BERDEL

Av TugbaKpplnn

5.6M 305K 50.7K

Berdel sonucu yatalak bir Ağanın eşi olacaktım... Ama nedenlerde boğulacağım bir sır dünyasına gireceğimi ner... Mer

1. BÖLÜM -BERDEL'E KARAR-
2. Bölüm -Ezilmeye Başlamak-
3. Bölüm -Kibir-
4. Bölüm -Ağır Sözler-
5. Bölüm -Gizli Saklı İşler-
6. Bölüm -Emanetin Acısı-
7. Bölüm -Bazı Gerçekler-
8. Bölüm -Geçmişten Kareler-
9. Bölüm -Ufak Temas-
10. Bölüm -Tatlı Heyecanlar-
11. Bölüm -Karışık Duygular-
12. Bölüm -Mutluluk ve Rezillik-
13. Bölüm -Acı Kâbus-
14. Bölüm -Çelişki-
15. Bölüm -Üç Maymun Benlik Değil-
16. Bölüm -Çöp Çatanlık-
17. Bölüm -Akıl Almaz Gerçek-
19. Bölüm -Mucize-
20. Bölüm -Huzursuzluk-
21. Bölüm -Gönlüm Senden Razı-
22. Bölüm -Heyecan-
23. Bölüm -Acı-
24. Bölüm -Kader Ve Şans
25. Bölüm -Deliymişim-
26. Bölüm -Lunapark-
27. Bölüm -Uğurlamak-
28. Bölüm -Rapunzel-
29. Bölüm -Son-
30. Bölüm -Karar; Aziz Ahkanoğlu-
31. Bölüm -Dumur Olmak-
32. Bölüm -Biz Kazandık-
33. Bölüm -Şehvet-
34. Bölüm -Şehvet 2-
35. Bölüm Sürprizler
36. Bölüm -Umut ve Mucize-
37. Bölüm -Hazırlık-
38. Bölüm -Ölümle Burun Buruna-
39. Bölüm -Kötüden İyiye Güzel Anlar-
40. Bölüm -Bir Yaramazlık Meselesi-
41. Bölüm -Oyun-
42. Bölüm -Sevinç-
43. Bölüm -Duygusal Aziz-
44. Bölüm -Huysuz Duygular-
45. Bölüm -Curcuna-
46. Bölüm FİNAL -Sonsuz Tebessüm-

18. Bölüm -Utanç-

125K 7.9K 1.5K
Av TugbaKpplnn

Üzerimde garip bir his var yazamıyormuşum gibi hissediyorum ve bu durum beni yazmamaya itiyor :( yani istediğim şeyleri tam aktaramıyomuş gibi oluyorum :(


Bu eve gelirken dönüm noktam değil ölüm noktam diye söylemiştim kendi kendime. Düşüncelerimde bu evliliğin olmayacağını, sadece ölümüm için imza attığımı düşünürdüm.

Aziz ile tüm düşüncelerim değişmişti. O kadarda kötü bir duruma düşmediğimi göstermişti bana ama nedenlerle dolu bir hayata girmeme de neden olmuştu.

Dün Arif'ten gerçekleri öğrendikten sonra konağa Ömer'in sinirle bir şey yapmamasından dolayı geç saatlerde gelmiş kimseye görünmeden odalara geçmiştik.

Şimdide sabahın beşinde neye uyandığımı bilmeden pencere kenarında oturmuş dışarıyı seyrediyordum. Karınımdan guruldama sesleri geldiğinde olmayan göbeğime bakıp ayaklandım. Anlaşılan bu güne erken başlayacaktım.

Kendime kot pantolon ve beyaz bir tişort alıp giyindikten sonra aynanın karşısında bir santimde olsa uzayan saçlarımı özenle tarayıp Aziz'e döndüm. Dün gece Arif'in yanından döndükten sonra çok durgunlaşmıştı ve daha yeni yeni kurtulduğu hastalığına tekrar yakalanmaması için bugün eğlenceli takılmayı planlıyordum.

