Selaaaam ben geldim
Şuraya kısa bir şey yazmak istiyorum, sanırım sabahtan beri yaptığım duyurular size gitmiyor. Yani umudum o yönde çünkü beni takmamış da olabilirsiniz kvldkdşdfkslf
Arada bir wattpade uğradığınızda panoma bakıverin gari belki o gün bir duyuru paylaşmışımdır, sizinle dedikodu yapmak istiyorumdur ama cancağzım olan wattpad beni sevmiyor :(
Neyse bu bölümde biraccık, accık şaşırabilirsiniz. Haberiniz olsun FKJFSKLJDFKLJFDSŞLDFS
—————————————-
''Sevgili öğrenciler, herkes masasına geçsin lütfen''
Tam masadan ayrılacakken müdürün böyle bir anons yapması. Vay be. İstemeyerek de olsa tekrardan yerime geçtim. Tam karşımda oturan Rana, gözlerini ben hariç her yerde gezdiriyordu. Bu durumda iki ihtimal vardı.
Ya alnında gerçekten bir sivilce olduğunu düşünüyor.
Ya da onun anonim olduğunu düşündüğümü sanıyor, ki zaten böyle düşündüğümü düşünüyorsa anonim o dur.
Sorsam mı? Yok canım, bırak kendisi söylesin.
''Herkes yerlerindeyse, küçük bir şey söylemem gerekiyor. Hüseyin Arda Yazıcı, Fatih Orhan Yazıcı ve Rana Deniz Uğur. Acilen girişe gitmeniz gerekiyor.''
Anons kesildiğinde kaşlarımı çattım. Kafamı Rana'ya çevirdiğinde, gözlerimiz birbirine şaşkınlıkla bakıyordu. Yavaşça ayağa kalktık. İkimiz de birbirimizden bir onay bekliyor gibiydik. İlk adımı atan ben oldum ve masadan ayrıldım.
Adımlarım girişe doğru yavaşça giderken, Rana'nın da arkamdan geldiğini hissettim. Belki de bunu bu kadar abartmamalıydım? Sadece bir espri sonuçta. İnternetten bulmuş bile olabilirdi. Bunu bu kadar abartmamam lazım.
Girişteki kapıya yaklaştığımızda annemleri görmem ile kaşlarım çatıldı. Neden gelmişlerdi ki şimdi? Adımlarımı biraz hızlandırdım ve annemlerin yanına gittim.
Dolu olan gözlerini görmem ile kaşlarım çatılırken gözlerim babama döndü. Sinirliydi. Bir şey mi yapmıştım?
''Anne, baba? Bir sorun mu var? İstemeden bir şey mi yaptım?''
Annem, elindeki peçeteyi burnuna götürdü. Kafasını olumsuz anlamda sallarken, Rana'nın yanımıza geldiğini fark ettim. Bir kaç adım ötemizde duran, yaklaşık annemlerin yaşlarında olan kadın ve adama sarıldı. Annesi ve babası olmalıydılar.
Rana geri çekildikten sonra annemin hızla Rana'ya sarılması ile kaşlarım havaya kalktı. Annem hıçkırarak ağlamaya başladığında gerilmiştim.
Tamam... Ne oluyor burada?
Gözlerimi Rana'nın ailesi olduğunu düşündüğüm kişilere çevirdiğimde, annesinin de ağladığını görmem ile iyice korkmuştum.
''Tamam... Ne oluyor burada? Ağlama duvarına dönmüş burası"
Arkamdan gelen sese döndüğümde, üzerindeki hırkanın fermuarını çekmek yerine iki tarafını koluyla sarmış olan Fatih'i gördüm. Saçları hafif karışmıştı fakat sabahki solgun yüzünden eser yoktu. Daha iyi görünüyordu.
Tabi... Kareli kırmızı pijamasını saymazsak. Kesinlikle babamın pazar günlerindeki haline benziyordu. Bir tek elinde kahvesi eksikti.
Yavaş adımlarla yanımıza geldiğinde, annemin bakışları ona döndü. Fakat sarılmadı. Niye sarılmıyorsun anacım? Hayır o da evladın, neden ona sarılmadın ki şimdi? Ben anlamadım. Vallahi artık beynim bazı şeyleri almıyor.
