not:Medyada ki Emir.Cansu'nun arabada dinlediği şarkı da medya da bulunmaktadır.
###
Aramızda geçen son konuşmadan sonra AVM' ye kadar hiç konuşmamıştık.Arada nerden döneceğini söylemek için sessizliği bozan ben olmuştum.Saçmaydı biliyorum ama söylediklerini beynimde dolaşmasını engelleyemiyordum.Daha tanışalı iki gün olmamasına rağmen birinin beni bu şekilde etkilemesi ürkütücüydü.İtiraf etmeliydim ki dış görünüşü etkilemişti beni ama daha fazlası vardı onda.Mükemmel bir vücut ve güzel bir yüzden daha fazlası.Yanında durduğum her saniye onu yeni keşfedilmiş bir kıta gibi incelemek,coğrafyasını gezmek,içinde barındırdıklarını bilmek istiyordum.Sadece bunu düşünmek bile yanaklarımın kızarmasına sebeb oluyordu.Arabanın camına başımı dayamış,müzik setinden arabaya huzur yayan Annie Lennox'un mükemmel sesini dinliyordum.Dinlerken düşüncelerimden uzaklaşmıştım.
AVM görünmeye başlamıştı.Sanırım o da görmüştür diye düşünerek hiçbir şey demedim.Sonunda AVM'ye ulaştığımızda arabayı otoparka parkettikten sonra durdurdu.Emniyet kemerimi çözerken acaleyle:
"Sanırım içeride istediklerini bulabilirsin." dedim.Kapıyı açıp çıkmadan önce "Görüşürüz" diye seslendim.
Arabadan hızla yürüyerek uzaklaştım ve cebimden telefonu çıkarıp Berkay'ı aradım.
"En üst kattaki kafede seni bekliyorum"diye açtı telefonu.
Telefonu asla 'alo,merhaba,efendim' gibi giriş cümleleriyle açmazdı.
"Tamadır 5 dakikaya yanındayım" dedip telefonu kapatıp,AVM'ye doğru yol aldım.
###
Berkay'ın seçtiği aptal bir aksiyon filmiyle adeta zamanımı katletmiştim.Gönlünü almak istediğimden seçtiği filme göz yummak zorunda kalmıştım.O da bunu yapacağımı bildiğinden aylardır beklediği aksiyon filmine gözleri parlayarak iki bilet alıvermiştim.Sinemedan çıktığımız da bir şeyler içmeyi teklif etti.
"Çok isterdim ama Didem'e uğramayı düşünüyorum." dedim kafamı sallayarak.
Elini elimden çekip belime sardı.Diğer elliyle çenemi tutup yüzümü yüzüne doğru kaldırdı.Siyah saçları gözlerinin üzerine düşmüştü.Hiç düşünmeden elimi uzatıp kumral,kıvırcık saçlarını gözünden çektim.Bu hareketime gülümseyip,dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu.
Geri çekildiğinde iç çekip "Birbirimize çok vakit ayırmıyoruz.Seninle daha çok vakit geçirmek istiyorum" dedi.
"Haftaiçi dershanaye gitmem gerekiyor biliyorsun.Hem daha geçen gün bu ara işler çok yoğun yanına gelemiyorum diyordun" dedim.
Berkay geçen sene üniversite sınavlarında başarılı olamayınca,babası ona bir şans daha vermeyi redderek işlettiği restorantlardan birini onun himayesine vermişti.Berkay ilk önce bu duruma köpürmüş olsada babasına daha fazla karşı gelmeyerek işinin başına geçmişti.
"Haklısın canım.Sadece seni özlüyorum" dedi bana sım sıkı sarılarak.
Sarılmasına karşılık verip kollarımı boynuna doladım.Baharat kokulu parfümüyle ciğerlerimi doldurduktan sonra geri çekildim.
"Gitmem gerek,sonra görüşürüz" deyip asansöre doğru yürümeye başladım.
###
Didemler küçük bir apartman dairesinde oturuyorlardı ve evleri bize uzaktı.Kapıyı çaldığımda kapıyı açan annesi olmuştu.
Nuray Teyze dibi gelmiş sarı saçlarını topuz yapmıştı.Üzerinde uzun zamandır giyildiği belli olan bir eşofman takımı vardı.Beni her gördüğünde yaptığı gibi gülümsedi ve kapıyı ardına kadar açtı.
