cafuné - mert hakan yandaş

By napimabix

20.1K 835 335

Cafuné - "Sevgilinin saçları arasında parmaklarını şefkatle gezdirmek" Parmaklarını saçlarımın arasında gezdi... More

Tanıtım
1
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22

2

1.2K 36 4
By napimabix


"Merhaba Hanımefendi kusura bakmayın rahatsız ediyorum"

"Buyrun?" tek kaşım istemsizce hava'ya kalkmıştı, şimdi gelecek cevabı 4 gözle bekliyorum gerçekten

bu saatte kapımı çalacak kadar önemli ne olabilir

"Ben Mert Hakan Yandaş'ın menajeriyim, bu gün sanırım ufak bir kaza olmuş. Şuan antremanda olduğu için beni yönlendirdi. Masrafları karşılayacağımızı tekrardan belirtmek istedim" gülümseyerek cebinden kartını çıkarıp kartını uzattı. "Buyrun bu benim kartım üzerinde bilgilerim yaziyor, lütfen çıkan masrafları bize iletin. Hallederiz"

Mert gibi birinin böyle iyi bir menajeri olduğunu bilmiyordum, adam baya nazikmiş.

"Ben gerek yok demiştim, ama teşekkür ederim tekrardan gerçekten sorun yok" kartı geri verdim. "Ama bir şey soracağım beni nasıl buldunuz?"
aşırı merak ettim bunlar beni nasıl buldu lan

"Mert bey plakanızı aklında tutmuş, gerisi de çok zor değil zaten" kafamı salladım, bir şey anlamadım. Anlamış gibi yapiyim bari.

"Anladım, sağolun zaten pek bir şey yok arabada" arabamı gösterdim, o da dönüp baktı yanına gidip biraz inceledi.

"Doğru pek bir şey yok aslında ama yine de bi sorun olursa, haber edin" dedi ve vedalaşıp gitti.

Kapıyı kapattım ve kendimi koltuğa attım. Kafamı kurcalamıştı, nasıl bulmuşlardı ki adresimi. Bu kadar kolaymıydı?

Biraz instagramda gezdikten sonra uyuya kalmışım zaten.

-------------------ertesi gün-----------------------

Baya geç uyanıp hayatımı sorguladıktan sonra aklıma bugün Dorukhanın doğum gününe davetli olduğum geldi. Çok geç uyanmıştımc, sanırım kurduğum saati bile duymamıştım.
Üzerimi giyindim ve açıkcası pek fazla özenmeden makyajımı yaptım.

Dorukhan'a hediye almak için avm ye uğrayacaktım. Tamamen unutmuşum bugün olduğunu umarım bir şeyler bulurum. Avm'ye doğru yola çıktım. Yine trafik vardı ama çok değildi çok şükür. Varınca otoparkta güzel bi yere park edip, park ettiğim yerin fotoğrafını çektim. İstinasız her seferinde yaparım bunu çünkü hep unutuyordum yerini.

Avm ye girip biraz gezindikten sonra onun sevebileceği bir tişört buldum ve güzel bir paket yaptırdım ordan da starbucks'a geçtim, kahvemi alıp direkt doğum gününün kutlanacağı mekana geçtim.

Gerçi tam mekan sayılmaz, mekanın arka bahçesini böyle kutlamalar için kiralamıştı baya güzel bir atmosferdi. Tam bir yaz akşamı vibe ı veriyordu.

Dorukhan zevkli çocuk ama bizden trabzona gidişi aşırı tatsızdı. Neyse bu konuda baya sinirliyim hala, kapatalım konuyu yoksa boğazına yapışırım.

Mekana girip arka tarafından bahçesine çıktım, bugün burası Futbolcu kayniyordu kesin. Çoğu baya samimiydi aslında ama ben tanımadıklarıma uzak durmayı tercih ediyordum. Bizimkiler dışında kimseyle çok muhatap olmayı sevmiyordum. İçime kapanık değildim asla, hatta baya deli doluydum ama bunu her tanıştığım kişiye göstermezdim.

Ben düşüncelere kapılmışken önüme bir anda Dorukhan atladı "Hoşşşşgeldin ELA, sağol geldiğin için" hemen sarılıp hediyesini verdim. "Dgko" harfleri teker teker söyleip güldüm, burun kıvırdı. "Şaka şaka iyi ki doğmuşsun deli çocuk " tekrar sarıldım.

