61

315 22 30
                                    

Leya'dan...

Gözlerimi açtığımda yanımdaki hemşireyi ve başımı biraz kaldırıp etrafıma bakındığımda ise kapının önündeki birkaç kişiyi görmüştüm. Klasik wattpad kızı "Nerdeyim ben?" gibi saçma bir soru sormaya gerek yoktu. Hastanedeydim işte.

"Hanımefendi uyandı. Abisini çağırın!"

En son ne olmuştu sahiden? Son hatırladığım Yağız'ın yoğun bakımda olduğuydu. Yağız... Ya ona birşey olduysa? Umarım durumu iyidir.

Ben düşüncelerim arasında boğulurken Tuana yanıma gelmişti. Ben zaten endişeliyken o benden bile daha endişeli duruyordu.

"Tuana, Yağız iyi mi?"

"Onu bırak şimdi! Asıl sen iyi misin?"

Yerimden hızlıca doğrulmuş ve iyi olduğumu kanıtlarcasına karşısına dikilmiştim.

"Ben gayet iyiyim. Şimdi soruma cevap ver. Yağız iyi mi?"

"Of... Gerçekleri söylemem için önce yeniden oturman gerekli."

Öfleye püfleye yerime yeniden oturdum ve Tuana'nın bu kadar uzattığı şeyi öğrenmeyi bekledim. Her saniye bir saat gibi geçiyordu.

Tuana karşımdaki sandalyeye geçmiş karşımda boş boş duruyordu. Bu kadar abartacak ne vardı ki?! Yağız felç kalsa anca bu kadar streslenebilirdi. Sahiden olabilir miydi?

"Leya, Yağız'ı kaybettik."

...

Deniz'den...

Alper ve ben boş koltuklardan birine geçip Tuana ile Leya'nın gelmesini bekliyorduk. O telefonunda hâlâ Candy Crush oynarken ben de yanında sessizce ağlıyordum.

Yağız her ne kadar katil olsa da benim eski bir dostumdu. Nasıl silip atabilirdim onca yıllık dostluğumuzu? Birbirimiz için yaptığımız fedakarlıkları nasıl unutabilirdim? Evet, o bir suçluydu. Fakat yine de benim bir dostumdu. Onun ölümüne sevinecek değilim.

Tabii bu süreçte tek üzülen ben olmayacaktım. Leya da duyunca yıkılacaktı. Belki de hayatı boyunca içinde kanayan bir yara olarak kalacaktı bu. Keşke böyle olmasaydı hiçbir şey. Keşke böyle bitmeseydi. Belki başka bir hayatta başka bir şansımız olsaydı herşey çok daha güzel olabilirdi.

Ben düşüncelerimin arasında kaybolup giderken aniden gelen bir bağırma sesiyle gerçek dünyaya geri dönmüştüm. Ses şüphesiz Leya'ya aitti.

"Hayır, Yağız ölmedi! Yağız iyi olacak! Bana yalan söylüyorsunuz, Yağız ölmüş olamaz! Beni bırakıp gitmiş olamaz!"

"Leya lütfen sakin olur musun? Dinle bi' bizi!"

Alper uzaktan olayları izlerken ben de hızla kardeşlerimin yanına gitmiştim. İmkansız gibiydi ama Leya'yı sakinlestirmemiz gerekiyordu. Burası bir hastaneydi sonuç olarak.

"Abicim dışarı çıkalım mı biz? Hem hava almış olursun."

"İstemiyorum! Ben Yağız'ı istiyorum! Huzur istiyorum! Hava almak beni mutlu edecek mi?! Yağız geri gelecek mi?!"

Leya bir türlü sakinleşemiyordu. O yüzden ben Leya'yı tutmaya çalışırken Tuana hemşire çağırmaya gitmişti. Sonrasında Leya'ya zorla sakinleştirici verdiler. Başka bir çaremiz yoktu.

"Abi, Leya'yı böyle görmek çok canımı yakıyor."

Tuana bile daha fazla dayanamayıp ağlamaya başlamıştı. Hayat her defasında bize başka bir yerden vuruyordu. Artık ne benim ne de kızların buna dayanacak gücü kalmamıştı.

𝙥𝙞𝙨𝙡𝙞𝙠.जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें