SARIŞIN / YARI TEXTİNG / TAMA...

By mimozaymis

761K 25.1K 5K

"Abiler ya da arkadaşlar bu tür yaklaşımlar yapmaz sarışın." (! Reklam yapmak yasaktır.) More

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
23.
24.
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.
32.
SORU - CEVAP
33.
34.
35.
36.
37.
38.
39.
40.
41.
42.
43.
44.
45.
46.
47. Bölüm
48.
FİNAL

9.

25K 886 64
By mimozaymis

Keyifli Okumalar♡

Bölüme geçmeden oy verelim mii?

-*Üç Günahkar* Grubundan Yeni Mesajlar-

Cem: Bulem gel de şu kızı depresyondan çıkart.

Cem: Sabahtan beri dondurma yiyor sadece.

Cem: Bir de mal mal bir yerlere bakıyor.

Bulem: Biz ne konuştuk sen napıyorsun bacım?

Bulem: Yarım saate geliyorum bebem.

Yare: Sensin lan mal.

Yare: Bugün de zaten bizim eve geldi yüzüme baktı baktı.

Yare: Amk iki gündür böyleyiz.

Bulem: Oğlum siz bu zamana kadar nasıl mesafeliydiniz bu kadar?

Cem: Bende onu anlamaya çalışıyorum.

Yare: Bende bilmiyorum bende.

Yare: Cem sen yanımdasın burdan niye yazıyorsun?

Cem: Sen niye yazıyorsun?

Bulem: Amk wkxkwkkdx ikinizde de kafa yok.

Yare: Sanki sende var aşık Leyla.

Bulem: Kes be.

Yare: He he.

***

Elimde ki dondurma kutusunu masaya koydum ve elimi karnıma koydum. Tıka basa dolmuştum dondurma yemekten.
"Ay içim şişti." Telefonda sırıtarak mesajlaşan Cem ile gözlerimi kıstım.
Başını telefondan kaldırdı ve dediğimi anlamadığı için kaşlarını kaldırdı sorarak.

"Eğlenmek istiyorum içim şişti diyorum aşık ikii." Diyerek omzunu dürtükledim. Gülerek telefonu kapattı.
Sol bileğinde ki saate baktı. Hava çoktan kararmıştı. Annemler Bulem'in ailesi ile gezmeye gitmişlerdi. Bize de sormuşlardı gitmek isteyip istemediğimizi fakat biz istememiştik. Çünkü sıkıcıydı. Onların sohbeti doğal olarak bizi sarmıyordu.

"Hadi hazırlan bir arkadaşımın cafesi var oraya gidelim. Canlı müzikte var hem." Hızlıca ayağa kalktım ve koşarak eve girdim.
Kafamı dağıtmam gerektiğini biliyordum. Normalde modu düşük olan bir insan değildim. Öncelik olarak hep kendime değer verirdim. Çünkü günün sonunda hep ben vardım.

Bir kaç gündür Baran kafamı fazlası ile yormuştu ve ben kendimi tanıyamamıştım.

Siyah yırtık model bir jean giyip üzerine askılı mavi renkte bir crop giydim. Sarı saçlarımı kıstırmalı toka ile bağlayıp önlerden bir kaç tutamı çıkarttım. Hafif yaz makyajı yapıp çanta aldım. Çabucak hazırlanmıştım. Tekrar bahçeye indiğimde Cem hala bıraktığım gibiydi.

Beni fark edince şaşırarak ayağa kalktı. "Sen dünden zaten hazırmışsın." Dedi alayla. Gülerek omzuna vurdum. Gideceğimiz yer biraz uzak olduğu için araba ile gidiyorduk. Modum yükseldiği için keyifle radyoyu açtım.
Yalın'ın Yeniden şarkısı ile camı sonuna kadar açtım ve gülümsedim.

Benim modumun yükselişi Cem'i de etkilemiş o da şarkıya eşlik ediyordu. Bulem'e de mesaj atarak gideceğimiz yerin konumunu attım.

Telefonumun melodisi ile kimin aradığına baktım. Abimdi.
"Efendim Deniz?" Dedim radyoyu biraz kısarak.
"Nerdesin yavrum?"

"Cem'le kafeye gidiyoruz, sen?"

"Baran'layız hangi kafe bizde gelelim."

"******** Kafe." Onaylayan mırıltılar çıkarttı ve telefonu kapattı. O da geliyordu ve ben stres olmuştum. Cem bunu anlamış olacak ki yoldan gözlerini çekip bana bakış attı.