"Geç içeri kızım,Didem odasında" deyip kapıdan geçmem için kenara çekildi.Ona sarılıp iki yanağına öpücük konudurduktan sonra Didem'in odasına doğru yürüdüm.Kapısını iki kere çaldıktan sonra içeri girdim.
Küçük odası herzaman ki gibi dağınıktı ve pencere kenarındaki yatağına sere serpe yayılmış müzik dinliyordu.Arkası bana dönük olduğu için beni görmedi ve ben de ona yavaşça yaklaşıp kulaklarında ki kulaklıklardan birini çıkardım.Korkuyla yerinden zıplayıp hızla benim olduğum yere çevirdi kafasını.İri yeşil gözleri korkudan daha da büyümüştü.Koyu kumral saçlarını hafifçe yana doğru sarkıtıp:
"Demek günah çıkartmaya geldin?" dedi alayla ve kulaklığı kulağına tekrar takıp beni umursamadan yatağına uzandı.
Gençliğimi birilerine kedimi affetirmekle çürüdü!
Offlayarak yanına gittim.Bana kızgın kalamazdı bilirdim.Aynı şekilde ben de ona uzun süre kızgın kalamaz,affederdim.Yatağına oturdum ve bende onun yanına uzandım.Ben ondan daha zayıf olduğumdan yanına sığmıştım.Elimi uzatıp bu sefer kullaklığın takılı olduğu telefonu hızla elinden kapıp yatağın karşında ki kırık dökük koltuğun üzerine attım.
Hızla yerinden kalkıp öfkeli gözlerini kısarak konuştu:
"Ne halt ediyorsun acaba?"
Yerimden kalkmadan gayet sakin konuştum:
"Beni dinlemeni istiyorum"
Kaşlarını alay eder gibi kaldırdı.
"Dün akşam konuşmaya pek hevesli değildin hatırladığım kadarıyla" dedi.
Sıkıntıyla yerimden kalkıp ellerimi saçlarıma daldırıp hafifçe saçlarımı çekip tuttum.
"Dün akşam,daha önce hiç görmediğim,ruh hastası uzak bir kuzenle ve kocasıyla tanıştım ve bir hafta bizde kalacaklarını öğrendim.Ha bu arada senin ultra yakışıklı diye nitelendireceğin kocasından daha tanışalı iki gün bile olmadan etkilenmeye başlamamı da eklemeliyim" dedim bir solukta.
O kadar hızlı konuşmuştum ki nefes nefese kalmıştım.Didem'in yüzü şaşkındı.Onu bile şaşırtmayı başardıysam kendimi aşmışım demekti.
Ama bunları anlatmalıydım ve bunu sadece onunla paylaşabilirdim.O anlardı.Yargılamazdı.Sadece dinler,mutlu olduğunu hissettiğin şeye devam et Cansu derdi.
Ve evet kazadan sonra hayatımdan çıkarmadığım tek kız arkadaşım olmasının sebebi buydu.
Didem eline yastık alıp oynamaya başladı.Düşünüyordu.Sonunda konuşmaya başladığında yastığı yerine koyup dudaklarıda çarpık bir gülümsemeyle bana baktı:
"Seni iyi tanırım Cansu.Yasak olan şeylere karşı bir eğiliminin olduğunu bilecek kadar." deyip durdu.Gözleri masada ki sigarayı aradı ve görünce bir tane çıkarıp yaktı sonra da kafasıyla benimde almamı işaret etti.Kafamı olumsuz anlamda sallayıp konuşmasını bekledim.
Sigaradan derin bir nefes alıp bıraktıktan sonra konuşmaya devam etti.
"Sigaraya başladığın zamanı hatırlıyor musun?Okul tuvaletinde yakalanma heyecanıyla içmeye başlamıştın."ggülümsedi ve devam etti,
"Sonra saçlarını boyadığın zaman.Aslında saç renginden memnundun ama annenin koyduğu yasaklar listesinde zirveyi zorlayan şeyi yapmak ve sonucunu görmek istedin"
Sigaradan bir fırt daha çekip kül taplasına hafifçe sigasını vurdu.Bu kızın beni bu kadar iyi tanıması beni korkutuyordu.Yeşil gözleri ruhumu görmek ister gibi şimdi ela gözlerime kilitlenmişti.Kısa bir süre karşılıklı bakıştıktan sonra gözlerimi başka yere çeken ben olmuştum.
