21.17

By nazzdanhikayelerr

340 68 471

Basit bir aşk hikayesiyle başlayan bu hikaye geçmişin sırlarıyla sizi bambaşka bir yere sürüklüyor. Her bölüm... More

GİRİŞ
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17

Bölüm 10

16 3 49
By nazzdanhikayelerr

Bazen bazı insanlara güvenmezdiniz, hayatınızda olması gereken yere koyamazdınız. O boşluklar bazen gereğinden fazla büyür, güvendiğiniz insanları oraya koymaya çalışırdınız. Ama olmazdı, olduramazdınız. O boşluklar bir süre sonra gözünüze batmamaya başlardı. Ve siz o boşluklarla yaşamayı öğrenirdiniz.

Ertesi gün hafta sonu olduğundan evde geçirecektim. Bahçeye dolaşmaya çıktığımda aklıma Ender ҆ i aramak geldi fakat telefonunun sesini şarap mahzeninden duymamla şüphelenmiştim. Kapıyı açıp girdiğimde Ender yarı baygın ve elleri ayakları bağlanmış bir biçimde orada duruyordu.

"E- Ender ne oldu sana? Kim yaptı bunu?"

Hızlıca yanına gidip ellerini ve ayaklarını çözdüm.

"G-git Bahar. Sana da zarar vermesin." Dediğinde kimden bahsettiğini anlamıştım.

"Akif değil mi? O yaptı." Soruma cevap vermedi. "Hadi seni buradan çıkaralım." Güçlükle onu yerden kaldırdım ve oradan çıkardım. Kimsenin göremeyeceği bir yere geçince Berkay ҆ ı aradım ve arabayı arka kapıya getirmesini söyledim. Beş dakika içerisinde arabaya binmiş, Ender ҆i güvenli bir yere götürüyorduk.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum.

"Anneme." Dedi Berkay sadece. Yarım saatlik yolculuğun ardından Ender ҆ i eve taşıdık.

"Oğlum neler oluyor?" diye sordu sadece İpek Hanım. O an bizi de tanıdığını anlamıştım nedense.

Ender ҆ e pansuman yaptık ve ardından ağrıları için bir ağrı kesici verdik.

"Neden hastaneye götürmedik?" diye sordum.

"O zaman yeterince kanıt toplayamadan bizim ne için onun yanında olduğumuzu anlardı." Dedi Berkay açıklayıcı bir tavırla.

"Ama en azından bir darp raporu işimize yarayabilirdi." Dedim.

"Evet, haklısın ama yine aynı kapıya çıkıyor."

Ender uykusunda bile huzursuzdu. O benim tanıdığım en güçlü kadındı, ona bile bu kadar zarar veren bir adamın yaşamaması gerekiyordu.

"Çocuklar, yemek hazırladım gelin bir iki lokma bir şey yiyin." Dedi İpek Hanım. Berkay rahatça gitti ve bir sandalye çekip oturdu. Sanki bunca olayı o yaşamamış gibi iştahı hala canlıydı.

"Gelsene Bahar." Diyerek de beni çağırıyordu.

"Yok, ben aç değilim." Dedim sadece. hava almak için balkona çıktığımda İpek Hanım da yanıma gelmişti.

"Sen en küçüklerisin değil mi?" diye sordu sıcakkanlı bir tavırla.

"Evet, en küçükleriyim."

"En olgunları da sensin anladığım kadarıyla. Bak kızım, ben yıllarca o insanlarla birlikte yaşadım. Eğer gerçekten mutlu olmak istiyorsan onlara güvenme. Keşke anne baba olmadan önce yeterlilik testleri falan yapılmış olsaydı. Sen daha çok küçüksün, yaşayacak güzel zamanların, gidecek çok yolların var. Anlıyor musun beni?" dedi anaç bir tavırla.

"Anlıyorum efendim. Ben de onun için uğraşıyorum aslında ama bazen bazı şeyler bizim peşimizi bırakmaz. Bu geçmişim ve ailem olunca hiç bırakmıyor."

"Bak bir şeye ihtiyacın olursa çekinmeden bana gel olur mu? Burası senin de evin. Keşke ablanla sana da sahip çıkabilseydim." Dediğinde güldüm ve bu sıcak tavrına sarılarak karşılık verdim.

