ÖNEMLİ DUYURU -> Sezon finalini okumadan bu bölümü okumayın! (Sezon finalini milattan önce 571 yılında paylaştığım için önceki sezonu unutmuş olabilirsiniz.)
...
Defne'den...
Üzgünüm Yağız, yapmak zorundaydım. Alper'in elinden kurtulmak için buna mecburdum. Özür dilerim. Söz veriyorum, bunları telafi edeceğim. Ama önce bu Alper piskopatından kurtulmam gerekiyor.
Alper hâla Yağız'ı kızının katili sanıyor. Alper burdan kaçmak için Yağız'ı kullandığımın ve hiçbirşey anlamasın diye sahte kanıtlar kullanıp onun kafasını karıştırmaya çalıştığımı öğrense bu evden cenazem çıkardı sanırım. Bu evden ve senden ne olursa olsun kurtulacağım Alper!
...
? ; Defne Hanım ben sizin telefonunuzdan Yağız Bey'e konumu atıyorum o zaman?
D; Evet, at konumu sen. Ben de Alper'i arka bahçeye çıkarayım. İşimiz kolay olsun.
? ; Alper Bey size hizmet ettiğimi öğrenirse ne yapacağız? Sonuçta Alper Bey'in kapının önünde sürüyle koruması var.
D; Yağız bir katil. Anlatabiliyor muyum? En fazla Alper'i öldürür. Biz de o manyak patronundan kurtuluruz. Korkma yani, bize birşey olmaz.
(Ceycey kitabındayız. Saçmalama lütfen Defne.)
...
Alper'den...
Yağız'ın kızımı öldürmesine hâla inanamıyorum. Ve şöyle bir tuhaflık var. Bu görüntüler kızımın cinayetini ilk araştırdığım zamanlarda yoktu. Bana zamanında araştırdığım bir kafenin kameralarından bulduklarını söylemişlerdi ancak ben o kafenin bütün kamera kayıtlarını inceletmiştim. Böyle bir görüntü yoktu. Bu görüntü bunca yıl sonra nasıl ortaya çıktı? Benim bulamadığım bu videoyu nasıl bulmuşlardı?
Bunun gibi sebeplerden ötürü bunun bir yalan olmasından şüpheleniyorum. Ama kim neden şimdi bana böyle bir oyun oynasın ki? Cinayetin üstünden çok zaman geçti ve bir anda böyle bir görüntünün bana gönderilmesi hiç normal değil. Umarım bu bir tuzak değildir, çünkü beni tanıyorsa bunu yanına kâr bırakmayacağımı da az çok biliyordur.
Görüntüyü bir kez daha başa sarıp izlerken bir anda arka bahçeden yüksek sesli bir çığlık duydum. Bu Defne'nin sesiydi.
Hemen odadan çıkıp arka bahçeye koştum. Defne çimlerin arasına uzanmış kanayan yarasına bakıyordu. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.
A; Defne bacağını kullanabiliyor musun?
D; Çok acıyor. Kıpırdatamıyorum bile!
A; Tamam, biraz bekle beni. İçeriden sargı bezi falan getireyim.
D; Bu bacakla seni beklemekten başka birşey yapamam zaten!
A; Ah, tamam! Sus ve bekle işte! Getiriyorum ilk yardım kutusunu!
...
Defne'den...
Alper hızla içeri girmişti. İlk yardım kutusunu arıyordu ama onu bulamayacaktı. Çünkü sakladım. Böylece kendime zaman kazandırmıştım. Hızlıca garaj kapısının oraya doğru koştum. Böylece Yağız geldiği gibi gidebilirdik.
Birkaç dakika sonra bir araba sesi duymuştum. Bu ormanlık yerde bizden başka kimse olmadığı için Yağız'ın geldiğinden emindim. Ve dediğim gibi olmuştu. Yağız arabasının içinden dizindeki yarasıyla perişan halde duran bana bakıyordu. Şaşırmış gibiydi.
