21.17

Von nazzdanhikayelerr

339 68 471

Basit bir aşk hikayesiyle başlayan bu hikaye geçmişin sırlarıyla sizi bambaşka bir yere sürüklüyor. Her bölüm... Mehr

GİRİŞ
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17

Bölüm 4

22 4 58
Von nazzdanhikayelerr


"O iyi mi?" diye soruyordu biri yanı başımda. Kendimde olup olmadığımın farkında değildim ama söylenenleri anlıyordum. Gözlerimi açacak gücü kendimde bulamıyordum.

"İyi olacak. Onu iyi etmek için her şeyi yapmaya hazırım."

"Kes sesini her şey senin yüzünden oldu zaten."

"Sanırım ailevi bir sorundan ötürü böyle."

"Bunlar seni ilgilendiren konular değil. Ve evet, ailevi bir mesele."

"Peki, seni ilgilendiren şey ne burada? Sadece arkadaşı değil misin onun?"

"Burada beni ilgilendiren tek şey onun iyiliği. Ben onun arkadaşı olarak bile bir sıfata sahipken senin bir sıfatının bile olmaması üzücü bir durum olmalı."

"İkinizde susun artık. Susmayacaksanız da gidin."

O sessizlikte ne kadar öyle durdular, durdum bilmiyordum. Gözlerimi açtığımda tüm gözler bana dönmüştü.

"Su... su istiyorum." Diye bildim zorlukla. Boğazım acıyordu, sesimi dahi çıkaramıyordum.

"Al canım. Nasıl hissediyorsun kendini?" diye sordu Levin su içmeme yardım ederken.

"Berbat. Bana neler oldu?" diye sordum. Hatırladığım her şey silik silikti.

"Ben gidip doktoru çağırayım." Diyerek odadan çıkan kişi Ediz ҅ di. Yanı başımda Utku vardı. Onların burada ne işi vardı onu anlayamıyordum.

"Sinir krizi geçirdin." Dedi Levin çekinerek.

"Eee, sonra ne yaptım? Bakmayın bana öyle bu sefer ne yaptım? Neden tuhaf tuhaf bakıyorsunuz?" sorularımın yanıtını alamadan doktor içeri girmişti.

"Merhaba ben doktor Işıl. Buraya geldiğinizde baygındınız. Şiddetli bir sinir krizi geçirmişsiniz, şu an nasıl hissediyorsunuz?" diye sordu doktor sakince.

"Berbat ve yorgun. Boğazım ağrıyor bir de yanağımda bir ağırlık var gibi sanki ama tam anlayamadım." Dediğimde herkes gözlerini kaçırdı.

"Bunlar zamanla geçecek şeyler ama psikolojiniz böyle düzelmez. Bir uzmandan yardım alıyor musunuz?" diye sordu doktor.

"Alıyordu ama geçtiğimiz aylarda iyi olduğunu söyleyerek bıraktı." Dedi Levin benden önce davranarak gözleriyse yaptığı imadan dolayı yerinden çıkacak gibiydi.

"Kimse, kimsenin neler yaşadığını bilemez. İnsanlar derin bir okyanus gibidir bazen. Kimisi derin ve karanlık, kimisi sığ ve sakin ama şunu unutmamak lazım sakin bir okyanus bile yeri geldiğinde hırçınlaşabilir. Kendini iyiyim diye kandırıyor olabilirsin ama bu sadece anlatmaktan kaçmaktır. Anlatmak bir bakıma paylaşmaktır." Dedi doktor.

"Birinin acısını anlamakla hissetmek farklı şeylerdir ama. Psikologlar ya da psikiyatristler para kazanmak için dinliyorlar acılarımızı paylaşmak için değil." Dedim .

"Para kazanmak için türlü türlü yollar var insan niye durup dururken bu yolu seçsin? Baktığın pencereyi değiştirirsen bu kadar önyargılı olmazsın belki." dedi Utku uzun süreli sessizliğini bozmuştu.

