Küçük Sevgilim/ TEXTİNG

By _MissLala_

1.2M 88.5K 68.9K

Benim küçük sevgilim, sen bana neler yaptın.. More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0
5.1
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8
5.9
6.0
6.1
6.2
6.3
6.4
6.5
6.6
6.7
6.8
6.9
~FİNAL~

4.4

12.5K 1K 667
By _MissLala_

Keyifli okumalar❤

Gülmekten zar zor elimdeki pankartı duvara sabitlerken durup biraz soluklanmam gerekmişti. Okyanus dediği gibi başkanlık seçimlerine adaylığını koymuştu ve bu gün vaad konuşması vardı. Okul gömleğinin üzerine giydiği ceketle o kadar komik duruyordu ki insanlar sırf bu komik görüntüsü için ona oy verebilirdi.

"Nasılım arkadaşlar? Fena olmuşum değil mi?"

Ellerini iki yana açarak etrafında döndüğünde Asena sırıtarak konuştu.

"Harika olmuşsunuz başkanım."

"Kazanınca seni de başkan yardımcısı yapacağım çiçeğim."

Kravatını düzelterek Asena'ya göz kırparken gülüyorduk.

"Kanka ne sürpriz yapacaksın gerçekten? Meraktan ölmek üzereyim."

Barkın'ın sorduğu soruyu hepimiz merak ediyorduk. Okyanus sabahtan beri tüm okula sürprizi olduğunu duyuruyordu ve bu sürprizin ne olduğunu bize bile söylememişti. Açıkçası onun ne gibi delilikler yapabileceğini kestiremediğim için korkmuyor değildim ama çok eğleneceğimizden de oldukça emindim.

"Sürpriz sürprizdir, söylemem. Göreceksiniz zaten birazdan."

"Şunları da asıp aşağı inelim o zaman."

Alina elindeki pankartı duvara sabitleyip bize döndüğünde Okyanus en önde gururla yürümeye başladı.

"Gösteri başlasın..."

Gülerek aşağı inerken yakın olduğumuz öğrencilere ellerinde tutmaları için pankartlar veriyorduk. Okyanus o kadar çok pankart bastırmıştı ki işin maliyetini düşününce bu kadar masrafa değmesi için seçimi kazanması gerekiyordu. Hemen hemen herkesle sohbeti vardı ama diğer adaylara da ilgi yoğundu. Bayağı çekişmeli olacağa benziyordu.

Bahçeye çıkmak için kapıya ilerlerken gördüğüm tanıdık kişiyle duraksadım. Elçin, müdürün odasının önünde öğrencinin biriyle yoğun bir tartışma içerisindeydi.

"Elçin değil mi o?"

Benim gördüğümü Çağla da farkederken adımlarımızı o tarafa çevirdik.

"Elçin?" dedim şaşkın bir biçimde.

Alev atan gözlerini karşısındaki çocuktan alıp bana çevirdiğinde bendeki şaşkınlığın aynısı onda da vardı.

"Deren? Senin ne işin var burada?"

Sorduğu soruyla güldüm. "Bende aynısını sana soracaktım. Asıl senin ne işin var burada?"

Sırtındaki çantasını düzeltip karşısındaki çocuğa sinirle baktıktan sonra bana döndü. "Diğer okulla sorun yaşayınca kaydımı bu okula aldırdık. Siz de mi burada okuyorsunuz yoksa?"

"Evet," dedim başımı sallayarak. Birbirimize hangi okulda okuduğumuzu hiç sormadığımız şimdi aklıma geliyordu.

"Sen varya kesin atılmışsındır o okuldan."

Az önce kavga ettiği çocuk alayla konuştuğunda Elçin göz devirdi.

"Sana ne?"

"Siz ikiniz neden kavga ediyorsunuz?"

Araya girerek sorduğumda çocuk bana doğru döndü. "Neden olacak, bu arızalı kız önüne bakmayarak yürüyünce bana çarptı. Özür bile dilemiyor."

"Neden özür dileyecekmişim senden? Yanlışlıkla çarptık heralde."

Elçin sinirle yanıt verirken çocuk ofladı. "Senin gibi bir manyakla gerçekten uğraşamayacağım."

Arkasını dönüp gittiğinde Elçin'in,
"Sensin manyak." diye mırıldandığını duymuştum.