Herkese ufaktan selam verip, hemen bizimkileri görünce yanlarına gittim.

Bjk, ts, fb, gs futbolcuları ve eşleri hepsi buradaydı. Maç'ta rakip olsalarda, hepsinin birbiriyle çok iyi anlaşması güzeldi aslında ama yine de bazılarına gıcık olmamak elde değildi. Sosyal Medyada taraftarlar arasında edilen kavgalar ve küfürler asla futbolcular arasında soğukluk yaratmaması güzeldi, sahada bile kavga etseler yine hemen barışıyolardı. Futbolcu eşleri ise çok ayrı bir konuydu bazıları aşırı sempatik ve doğalken, diğerleri ise soğuk ve kibirli tavırlarıyla tanınıyordu.

Bizimkilerle şakalaşıp, muhabbete daldık okadar dalmışım ki masamıza gelen kişiyi bile farketmemıştım, bana elini uzattı. Başımı kaldırdım ve o kişi Mert'ti "Merhaba" yüzüne şaşkın bir şekilde baktığımı farketmesin diye düşünmeden elini sıktım. "Kusura bakma tekrardan"

"sorun değil" pek yüzüne bakmadım açıkcası, çünkü ne gerek var yani.

"Mert oturmak istemez misin?" dedi bizim kaleci Mert, tamda yanımda ki boş sandalyeyi göstererek.

Ulan sen iyi kaleci olmasan seni şuan şuracıkta lime lime keserdim canım Mert abicim.

Göz devirip Kızlara döndüm, muhabbetimize devam ettik.

"Ben bi herkese selam vereyim, gelirim" herkese selam verip gelip yanıma oturmuştu gerçekten, ama Allaha şükür pek konuşmamıştık çünkü fırsatı olmamıştı buna. Bilerek sessiz kalmıştım telefonumda bir şeylere bakiyordum.

Tüm akşam boyunca tüm masa baya eğelenip dans edenleri izledik, ama Mert ile pek muhabbetimiz olmamıştı. Benim için gayet keyifliydi.

Bir süre sonra herkes bir şeyler içmişti, sonrada gece sona gelince herkes teker teker dağıldı.

Bende arabama geçip, çalıştırmayı denedim ama olmadı. Tekrar denedim, yine olmadı. Gerçekten
şuan buna inanmak istemiyordum.

Hassssiktir ya.

Herkes arabalarına binip gitmişti, kimseyi de rahatsız edemezdim zaten saat i gece 4 buçuk bu saatten sonra burdan asla taksi falan da geçmez bu saatte. Ne yapacağımı düşündüm ama bi çözüm bulamadım. İnip arabanın ön tarafına doğru gittim.

Arabanın kaputunu açıp telefonumun ışığıyla arabamın ne sorunu olduğuna bakiyordum ki sokaktan geçen bir adamın yanıma yaklaşmasıyla irkildim "Yardımcı olabilir miyim bayan?" okadar fazla yaklaşmıştı ki arkaya doğru bir adım atmasaydım içime girecekti nerdeyse "evet mesela siktir olup gidebilirsin, nasıl fikir ama?" Erkeklerin yüzsüzlüğü beni benden alıyordu bazen.

"Nasıl konuşuyorsun lan sen benimle" iki kolumdan tutup beni tam duvara yaslicaktı ki arkadan onu biri tişörtünden tutup duvara fırlattı. "Sen napiyosun burda??" şok içinde Mert'e bakiyordum.

Şimdi sorulucak soru mu bu Ela ya, bi sus be kızım bi sus.

"Bir saniye" diyip adamı tekrardan yakasından tutup kafa attı ve şimdide yumruk atiyordu teker teker. Bir. İki. Üç. Eyvah Şimdi araya girmezsem bunun sonu gelmezdi.

Omuzundan tutup geri çektim "Tamam yeter artık, sakin ol" onu uzak tutmaya çalışırken adama döndüm "sende kalk siktir git ne yattın be" zar zor kalkıp sallanarak gitti. Arkasından baktım ve şuan neler olduğunu idrak etmeye çalışıyordum.

Mert ise hala sinirli olduğu için sürekli eliyle sakalının üzerinden geçip adamın gittiği yöne doğru bakiyordu ki bana dönüp "Sen niye gitmedin? ne yapiyorsun burda böyle?" hala baya sinirliydi o yüzden hiç şansımı zorlayıp gıcık cevap vermek istemedim, bi sorun çıksın istemiyordum.