"Ben buradan ne zaman çıkarım tam olarak?" diye sordum konuyu değiştirerek.

"Serumun bitsin çıkabilirsin. Bir şeye ihtiyacınız olursa da bana söyleyin. İyi günler." Dedi ve çıktı odadan.

"Şimdi bana ne olduğunu anlatın ve bir ayna verin. Çabuk." Dedim sesim ne kadar sert çıkabiliyorsa o kadar sert bir sesle.

"Bunları evde konuşuruz şimdi dinlenmene bak." Dedi Levin bana göre epey yumuşak bir sesle.

"Neler olduğunu öğrenmeden gidebileceğimi mi sanıyorsun? Eğer öyleyse beni hiç tanımamışsın demektir sevgili kuzenim." Dedim.

"Bahar... güzelim bir kere de inat etmesen mi?" dedi Utku sesi yalvarırcasına çıkmıştı.

"Yok olmaz. Anlatın çabuk çocuk yok karşınızda. Delirtmeyin beni iyice ama önce ayna Levin. Çantandan asla eksik etmediğini biliyorum." Dedim emir vererek.

"Bak anlatacağım ama kendine zarar verme. Sana bir şey olacak diye ödüm kopuyor. Canını yakacaksın diye korkuyorum." Dedi Levin gözleri dolu dolu.

"Tamam, bir şey yapmayacağım. Söz veriyorum."

"Amcamla ettiğiniz kavgadan sonra ağlamaya başladın. Sinirlerin o kadar bozulmuştu ki yine hareket edemedin. Sonra odana gitmeye çalıştın ama yere düştün..." dedi ve derin bir nefes aldıktan sonra devam etti. "Aynanın karşısına geçip onun tokat attığı yanağına dokundun ve sonra bir şey yaptın. Aynı şeyi saçlarına dokunduğu için de yaptın..." dedi ve sustu ağlamaya başladı.

"Ne yaptım?" diye sorduktan sonra elimde tuttuğum aynayı yüzüme doğrultunca gördüm yanağımdaki sargıyı, saçlarımın kısalığını. Kendime bunu nasıl yaptım diye düşünmenin etkisiyle aynayı yere fırlattım. Levin oturduğu yerden kalkıp yanıma gelip beni sakinleştirmek için mi yoksa kendini avutmak için mi sarıldığını anlamadığım bir biçimde sarıldı. Utku ise olanları sadece izledi. Hiçbir şey söylemedi, sadece izledi.

"Sonra ne oldu? Biz nasıl buraya geldik?" diye sordum onu zorlukla kendimden ayırarak.

"Sahilden sonra içime bir kurt düştü uğrayıp bakayım dedim. Geldiğimde de baygın gibiydin. Sonra komşunuz da sesleri duymuş olacaktı ki geldi. Sonrası da burası işte." Diyerek kestirip attı Utku.

Ertesi gün...

Eve geldiğimde odama gitmeme izin vermemişti Levin. O gece onun odasında uyumam gerektiğini söylemişti ve öyle de yapmıştık. Bu sabah düne göre biraz daha iyi uyanmıştım. Leyla Abla erkenden gelmiş, kahvaltı hazırlamıştı bize. Bugün okula gitmiyordum rapor almıştı Utku. Ertesi günlerse hafta sonu olduğundan sorun olmayacaktı. Levin ҅ le birlikte kahvaltı ettikten sonra psikoloğumdan randevu almak için telefon etmeye balkona çıktığında kapı çaldı. Leyla Abla kapıya bakmam gerektiğini söylediğinde sallana sallana kapıya bakmaya gittim.

"Aaa, sen miydin?" diye sordum çünkü kapıda kişi Ediz ҅ di.

"Başka birini mi bekliyordun?" diye sordu gülümseyerek.

"Yok hayır, beklemiyordum da seni de beklemiyordum." Dedim açıkça.