Aziz'in yanağına usulca bir öpücük kondurup yavaşça odadan çıktım. Koridor boyu sallana sallana gittikten sonra bu saatte kimse ile karşılaşmamak için yalvarıyordum çünkü Aziz ile ilgilenecektim ve moralimin bozuk olmasını istemiyordum.

Avluda kimsyle karşılaşmamanın verdiği huzur ile mutfağa girdiğimde dolabın önünde eğilmiş yemeklere bakan kadın ile göz devirdim ama bir anne olacağı için ona yumuşak davranmak istiyor karnındaki çocuğun kalbini kırmak istemiyordum, sonuçta annesinin duygularını hissedebiliyordu.

"Benim gibi bir canavar daha varmış evde." dedim gülerek yanına yaklaşırken anında doğrulup elindeki çikolata kutusuyla bana döndüğünde gülümsemeye devam ettim.

"Günaydın." garip bakışları ardından kendine gelip sessizce mırıldandığında bende dolabın yanına ilerleyip bakınmaya başladım.

"Kahvaltı yaptın mı? Bir şeyler hazırlayabilirim."

"Yapmadım." dedi onunla konuşmama şaşırmaya devam ederken.

"Ne yemek istersin?"

"Bana mı soruyorsun?" dedi yeniden etrafına bakınıp. Bu haline sessiz bir kahkaha atıp mutfağı gösterdim senden başka biri mi var dercesine. Garip bakışmalar ve daha fazla devam etmeyen sohbetin ardından kısaca pencere kenarındaki masanın üzerine kahvaltılıkları koyup canım omlet istediği için omlet yapmıştım.

Karşıma geçip çekingen bir şekilde kahvaltı eden kadına baktım. Yardım etmediği için yemeye çekiniyor gibi hissediyordum ama benim için sorun değildi.

"Tatil işini ne yaptınız?" gözlerinin içine bakıp çayımdan bir yudum alırken bıkkınca nefes verdi. Bir an benim soru sormamdan ve konuşmaya çabalamamdan dolayı olduğunu düşünmüştüm ama o düşüncelerimi toz bulutu gibi dağıtmıştı.

"Annem diyor ki hamileyken bir yere gidemezmişim, hemde tatil benim neyimeymiş." kaşlarımı çatıp yüzü düşen kadının dedikleriyle sinir tüm vücudumu kapladı.

"Ben Fatma Hanım'ın kararını sormuyorum, sen ve eşin ne karar verdi onu soruyorum." dedim. Onun kararları ile hayatına yön vermemesi gerektiğini öğrenmesi gerekiyordu.

"Annem ne derse Ali onu kabulleniyor o yüzden tatil matil yok."

"Çok pardon ama neden onun kararlarıyla hayatınıza yön verdiriyorsun ki? Sen bir kadınsın eşinle istediğin zaman istediğin yere gidemeyecek misin yani, bunu eşine söyle. Onunla vakit geçirmek senin hakkın, özel anılar biriktirmekte. Üstelik hamilesin bol bol beraber vakit geçirmelisinizki çocuk senin duygularınıda babasınınkini de algılasın. Küçük şimdiden anlamaz gibi bakma olaya o senin duygularını anlayabiliyor." kafasına yer etmesi için detaylıca anlattım.

"Korkma biraz dişini göstermen yeterli, eşine de biraz güzel davran, azcık cilvelen erkeklerin aklı havada zaten hemen kabul ederler." gülerek anlatmam ve cilvelen kısmında omuzlarımı sallamam komiğine gitmiş olacak ki ilk defa bana gülüyordu.

"Cilve işe yaramıyor Ali'de, annesi ne derse o."

"O zaman bunu değiştir." dedim konu konuyu açıp yarım saatlik kahvaltı sonrası oturmuş hâlâ konuşmaya devam ediyorduk çünkü değişik bir biçimde kafa dengi çıkmıştık.

