21.17

By nazzdanhikayelerr

340 68 471

Basit bir aşk hikayesiyle başlayan bu hikaye geçmişin sırlarıyla sizi bambaşka bir yere sürüklüyor. Her bölüm... More

GİRİŞ
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 16
Bölüm 17

Bölüm 15

14 2 5
By nazzdanhikayelerr

Levin'den...

Küçüklüğümden beri tek arkadaşımdı babam. Benimle yalnızca o oyun oynardı. Annem beni her sevmediğini söylediğinde o gelir beni ne kadar çok sevdiğiyle ilgili masallar anlatırdı. Annemin sevgisinden mahrum kaldığım her yaşımda daha da özgüvensiz olmuştum. Benim hep beceriksiz biri olduğumu söylerdi. Ona yaranmak için bir çocuk gibi değil bir yetişkin gibi davranmaya başladığımda da anlamıştım kendimden vazgeçtiğimi.

Yıllar sonra ilk defa birileri beni sevmişti ve ben kahramanım uğruna hepsini harcamıştım. Evet, Ediz' le evlilik kararı almamın tek sebebi babamdı.

Yıllar sonra kahramanımın soytarıdan farksız olduğunu öğrenmiştim. Tüm bunları yaşamamızın sebebiydi babam.

Ediz beni babamı polise ihbar etmekle tehdit etmeye başlamıştı açık açık. Babamın işin içinde olduğunu elbette bilmiyordum. Öğrenir öğrenmez o evi onu başına yıkmıştım zaten.

"Sen benim kahramanımdın! Sen beni seviyordun. İnsan sevdiğine, kızına yapar mı bu kötülüğü? Ben senin yüzünden neler yaşadım hiç düşündün mü? Ya Hazal ya Bahar? Onlar senin yüzünden hiçbir şey yaşayamadılar.
Ben babama aşık büyüyeyim diye onlar babalarından nefret mi ettiler?" Sözlerim onda hiçbir etki yaratmamıştı sanki.

"Boşuna bağırma bana! Öyle olması gerekiyordu ve oldu. Yaptıklarıma da pişman değilim. Ve sen de tıpış tıpış gidip evleneceksin. Ben kendimi toplayana kadar da boşanmayacaksın."

"Ölürüm de evlenmem ben o şerefsizle!" Dediğimde bana ilk defa el kaldırmıştı.

"Seni annen bile sevmedi. Annen bile. Ben ne yaptım seni sevdim. Senin her anında yanındaydım. Bu senin borcun!"

"Keşke hiç sevilmeseydim. Senden nefret ediyorum. Senden nefret ediyorum." Deyip odadan çıkmak üzereyken kolumdan sertçe tutmuş ve beni kendine doğru döndürmüştü.

"Eğer onunla evlenmezsen o sevgilin olacak çocuk bir daha nefes alamaz. Aklını başına topla." Dediğinde evlenmekten başka bir çarem olmadığını anlamıştım.

Bu konuşmalar sonrasında Ediz' in evlilik teklifini kabul etmiştim. Kerem için...

Bunu ona nasıl söyleyeceğim konusunda hiçbir fikrim olmadığında onun da herkesle aynı anda öğrenmesi gerektiğine karar vermiştim. Sevdiğim adamın gözlerine uzun baktım önce. Bugün son kez sevgili olarak buluşuyorduk ve ben onun gözlerinin içine baka baka yalanlar söyleyecektim.Acelesi varmış gibi hızlıca yanıma gelip sımsıkı sarıldı. Hiç bırakmayacakmış gibi ve ben beni sararken huzur veren o kollara zincir vuracaktım.

"Nasılsın güzelim?" diye sorduğunda uğruna kendimi feda edecek kadar çok seviyorum seni ama iyiyim demek geçti aklımdan hayır sadece aklımdan geçmedi kalbimden de geçti. Kalbimi delip geçti. "İyiyim, sen nasılsın?" diyebildim sadece.

"Aynı koşuşturmaca. Nefes almaya geldim, sana." Derin bir sevgiyle bakıyordu mavi gözleri.

"İyi yapmışsın canım." Allah ҆ tan tiyatroyla ilgileniyordum da rol yapma yeteneğim vardı. Kalbim ağlasa bile dışarı belli etmiyordum.

