63

336 26 0
                                    

Tuana'dan...

  Deniz bugün Defne'in yanında kalacaktı. Ben de Leya ile eve geçtim. Leya odasına gitmiş, ben yalnız kalmıştım.

  Böyle anlarda kendimi düşünmekten alıkoyamazdım. Sürekli olarak Çağan aklıma geliyordu. O öldüğünde ben de Leya gibi mi olacaktım? Leya gibi onunla daha fazla vakit geçiremediğim için kendime mi kızacaktım? Çok kararsızım bu konuda. Doğru olanı yaptığım halde yanlışmış gibi geliyor. Bir yanım onu asla affetmiyordu. Diğer tarafım ise ona asla kızamıyordu. Düşüncelerimin ortasında kaybolup gitmiştim. Kimse beni bulamıyor, ben de kimseye gidemiyordum.

"Leya ben çıkıyorum!"

"Nereye gidiyorsun?"

"Sakin abime söyleme! Çağan'ı görmeye gidiyorum."

"Sen manyak mısın Tuana?! Ailemizi paramparça eden adamın yanına mı gideceksin?!"

"Sadece sormam gereken son birşey var. Onu sormaya gidiyorum. Hem belki Defne'yi de tanıyordur? Sayesinde Defne hakkında birkaç şey öğrenebiliriz belki."

"Yine de oraya gitmeni istemiyorum. Abim zaten Defne'nin ağzını arayacak. Eninde sonunda öğreneceğiz."

"O kıza gözümüz kapalı güvenemeyiz! Çağan en azından bana yalan söylemez."

"Bunu dediğin adam senin ailenin katili yalnız?! O zaten bize söyleyeceği kadar yalan söyledi! Daha ne söylesin istiyorsun?!"

"Bu onun bana aşık olduğu gerçeğini değiştirmiyor! Zaten hakettiği yere gitti. Bana yalan söylemesi için artık hiçbir sebebi yok."

"Gidecek misin yani?"

"Evet. Son kez onu görmem gerek. Sonrasında ikimiz için de yolun sonuna gelmiş olacağız zaten."

  Leya beni geçirdikten sonra karakola gitmiş ve Çağan ile görüşebilmek için gerekli olan işlemleri halletmiştim. Oradaki amcadan Çağan'ın hangi cezaevinde olduğunu öğrenip oraya gitmiştim.

"Tuana?! Ben rüyada falan mıyım? Bu gerçekten sen misin?"

"Benim Çağan, seninle konuşmam gereken birkaç konu vardı. Onun için geldim."

"Konuşacak birşeyimiz kaldı mı ki sence?"

"Sana bunu eski sevgilin olarak değil, ailesini elinden aldığın bir kadın olarak soruyorum. Aileme yaptıkların için gerçekten pişman mısın?"

"Pişmanlığımı tanımlayacak bir sıfat henüz yok Tuana. Pişman olmasam senin beni buraya tıkmana izin verir miydim? Kaçıp gitme imkanım vardı ama ben buraya girmeyi seçtim."

"Tamam, madem pişmansın o zaman bunu niye yaptın? Niye ailemi çaldın benden? Yıllarca bana yabancı insanları ailem bildim ben! Bir abimin, ikizimin varlığından habersiz yaşadım onca sene!"

"Özür dilerim. Biliyorum özür dilemek hiçbir şeyi düzeltmiyor ama gerçekten çok özür dilerim Tuana. Ben bu işe kalkıştığımda böyle birşeye sebep olacağıma sebep olacağımı bilmiyordum! Yemin ederim bilmiyordum bunca şeye sebep olacağımı!"

"Sen bile isteye yapmadın mı bunu? Sen ailemi bilinçli olarak öldürmedin mi?"

"Hayır, herşey Alper'in planıydı. Beni bu işe bulaştıran oydu."

"Alper mi?! Alper ile senin ne işin vardı? Ayrıca Alper niye benim aileme bunun yapılmasını istemiş olabilir?!"

"O kadarını bilmiyorum. Alper'in Deniz ile arkadaş olduğu zamanlarda biz de o pislik ile arkadaştık. Bu bir ara kargoda çalışıyordu. Bir gün yine kargo bırakacağı zaman bir kargoyu onun yerine bırakmamı istedi. Olanlar o zaman oldu işte."

"Nasıl oldu ki? Herşey gayet normal gibi duruyor?"

"Ben de öyle sandığım için kabul ettim kargoyu götürmeyi! Bilseydim o paketi götürmeyi bırak, elimi bile sürmezdim!"

"Anlatsana o gün olanları! Süremiz kısıtlı."

...

-Ç

Alper'in ısrarı yüzünden kendimi Alper olarak tanıttığım adam beni içeri davet etmişti. Peşinden gittiğimde garip bir odaya girmiştik. Etrafımda bir sürü koli vardı.

"N'oldu? Kendininkileri mi arıyorsun?"

"Anlamadım?"

"Kendi mallarını arıyorsun diyorum! Sen bugün bi' garipsin Alper."

"T-tabii... Şey ben mallarımı alıp gideyim. İ-işim var benim de."

"Parayı ödemeden şurdan şuraya gidemezsin Alper. Bana borcun olduğunu unuttuğumu sanma. Almasını biliyorsan ödemesini de bileceksin!"

"Ben tam olarak ne aldım sizden? Hatırlamıyorum da."

"Fazla doz sende kafa yapıyor sanırım. Şunları biraz azalt. İyi duruyorsun da kafan gidik herhalde."

"Fazla doz mu?"

"Şu zıkkımı içmeye de biraz ara ver. Zaten parasını da ödeyemiyorsun."

İşte o an başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Bu herif resmen arkadaşıma uyuşturucu satıyordu!

"S-sen arkadaşıma bu kötülüğü yaptın mı gerçekten?!"

...

"O an sinirdem gözüm dönmüştü Tuana. Kontrolünü kaybetmiştim. Kendime geldiğimde adam yerde kanlar içinde yatıyordu. Sonra karısı geldi. Ben de saklandım yakalanmamak için."

"N'oldu sonra?"

"Kadın cesedi görünce yere yığıldı. Sanırım kalp krizi geçirdi. Onun bilinci kapanınca ben kaçtım zaten o evden."

"Ambulans çağırmış mıydın?"

"Ambulansı aradım tabiki! Sonra haberlere çıktı bu olay. Ben de haberlerden öğrendim. Kadın kalp krizinden vefat etmiş. Adam zaten o kadın gelmeden önce çoktan öteki tarafa gitmişti."

"Hiç böyle bir şey beklemiyordum. Bu arada onlar kimdi?"

"Senin ailen... Alper'e malları satan adam senin babandı."

...

İkizlerin ailesinin ölümüne hiç değinmediğimi farkettim o yüzden bu bölüm onu da elimden geldiğince size aktardım.

Alper'den böyle birşey bekliyor muydunuz? Ya da bizimkilerin ailesinden? Gözünüzde Alper karakteri belki biraz değişmiştir ki bu yüksek ihtimal ile kötü yönde oldu.

Çağan'ı hâlâ kızların ailesinin katili olarak görüyor musunuz? Daha doğrusu bu yaptığı sizce doğru mu?

Finale ilerliyoruz. Kendinizi yavaştan hazırlayın.

Görüşürüz!

Görüşürüz!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
𝙥𝙞𝙨𝙡𝙞𝙠.Where stories live. Discover now