"Ne diyebilirim,beni iyi tanıyorsun" dedim.
"Sadece duygularından emin ol diyorum.Küçük oyunlar hoşuna gidiyor diye her şeyi batırma"deyip yataktan kalkıp küçük kıyafet dolabının önüne geçip ilk kapağını açtı.
"Ayrıca henüz seni affetmedim"deyince gözlerimi yerden kaldırıp ona baktım.Hala dolabına bakıyor,bir kac kıyafeti çıkartıp yatağın üstüne atıyordu.
"Ne demeye çalışıyorsun?" diye sordum.
"Bu akşam benimle Safir Bar'a gelip Yankı ile tanışacaksın" dedi gayet sakin.
"Yankı kim?Ayrıca bizimkilerin gece dışarı çıkma olayına nasıl baktıklarını biliyorsun.İzin alamam."dedim bir çırpıda.
Gözlerini devirip kıyafet ararken konuşmaya devam etti:
"1.'si Yankı sana daha önce bahsetmeye çalıştığım" bahsetmeye çalıştığım derken havada tırnak işareti yapmıştı "ultra zengin ve ultra yakışıklı sevgilim.2.'si bu akşam bende kalacağını söylersen onların ruhu duymadan gidebiliriz" dedi.
Oflayarak ayağa kalktım.
"Hem Berkay duyarsa beni öldürür" dedim korkuyor gibi gözükmeye çalışarak.
Didem Berkay'ın ismini duyunca yüzünü buruşturup elinde ki eteği yere attı.
Pekala,Didem'in de Berkay'dan hoşlandığı söylenemezdi.
Boşta kalan ellerini belline koyduktan sonra gozlerini kısarak "O sümsüğü bana bırak" diye homurdandı.
Bu lafına ufak bir kahkaha atıp,cebimden telefonu çıkarıp izin almak için babamı aradım.
####
Babamdan zor da olsa izin aldıktan sonra Didem'in benim için seçtiği kıyafetleri denemekle meşgul oldum.En sonunda siyah kısa bir elbisede ve ayakkabı olarak kırmızı stilettoda karar kılmış,saçlarıma maşayla hafif bir dalga vermiştim.Ela gözlerimi ortaya çıkaran siyah bir göz eyeliner ve hafif bir rujla makyajımı da tamamlamıştım.Didem' se yine farkını ortaya koymuş,siyah,göbeği açıkta bırakan büstiyerinin altına sarı,yüksek bel ispanyol paça pantolonunu giymiş ve siyah stilettolarıyla adeta moda ikonu gibi görünmeyi başarmıştı.Kırmızı rujunu son kez tazeledikten sonra göğüs dekoltesini hafif aşağıya çektiğini görmüş,ona kötü bakışlar atmıştım.
O ise bana aldırmayarak yanımdan geçmiş kapıya doğru yönelmişti bile.
Apartmandan çıktığımız da siyah bir spor arabaya yaslanmış sarışın bir çocuğun bizi beklediğini gördüm.Çocuk kafasını kaldırıp bizi gördüğünde Didem o karşı konulmaz gülümsemesi ile ona baktı.Didem'le çocuğun yanına ulaştığımız da,Didem bizi tanıştırmak için hemen atıldı.
Parmağını bana doğru tuttu"Cansu" dedi kısasa çocuğa dogru.Çocukta gülümseyip elini uzatırken "Yankı" dedi.Elini sıkıp bıraktıktan sonra Yankı,eliyle Didem'in belini sarıp saçlarına ufak bir öpücük kondurdu.
"Gitsek iyi olur,Kerem abi bizi bekliyor" demesiyle sürücü koltuğuna yöneldi.
"Kim bu Kerem,yine ne halt karıştırıyosun lan" diye tısladım Didem'e.
'Bilmiyorum' der gibi omuzlarını kaldırıp Yankı'nın yanında ki koltuğa geçip oturdu.
Bense hala arkadaki arabanın kapısına şüpheyle bakıyordum.