"Boşver şimdi onu, hangi sınıftasın belli mi?"

Başını iki yana salladı. "Onu öğrenmek için müdürün odasına girecektim tam."

"O zaman birkaç saat sonra okul başkanı olacak olan ben, seni bizim sınıfa aldıracağım. Hadi gel."

Okyanus havalı bir şekilde öne çıkarken Elçin onun bu komik hâline güldü. "Bende diyorum neden kimse derste değil, meğerse başkanlık seçimlerine denk gelmişim."

"Evet, ben adayım. Oyunu bana verirsen çok mutlu olurum."

"Tabii ki veririm." dedi Elçin başını sallayarak.

Birlikte müdürün odasına girdikten sonra nasıl olduysa Okyanus Elçin'i onların sınıfa aldırmaya başarmıştı. Odadan çıktıklarında Elçin'in koluna girip benimle beraber yürümesini sağladım.

"Anlat bakalım, neler oldu?"

Olayları öğrenmek isteyen Çağla da diğer koluna girdiğinde diğerleri de dikkatini ona vermişti.

"Önce bir yere otursak?"

Dediğini onaylayıp boş bir banka oturduk. Çantasını bırakıp kahverengi saçlarını omzundan geriye attı ve bize doğru döndü.

"Gittiğim okulu hiç sevmiyordum, eğitimi gerçekten kötüydü. Daha sonra kaydımı buraya aldırdık. Notlarım yüksek için çok sorun olmadı. Öyle işte."

"İkimizin de aklına okullarımızı sormak hiç gelmedi."

Gülerek konuştuğumda o da güldü.

"Evet, tesadüf oldu."

"Ay güzel oldu ama." dedi Çağla neşeyle. "Tam da başkanlık seçimlerine denk geldin, çok eğleneceğiz."

"Ona şüphem yok."

Elçin'in dediğine gülmüştük. Bahçe yavaş yavaş kalabalık olmaya başlarken diğer adayları destekleyen öğrenciler tezahürata başlamıştı. Okulumuzdaki başkanlık seçimleri inanılmaz coşkulu geçiyordu. Bunu kendi aramızda eğlence hâline getirdiğimiz için o gün komple seçimlere ayrılıyordu ve her daim derslere önem veren okulumuz bir günlüğüne bunu mazur görüyordu. Diğer günler ful sınavlar ve ek olarak deneme sınavlarıyla geçiyordu zaten.

"Oğlum sen sabahtan beri kiminle konuşuyorsun? Başımıza iş çıkarma vallahi döverim seni."

Atlas, Okyanus'un ceketinden çekiştirip onu azarlarken Okyanus göz devirip kendini ondan uzaklaştırdı ve ceketini düzeltti.

"Rica ederim başkanınla bu şekilde konuşma sevgili abim. Bizim de kendimizce planlarımız var heralde."

"Ulan alt tarafı 16 yaşındasın ve okulun başkanlık seçimlerine adaysın, ne bu havalar?"

"Sen beni çok hafife alıyorsun..."

Okyanus, abisine ufak bir bakış atıp çalan telefonunu yanıtlamak için yanımızdan uzaklaşırken Asena bıkkınca konuştu. "Seçimi kazanamazsa bir yıl boyunca zırlamalarını dinlemek zorunda kalacağız."

Gerçekten haklıydı. Okyanus seçimi kazanacağına kendini o kadar inandırmıştı ki aksi bir durumda söylenmelerinden kurtulamazdık.

"Çocuklar öne doğru gelin bakalım! Adaylarımız konuşmalarını yapacaklar."

Okul müdürü kürsüsüne çıkarken biz de oturduğumuz yerlerden kalkıp önlere doğru ilerlemiştik. Okyanus dahil olmak üzere toplam 5 kişi aday olmuştu ve hepsi müdürün yanına dizilmişti. İlk aday 12. sınıflardan bir kızdı. Konuşmasında okulun yararlarına olacak türde bir sürü vaad yaparken son olarak tuvalet sorunlarına da el atacağını söylemişti. Her okulda klasik olan sabunluklarda sabun olmaması gibi başlıca sorunlar bizim okulda da vardı. Buna el atacağını söylemesi birçok öğrenciyi memnun etmişti.