"Seni merak ettim, nasılsın?" diye sordu ciddileşerek.

"İçeri gelmez miydin?"

"Immh, kusura bakma bugün de gelemeyeceğim. Sadece seni merak etmiştim, nasıl olduğuna bakmaya geldim." Dedi mahcup bir ifadeyle.

"Hıım anladım. Teşekkür ederim beni merak ettiğin için başkası olsa kaçarak uzaklaşırdı. Manyak bir komşuya sahip olduğu için." Dediğimde güldü.

"Benim için bir tehlike değil. Asıl tehlikeyi görmeden konuşuyorsun, güzel kız." Dedi gülerek ama gözlerinden karanlık bir ifade geçip gitmişti.

"Tehlike severim hem tehlike güzeldir içindeki korkuyu diri tutar." Dedim aynı şekilde.

"Tam anlamıyla iyi hissettiğin bir gün kahve içmeye çıkabilir miyiz?" dediğinde heyecandan ölecektim neredeyse.

"O-olur tabi." dedim ama kekelediğim için sinirlenmiştim.

"Peki o zaman görüşürüz."

"Görüşürüz." Dedim ve gittikten sonra kapıyı kapattım.

"Kimle konuşuyordun?" diye sordu Levin şüpheyle beni süzerek.

"Eee, şey Ediz gelmişti de nasıl olduğumu soruyordu onunla konuşuyordum." Dedim çekinerek.

"Niye senin yanakların al al oldu o zaman?" diye sordu ifadesini hiç değiştirmeden.

"Benim mi? Yok canım sıcaktandır o. Sana öyle gelmiştir."

"Ev sıcak değil Bahar. Kaldı ki kapı açıktı bir bakıma soğuktaydın Bahar. Bahar sen bu çocuktan mı hoşlanıyorsun yoksa?"

"Iıııh, belki birazcık ne olmuş yani? Ay Levin bir de bayıl istersen ne bu tavır?" dedim gülerek.

"Kızım sen beni delirteceksin gerçekten. Çevrende bir sürü kişi varken neden o neden? Uzak dur ondan gözüm hiç tutmadı onu. Ayrıca bayılırım çünkü bünyem kaldırmıyor artık."

"Allah aşkına benim çevremde kim var? Sen niye ona karşı böylesin? Ya da dur yoksa, yoksa sen ona aşık mısın? Lütfen Levin bu klişelik olmasın." Dediğimde yutkundu.

"Ne alakası var ben sadece seni korumaya çalışıyorum. Çevrendekileri sayayım istersen bunda ilk sıraya Utku yazılır diğerlerini sayıyorum iyi dinle Berkay, Can, Oğuz, Emre, Poyraz daha sayayım mı ister misin?"

"Ya ne alaka ne alaka! Onların hiçbiri benim takılabileceğim tipler değil ayrıca Utku ne alaka o benim en yakın arkadaşım. Onu nasıl buraya dahil edebilirsin?"

"Ah bu şey gibi oldu değil mi kör birine renkleri anlatmak." Ne demek istediğini soracakken kapı tekrardan çaldı. Yine ben baktım.

"Bahar, kızım iyi misin?" diyerek sarıldı Gülden Hanım. Bu sarılma karşılıksız bir sarılmaydı halbuki.

"Valla iyiydim de sen geldin kötü oldum." Dedim soğuk bir biçimde.

"Neler olmuş böyle? Ciddi bir şeyin yok değil mi kızım?" diye sordu salona geçip koltuğa otururken.

"Sanki ciddi bir şey olsa bir şey yaparsın da." Dedim sahte bir kahkaha atarak.

"Niye böyle diyorsun canımı bile veririm." Dedi gözlerini kaçırarak.

"Sen canını çok seversin. Gereği de yok zaten merak etme." Dedim umursamayarak.

"Hoş geldiniz Gülden Hanım, istediğiniz bir şey var mı?" diyerek odaya geldi Leyla Abla.