Bir gün içinde iki kere bir yabancının arabasına binmek üzeresin Cansu, hem de kazadan sonra...
"Hadi be Cansu" diye kafasını camdan çıkartıp bana seslenen Didem'in sesi ile düşüncelerime bir süre ara vermeyi planladım ve derin bir nefes alıp arabanın kapısını açıp içine yerleştim.
###
Safir Bar'ın önüne geldiğimizde müzik sesi çoktan her yeri doldurmuştu.Arabadan çıkıp Yankı ile beraber kapının önündeki korumaların yanından geçmiştik.Korumalardan biri,Yankı'ya kısa bir baş selamı verince burada tanınan biri olduğunu anladım.
İçeri girdiğimiz de her yer sigara dumanından dolayı hafif pusluydu.
Sigarasız hava sahasına ne olmuştu yahu!
Birçok beden kendini hareketli müziğin ritmine kaptırmıştı.Sürekli yanıp sönen renkli ışıklar başımı döndürmeye yetmişti.Didem'in kolumdan çekiştirmesiyle Yankı'yı takip etmeye başladık.Insanları ittirerek sonunda bir masada durduk.Masada 3 tane adam oturuyordu ve nedense diger iki tanesi ağzında ki sigarayla beni süzen yakışıklı adamın koruması izlenimi bırakmıştı.Yankı ağzında sigarasıyla duran adama eliyle bizi göstererek :
"Kerem abi,kız arkadaşım Didem ve onun arkadaşı Cansu" dedi.
Isminin kerem olduğunu öğrendiğim adam başıyla bize selam verdikten sonra sigarasından bir fırt daha çekti.Yankı bize dönerek:
"Kızlar siz bir masaya geçin ben hemen geliyorum" dediğinde, Kerem denilen adam yavaşça bana doğru gülümseyip
"Burda oturun Yankı" dedi.
Yankı hiç ikiletmeden masaya kurulup bizimde oturmamızı beklerken bu adamın önemli bir adam olduğunu düşündüm.Didem'de hiç itiraz etmeden Yankı'nın yanına oturunca bende mecburi Kerem'in yanına oturdum.Diğer iki adam bizimle hiç ilgilenmeden Yankı ile kısık bir sohbete girince bende etrafımda ki dans eden bedenleri izlemeye başladım.
"Bir şeyler içer misin?" diye sorunca Kerem'e döndüm.Yüzünde yine o tuhaf gulumseme vardı.
"Hayır,teşekkür ederim" deyince yüzünde ki gülümseme daha çok büyüdü.
"Lütfen" dedi kısaca.Başını sağa yatırmıştı.Daha dikkatli bakınca gözlerinin yeşil olduğunu farkettim.
Ah renkli gözlü erkekler...
"Pekala,bir votka-ananas alayım ozaman" dedigimde gülümseyip başıyla onayladı ve eliyle birini çağırıp kulağına bir şeyler söyledi.
Benimse evden çıkarken tuvalete gitmediğim icin çişim gelmişti ve bu kalabalıkta tuvalete gidecektim.Didem'in koluna vurarak bana dönmesini sağladım.Heceyerek tuvalete gideceğimi söyleyip yerimden kalkıp tuvalet aramaya başladım.Insanları yararak ilerlerken sonunda' WC' yazısını gördüm.Hızla o yöne doğru seğirtirken bir el belimi kavrayıp kendine çekerken ufak bir çığlık attım.Tanıdık parfüm kokusu burunuma dolarken belimi tutan kişinin O olması hızla atan kalbimin daha çok atmasına sebeb olmuştu.
Yüzümü ona dönmeden kulağıma boğuk çıkan sesiyle fısıldadı:
"Demek babana yalan söyleyip burada,mafya babası tipi adamlarla eğleniyorsun"
Yüzümü hızla ona döndüğümde yüzünün yüzüme ne kadar yakın olduğunu farkettim.Nefesi alkol kokuyordu.Kahverengi gözleri tüm yoğunluguyla izliyor,beni ilk defa görüyormuş gibi dikkatle her noktamı inceliyordu.
Gözleri tekrar gözlerimi bulduğunda kulağıma eğilip tekrar fısıldadı:
"Belki de bu küçük yalanını,küçük bir dansla unutabilirim"