"Gülden Hanım sizin gibi biriyle dost olmayı başararak hayattaki tek doğrusunu yapmış sanırım." Dediğimde o da gülmüştü.

1 hafta sonra...

Ender ҆ i kurtardığımız günün üzerinden tam bir hafta geçmişti. Bu bir haftada Ender iyileşmiş, biz evimize geçmiştik ama her fırsatta villaya gidiyorduk. Bir bahane bulup yine orada kalmanın yollarını arıyordu Berkay kara kara. Okulda durumlar pek de değişmemişti. Ozan ve Utku hala küslerdi ve Utku Şifa konusundaki inadını sürdürüyordu. Onun dışında Ediz ҆ le de gelişmeler olmuştu. Sürekli arayıp soruyor ve buluşmak istediğini söylüyordu. Bugün de artık ısrarlarına dayanamamış ve birlikte kahvaltıya gidecektik. Elbette Levin ve Berkay buna karşı çıkmışlardı. Nedenini bilmediğim bir şekilde herkes buna karşı çıkıyordu.

Sabah erkenden kalkmış hazırlanmıştım. Heyecanlı bir şekilde onun gelmesini bekliyordum. Levin ve Berkay bu halimi göz devirerek bakıyorlardı.

"Niye öyle bakıyorsunuz?" diye sordum çemkirerek.

"Abiye çemkirilmez." Dedi Berkay. Bu dediğinden sonra onu taklit ettim gülerek.

"Bundan sonra seni uyarmayacağım Bahar. Git, ne bok yiyorsan ye. Git keyfini çıkar. Daha da bu konuyla ilgili ağzımı açmayacağım. Kendin gör yolun sonunu." Dedi Levin ve kalkıp odasına gitti.

On dakika içerisinde Ediz gelmişti ve birlikte bir kafeye gitmiştik.

"Bahar, ben sana bir şey söyleyeceğim." Dedi yemeğin sonunda.

"Söyle tabi." Dedim heyecanımı dizginlemeye çalışarak.

"Benim sevgilim olur musun?" diye sorduğunda heyecandan bayılabilirdim.

"Ne?" diyebildim sadece.

"Olmaz mısın?" dediğinde gülmeye başlamıştım. En sonunda kendimi durdurup konuştum.

"E-Ediz... sevgilin olurum." Dedim gözlerinin içinde bakarak. Gözlerinden anlamlandıramadığım bir ifade geçtikten sonra elimi tutarak gülümsedi.

Kafeden çıktığımız zaman telefonum çalmıştı ve arayan kişi Utku ҆ ydu. Açmadım. Ediz elini uzattığında tuttum ve arabasına bindik. Bir şeyler yapmayı teklif etti fakat bugün Ender bizi bir yere götürecekti bu sebeple reddetmek zorunda kaldım.

Eve vardığımda Ender ve Hazal da evdeydi.

"Kızım neredesin sen ya?" dedi Hazal hoşnutsuzca.

"Arkadaşımlaydım. Ne oldu?" dedim kendimi koltuğa bırakırken.

"Kimmiş o arkadaş?" diye soran Ender ҆ di.

"Edis mi Ediz mi ne değişik değişik tipler yani." Dedi Berkay sinirli sinirli.

"Artık enişte dersin zorlanmazsın." Dedim tepki olarak. Hazal keyiflice güldüğünde Berkay ona sertçe baktı.

"Bak dayak istiyor ya. Sen beni Aykut Enişte ҆ deki kayınço sandın herhalde. Ben daha arkadaşın olmasına izin vermezken sen gidiyorsun herifle sevgili oluyorsun. Beynini kullansana kızım biraz delirtme beni." Diye kükredi resmen Berkay. Bu kadarı gerçekten fazlaydı.

"Sa-na-ne. Sana ne ya. İstediğimle konuşur, istediğimle çıkarım. Sana ne. Daha düne ka-" cümlemi bitiremeden Ender araya girmişti sertçe.

"Noluyor size böyle? Kendinize gelin çocuklar. Koskocaman oldunuz terlikle mi döveyim?" dedi sertçe.