"Gerek yok Leyla Abla o da gidecek birazdan." Dedim ondan önce davranarak.

"Bahar!" diyerek uyardı beni Levin. Omuz silktim bu tavrına.

"Levin gel kızım biz seninle mutfakta akşam için yemek yapalım." Dedi Leyla Abla ve ikisi birlikte mutfağa gittiler.

"Yetmedi mi öfken? Ben de üzülüyorum görmüyor musun?" dedi umutsuzca.

"Fırtınada sadece dalların sallandı diye yıpranmış olmazsın ben o fırtınada canı en çok yanan ağacım. Sen sadece aldığın ufacık hasarları büyüterek yanıma gelensin. Yarası çok olan kişiye çiziklerinden bahseden kişisin. Söylesene annelik bu mu? Ben senden daha çok anne gibi hissediyorum. Kusura bakma ama sevgilin için terk ettiğin kızına öfken geçmedi mi hala diye soramazsın. Eğer gerçekten merak etseydin beni dün akşam Levin yerine Utku yerine ya da beni hiç tanımayan üst katımda oturan adamın yerinde sen olurdun. Uyandığımda bana ne olduğunu değil de seni sayıklardım." Dediğimde gözleri dolmuştu. Bir şey diyemeden gitti. Eğer burada kalsaydı gururunu kaybetmiş olurdu o savaşmazdı. O gururu olmadan bir hiçti ama bilmiyordu ki o çok sevdiği gururu iki çocuğunu ve kocasını geride bırakıp sevgilisine gittiğinde terk etmişti onu.

2 gün sonra...

"Before I say another word
Just know that my intentions were pure
But you can't stand to be in silence
All you can hear is your own voice
Fueling delusion in you, and I'm just"

Gülden Hanım ҅ la konuşmamın üstünden iki gün geçmişti. Onunla konuştuktan sonra psikoloğa her ne kadar istemesem de gitmiştim. O gün öyle geçip gitmişti. Dünse Peri, Ozan ve Utku ile geçmişti. Birlikte korku filmi ve komedi filmi izlemiştik. Levin arkadaşıyla buluşmaya gitmişti onların geldiğini gördükten sonra. Arkadaşlarımı seviyordum neyi, neden yaptığımı sorarak vaktimizi harcamıyorduk sadece anın tadını çıkarıyorduk. Sohbet ederken Ozan ortaya güzel bir fikir atmıştı ilk ara tatilde onların dağ evine gidecektik.

Bugünse kulaklığımı takıp dışarıda yürüyüşe çıkmıştım. Yanağımı saçlarımı o yöne doğru model vererek gizlemiştim.

"So sick of backing down that I might just spill it all
And if I do you won't be coming back without a deep scar in your soul
Are you not sick of playing games? Sick of giving blame?
Sick of fucking living like the world has never given you a life-defining day?
And I can't relate

And I feel nothing for you
I feel nothing for you
And I feel"

Şarkının verdiği hissiyat her ne kadar acı verici olsa da bu kendimi iyi hissettiriyordu. Bazen insanlara çektirdiğim acılardan zevk de alıyordum çünkü benim çektiğim acıya sebep olanlar onlardı.

"It's too late, too late
I've buried this and it's evident
You won't change, won't change
(I feel nothing)

My mind is torn
I hate it but I long to feel what I felt before
But you just keep moving towards me
What do I do? What do I say?
Can you kindly just refrain
What's here for me, why hide the truth?

That I feel nothing for you
I feel nothing for you
And I feel"

Yürüyüşün temposunu arttırıp koşmaya başladığımdan yorulmuştum bir banka oturdum ve dinlenmeye başladım. Kulaklığımdan biri düştü ve onu takmak isterken biri kulaklığı kendi kulağına taktı.

"The Plot In You dinliyorsun öyle mi?" dedi gülümseyerek.