D; Aç kapıyı hemen! Gelmek üzeredir!
Y; Sen bana iftira atan anomim misin?
D; Evet, o benim! Hızlı olmamız lazım, kapıyı aç!
Y; Seni kurtarmamı istemiştin. Onunla alakalı bir durum mu?
D; Aynen öyle. Hadi gidelim artık çok vakit kaybettik her an gelebilir!
Y; Tamam hadi bi-
A; Nereye gidiyorsun Yağız ya? Yeni gelmişsin hem. Daha karpuz kesecektik!
Y; Alper!? Kurtulmaya çalıştığın kişi Alper miydi!?
D; Bunu sonra konuşalım Yağız. Şuan pek zamanı değil.
A; Başından peri planın Yağız ile birlikte benden kaçmakmış demek... Yağız sana yardım etmeyi nasıl kabul etti bilmiyorum ama kabul etmeliyim ki biraz daha geç kalsam cidden başarılı olacaktın.
D; Başarılı oldum bile.
A; Burda olduğun sürece başarmış sayılmazsın.
Y; Bizimle derdin bitti şimdi de bir kadına mı hayatı zehir etmeye başladın? Cidden iğrençsin.
A; Bunu bana bir çocuk katili mi diyor!? Ben buna ancak gülerim Yağız.
Y; Bunu nerenizden uyduruyorsunuz bilmiyorum ama ben senin kızını falan öldürmedim! Bunu ona sen mi söyledin anomim?
D; Adım Defne. Ayrıca ona bunu ben anlatmadım. Kendisi öğrenmiş.
A; Sen Yağız'ın bunu yaptığını nerden biliyorsun!?
D; Sadece sen akıllı değilmişsin demek ki Alper.
D; Ayrıca bu iş fazla uzadı. Artık vedalaşma vakti Alper. Ne de olsa seni bir daha görmeyeceğim. O kadar yıldır tanışıyoruz. En azından bi' vedayı hakediyorsun.
A; Veda mı? Sen bana değil Yağız'a veda et.
Y; Defne'yi senin gibi bir manyağın yanında esir olarak bırakamam. Bunu o minik aklına soksan iyi edersin pislik!
Yağız arabanın kapısını açtı ve arabaya bindik. Alper ise arkamızdan sadece bakmıştı. Hiçbir şey yapmamıştı. Peki ama neden?
Yağız arabayı cidden hızlı sürüyordu. Alper arkamızdan gelmiyordu ama yine de ondan hızlıca uzaklaşmak istemiştik. Ama bunun sadece bizi ecelimize yaklaştıracağını nerden bilebilirdik?
D; YAĞIZ DİKKAT ET!
Artık herşey için çok geçti...
...
Yeni sezona hepiniz hoşgeldiniz! Uzun zamandır -yaklaşık bir yıldır- hepiniz yeni sezonu bekliyordunuz. LGS bitti ve ben biraz kendime mola vermek istedim. Bir yıldır sınava hazırlanıyordum ve gerçekten biraz kafamı dinlemeye ihtiyacım vardı. Bu yüzden bölümü 5 Haziran'da değil 7 Haziran'da yazdım. Beklettiğim için özür dilerim sizlerden. Ama buna değecek inşallah.
Kitap 43K olmuş ve açıklamasına bakarsanız bir sürü etikette başarılar elde ettiğimizi de farkedersiniz. Ayrıca şuan Tozkoparan İskender listesinde birinciyiz ve LeyYağ-ÇağTu gibi shiplerde de uzun bir süre birinci olduk. Bu benim için büyük bir başarı. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.
Kitap benim yokluğumda bir sürü yeni okuyucu kazandı. Sizler de aramıza hoşgeldiniz yeni okurlar!
Sınır
50 okunma
10 oy
60 yorum
gAlğPcİ cEycEy gAlğP bıRakIĞp gİdEyOğ 🦍💨
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
