Defneden...
O kamera görüntülerini almış ama malesef Alper engeline takılmıştım. Alper beni bir nevi kaçırdıktan sonra fazla birsey olmamıstı aslında... Sadece ayaklarım bağlı bir şekilde, zıplayarak iplerimi kesebileceğim kesici bir alet aramıştım o kadar!
Anlayacağınız uzun uğraşlar sonucunda oradan kurtulmuştum. Ve şanslıydım ki Alper'in gerçek kamera görüntülerini kaydettiği bellek hala buradaydı.
Ama ayağımı burktuğum için koşabilecek durumda değildim. Zaten burası şehir merkezinden baya bir uzaktaydı. Bana şehir merkezine bırakacak bir çiftçi bulmam lazım. Bu zamanda sadece çiftçiler oluyordu çünkü...
...
Bahçelerin oraya gittiğimde kimseyi bulamamıştım. İşleri erken halletmiş olmaları bana sorun yaratmıştı. Mahkemeye yetişip, Yağız ve Çağan'ın suçsuz olduğunu kanıtlamak için gerçekten az bir vaktim vardı ve ben daha beni oraya götürecek bir araba bile bulamamıştım! Tek çağrem otostop çekmekti...
...
Denizden...
Marketin önünde kahverengi saçlı bir kıza çarpmıştım. Ama o bana çarpmış gibi davranacaktım. Çünkü ben bu kızla uğraşmak istiyordum. Çünkü Markete yanlız geldiğim için bana kaos bulacak biri yoktu. Yani kendi kaosumu kendim yaratmak zorundaydım.
De:Önüne baksana be! Sütüm dökülüyordu az daha!
Ül:Sen bana çarptın!
De:Yaalaaaağnn! Kuru iftiraağğ! Pis yalancı!
(Deniz yalancı sen oluyorsun yanlız skhwkwhdkhwks)
Ül:Sen yalan söylemeye utanmıyor musun be!?
De: ...
...
(Deniz'in ne dediğini şimdi öğrenemeyeceksiniz ehhehehehhe)
Tuanadan...
Abimi aramıştık ama telefonu açmamıştı. Ben de Leya ile eve geçme kararı almıştım.
Eve geldiğimizde kalbime bir ağırlık çökmüştü. Her yerde Çağan ve Yağız ile birlikte olan anılarımız vardı. İlk başta onlar ile aynı evde kalmak hiç istemiyordum ama şimdi onlara çok alışmış olduğumu farketmiştim.
Onlar bizim bir parçamızdı. Onlar yokken parçası eksik yapboz gibiydik. Hep yarım, hep eksik...
Le:Tuana... İyi misin Tuana?
Tu:İyiyim Leya. Dalmışım sadece...
Le:Az önce yaşadıklarımızı hazmedemedim ben. Bir anda ayrıldılar aramızdan..
Tu:Leya, zaten eninde sonunda bu olacaktı. Onlara aşık olmamız onların bir katil olduğu gerçeğini değiştirmez.
Elbet bir gün onlar hapise girecekti.
Tu:Bizim buna kendimizi hazırlamaya vaktimiz olmadı sadece...
Le:Tuana sil o göz yaşlarını. Çağan ağlamanı istemezdi.
Tu:Sen niye ağlıyorsun o zaman!?
Le: ...
Tu:Böyle kalırsın işte.
Le:Onu bunu bırak şimdi de..
Tu:Hadi bismillah...
Le:Abimi ve seni Yağız olmasa tanıyamazdım. Sen de öyle.
Le:Onlar her ne kadar katil olsa bile şunu biliyoruz ki onlar o kızı öldürmedi! Eğer gerçekten içeri gireceklerse işledikleri suçlar için içeri girmeliler!
Tu:Leya yapacak birşey yo-
Le:Üzgünüm Tuana ama ben sevdiğim adamdan o kadar kolay vazgeçmeyeceğim! Bizim onlara bir değil bir sürü iyilik borcumuz var!
Tu:Ne yapacağız peki!? Onları oradan kaçıracak mıyız Leya!? Cidden bunu mu düşünüyorsun!?
Le:Allah aşkına saçmalama Tuana yaa...
Tu:Ee peki planın ne?
Le:Aklımda bir plan yok. Sadece senin aklına belki bir fikir gelir diye düşünmüştüm...
(Leya yine çok zeki hehdgsjgdhdgdjdg)
Tu:Vee geldi de.
Le:Anlat!
Tu: ...
...
Size sağı gösterip solu vurmuş olabilirim ehhehehhehe.
Şimdi anladınız o anomim kimmiş dimi!? Yani anlamazsanız sonunuz kötü olur.
Şimdi olaylar çözülmeye başladı. Ve bu çooooookk sıkıcı! Ben biraz işleri karıştırmaya gidiyorum.
Ama önce işlerimiz var.
Sorularım :)
Deniz sizce bu sezon mutlu olabilecek mi?
Alper'in yeni planlarından kurtulmak sizce eskisi kadar kolay olacak mı? (Sizin canınızı okuyacağım emojisi)
Yağız ve Çağan hem bu kadar şanslı hem de bu kadar şansız olmayı nasıl başarıyor!?
Defne ve Ülkü arasında yaşanacaklar kimin ve kimlerin işine gelir?
Çağan ve Tuana'nın birkaç bölüm sonra bir geleceği olabilir mi acaba!?
Peki bunların aynısı LeyYağ için de geçerliyse!?
Kim mutlu olacak bu hikayede!? (Ben hariç dghdfhdgh)
Alper acaba bu sezon nereye kaçacak!?
Tamam bu kadar soru ve kafa karışıklığı yeterli. Şimdi sınır zamanı!
SINIR!
90 okunma
26 oy
150 yorum
(Bu sezon olaylar çok değişik yerlere gidiyor. Valla kontrolüm dışına çıktı bu kitap. Alper yönetiyor galiba artık kitabımı.)
Neyse...Hadi bb