"Anlat bakalım ne var ne yok aksiyonlu hayatında." Dedi gülerek.

"Kerem sana bir şey soracağım. Sadece merak ediyorum. Bugün arkadaşlarla konuşurken bir muhabbet geçti de." Yalan 2...

"Dinliyorum bebeğim."

"Çok sevdiğin bir insan sana büyük bir kötülük yaptığında ondan intikam mı alırdın yoksa sessizce sevmeye devam mı ederdin?"

"Güzel soru, böyle bir şeyi hiç düşünmemiştim aslında. Herkes gibi intikam almak ilk tercihim olurdu. Ben insanları unutarak intikam almayı severim ama bir gün bir yerde bir şarkı çalar, bir koku alırım, bir cümle duyarım ve unuttuğumu sandığım her şey yakama yapışır. Sonra kendimi sessiz sedasız severken bulurum. Bence gayet açık bir cevap oldu. Ya sen ne yapardın?"

"Benim ilk öğrendiğim şey sevginin de bitebileceğiydi. Ben bana kötülük yapan hiç kimsenin gözyaşına acımam. Sevgim o gün biterdi." Yalan 3...

"Anladım ama emek verdiysen unutman zaman alır."

"Haklısın." Bir süre havadan sudan konuştuktan sonra ayrıldık. Ayrılmadan önce son kez de olsa sıkı sıkıya sarıldım ona veda edercesine. Eve gitmemiştim, arada sırada çıktığım ve şarkı söylediğim kafeye gitmiştim. Sesime de zincir vurulmadan önce doyasına şarkı söyleyecektim bu gece. Şarkı söylediğimi hayatımdaki hi. Kimse bilmiyordu, kimse de sormamıştı zaten.

"Ooo, Levin hoş geldin kızım." Diyerek karşıladı beni Ertuğrul Abi.

"Hoş bulduk abi, bugün sahne boş mu?"

"O sahne her zaman senindir kızım. Geç istediğin gibi takıl."

"Tamamdır abi çok teşekkür ederim." Diyerek orkestradaki çocuklara selam verdikten sonra mikrofonu elime aldım ve başladım söylemeye.

"Günler birbirin ardına geçer
Bilmem neden düne dönüyorum
Nehir akar yarın olur bugün
Neden aynı yerde duruyorum"

Aklımda tonla şey vardı, kalbimde büyük bir ağırlık.

"Derdim kendine bi son bulur
insan kendine bi yol
Aramayı bırakırsa
insan kendine bi son
Sırtından akar gider zaman
Buldum içimde bi yol
Aramayı bırakınca"

Gözlerimi kapattım ve sadece kendimi düşünmeye başladım. Uzun zamandır yapamadığım tek şeyi yaptım.

" Günler birbirin ardına geçer
Neden aynı yeri dövüyorum
Nehir başka ben başkayım neden
Orda olmayanı görüyorum

Derdim kendine bi son bulur
Insan kendine bi yol
Aramayı bırakırsa
Insan kendine bi son
Sırtından akar gider zaman
Buldum içimde bi yol
Aramayı bırakınca

Bilmem hiç yağmur yağacak mı
Kaybolduğum çöllere"

Şarkının ardından alkış koptu kafede, bugün şansıma tıklım tıklımdı. Biraz soluklandıktan sonra diğer şarkıya geçtim.

"Göster bana şimdi zaman
Duyuyorum içimdeki enkazın sahibini
Bozuyor sessizliğimi

Sen, ellerimden kayıp giderken
Sessizliğe bürünür evler, caddeler
Ben yine de sana seni anlatamam ki
Anlatamam ki"

Gözlerimi kapattığımda aklıma o geliyordu sadece. Ona bu yaptığım o kadar iğrenç o kadar kötü bir şeydi ki.