Aradan geçen sessiz dakikaların ardından sessizliği bozan yine Ender olmuştu.

"Kalkın hazırlanın bir yere gideceğiz." Dedi otoriter bir sesle.

"Ben gelmesem olmaz mı?" diye sordu Hazal şirinlik yapmaya çalışarak.

"Olmaz. Gel de biraz insani duyguların hala duruyor mu onu anla." Dedi Ender bu dediğinden sonra Hazal ҆ a, Levin ҆ le aynı anda kapak işareti yapmıştık. Kısa sürede hazırlandık ve evden çıktık. Önce bir markete gidip poşetler dolusu abur cubur aldık. Sonra bir oyuncakçıya gidip yine aynı şekilde alışveriş yaptık. Buna rağmen Ender hala nereye gideceğimizi söylememişti. Bir saat süren yolculuğun ardından arabadan inmiştik ve geldiğimiz yer bir yetimhaneydi.

"Bakın çocuklarla konuşurken dikkatli olun. Onlara umut vermeyin ama mutlu edin. Ve buraya bundan sonra arada bir geleceğinize söz verin." Dedi Ender uyarıcı bir ses tonuyla.

Hepimiz sözümüzü verdikten sonra bagajdan aldığımız poşetlerle yetimhaneye doğru yürümeye başladık. Çocuklar çok masumlardı ve çok güzellerdi. Hepsiyle tek tek ilgilenebilmeyi çok isterdim. Her insanın sınavı farklı oluyordu ama buna henüz bebekken başlamak en zoruydu bence.

Ender gitme vaktimizin geldiğini söyleyene kadar çok eğlenmiştik, bir sürü oyun oynamış masallar anlatmıştık.

Arabaya bindiğimizde Hazal ҆ ın gözlerinin dolu olduğunu fark etmem benim için şaşırtıcı olmuştu.

"Hazal sen ağlıyor musun?" diye sordum sakince.

"Yok, canım ne ağlaması Bahar sen de. Gözüme toz kaçmış." Dediğinde bile sesi ağlamaklıydı.

"Ne oldu Hazal?" diye sordu Ender şefkatli bir tavırla.

"Berkay arabayı durdurur musun?" dedi Hazal sadece. onu ilk defa böyle görüyordum ve bu bana tuhaf geliyordu. Hazal böyle biri değildi, genelde insanlar onun kalbini bir buz dağının içinde dondurmuş olduğunu söylerlerdi. Ama sanırım o dağ arada eriyebiliyordu. Ömrüm boyunca Hazal ҆ ın duygu durumunu merak etmiştim ama o ne anlatan taraftaydı ne de dinleyen. Yol ormanlıktı, Berkay arabayı durdurdu ve Hazal arabadan inmiş ağlıyordu. Peşinden inecekken Levin beni durdurmuştu. Bu arada Berkay arabadan inmiş Hazal ҆ la konuşuyordu. Ne konuştuklarını duyabilmek için arabanın camını açtım.

"Ben çok kötü bir insanım. Böyle düpedüz kötü, elle tutulur iyi yanım yok benim. Bile bile onu da peşimden sürükledim." Diyordu Hazal ağlayarak.

"Ne saçmalıyorsun sen?" devamını dinleyecekken Levin bir hamleyle camı kapattı.

"Ne zamandan beri laf dinlemeye başladın sen?" diye sordu sertçe.

"Merak ediyorum ama." Diye çıkıştım.

"Bahar, eğer Hazal anlatmak isteseydin burada konuşurdu zaten." Dedi Ender. Bir süre konuşmalarının bitmesini bekledik. Birbirlerine sarıldıklarında arabadan inip ben de yanlarına gidip sarılmalarına dahil oldum. Arkamdan Levin de gelmişti. Bir süre sarılmış bir vaziyette durduktan sonra Hazal bana sarıldı ve özür dilerim diye fısıldadı.

Eve gittiğimizde hepimiz çok açtık ve hep birlikte mutfağa girmiştik. Bu sırada telefonuma göz attığımda Utku ҆dan tam 10 cevapsız arama vardı. Telefonu işaret edip odama geçtim ve Utku ҆ yu aradım.