"Bak bu güzel fırsat. Şöyle ki güzelim biz erkekler duygularımızı tam anlayamıyoruz. Zeki beynimiz bir buna tam olarak çalışmıyor. Ama yanınızda hemcinslerimizden birilerini görürsek de deliriyoruz. Melisa'dan hoşlandığımı böyle öğrenmiştim. Yani aynısı Baran içinde mi geçerli olur mu bilemem ama doğru çıkacağını düşünüyorum.

Seni benle sarılırken görünce bile deliye dönmüş şerefsiz. Bu akşam da aynısı uygula. Eğer seviyorsa -ki bence seviyor- ortaya çıkar." Nefesimi verdim ve dediklerini gözden geçirdim. Bulem'de Baran'ın kesin olarak beni sevdiğini düşünüyordu ama ben bir türlü o söylemedikçe bundan emin olamayacaktım.

"Bu gece senin geceen makarnacı!" Diyerek bağırdı ve az önce kıstığım radyonun sesini verdi.

Yaklaşık on dakika sonra kafeye gelmiştik. Çok güzel açık bir mekandı. Canlı müzik için ayrılan küçük bir sahne ve etrafında masalar vardı. Minik ledli ampuller bir uçtan bir uca doğru sarkıyordu.
Orta derece de bir doluluk vardı.
"Çok güzelmiş burası." Dedim hayranlıkla ve şansımıza sahneye yakın boş bir masa bulup oturduk.

"Ben getirdim kızım tabi güzel olacak. Ha ayriyetten bu arkadaşın özel olarak rica etti bu masa için. Tesadüf değil yani." Diyerek ego ile saçını düzeltti. Gülerek ona öpücük attım. Garson yanımıza gelip siparişlerimizi aldı. Bende arkama yaslanıp çalan Kaan Boşnak şarkısını mırıldandım.

Gözlerim arkadan kapatılınca kıkırdadım. "Selam ben kimim?" Diyerek söylendi Bulem.
"Kaşarın teki." Dedim bende alayla. Kahkaha atarken önümde ki saç tutamımı çekti ve Cem ile yumruğunu tokuşturdu.
"Kötü arkadaş." Demeyi de ihmal etmedi.

"Birileri sonunda sevgilisinden ayrılıp gün yüzünde." Dedim iğneleyerek. Kendi sevgilim olmadığı için sevgilisi olan herkesi ilk anda darlıyordum.

"Baran ile bir an önce çıkın da kurtulayım lan." Dedi aklımdan geçenleri okuyormuş gibi. Omuz silktim ve bacak bacak üzerine attım. Kafamda şuan Cem'in dediklerini nasıl uygulayacağımı düşünüyordum.

Aklıma gelen şeyle telefonumdan sınav sonuçlarının ne zaman açıklanacağına baktım. Bir hafta kalmıştı. Bu da dudaklarımı kemirmeme sebep olmuştu. Sınav güzel geçmişti fakat içimde hep bir ama oluyordu.
Çok geçmeden gelen Deniz'ler ile telefondan başımı kaldırdım.

Deniz yanımda ki boş yere oturdu ve yanağımı sıktı. Yüzümü buruşturarak eline vurdum. Hala onla da konuşmamıştık.
Masada ki soğuk kahvemi alıp dudaklarına götürdü.
"Gidip sipariş vermek yerine hani neden?" Dedim gözlerimi devirerek. Elimi kaldırarak garsonun beni fark etmesini sağladım.

Geldiğinden beri yüzüne bakmadığım Baran'a gözlerimi değdirmem ile çoktan bana baktığını fark ettim. Garson ona da isteğini sorunca bakışlarını muhtemelen bizle yaşıt olan erkek garsona çevirdi. 

Hareketli bir müzik çalınca insanlar biraz biraz masalarından kalkıp sahnenin oraya ilerleyip dans etmeye başlamışlardı. Bulem ile gözlerimiz kesişince sırıttık ve ayağa kalktık. "Gözlerimiz kanayacak." Abim ne yapacağımızı anlayınca sataşmaktan geri durmadı.