Adaylardan bir diğeri 11. sınıf olan bir çocuktu ve okul çapında bayağı popülerdi. Okyanus'un en güçlü rakibi bu çocuktu çünkü seçimler olacağını öğrendiğimiz andan beri türlü türlü jestler yapıyordu ve okul sorunlarının birkaçını halletmişti bile. Bu jestlerden biri ise geçtiğimiz Kadınlar Günü'nde okuldaki tüm kız öğrencilere ve öğretmenlere gül dağıtmıştı. Yaptığı çok ince bir davranıştı ve arkadaşlarımdan biri aday olmasaydı oyumu bu çocuğa verebilirdim.

Diğer iki adayı çok dinlememiştim, onlar 9. sınıftı ve açıkçası bir şeyler yapabileceklerini çok fazla düşünmüyordum. Sıra Okyanus'a geldiğinde ellerimiz kopana kadar alkışlarken havalı bir şekilde ellerini havaya kaldırdı ve durmamızı işaret etti.

"Teşekkürler, teşekkürler... Hepinize merhaba."

Yanımızda Urfa şivesiyle konuşan ve yaptığı deliliklerle bizi güldüren arkadaşımızın kürsüde tam bir İstanbul beyefendisi olması kendi çapımızda gülme krizine neden olurken bunu kısa tutup diyeceklerini dinlemeye devam ettik.

"Öncelikle konuşmama geçmeden önce size bir sürprizim var."

Bu cümleyi dediği an okulun bahçesinden davul zurnayla giren 3 adet Passat marka arabalarla şok geçirmiştik.

Bu delinin sürpriz dediği okulun başkanlık seçimlerine davul zurna getirmek miydi gerçekten?

"Yemin ederim bu çocuk gerizekalı. Lan Urfa'daki kirvelerimizin burada ne işi var! Delireceğim!"

Atlas sinirden köpürmüş fakat bir yandan da olayın komikliğinin farkına olmanın verdiği ikilemle arada kalarak konuştuğunda gülmekten yerlere yatıyorduk.

"Halil kirve, çiğköfteleri dağıtalım arkadaşlara. Öğretmenlere de dağıtalım, almayan kalmasın."

Hâlâ kürsüde olan Okyanus havalı bir şekilde konuşurken arabaların içinden çıkan neredeyse 15 kişi dediğini yaparak okula çiğköfte dağıtıyordu.

Allah'ım biz nasıl bir komedinin içindeydik böyle?

"Halil abi sizin burada ne işiniz var Allah aşkına ya? Bu salağın lafınla Urfa'dan buraya gelinir mi?"

Atlas elinde kocaman çiğköfte sinisi olan, bıyıkları kulaklarına kadar uzun olan Halil abiye doğru konuştuğunda Halil abi güldü.

"Valla paşam beni biliysen, ben Hikmet Ağa'm ne emrederse onu yaparım ha. Ağam böyle emretmiş biz de kalkmışız gelmişiz."

Halil abinin komik şivesi gülmekten gözlerinden yaş gelen bizi daha da güldürürken soluklanmak için ellerimi dizlerime dayadım.

"Bir de dedeme mi haber vermiş?!"

Şok içinde kürsüdeki kardeşine dönerken tehdit edercesine işaret parmağını sallamıştı. Okyanus, abisinin bu hareketine omuz silkerken Atlas tekrar Halil abiye döndü.

"Ne dedi bu salak size?"

"Hikmet Ağa'mla konuşmuşlar paşam o kadarını ben de bilmiyem. Ağa'm ne derse onu yaptık."

"Tamam abi, tamam. Sağolun."

"Buyur bacım, çiğkötfe yersin? Valla çok güzeldir ha."

Elindeki siniyi Alina'ya doğru uzatırken Alina gülerek almıştı. Ardından hepimiz alırken hayatım boyunca böyle güzel çiğköfte yememiştim doğrusu.

Okyanus hâlâ çalan davul zurnayı elinle durduktan sonra müdüre ve öğretmenlere döndü.

"Afiyet olsun hocam, beğenmişsinizdir inşallah."

Hocalar hâlinden gayet memnundu, öyle ki çiğköfte yemekle meşgul oldukları için cevap bile verememişlerdi.

"O zaman siz çiğköftelerinizi yerden ben vaadlerimden bahsedeyim. İlk olarak İlknur'un bahsettiği tuvalet sorununu ben çözdüm. Sabunluklarda sabun yok, biliyorum. Bu yüzden sevgili dedem Hikmet Demirci okula sıvı sabun bağışında bulundu."