Evlilikten yana olan sohbetimizin arasında garip bir şekilde gülme krizine girmişti ve kasıldığı için birazcık belli olan karnını tutuyordu.

"Yemin ederim Aziz abimin hali yaman." dedi benim kocasına nasıl davranırsa istediğini hallettirirsin diye göstererek anlattıklarımla.

"Aziz ponçik bir şey ya, ağlamayan bebekler gibi sev sev vur götüne öyle." elimle vururmuş gibi hareket yaparken ayak ayak üstüne atmış bakışlarımı geriye çekilen kadına çevirdim. Gülmekten başka bir şey yapmıyordu.

"Ne güldün kız bu kadar."

"Süheyla'nın karizmasıyla anlattığı adama ponçik dedin ya tutamadım bir an kendimi." anında kaşlarım çatılırken ağzından laf kaçırmış gibi panikle toparlanıp etrafa bakan kadına baktım.

"Süheyla, Aziz'i mi anlatıyor sana anlamadım." dedim tek kaşımı gerginlik ile kaldırırken etrafta gezdirdiği bakışlarını pişmanlıkla bana çevirdiğinde geçiştirerek kalkan kadının önünü kestim.

"Soru sordum Leyla, Süheyla ile Aziz ne alaka."

"Ben öylesine dedim."

"Leyla." dedim gerginliğimin ele geçirdiği vücudumu sıkarken yüzüm gerildiği için dışarıdan bir katil gibi göründüğüme emindim.

"Tamam söyleyeyim ama kimseye bir şey deme."

"Konuş." kapıda gezdirdiği bakışlarıyla dudaklarını yalayıp bana baktı. "Süheyla on beş yaşından beri Aziz Ağa'ma aşık, şimdide o yüzden kimseyle evlenmiyor kendince onu bekliyor. Nolur benden duymadın kimseye bir şey deme." yalvaran gözlerle bakan kadın sert bakışlarım ile ezilirken sadece kafamı sallayıp arkama döndüm.

"Suna, bir dur." dinlemeden göğsümde birleştirdigim kollarımı serbest bırakıp avludan çıkarak odama ilerledim. Bu durumu Aziz biliyor muydu bilmiyordum.

Süheyla güzel bir kadındı, aşırı bakımlı ve giyinmesini bilen biriydi. Aziz'i hâlâ bekliyor olması sorunken diğer türlü aşık olması daha büyük sorundu benim için.

Odama girip elimin ayarı olmadan kapıyı sertçe kapattığımda bakışlarımı uykusundan yenice ayılan adama çevirdim.

"Aziz, sen Süheyla'nın sana aşık olduğunu biliyor muydun?" gözlerini kırpıştırıp ne dediğimi anlamaya çabaladığında kaşları çatıldı ama dediğimi onaylamıştı.

"Bana neden demedin! Ne demek sana aşık ya, evli olduğunu bile bile hâlâ seni bekliyormuş, sen benim kocamsın!" kıskançlığın kaynattığı vücudum ile yatağa oturdum.

"Gülme Aziz, neyine gülüyorsun komik mi? Beni başka bir adam sevse komik gelir mi sana?" kıskançlığımı apaçık ona belli etmemden dolayı hoşuna giden durum söylediğim ikinci ihtimal ile sinirlendiğinde ben güldüm bu sefer gıcık etmek için.

Boğazından çıkardığı ses ile bana seslensede bakmadım.

"Aziz'in karizmasıymışmış, senin karizman bile bana ait tamam mı?" dedim çocuk gibi ama o hâlâ sinirliydi. Çoğu kendi kendime geçen uzun sohbetin ardından saatin nasıl geçtiğini anlamadan kahvaltı saati gelmişti ve Aziz'e tirip attığımdan dolayı kahvaltısını Ömer yaptırıyor bende köşede ki tekli koltukta oturuyordum.

"Abi yesene." Ömer yine bıkkınlık ile Aziz'in bana olan bakışlarını kestiğinde yine olumsuzca tepki verip bana bakmaya devam etti.