"Öyle yalnız, öyle sensiz
Öyle yalnız, öyle sensiz
Düşmekten korkan çocuk gibi, çaresiz
Üzülmeye alışmış gibi sessiz

Öyle yalnız, öyle sensiz
Öyle yalnız, öyle sensiz
Düşmekten korkan çocuk gibi, çaresiz
Üzülmeye alışmış gibi sessiz

Mavi gökyüzü, dalgalı deniz
Görüyorum bir tek seni karanlık, gece gibi
Rüzgar, savuruyor bizi

Sen, ellerimden kayıp giderken
Sessizliğe bürünür evler, caddeler
Ben yine de sana seni anlatamam ki
Anlatamam ki

Öyle yalnız, öyle sensiz
Öyle yalnız, öyle sensiz
Düşmekten korkan çocuk gibi, çaresiz
Üzülmeye alışmış gibi sessiz"

Şarkı bittiğinde bir şeyler içimden akmaya başlamıştı. Öylesine yalnızdım ki ve bunu anlatamamaktı benim sınavım.

"Söyleyeceğim bu şarkı tüm gözyaşlarını bir aşk uğrunda harcayanlara gelsin." Dediğimde aslında herkes anlamıştı ne söyleyeceğimi.

"I wanna take you somewhere so you know I care
But it's so cold and I don't know where
I brought you daffodils in a pretty string
But they won't flower like they did last spring

And I wanna kiss you, make you feel alright
I'm just so tired to share my nights
I wanna cry and I wanna love
But all my tears have been used up"

Söylediğim her kelimesinde yanaklarım daha çok ıslanıyordu, bunu umursamadan devam ettim.

"On another love, another love
All my tears have been used up
On another love, another love
All my tears have been used up
On another love, another love
All my tears have been used up, up

And if somebody hurts you, I wanna fight
But my hand's been broken one too many times
So I'll use my voice, I'll be so fucking rude
Words, they always win, but I know I'll lose

And I'd sing a song that'd be just ours
But I sang 'em all to another heart
And I wanna cry, I wanna learn to love
But all my tears have been used up

On another love, another love
All my tears have been used up
On another love, another love
All my tears have been used up
On another love, another love
All my tears have been used up, up

Oh, need a love, now
My heart is thinking of"

Ben sadece şarkı söylemiyordum aslında bir yandan da yalnızlığımı söylüyordum.

"I wanna sing a song that'd be just ours
But I sang 'em all to another heart
And I wanna cry, I wanna fall in love
But all my tears have been used up

On another love, another love
All my tears have been used up
On another love, another love
All my tears have been used up
On another love, another love
All my tears have been used up, up"

Şarkı bittikten sonra alkışları umursamadan sahneden indim ve mekandan çıkacakken bileğimden tutup beni kendine doğru çeken biri engel olmuştu.

"Böyle marifetlerin olduğunu bilmiyordum karıcım." Dedi aşağılık herif.

"Sadece bugün, beni rahat bırak. Anlıyor musun sadece bugün benden uzak dur." Dediğimde kahkaha atmıştı.

"O nedenmiş?"

"Yarın tüm hayatımı parçalayacaksın ya son bir kez de olsa hayatımı yaşamak istedim." Dediğimde alaycı gözleri bir anlığına da olsa boşluğa düşmüş gibiydi.

"Bir aralar bana baktığında gözlerinin içi gülerdi."

"Şu aralar sana baktığımda midem bulanıyor."

"Benden bu kadar nefret etmeni sağlayacak bir şey yapmadım." Dediğinde gülmüştüm. Sen ciddi olamazsın der gibi bakıyordum sadece.

"Beni taciz etmeye kalktın. Hala kendin için güzellemeler de bulunuyorsun. Senin yüzünden aynaya bakamadım aylarca, senin yüzünden kendimden daha çok nefret ettim. Anlıyor musun beni?" dediğimde sesim sandığımdan da çok sert çıkmıştı.

"Kafam yerinde değildi. O zamanlar sana değer veriyordum, sana zarar vermek istememiştim."

"İşte bu noktada yanılıyorsun işte Ediz, sen değer versen de zarar veriyorsun. Senin için her şey zarar vermek adına kurulu. Sana kimse sevginin zarar vermeyeceğini öğretmemiş." Dediğimde afallamıştı.

"Belki de kimse bana sevginin ne demek olduğunu öğretmemiştir."

"Ben sevmeyi seninle öğrenmiştim. Biliyor musun bu hayatımın hatasıydı, sevmeyi bilmeyen bir adamın gözlerinde sevmeyi öğrenmek... çok acınası."

"O seni çok seviyor değil mi? Sevmeyi biliyor. Değer vermeyi biliyor."

"Evet, biliyor. Beni çok seviyor, ödü kopuyor bana bir şey olacak diye ve ben ne yapıyorum biliyor musun? Sırf ona bir şey olmasın, ölmesin diye kalbini parçalara böleceğim. Bu ölmekten de beter bir şey ama sen anlamazsın."

"Eğer biraz daha bana onu anlatırsan, evlendikten sonra da yaşatmam onu."

"Bunu yaparsan sen de yaşamazsın."

"Bir kez ölen bir kez daha ölmekten korkmaz." Demişti saçlarımla oynarken. Ondan kendimi uzaklaştırıp eve girdiğimde herkes çoktan uyumuştu. Önce Bahar ҆ ın yanına gittim. Küçük kardeşim o benim. Saçlarını okşadım. Ayakucuna oturdum ve uyurken izlemeye başladım onu.

"Özür dilerim...senden ne kadar özür dilesem az ama özür dilerim. Beni affedip affetmemek sana kalmış. Kardeşimsin sen benim..." dedikten sonra yanağından öpüp çıktım odasından ve Hazal ҆ ın yanına gittim. Her şey onun yüzünden başıma geldi diye düşünürken aslında o da benim gibi bulaşmıştı bu çamura. Berkay ҆ ın yanına gittiğimde söyleyebilecek bir cümlem kalmamıştı. Bana en çok o kızacaktı, ağabeylik mooduna hızlı giriş yapmıştı. Beni de kardeşi gibi görüyordu bunu hissetmiştim. 

Ertesi gece...

Camdan bir yolda yürüyordum. Tek bir hamlede kırılacaktı, kesikleri ayaklarımı kanatacaktı. Bu benim kendi seçimim değildi beni bir uçurumdan el birliğiyle attıktan sonra al bu yol senin denmişti. Büyük parçalar o kadar büyük kesiklere yol açmazdı ama küçük parçalar ruhunuzda kesiklere yol açardı. O kesiklerden bir gün yolunu bulup kanlar akardı ve bu kanlar sizi boğardı. Bu işin sonunda ne olacaktı bilmiyordum ama eski benden bir emare kalmayacaktı. Beni sevenlerin kalbinde bile minnacık da olsa bir emare kalmayacaktı. Silinip gidecektim, ölüler bile silinmezken ben silinecek unutulacaktım.

O berbat akşam yemeğinden sonra kıyafetlerimi toparlamak için evin önüne gittiğimde eşyalarımı bir bavulda gördüğümde boğazım düğümlenmişti. Onca yaşanmışlık bir bavula sığabiliyordu demek. Peki, onlarca anıyı nereye koymuşlardı? Belki de kalplerinin en tozlu rafına kaldırmışlardır.

Oyunculuğumu burada da istemeye istemeye de olsa sergilemiştim. Ediz ҆ le birlikte arabaya bindiğimde kendimi daha fazla tutamayıp izin vermiştim tüm gözyaşlarımı. Arabayı kenara çekip durduğunda bana bakıp duruyordu.

"Ne istiyorsan yap, ben dışarıdayım. İşin bitince tıklat camı geleyim." Ağlamama bile katlanamayan bir adamdı o. Nefret ediyordum ondan da babamdan da. Yaklaşık yarım saatlik bir ağlama seansından sonra cama tıklatmıştım. "Hiç bitmeyecek sanmıştım."

"Sana olan nefretimden bahsediyorsan evet haklısın." Diyerek karşılık vermiştim.

"Bunları tek planlamamıştım baban olacak o adamla birlikte yaptım ne yaptıysam."

"İkiniz bir olup beni mahvettiniz zaten. Teşekkür ederim."

Berkay ҆ dan...