''Çocuklar... Konuşmamız gereken konular var. Eşyalarınızı toplayın''
Fatih ve Rana ile gözlerimiz aynı anda birbirine döndü. Şaşırmış, biraz da gerilmiştik. Bunu hepimiz birbirimizin gözlerinden anlayabiliyorduk. Tek sorun... En çok gerilen kişi Rana'ydı. Göz bebekleri aşırı hızlı hareket ediyor ve omuzlarının hareketlerini kontrol edemiyordu.
Ama sanırım bu kadar gerilmekte haklıydı. Sonuçta tanımadığım bir kadın bana ağlayarak sarılsa ben de gerilirdim.
''Şey gibi oldu bu, evlenmemiz gereken konular var''
Fatih, söylediği şeyden sonra kıkırdarken ben de istemeden kıkırdamıştım. Ortamın gergin havasının biraz dağıldığını hisseden Rana da gülmeye başladığında, hepimizin gözü ailelerimize dönmüştü.
Onlar gülmüyorlardı.
Senkronize olmuş gibi aynı anda gülmeyi kestik. Yavaş bir biçimde yutkundum ve geriye doğru bir adım attım.
''Şey... Şimdi söylemeyeceksiniz galiba. O zaman biz eşyalarımızı toplamaya gidelim'' dedim ve Fatih ile Rana'ya kısa bir bakış attım. Onlar da başlarıyla onayladıklarında arkamızı döndük ve alandan uzaklaştık.
Üçümüz de sessizdik. Benim sağımda Fatih, onun sağında da Rana vardı. Aramıza girmesi, aslında bir bakıma iyi olmuştu. Çünkü yanlış bir şey söylemek istemezdim. Gerçi, şu anda Rana'nın anonim çıkmasından daha önemli meselelerimiz olduğu kesindi.
''Annemin neden ağladığını sorabilir miyim götümcüğüm?''
Fatih'in sorusu ile kafam ona dönerken, bir anlığına afalladım. Ardından omuz silktim ve tekrardan kafamı önüme çevirdim.
''Peki sen biliyor musun yeng- Rana. Sizinkiler neden ağlıyordu?''
Rana derin bir iç çekti. ''Aklımda... bazı tahminler var aslında. Ama paranoyakça düşündüğümü umuyorum. Bu yüzden, kafamdaki ihtimali söyleyip sizi daha da germek ya da aklınızı karıştırmak istemiyorum''
''Şimdi daha da merak ettim'' Fatih'in dediği ile Rana kıkırdadı.
Köprünün oraya geldiğimizde, bir saniyeliğine yutkundum. Ardından kafamı Fatih'e çevirdim. Durumu fark etmiş olacak ki, kolunu omuzuma attı. Derin bir nefes aldım, göz açıp kapayıncaya kadar köprünün karşına geçip bizim evin önüne gelmiştik.
''Tamam o zaman...'' Fatih'in dediği ile kafamı ona çevirdim. ''Ben gideyim de bavulu alayım. Siz de acele edip toparlanın''
Başımla onayladım. Tam Fatih arkasını dönüp gidecekken Rana onu durdurdu.
''Sırma nerede?''
''Uyuyor''
Kaşlarım çatıldı. ''Uyuyor mu?''
''Nasıl uyuyor?''
''Horlayarak'' dedikten sonra güldü. ''Aramızda kalsın ama, çok fena horluyor. Onun horlama sesi ile uyandım. Zaten ardından anonsu duymam ile uykum açıldı ve geldim''
İkimiz de başımızı onaylarcasına salladığında, Fatih bir şey demeden arkasını döndü ve kaldığı eve doğru ilerlemeye başladı.
''Biz de... gidelim bari''
Rana'nın dediklerini, kafamı sallayarak onayladım ve cebimden anahtarlarımı çıkarttım. Eve girer girmez gözlerim kocaman açılırken, Rana bir şey olmamış gibi içeri girip eşyaları toplamaya başlamıştı bile.