"Gel yedir işte sende neyin tiribi bu." Ömer bana dönüp konuştuğunda omuz silktim ama anında Aziz seslenmişi. Bakışlarımı ona çevirdiğimde Ömer'in elindeki tepsiyi gösterip birde yanını gösterdi. Yanına gidip benim içirmemi söylüyordu.

"Aç kalın ikinizde." Ömer elindeki tepsiyi sehpanın üzerine koyup odadan son kez dahi bakmadan çıktığında sırf açıkmıştır diye kalkıp yanına oturdum.

İlk verdiklerimde suratına bakmadığım için yemezken şimdi her lokmadan önce ya göz kırpıyor ya da gönlümü almak için öpücük atıyordu. Böylesine gönlümü almak için çabalamasıyla daha fazla uzatmadan bir kaşık lokmasına ödül diye birde öpücük veriyordum.

Bu işi sevip bir kase daha koymam için yalvaran gözlerle bakıyordu. Fazla uzatmadan biten kahvaltı sürecinden sonra yanyana oturmuş onunda arkasına yastıklar koyarak normal oturuş pozisyonuna getimiştim.

Kolunu kaldırıp omuzumdan attığımda elini önden tutup göğsüne yattım. Kafamı boyun girintisine koyup elimdeki telefona bakıyordum o da benimle birlikte izliyordu.

Ekranı kenara kaydırmam ile kamera açıldığında ilk anında göründüğümdan dolayı korkarken sonradan Aziz ile deniz kenarında çekildiğimizden başka fotoğraf çekilmeyişimiz gün yüzüne çıkmıştı.

"Aziz, fotoğraf çekilelim mi?" ona soruyordum ama çoktan doğrulmuş saçlarını düzenlemeye başlamıştım. Kendimede çeki düzen verdikten sonra bir kaç pozun ardından en çok beğendiğimi ekran fotoğrafım yapıp ona döndüm.

"Aziz seni çok seviyorum ben." şımarıkça ona dönüp burnumu burnuna değdirdiğimde hemen gülümsemişti.

Gözüme kenardaki poşetler iliştiğinde neşe ile ayağa kalktım. Daha fazla uzatmaya gerek yoktu çünkü yarın için heyecanlıydım ve dün olanlar için Aziz'in motivasyonunu yerine getirmek istiyordum.

"Aziz aldığımız kıyafetleri deneyip geleyim mi?" dediğimde anında onaylamıştı. Arkasındaki yastıkları biraz daha düzleştirip rahat bir konuma getirdikten sonra banyoya geçtim.

Elime gelen ilk elbiseyi giyip çıktığımda beğendiğine dair tepkiler vermişti aynı şekilde dört tane daha elbise giydirip sonunda poduyma çıkar gibi havalı yürüyüş yaparak odada tur atıyor tekrar banyoya giriyordum.

Elimdeki elbise ile uzun bakışma sonrası kısa ve askılı lila renkte bir elbise giymiştim ve sırt dekoltesi belimde bitiyordu. Aynada uzun uzun kendimi süzüşüm sonrasında cesaretlenerek odadan çıktığında Aziz açtığım müziği dinliyordu.

Kapı pevrazına yaslanıp elimin biriyle kapı pervazını yukarıdan tutarken kendimce seksi bulduğum pozum ile nazik çıkarmaya çalıştığım sesim ile seslendim.

"Aziz." bakışları bana çevrildiği anda gözleri büyümesiyle bir öksürmeye başlaması ile kapıdaki havalı duruşumu bozmuş hemen su içmesine ve sakinleşmesine yardımcı olmuştum. Sırtına vurduğumda hâlâ gözleri ile üzerimdeki elbiseye bakıyordu.

"İyi misin?" çok iyiyim der gibi gözlerini büyüterek onaylarken bu haline gülümsedim. "Koyun can derdinde kasap et derdinde diyeceğin ama ter düşecek cümle." gülerek geriye çekildiğimde boydan boya süzmüştü.