Hayat sadece kötü bir sürprizden ibaretti sanki. Ediz ҆ in bu hamlesini beklemiyordum. Levin bizi hayal kırıklığına uğratmıştı. Evden el ele ayrılmaları beni delirtmişti. Daha fazla orada duramayıp dışarı attım kendimi. Aslında bir yandan da aklım Kerem ҆ de kalmıştı. Bu bahaneyle ona bakmaya çıkmıştım. Defalarca kere aramama rağmen açmamıştı. Nerede olabilir diye düşündükten sonra aklıma bir konuşmamızda bahsettiği ҅Ne Kalan Ne Giden ҆ isimli meyhanede olabileceği gelmişti. Telefondan konumu bulup oraya vardığımda köşelerde bir masada oturmuş içerken görmüştüm. Yanına gittiğimde bile fark etmemişti.

"Kerem ne yapıyorsun kardeşim? Kendine gel." Dediğimde kafasını kaldırıp bana baktığında gözlerinin de kızarık olduğunu görmüştüm. Ah Levin ah diyerek iç geçirdim.

"Hiç sevmemiş lan beni. Hiç sevmemiş, ne dedi yara bandı dedi. Yara bantlarını sikeyim! Yarasını bile kapatamamışım doğru düzgün. Ne işe yararım ki ben?" diye söylendi çaresizce.

"Kendine haksızlık etme, bilmiyoruz işin aslını."

"Bilsek ne fayda eder? Ne fark eder? O adamın elinden tuttu. Benim elimi bırakıp onun elini tuttu. Daha dün buluştuk biz. Gelecekten bahsettim ona. Birlikte gidemeyeceğimiz gelecekten. Ulan ben nasıl bu kadar salak olabilirim? Bir de polis olacağım. Allah beni kahretsin!" dedi masaya vura vura.

"Belki tehdit ettiler kızı. O böyle biri değil sen de biliyorsun."

"Bilmiyorum ben hiçbir şey. Ben bir onu bilirdim, artık hiçbir şey bilmiyorum. Gitsin ne halt yerse yesin. " O bile inanmıyordu söylediklerine.

"Hadi bırak artık içmeyi gel seni evine bırakalım." Dedim sakince. Elini bardaktan çekip teslim oluyorum şeklinde ellerini havaya kaldırdığında kolundan kavradım hesabı ödedikten sonra arabasına bindirip evine bıraktım. İş arkadaşlarıyla birlikte kalıyordu. Ailesi Ankara ҆ daydı.

Onu eve bıraktıktan sonra yürüyerek eve gitmeyi tercih ettim. Yaklaşık yarım saatlik bir yoldu. Düşüncelere dalmış bir şekilde yürürken telefonumun çalması beni kendime getirmişti. Ayşim arıyordu ne alakaysa.

"İyi geceler rahatsız ettim kusura bakma. Bugün olan olayı sormak için aramıştım. İyi misin?" diye çekine çekine konuşuyordu.

"İyi geceler Ayşim. İyiyim diyemem elbette. Hayal kırıklığı yaşıyorum diyelim."

"Bahar ҆ ı arayamadım ama ona da söylersin bir şeye ihtiyacınız olursa çekinmeden arayın beni. Aklım siz de."

"İyi kalpli dolandırıcı mı? Kulağa sevimli geliyor." Dediğimde gülmüştü.

"Öyle diyelim. İyi geceler tekrarda."

"İyi geceler." Deyip telefonu kapatmıştım.

Artık YKS öğrencisi olduğum için yoğunluk yaşıyorum ve bölümleri uzun aralıklı periyotlarda atıyorum. İyi okumalar dilerim ve bölüm sonu sorularına geçelim.

Sizce Levin bundan sonra ne yapacak?

Ediz evlilik sonrası Kerem ҆ e bir şey yapar mı?

Berkay ve Ayşim iş birliği neler getirir?

Kerem Levin ҆ den nefret edecek mi?

Continue Reading

You'll Also Like

47.2K 5.7K 12
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi. Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi. Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi? İçimden cevapladı...
217K 9K 59
Köyde geçen bir aşk hikayesi... O bir inci tanesiydi; Dışı dillere destan bir güzel... Naîf kırılgan ve nârin... Köy kurgusu ve abimin arkadasşı konu...
754K 19.6K 11
Yıllarca aile baskısı gören , aile sevgisinden mahrum kalan Peri. Babasına gelen telefon ile doğumda karıştırıldığını öğrenir. Peki bundan sonra ne o...
64.6K 3.7K 23
☆"Kayla ne biçim isim Rus musun sen?" "Hatırlatma travması var"