Ben bu evden çıkmadan önce, odanın benim olan tarafını bok götürüyordu. Temizlik perileri gerçek miydi, yoksa bu kız burayı arkamdan mı toplamıştı?
İyi de, arkamdan toplamasına gerek yoktu ki. Birlikte toplardık. Yorulmasını istemezdim, keşke bana da söyleseydi.
Yaklaşık on dakika içerisinde eşyalarımızı toplayıp evden çıkmıştık. Çıkar çıkmaz bizi kapıda bekleyen annemler sayesinde, arkadaşlarımıza veda edemeden kamp alanından ayrıldık. Rana, kendi ailesinin arabasına bindi, biz de bizimkilerin. Fakat gideceğimiz yol aynı olmalıydı ki, bizim arabamız onları takip ediyordu.
Yanımda oturan Fatih'e kısa bir bakış attım. Yola çıkalı on beş dakika olmuştu ve araba çok sessizdi. Aralarda birbirimize attığımız bakışlar dışında kimse birbirine bakmıyordu. Tam bu sırada Fatih, gözlerini benden çekti ve telefonunu eline aldı. Bir kaç saniye sonra arka cebim titrediğinde hızlı bir şekilde telefonumu çıkarttım.
Fatih: Bana aşıksan söyle de ona göre kendimi hazırlayayım
Fatih: Ne bu bakışlar?
Fatih: Rana'ya böyle bakmıyorsun, kız gücenecek
Arda: Deli
Fatih: Tşk bebeğim
Arda: Fatih
Arda: Şu anda annem ön koltukta ağlıyor
Fatih: Alerjidir
Arda: Babam kendini sıkıyor
Fatih: Kabız olduğundandır
Arda: Kamptan aldılar bizi
Fatih: Beyinlerimizi boşa harcamamamız için
Arda: Rana'yı da aldılar
Fatih: O zaten öf
Fatih: Kızın okul birincisi olduğunu biliyor muydun?
Arda: Oha hayır bilmiyordum
Fatih: Bilmezsin tabii
Fatih: Çünkü ben uydurdum
Arda: Geri zekalı ya
Fatih: Yani sonuç olarak her şeyin mantıklı bir açıklaması var
Fatih: Bu açıklamayı bana da yapmak ister misiniz? -S
Fatih: Ve bana -H
Fatih: Bana da plz -E
Fatih: Boklarınızı temizleyen ben de bilmek istiyor -Sedef çünkü S var zaten
Fatih: Zorunda değilsiniz ama ben de merak ettim okuyan gözün hakkı vardır -U
Fatih: Lan
Fatih: Kim hackledi lan telefonumu
Fatih: Ben -S
Fatih: S kim?
Fatih: Sırma, gerizekalı -S
Fatih: Güvenlik bariyerimi nasıl aştın?
Fatih: O bariyeri kurmam 3 yılımı aldı!
Fatih: Onu yıkmam üç dakikamı aldı -S
Fatih: İstersen sana kendiminkinden yapabilirim -S
Fatih: İstemez, kalsın
Arda: Oğlum ne oluyor lan
Arda: Yeni grup açın böyle konuşmak beynimi bulandırdı
Fatih: Ok açıyorum bekle
Fatih, İMDAT SİKECEKLER BİZİ grubunu kurdu
Arda: Abi bu nasıl isim
Arda: Doğru düzgün bir şey koysana
Fatih, grubun adını İMDAT KAÇIRILIYORUZ koydu
Arda: Bu daha mantıklı
Sırma: Ciddiyim, neler oluyor?
Sırma: Fatih'in gittiğini duymamışım, uyandığımda da yoktu
Fatih: Senin o horlama ile herhangi bir şeyi duyabilmenin bile imkanı yok Sarma
Fatih: Mazallah Erkin gelse orada ırzıma geçse, sen yine uyumaya devam ederdin
Sırma: Abartma
Fatih: Dey ar gerçeks
Erkin: Bebeğim, bundan daha önemli konularımız olduğunu düşünüyorum
Erkin: Mesela neredesiniz?
Fatih: Şu anda nedenini bilmediğim bir şekilde Ankara yoluna girdik
Hayat: Oha
Hayat: Daha siz gideli yarım saat oldu hangi ara Ankara'ya geçtiniz?