"Güzel olmuş muyum?" dedim elbisemi biraz aşağı çekiştirirken alt dudağını hafifçe ısırıp başıyla onayladığında sevinçle yerimde kıpırdandım.

"Aziz..." cilveli bir ses tonuyla yavaşçaa yanına oturup kollarımı boynuna doladığımda yüzlerimiz arasında santimler vardı.

"Ben Süheyla'dan güzelim değil mi?" hipnoz olmuş gibi beni onayladığında aralanan dudakları ile gözlerini dudaklarıma dikmiş bakıyordu.

"Sana teşekkür sözüm vardı." dedim dün hediye almasından dolayı üzerimdeki elbisenin darlığını ve yukarı katlanmasını umursamadan kucağına oturup dizlerimi iki yanına koyduğumda kısa bir öpücük ile kesmemeye kararlıydım.

"Aziz..." dedim gözlerimi kapatıp dudaklarımı dudaklarının üzerine kapatmadan önce. İlk başta kıpırdatmadığım dudaklarımı yavaşça hareket ettirdiğimde titrek nefesi gülümsememe neden olduğunda kalbimin atışını vücudumun her bir noktasında hissediyordum.

Kımıldattığı dudakları ile üst dudağımı hafifçe kavradığında bu sefer titrek nefes alış sesi benden duyulmuştu. Karnımda oluşan sızlamalar göğsümdeki deli gibi atan kalbimle yarışıyor gibi vücudumu ele geçirdiklerinde son bir öpüşme ile geri çekildim. Alnımı alnına dayayıp nefes nefese dudaklarımı yaladığımda gözlerimi istemsizce ben açmaya çalıştıkça kapanıyordu.

Yanaklarıma hücum ettiğini hissettiğim kanlar ile sıcak basmaya başladığında geri çekilmeden önce kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım. Utançtan geri çekilip gözlerine baktığımda, büyümüş ve değişik duyguların olduğu bakışları ile arka tarafta bir yerlere bakıyordu.

Olduğum gibi kafamı çevirerek baktığımda. Bir çırpıda kalkarak belime çıkan elbisemi indirerek banyoya koştum. Oturduğum için kısa ve saten olan elbise yukarıya kaymış, belime toplanmıştı! Aziz'in baktığı yer ise yatağın ayak uçlarının karşısındaki duvara monte edilen giysi dolabın aynasıydı.

Kalçalarımı görmüş olmanın utangaçlığıyla kapıyı kapatıp yere çöktüğümde genelde bana seslenen adam bu sefer sesini dahi çıkarmıyordu. Farklı duyguları beslediğim için hemen kalkarak üzerimi değiştirdim. Kendimi hem rezil olmuş hemde istediğine ulaşmış biri gibi hissediyordum ama istediğim vücudumu gözler önün sermek değildi.

Hızlıca gündelik kıyafetlerimi giyip başımı önüme eğerek çıkmak zorunda olduğum banyodan çıkıp elimdeki elbiseler ile dolaba gidip yerleştirdim. Arkamdan bakışlarını hissediyordum ama derisini yediğim dudaklarım artık acımaya başlamıştı. Yavasça dönüp ufak bir bakış attığımda, dudağının kenarı kıvrılmış yavşakça bakan Aziz ile yerimde mızmızlandım.

"Of Aziz yaa." ağlar tonda çıkan sesim ile elimi yüzüme kapatıp yatağa oturdum. Sırtım ona döndüktü ve yatak ucunda oturuyordum. Bu halime arkamdan güldüğünde kötü bakmaya çalışarak ona baktım ama o alt dudağını ısırıp gözlerini vücudumda gezdirmişti.

"Seni varya." yatakta dizlerimin üzerine çıkıp yastığı alarak hızlı olmayacak şekilde yüzüne vurdum ama hâlâ boğazından çıkardığı ses ile kahkaha atıyordu.

