bu konu özelinde uğradığım haksızlık artık ciddi manada ağrıma gidiyor. Israrla benden bir açıklama bekleyen kişiler, Seda Hanım'ın vefatı sebebiyle, meselenin benim açımdan da ne kadar hassas olduğunun bilincindeler mi, emin değilim.
İlk olarak, "Maça Kızı 8'i Seda Hanım bana dava açmasın diye bastırmadığım ve o vefat ettiğinde ise hemen bastırdığım" gibi iddialara cevap vermeden şunu açıklığa kavuşturmak isterim: Seda Hanım'ın vefatından sonra da yasal mirasçıları, eğer isterlerse dava açabilmektedirler. Yani bu iddianın yasal bir dayanağı yoktur.
Bu konu 2019'da ilk gündeme geldiğinde -Seda Hanım'ın beni hırsızlıkla itham ettiğini öğrendiğimde- kendisiyle özel bir yazışmamız oldu. Kayıtları bende hâlâ mevcut olmakla birlikte, bu yazışmanın detaylarını paylaşmayı etik bulmuyorum. Yalnızca şunu bilmenizi isterim ki, kendisine bizzat ben dava açmasını, ithamlarının beni rahatsız ettiğini söylemiş, hukuki yollara başvurarak iddialarını ispatlamadığı takdirde de hakkımda suçlayıcı bir dille konuşmamasını rica etmiştim. Şayet kendisi hukuki yollara başvurmaz ve ithamlarına devam ederse de hukuki yollara kendim başvuracağımı ve eserlerin karşılaştırılmasına ilişkin bir dava açacağımı da belirtmiştim. Çünkü başından beri söylediğim gibi, eserler arasında iddia edilen türden bir benzerlik söz konusu değildir ve ortada bir "hırsızlık" bulunmamaktadır.
Süreci sizin için biraz daha netleştirmek gerekirse, bu yazışma sırasında, birlikte yaşadığımız babaannem hastaydı ve maalesef 2020'nin başlarında onu kaybettik. O dönemde konu Seda Hanım tarafından ilerletilmediği için, benim de yaşadığım yas sürecinde gündemim hakkımdaki ithamlar olamadığı için, konu olduğu şekliyle kenarda kaldı.
İlerleyen zamanlarda, Kaşıbeyaz'ın yayıncısı, benimle Maça Kızı 8'i basmak istediğine dair bir görüşme talep etti. İlk görüşmemizde, Seda Hanım'la aramızda geçen meseleden doğruca onlara ben bahsettim. Hatta, iddialar yeniden gündeme geldiği takdirde konuyu mutlaka mahkemeye taşıyacağımı, bunun benim için bir gurur meselesi olduğunu onlara da söyledim. Onlar da bana eserler arasında bir benzerlik olup olmadığını ilk elden kendilerinin de değerlendirebileceklerini söylediler. İlerleyen dönemde, Maça Kızı 8'i basmayı istediklerini yeniden dile getirdiler ve sözleşme aşamasına geçmek istediler. Velhasıl, "benzerlik sebebiyle Kaşıbeyaz'ın yayıncısının Maça Kızı 8'i basmak istemediği" iddiasında da bir gerçeklik payı yoktur.
O süreçte ben bir dizi projesine başladım ve kitabımın basım sürecini erteledim. Bu arada, küçük bir araştırmayla erişilebilecek bir bilgi olmasına rağmen şunu belirtmek isterim ki Sadakatsiz, hakları yasal olarak alınarak Doctor Foster'dan uyarlanmış bir projedir. Yalnızca bana değil, bir yapım şirketine de ait olan bu proje için, "Bunu da çaldı" şeklindeki iddialarına devam eden kişilerin, sektörel araştırma yapmalarını, bilgileri yetersiz kalıyorsa da yapım şirketiyle iletişim kurmalarını tavsiye ederim.
2021'in başlarında babamı da kaybettim. Aynı vakitlerde, Kaşıbeyaz'la ilgili iddialar Seda Hanım tarafından yeniden gündeme getirildi. Babamı yeni toprağa vermiş biri olarak, acım bu kadar tazeyken o dönem sosyal medyada uğradığım muamele, benim için son noktaydı ve kariyer yolculuğuma Kaşıbeyaz'ın yayıncısı ile başlamama kararı almamda etkili oldu. Benden sözleşme konusunda dönüş bekledikleri için kendilerine bunu ilettim, ki tüm bu süreçteki görüşmelerin kayıtları elimde mevcuttur. Ayrıca, hem yas sürecinde olduğum, hem de Seda Hanım'ın kanser tedavisi gördüğünü yine aynı tarihlerdeki sosyal medya paylaşımlarında gördüğüm için de eserlerin karşılaştırılmasına ilişkin dava açma konusunu ertelemeye karar verdim.
Geçmişte, "Wattpad'de bazı bölümlerde değişiklik yaptığım" da iddia edilmişti. Bugün de sosyal medyada benzer söylemlere rastladım. Benim Wattpad'deki tek güncellemem, bölüm başlarına açıklama yazısı eklemek veya zaman zaman güncelliği geçmiş eski açıklamaları silmekten başka bir şey değildir. Maça Kızı 8'in yayınlandığı ilk günden beri kitabı okuyanlar da bunun doğruluğunu tasdik edeceklerdir.
Maça Kızı 8'in kitaplaşma süreci esasen 2021'in yaz sonunda başladı. Süreçte birçok yayıneviyle, fazlaca görüşme yaptım. Bu konuda çok seçici davrandığım için, doğru olduğuna inandığım yere karar vermem bir yılı aşkın bir zaman aldı ki bu da aslında sosyal medyada beni takip eden insanların bildiği bir durum.