"Utku kaç kere aramışsın iyi misin?" diye sordum telaşla.

"K-keşke ihtiyacım olduğu anda yanımda sen olsaydın Akvaryumda Boğulan Balık. Keşke sen olsaydın yanımda..." sesinde kırılan şeyler vardı. Sesinde kırılmış canlar vardı. Sesi kalbinin kırıklarını taşıyordu.

"U-Utku sahile inelim mi? Gelip alayım seni. Hava alırsın yanında olurum." Dedim hızlıca.

"Attığım konuma gel." Dedi ve telefonu kapattı. Birkaç dakika sonra konum atmıştı ve burası uçurum kenarıydı.

Üzerime montumu alıp odamdan çıktım.

"Nereye gidiyorsun?" soru Levin ҆ den gelmişti.

"Utku ҆ ya gitmem lazım. Sonra anlatırım." Dedim ve evden hızlıca çıktım. Arabayı çalıştırdım ve hızla konumda belirtilen yere gittim. Burası bir uçurum kenarıydı.

"Utku, neredesin?" diye seslendim arabadan inince.

"Buradayım." Ses arabasının diğer tarafından geliyordu. Yanına gittiğimde yere çökmüş bir şekilde duruyordu. Yanına oturdum.

"Ne oldu sana böyle?" diye sordum hali perişan görünüyordu. Bir süre konuşmadı sadece baktı.

"Neden onu seçtin?" sorduğu tek soru buydu.

"Ne saçmalıyorsun sen?"

"Bahar gayet anladın be güzelim..."

"Çünkü onu istedim."

"Çünkü ulaşılması zordu değil mi? Utku ҆ya ulaşmak kolay tabi. Daha konuşmadan anlıyorum her sıkıntını, gözlerine bakınca eriyorum lan. Senin körlüğün beni yaktı. Hala anlamadın. Bazen merak ediyorum herkesi görüyorsun, herkesi duyuyorsun. Bir bana mı kör, sağır oluyorsun?"

"S-sen ne demeye çalışıyorsun?"

"Çok açık değil mi? Aşığım kızım sana." Bu sevdiğim ve güvendiğim insanlardan aldığım kaçıncı darbeydi hatırlamıyordum.

"A-ama sen-" cümleyi bitirmeme izin vermedi.

"Unutamıyorum. Nasıl olduysa unutamıyorum. Seni ruhumla sevmişim ben."

"Tamam, daha fazla saçmalama. Yeter. Sen benim dostumdun ya dostum. Zamanında geldim omzunda ağladım, birlikte güldük eğlendik. Gelmiş sana aşığım diyorsun şimdi."

"Aptalım biliyor musun? Bunca zamandır neyin var diye sormayan birini, suskunluğumu, yorgunluğumu anlamayan birine gelmiş aşkımı anlatıyorum. Kusura bakma aptallık bende." Bu cümleleri öyle kolay kuramazdı kimse. Bu sözler cam kırığı gibiydi. Kim için kurulduysa, her iki tarafı da kırardı.

"Anlatmadın ki hiç. Ben hep oradaydım."

"Sordun mu Bahar? Sordun mu? Evlatlığım lan ben. Bunu biliyor muydun hayır. Sormadın çünkü neyin var, nasılsın diye. Bugün benim babam öldü, hem de nasıl öldü biliyor musun çizgi roman koleksiyonumu yakıp yıktıktan sonra kalp krizi geçirdi. Benim yüzümden öldü. Benim yüzümden." Duyduklarım karşısında şaşırıp kalmıştım. Ne diyeceğimi bilemiyordum.

"B-ben özür dilerim." Dedim ve ona sarıldım. Sarılmama karşılık vermedi. Küçük bir çocuk gibi ağlıyordu sadece. Ne kadar süre öyle kaldık bilmiyordum. "U-utku kalk artık gidelim. Hasta olacaksın." Dedim ve ayağa kalkıp elimi uzattım.

"Sen evine git geç oldu zaten. Ben de giderim şimdi." Dedi kuru bir sesle.

"Seni yalnız bırakmak istemiyorum."