Arda: Şahsen ben şaşırmadım
Arda: Şu an bu arabanın içinde olsan sen de şaşırmazdın
Arda: Babam arabayı, Behlül'ün Bihter intihar ettikten sonra kaçarken sürdüğünden daha hızlı sürüyor
Sedef: Woah
Sedef: Ne olmuş Alp Amcaya
Arda: İnan bilmiyorum
Hayat: Rana nerede?
Arda: Onun da ailesi gelmişti
Arda: O da diğer arabayla gidiyor
Arda: Biz onları takip ediyoruz, sanırım aynı yere gideceğiz
Hayat: Garip
Hayat: Neden aynı yere gidesiniz ki?
Arda: Hiç bir fikrim yok
Sedef: Peki, neden mesajlarımıza cevap vermiyor?
Uğur: Çünkü araba kullanırken midesi bulanıyor
Arda: Çünkü araba kullanırken midesi bulanıyor
Erkin: KGDFSŞLKJŞLKGJFLŞDS
Arda: Bunu nereden biliyorsun?
Uğur: Bebekliğimizden beri hiç ayrılmadık da ondan
Uğur: Asıl sen nereden biliyorsun?
Arda: Otobüsde yanımdaydı
Uğur: Peki
Arda: Peki
Fatih: Eee gays
Fatih: Sanırım bir sorunumuz var
Erkin: Ne?
Arda: ?
Sedef: ??
Sırma: Noldu lan
Uğur: Buyur kardeşim
Arda: O benim kardeşim
Erkin: ÖSŞDFLJFMGKLSŞDGJFKŞLGSMDKLJFMŞGKDSLFMBOKŞLBMEFOIDSŞGKJMŞSODFKL
Sedef: OLGDSMFGGSDGFSDKGMFLKDSFMŞGKLJGDKŞL
Hayat: ABİ BÖYLE KISKANÇLIK GÖRÜLMEDİ SŞGLDSLKŞGJŞSKDJGLKŞLJDŞKGD
Uğur: Tamam senin kardeşin yemedik kardeşini ŞFSKFJŞSLFKDJŞKLFJGDFSMGFKLSBDGMGLKDMGLKDSMŞLGFDSKLŞGŞLDF
Fatih: Arda, çok güzel bir espri yapabilirdim fakat şu anki durumumuz espri yapamayacağım kadar ciddi
Fatih: Az önce Ranaların arabasının güvenlik kamerasına sızdım
Fatih: Sadece sıkıldığım için
Fatih: Rana'yı bayıltmışlar
Kafamı hızla kaldırıp Fatih'e çevirdiğimde, bunu yapacağımı biliyormuş gibi eliyle 'sus' işareti yaptı. Ardından gözleriyle annem ve babamı işaret etti.
Vücudumu baştan sonra esir alan gerginlik ve heyecan yüzünden sıcak bassa da bir şey diyemeden tekrar telefonuma döndüm.
Erkin: Oha ne
Sedef: NE
Hayat: NE DEMEK BAYILTMIŞLAR??
Sırma: Siktir oha evet ben de gördüm ama uzak olduğumuz için görüntüler kesik kesik geliyor ve
Sırma: Sikerim ama!
Sırma: Kesildi
Uğur: Tamam sakin olun
Uğur: Uzun yolda Rana'yı araba tutar, ne zaman Mardin'e gitsek Rana uyku ilacı alır
Sedef: Oh çok şükür
Erkin: Allahım sana şükürler olsun
Sırma: Ya rabbel alemin bana eltimi bağışladığın için sana şükürler olsun
Arda: Oh...
Arda: Bir saniye
Arda: O zaman biz Mardin'e mi gidiyoruz?
-----------------------------
Allah Allah, nereye gidiyorsunuz hadi bakalım şgdkfjşlkdsfjfkşljfd
Eveet umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Neler olduğunu az çok tahmin ettiğinizi biliyorum o yüzden bir şey demeden kaçıyoruuum
Yeni bölümde görüşmek üzere
Allah'a emanet olunnn