Sıvı sabun bağışı...

Öğrenciler coşkula alkışladığında Okyanus devam etti.

"Ardından yaptığı bağış sayesinde tuvaletler yenilenecek. Saygıdeğer müdürümüz uygun görürse tabii."

Müdürün buna hayır deme ihtimali yoktu elbette, ne kadar çok bağış gelirse onun için o kadar iyiydi.

"Onun sonrasında kantindeki langırt ve bilardo masaları görüyorum ki kullanılamıyor. Onları da yenileteceğim."

Öğrenciler tekrar coşkuyla alkışlarken Atlas bize doğru dönüp hamurdandı. "Bu gerizekalının kıçındaki donunu bile babam alıyor gelmiş langırt alacağım diyor. Allah'ım sabır."

"Başkan olursam bunun gibi daha bir sürü şey yapmayı planlıyorum. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim."

Coşkulu bir alkışla kürsüden indiğinde son aday da konuşmasını yaptığı için öğrencileri oylarını kullanmaları için sırayla içeri almaya başlamışlardı. Havalı bir şekilde yanımıza geldiğinde Asena gülerek ona sarıldı. "Harikaydın!"

"Heralde çiçeğim, kimin sevgilisiyim."

"Ulan niye bütün Urfa'yı buraya topladın eşek herif?"

Atlas'ın azarına göz devirdi.

"Abi fena mı oldu? Ne güzel eğlendik işte. Hem dedemin en sevdiği torunu benim, kıskançlıktan kudurma."

"Ulan salak, dedemin bir sürü torunu var sen en küçüksün diye sözün geçiyor sadece. Canımı sıkma benim."

Okyanus 'aynen, aynen' dercesine başını salladığında oy vermek için bizi de içeri almışlardı. Oylarımızı kullandıktan sonra çıkış saati geldiği için çantalarımızı alıp tekrar bahçeye çıktık. Kimin kazandığı yarın sabah belli olacaktı.

"Arkadaşlar gitmeden önce bi' kurtlarımızı dökmeyelim mi? Çal Muhittin emmi!"

Okyanus'un seslenişinin ardından davul zurna çalmaya başkarken ceketinin cebinden çıkardığı beyaz mendille halay sırası oluşturduğunda tüm öğrenciler bu anı bekliyormuş gibi halaya girmişlerdi.

Hiçbirimiz normal değildik.






Helloooooo, ben geldim! Misslala hız kesmeden lambur ve de lümbür bir şekilde bölüm atmaya devam ediyor dostlar skjdksksksjsks.

Bölümü nasıl buldunuz? Ben yazarken çok eğlendim. Aşiret çocuğu Oki yine yaptı yapacağını fksjsksbskanskjsksjs.

Bu arada ben de 5. sınıftayken başkanlığa aday olmuştum. Salak salak konuşma hazırlayıp pankart yapmıştık arkadaşlarımla. Konuşmamı kürsüde tüm okula okumuştum falan....
Şuanki beni dışarıya bile çıkartmayan anksiyetem: 😳😳😳
Sonra kazanamadım tabii, mutsuz son KFKSKDJSJDJSKSJ.

Diğer bölümü yazıp bitirdim, o da yarın gelecekkk. Elimde motor var şu sıralar yemin ederim kdmsnsksmskamsksnsk.

Sizi seviyorum, öptüm KOCAMAN😘

İnstagram👉🏼misslala_hikayeleri







Continue Reading

You'll Also Like

84.2K 1K 16
Sevgilisinden ayrılmak isteyen Esin sevgilisinin sadist ve takıntılı tarafıyla karşılaşır acaba Esin sevgilisinin bu sadistik yanını düzeltebilecek m...
5.7M 263K 86
0537******* ; Yanıyorum Akif 0537*******; Söndürelim mi? Başlama Tarihi: Aralık 2021
Hocam+18 By E.

Short Story

37.5K 401 13
Öğrencisine takıntılı olan bir öğretmen ve hiç bir şeyden haberi olmayan o kız..
74.4K 3.5K 27
"Ne bekliyordun?" "Hiçbir şey beklemiyordu-." Cümlemi tamamlamama izin vermedi. "İki güzel söz, bir güzel bakış, iki sarılış. Başka! Başka ne oldu! N...