Yastığı kucağıma alıp sarıldığımda utangaç gözlerim ile bakmaya devam ettim. Gözlerindeki duygu dolu bakışlar ile yüzünde sadece tebessüm bırakarak bana bakmaya başladı.

"Rezil oldum değil mi?" kafasını iki yana hafifçe hareket ettirdiğinde bende onaylayıcı şekilde salladım.

"Gü-" kendini sıkıp havalanan göğsüyle bir dudakları arasından dökülen hece ile yerimde olduğum gibi kalıp gözlerimi sonuna kadar açtım.

"Zel-si-n." inip inip kalkan göğsümle şaşkınlıkla nefes alışverişlerim sıklaştığında tepki veremiyordum.

"Aziz konuştun." dedim ne ara akmaya başladığını bilmediğim göz yaşlarım arasında alnımı alnına dayayıp hem ağlıyor hem gülüyordum. Dizimin yanındaki eline bakışlarını diktiğinde parmağının tersini zorlanarak bacağıma değdirmesi ile çığlık atıp yatakta geri çıktım.

Nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum.

"Aziz!" sevinçle bağırdığımda gülüyordu ama kendisini çok sıktığı da kızaran boynundan belli oluyordu.

"Aziz... Ömer." odadan panikle kendimi dışarı attığımda yan odaya kapıyı çalmadan içeri daldığım gibi yatakta telefonla konuşan adam kaşlarını çatarak bana döndü. Anında ayaklanıp paniğime baktığında sadece Aziz'in adını söyleyebilmiştim.

Otelde gerçekleşen şey yine olup konuşmama fırsat kalmadan yanımdan geçip odaya daldığında bende girdim.

"Abi... noldu?"

"Aziz konuştu Ömer, yemin ederim parmağını kımıldattı." çatık kaşları arasından bana bakarken kapıyı kapatıp yatağa tabiri caizse zıplayarak oturup Aziz'in beni onaylaması için gözlerinin içine baktım.

Az önce hece söylemeden önce olduğu gibi kaşlarını çatıp derince nefes aldığında hevesle bekledim ama yorgunluk ile kendini bıraktığında omuzlarımı düşürdüm.

"Aziz niye o varken bir şey demiyorsun ya da yapmıyorsun." üzgün çıkan sesim ile bana döndü. Otel odasında da konuştuğuna o kadar ikna etmeye çabalamıştım ama olmamıştı ve şu anda da yine aynı şey yaşanıyordu.

"Bence sen abimi iyileştireyim diye kendini paraladığından kafayı yedin."

"Ömer doğuruyu söylüyorum."

"İki oldu bu." dedi konuşmamı kesip.

"Ömer yemin ederim konuştu ya hatta parmağını oynattı."

"Suna-"

"Ö-" kafamı anında çevirdim. "Mer" dedi beni savunmak istercesine ama sondaki 'r' harfini yutmuş gibi nefes verdiğinde yanımdaki patırtı ile o yana döndüm.

"Ömer!" yere bayılan adamın başına yataktan atlayarak vardığımda Aziz'in arkamdan gülme sesi geliyordu.

Delirecektim!

Sonu niye böyle oldu bir anda anlamadım ama komiğime gitti aksjajsjaja

Fortsätt läs

Du kommer också att gilla

14.1M 494K 63
İzmirli 19 yaşında bir genç kız... Babasının yüzünden daha doğru düzgün bir kez dışarı çıkamazken yine babası yüzünden bilmediği bir şehirde , bilmed...
5.3M 284K 29
Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar topar kaçan Kayra, birlikte old...
2.2M 38.2K 46
(+18bölümler vardır) Dedesinin isteği üzerine yıllar sonra dönmüştü gökçe mardin e nerden bilebilirdi ki aşkı burda bulucağını
Haz Av 🍀

Romantik

329K 4.7K 18
Çocukluktan beri Karan Avcıoğlu'na karşı hisleri olan Efsun Alakurt'un hikayesidir. Sevdiği adamla birlikte olduklarından sonra her şeyin farklı ola...