"Yeterince yalnız bıraktığın zamanlar olmuştu zaten. Şu an yalnız kalmak istiyorum o yüzden git Bahar."

Dediğini yapıp yapmamak konusunda kararsız kalmışken gelip beni zorla arabama bindirmişti. Gerçekten beni istemiyordu.

Evin kapısını açtığımda Berkay, Levin ve Hazal sesli bir şeyler konuşuyorlardı.

"Kızım ne demek mecburdun? Bahar senin kardeşin. İnsan düşmanına yapmaz lan bunu."

"Mecburdum diyorum adamlar öldüreceklerdi yoksa."

"O adam psikopat manyağın teki. Kız sevgilim diyor. Ne yapacağı belli değil mi? Zamanında Levin ҆ e de yapmadı mı?" ne saçmalıyorlardı?

"Neler oluyor burada? Hemen bana neler olduğunu anlatın." Diyerek odaya daldım. Hepsi paniklemişti.

"Yok bir şey." Diyerek konuyu kapatmaya çalıştı Berkay.

"Yok ya ben de dünkü çocuktum ya. Anlatın dedim size. Ne gizliyorsunuz benden?" diye bağırdım.

"E-Ediz senin sandığın gibi biri değil." Dedi Levin kuru bir sesle.

"Ya nasıl biri anlatın da bileyim."

"Bahar inanacak mısın sanki anlatsak. Gözün kör olmuş farkında değil misin?" diye konuşan kişi Berkay ҆ dı.

"Anlat Berkay. Anlat artık." Sabrımın sonuna yaklaştığımı hissediyordum.

"O- o bana taciz etti. Yıllar önceydi. Bir çeteye karışmıştı Hazal, beni de peşinden sürüklemişti. Hataydı evet, ama çok küçüktüm. Aşık olmuştum ona. Ama o beni kendi amaçları için kullandı, sonra da bir paçavra gibi bıraktı. Seni bu yüzden yatılı okula bıraktılar Bahar, senin iyiliğin için. Bizimle yan yana kalma diye... seni de kendimize benzetmeyelim diye. Bu ablan olacak pislik o adamın üst katımıza taşınmasını sağladı. Tehdit ediliyormuş güya. O yüzden sana yakınlaşıyormuş. O yüzden ilgini çekmek istiyormuş. Anlasana sana zarar vermek istiyormuş." Levin ҆ in son sözleri kafamın içinde yankılanıyordu.

"Kaç gecem dayak yiyerek geçti, kaç gece ölmek için uyuduğum uykudan yeni bir güne kalktım haberiniz var mı sizin? Adamlar neredeyse tecavüz edeceklerdi. Neredeydiniz o zaman siz?" Hazal ҆ ın sözleri noktayı koymuştu. Ellerimle kapattım kulaklarımı.

"Yeter! Yeter! Susun artık, nefret ediyorum sizden. En çok da senden Hazal! En çok senden nefret ediyorum. En çok senden nefret ediyorum. Allah belanı versin!" diyerek çıkmıştım evden. Arabaya binmiş son sürat gidiyordum. Hızı arttırdıkça arttırmıştım. Telefonum susmuyordu, camı açtım ve dışarı fırlattım. Önüme döndüğümde başka bir araç geliyordu karşıdan son anda hamle yapsam da kazaya engel olamamıştım. En son hatırladığım şey kafamı direksiyona çarptığımdı.

Bu bölümün sonunda soruları ben sormayacağım. Siz soracaksanız arkadaşlarr, iyi okumalarr...

Continue Reading

You'll Also Like

753K 12.7K 7
Yıllarca aile baskısı gören , aile sevgisinden mahrum kalan Peri. Babasına gelen telefon ile doğumda karıştırıldığını öğrenir. Peki bundan sonra ne o...
78.9K 3.8K 32
17 yıllık hayatında hep şiddet ile büyümüştü İzel Ece. Hayat ona hep zorluklarla gelmişti. Yaptığı tek şey evden okula, okuldan eve gitmekti. Onun ya...
580K 24.5K 22
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır...
123K 8.9K 25
Kızının varlığından bile haberdar olmayan iki baba ve babasının kim olduğunu bilmeyen bir kız.