Arabamı ve açık olan kaputu gösterdim, arabaya baktı, telefonunu çıkarıp ışığıyla baktı "bu çalışmaz böyle motorun kablosu zedelenmiş" eliyle bir şeyleri deniyordu. "Bunu böyle süremezsin motor yanar, daha büyük sıkıntı yapar sana" kafamı salladım çünkü pek anlamam bu işlerden açıkcası.

"Tamam" elime telefonumu aldım ve google girip çekici çağırmak için numaralara bakiyordum.

Mert beni inceleyip bir de telefonumda ne yaptığıma bakınca gilmeye başladı "nasıl yani gerçekten bunu aratiyor musun?" hala gülüyordu ki benim sinirimi zorluyordu yine..

Bak yine çok sinirlendiriyo bu çocuk beni dövecem şimdi

"Ya ne alaka, çekici çekici değil mi?"

"Bak kızım tanımadığın kimseye arabanı emanet etme, adamlar çekiciyim diye geziyor sonra bakiyorsun araba maraba kalmamış" elini birbirine vurarak toz olmuş işareti yaptı ama hala sırıtıyordu. Ofladım.

"Bana bidaha kızım deme sakın bu 1., 2. si ise seni de tanımıyorum sanada güvenmiyorum" diyince yüzü düştü, kaputu çat diye kapatıp cantamı ve anahtarımı arabamdan aldım sonrada arabamı kilitledim.

"Ya sen nasıl asabi bi kızsın sen beni de geçersin he" hiç cevap vermeden ona omuz atarak yanından geçtim ve yürümeye başladım umarım metro falan bulurdum bu saatte. Çantamı takıp, etrafta göz gezdirdim telefonumda haritaya bakiyordum ama en yakın metro istasyonu 20 dk yürüme mesafesiydi.

Neyse yapıcaz bir şeyler artık, ulan İstanbul sen mi büyüksün ben mi lan???

"Dur nereye gidiyorsun?" bana yetişmek için hafif koştu "ben götüreyim seni eve yada gideceğin yere işte"

"Gerek yok" yürümeye devam ettim, kolumdan tuttu hafifce beni durdurmak için.

Ya yeter amk artık şu kolumu rahat bırakın ya

"Yav gel işte napıcaksın bu saatte, bak ben olmasam kim bilir nolcaktı" dedi kendinden emin bir şekilde

aslında çocuk haklı, tırsmıyorumda değil ama şuan hiç çekemezdim konuşmasını.

"Hadi gel" arabasına doğru yürüdü, bende arkasından yürüdüm istemeyerek de olsa en güvenli şekilde eve varmak istiyordum. Zaten yolum çok değildi.

Kendi direkt binip, motoru çalıştırdı ve ön koltukta ki eşyaları arkaya attı.

Erkolar kapatılsın arkadaşlar cidden, hiç centilmenlik görmemiş bu

Yan koltuğa binip kemerimi taktım. Yola çıktık ve ben izliyordum, bir anda uyku basınca gözlerim kapandı ve kafamı cam'a yaslayıp uyuya kaldım.

Tam ne kadar bi süre geçtiğini hatırlamıyorum ama ani bir frenle uyandım.

---------------------------------------------------

Merhaaaabaaaaalarrr umarım beğenirsiniz,
oy vermeyi lütfen unutmayın🫶🏼🫶🏼

iyi günler☀️☀️☀️☀️

Continue Reading

You'll Also Like

7.7M 450K 84
Fantastik #1 Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştü...
486K 81.5K 71
❝Karanlık çöktüğünde parlayan tek yıldız benim. Ben, sonsuz ışığın başladığı yerim.❞ Eleta tanıdığı bütün kişiler tarafından yalanlarla kandırılmıştı...
274K 18.6K 32
"Sakın onun adını anma." "Neden?" "Eğer yaparsan sana sonsuza kadar sahip olur." ~~~~ "Büyü zayıflıyor Aria. Sen ölmek istesen bile o buna izin verme...
235K 10.1K 53
İronisine yazılmış bir gerçek ailem+mafya kitabıdır düzenlenmeye alınmış olmasına rağmen saçma kısımları vardır 'Kraliçe Elsa' isimli ilk ve tek kurg...