Ona cevap vermeyip gözlerimi devirdim ve Bulem'in elini tutup dans eden diğer insanlara karıştık. Şarkı Aydilge'nin Aşka Gel şarkısıydı.
Biz kendimizce şarkıyı söyleyerek dans ederken Cem de yanımıza geldi. Yüzünde ki pis sırıtış ile ne yaptığını yeni anlamıştım.
"Çok fenasın oğlum sen." Diyerek uzattığı elini tutu beni kendi etrafında döndürmesine izin verdim. Bulem'e baktığım da ne ara geldiğini bilmediğim Ferhat abi ile dans ediyorlardı.

"Baran her an üzerime atlayıp bana saldıracak." Şimdi ki şarkı sözsüz bir dans müziği olduğu için Cem'in kollarında ağır ağır sallanıyordum. Cem'in belimde ki elleri ve benim boynuna dolanmış kollarım ile şuan bir çift gibi gözüktüğümüzü biliyordum.
Zaten amacımız da buydu.

Kahkaha attım ve keyifle bizi izleyen Baran'a bir bakış attım. Gözleri sırıtmama kaydı.
"Hedefe ulaşıldı desene." Dedim Cem'e. O da güldü ve kollarını belimden çekip birlikte masaya ilerledik.

Dans ettiğim için hafif terlemiştim. Gözüm Bulem'i arasa da o hala dans ettiği için tuvalete yalnız gidecektim.
Ayaklandığım da abim soran gözlerle baktı. "Tuvalete gelecek misin?" Dediğim soruyu ciddi algılayıp başını sağa sola salladı gülerek kafenin içerisine girdim ve lavoboyu çok uğraşmadan buldum.

Boş olan tuvalet rahat hareket etmem için güzel bir imkan sunmuştu. Elimi biraz ıslatıp boynumda gezindirdim.
Hafifçe yüzüme de sürüp saçlarımı düzeltirken kapının hızlıca açılması ile gelene baktım. Sanırım tabelaları karıştırmıştı ya da bizden habersiz cinsiyet değişikliği yapıyordu.

"Tabela-" kapıyı kapatıp kitledi ve bedenimi kendisi ile tezgah arasında sıkıştırdı. "Bilerek yapıyorsun dimi?" Dedi eli sıkıca belimi kavrarken.

Anlamamazlıktan gelerek gözlerimi kırpıştırdım. "Neyi?" Sinirle burnundan güldü.
"Yare." Dedi uyarırcasına. Gülümsedim ve yüzümü yüzüne yakınlaştırdım. Kollarımı az önce Cem'e doladığım gibi onun boynuna doladım ve uzun boyalı tırnaklarımı ensesinde gezdirdim. Bu yaptığım ile bedeni kasılmıştı.

Dudaklarımı dudaklarına yakınlaştırdım. Fakat arada çok az bir mesafe bıraktım. Bakışlarında ki afallama daha çok keyiflendirmişti.
Bakışlarım dudaklarına indi.
"Baran." Dedim bende sakince. Nefesim dudaklarına çarpıyordu.

"Tehlikeli sularda yüzüyorsun sarışın." Dudaklarını dudaklarıma bastırmamak için büyük bir uğraş verdiğinin farkındaydım. Ve şuan onun beni deli gibi öpmesini istiyordum.
"Yüzmemi sağlayanlar sağolsun." En sonunda dudaklarım dudaklarına çarpmıştı. Bir küfür mırıldandığını duydum.

Dudaklarımı ıslattım, dilim dudaklarına değip kaçmıştı. Sanırım asıl şimdi görev başarılıydı.

.
.
.
.
Go sisss <3

Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi alayım?

Cem?

Bulem?

Continue Reading

You'll Also Like

1.6M 182K 55
Irmak, 14 Şubat'ın özel bir gün olduğuna inanır ve o gün bir randevuya çıkmanın nasıl bir şey olduğunu merak eder. Ama hiçbir zaman Sevgililer Günü'n...
Luzia By Betül

Short Story

263K 12.1K 42
Ailenin ne demek olduğunu bilmiyordum, aslında ailenin samimiyetsiz, yalandan gülümsemelerle geçen akşam yemeklerinden, dışarıya karşı aldatmaca için...
13.8K 265 17
Asya annesini küçük yaşta kaybetmiş ve babasıyla yaşamak zorunda kalmıştır.17 yaşına gelince babasının mafyaya olan borcundan dolayı kızını o mafyaya...
520K 39.4K 56
Siz: canım sıkıldı Siz: o yüzdende sana yazdım Miraç: ne? Miraç: kimsin sen? Siz: anoniminim . Derste canınız sıkıldığı için okulun popüler ç...