"Öyle." Dedim ve birbirimize dönüp sıkıca sarıldık.


Ozan Karabey ҅ den...

Herkesin gölgesinde yaşamak nasıl bir duygu? Okulda bir takım sıfatlarım vardı Peri ҅ nin sevgilisi, Utku ҅ nun en yakın arkadaşı, komik, eğlenceli, ortamcı. Ben kimdim? Ben bir zavallıydım. Herkesin söylemekten korktuğu sırları vardır değil mi? Benim de öyle. Gizemli bir insan olmadım hayatım boyunca, içi dışı birdim insanların tabiriyle. İnsanlara merak ettiği şeyleri söyleyince gizemli olmazdınız zaten. Kimse de sizi merak etmezdi böylelikle bunun bir maske olduğunu anlayamayacak kadar aptallar çünkü.

Sizce bu neşeli, eğlenceli çocuk kim?

Durun ben anlatayım. Küçük yaşta kardeşimin ölümünde büyük pay benimdi. Yanlışlıkla da olsa onun çatıdan düşüp ölmesine sebep olmuştum. Kardeşim Beyza beş yaşındayken oyuncağını alıp onunla oynarken çatıya çıkmıştım nedense o da beni kovalamaya çalışırken düşmüştü. Anlamamıştım o zaman ne yaptığımı anladığımdaysa annemin çığlıkları babamın sakinleştirme çabaları, Şifa ҅ nın bana sarılması olmuştu. Şifa benden bir yaş küçüktü sadece ve kimseyle temas etmezdi, sebebini de bilmezdik hiç.

Beyza öldükten sonra babam öfkesini benden ya da annemden çıkarmaya başlamıştı. Beş gün boyunca atların arasında kalma cezası vermişti o gece o kadar korkmuştum ki yaptığım yapmadığım her şey için özür dilemiştim.

On üç yaşındayken annem artık babamın öfkesine dayanamamış evi terk edecekken öldürmüştü onu o adam ve ben annemin ölümüne tanık olmuştum. Odasında eşyalarını toplarken kavgaya tutuşmuşlar evin en üst katı yani üçüncü kattan aşağı düşmüşlerdi. Annem oracıkta can verirken o herife hiçbir şey olmamıştı. Yaralanmıştı sadece. ve ben kalan ömrümü Şifa ҅ yı korumak için geçiriyordum.

Şimdi siz söyleyin Ozan Karabey kim?

Evett, bir bölümün daha sonuna geldik. Bölümün ilk hali içime sinmemişti ben de düzenledim ve yeniden yazdım umarım beğenirsiniz.

Şimdi size birkaç soru bırakıyorum.

Ediz gerçekten iyi biri mi?

Sizden bir insanın acılarının neye benzediğini anlatmanızı istiyorum belki ilerleyen bölümlerde kullanırım benzetmelerinizi.

Bahar ҅ ın Utku ҅ ya olan tutumu değişecek mi?

Bahar ҅ ın yerinde olsaydınız Gülden Hanım ҅a nasıl davranırdınız?

Bahar ҅ ın sarıldığı kişi kimdi?

Ozan kardeşinin ölümünde suçlu muydu?

Siz Ozan ҅ ın yerinde olsaydınız ne yapardınız?

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

Çilek Kız Von Lara

Jugendliteratur

1.3M 90.6K 59
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
YUVA Von _twclr

Jugendliteratur

915K 44.3K 50
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
420K 25.7K 47
17 yıl önce annesi tarafından ölü olarak bildirilen Neva... Yıllardır onun hasretiyle yanıp tutuşan Akay ailesi... Ama... Ortada bir sorun vardı.Neva...
159K 6.8K 26
Damla: Dedem doğum yaptı, taksi param da yok bana bi 400 ateşler misin yakışıklı? Yakışıklı: Deden doğum yaptı? Yakışıklı: Tanıştığımızı sanmıyorum...