Artemis'le yola çıkmadan evvel, elbette ki onlara da bu konudan bahsetmiştim. Fakat eser benzerliği tespitine ilişkin bir dava açıp açmamak konusunda tereddütlerim vardı. Seda Hanım vefat etmişti ve açıkçası, vefat etmiş bir yazarın geçmiş ithamlarını yeniden gündeme getirmenin ve haklılığımı ispat etme yoluna girmenin, içinde bulundukları süreçte yakınları açısından yıpratıcı olacağını düşündüm. Sosyal medyada zaman zaman bu konu konuşuluyordu fakat ben, alnımın ak başımın dik olduğunu, bu konu hakkında konuşan insanlara ispatlama uğruna, acısı olan bir aileyi üzmeyi kendime yakıştıramadım. Çünkü ölümün, kaybın ne olduğunu, dört sene boyunca, üst üste, çok yakınlarını, en yakınlarını kaybetmiş biri olarak, çok iyi biliyordum.
Ve fakat bugündeyiz. Bugün, yeniden gündem olan bu konuda konuşulan şeyler, "intihal" veya "esinlenme" iddialarını aşarak, tarafıma yapılan ciddi bir saldırıya ve itibar zedeleme çalışmasına dönüşmüştür.
Sosyal medyada dolaşan, Seda Hanım'ın bana hakkını helal etmediğine dair bir yorum var. Üzülerek ama samimiyetle söylüyorum ki benim üzerimde herhangi bir hakkı yoktur. Ben o dahil kimsenin hakkına girmedim. Eseri Kaşıbeyaz'ı, Maça Kızı 8'den evvel Wattpad'de yayınladığı, tarihlerden de anlaşılacağı üzere doğru. Önceki yıllarda, o henüz hayattayken bu konu gündeme geldiğinde de bu konu hakkında farklı bir şey söylememiştim. Fakat o eserin Maça Kızı 8'den evvel yayınlanmış olması, romanımın veya çıkış noktasının Kaşıbeyaz'dan "çalıntı" olduğunu veya "esinlenildiğini" ispatlamaz. Ve zaten sosyal medya da mahkeme değildir.
Kaşıbeyaz diye bir roman olduğundan, sosyal medyaya bu konu ilk düştüğü zaman, bir arkadaşımın bana ilettiği bir tweet vasıtasıyla haberdar oldum, ki kaydı hâlâ bende durmakta. Bu tarihte de Maça Kızı 8'i çoktan yazmış ve yaklaşık elliye yakın bölümünü yayınlamıştım. Tekrar etmem gerekirse, alnım ak başım dik.
Gelelim, "O dönemde Seda Hanım'a, Maça Kızı 8'den çaldın diyerek sözlü saldırıda bulunan kişilere herhangi bir tepki vermediğim" iddiasına... Seda Hanım hakkında, Twitter'daki ses odalarından birinde, "Kitabı benden evvel yazmış ve yayınlamış" demekten de çekinmeyen bir yazar olarak, benden daha fazla ne beklenildiğini, açıkçası anlayamıyorum. Maça Kızı 8 çok fazla insana ulaşmış bir eser ve takdir edersiniz ki bu kitabı okuyan ya da okumayan herhangi birinin sergilediği davranıştan mesul değilim. Lütfen beni, bir kitle yöneticisiymişim, bir kanaat lideriymişim gibi sınıflandırmayın, sorumlu tutmayın. Zira bu bir yazar olarak asla savunduğum ve doğru bulduğum bir tutum değildir. Ekseriyetle de lincin her türlüsüne karşı olduğumu daima dile getiren birisiyim. Eğer o dönem Seda Hanım'a sergilenen olumsuz herhangi bir tavırdan memnun olduğuma ve bunu desteklediğime dair bir söylemim, bir davranışım olduğunu iddia ediyorsanız da lütfen bunu ispatlayın. Aynı şekilde, Maça Kızı 8'i okuyan herhangi biri de, o dönem Seda Hanım'a çirkin söylemlerde bulunan kişilerin davranışlarından mesul değildir. Hiç kimse bana ya da benim okurlarıma böyle bir vicdan yükü yüklemeye çalışamaz. Yine hiç kimse, okurlarıma, sırf kitabımı okudukları ya da okumaya devam ettikleri için hakaret edemez.
Bu açıklamanın, gelinen son noktada, sosyal medya üzerinden yaptığım son açıklama olmasını diliyorum. Bu konunun artık yargıda devam etmesi gereken yere geldik çünkü. Bu noktada iddia sahipleri, yani Seda Hanım'ın yasal mirasçısı, iddialarını kanıtlamak adına herhangi bir hukuki girişimde bulunmadığı, fakat buna rağmen iddialarına çok çirkin bir dille devam ettiği için, bu süreci benim başlatmam gerektiğini görüyorum. Süreçle ilgili, yargı makamları izin verdiği ölçütte şeffaf davranıp, sizi bilgilendireceğimden emin olabilirsiniz. Yıllardır bu konuda yeteri kadar yıprandım, suçlandım, iftiraya ve hakarete maruz kaldım. Artık yeter.
Ek olarak, bundan böyle kalemime bu konu üzerinden hakaret eden, bana "hırsız" diyen, Maça Kızı 8 için "çalıntı" diyen ve bunun gibi mesnetsiz iddialarda bulunan başkaca kişilerle ilgili de yasal süreç başlatacağımı bilmenizi isterim.
Çünkü ben, gecemi gündüzüme katarak yazdığım Maça Kızı 8'in her bir kelimesinin sonuna kadar arkasındayım ve emeğimi kimseye harcatmayacağım.
Teşekkürler,
Dilara Pamuk