Küçük Sevgilim/ TEXTİNG

By _MissLala_

1.2M 88.9K 69K

Benim küçük sevgilim, sen bana neler yaptın.. More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0
5.1
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8
5.9
6.0
6.1
6.2
6.3
6.4
6.5
6.6
6.7
6.8
6.9
~FİNAL~

3.5

18.5K 1.1K 823
By _MissLala_

Keyifli okumalar❤

Umut Akay

"Ya bebeğim," telefonu kulağımla omzum arasına sabitleyip yan koltuktan montumu aldım. "Sen her şeyde bu kadar telaşlanacak mısın?"

"Babam seni konuşmak için ayağına çağrıyor ve sen telaşlanmamam gerektiğini mi söylüyorsun?"

Sinirli sesi beni gülümsetirken yüzünün aldığı şekli hayal etmeden duramamıştım. Çatılan kaşları yetmezmiş gibi her seferinde gözlerini kısıyor ve dişlerini sıkıyordu. Ne kadar tatlı göründüğünden haberi yoktu, insanın yiyesi geliyordu. Bunu sadece benim düşünmediğime emindim. Onun sinirli halini kim görse hoşuna giderdi. Bu ihtimalin olmaması için insanların çoğunu ortadan kaldırmam gerekecekti fakat bunu dert etmiyordum. Nasıl olsa kayınpederim Burak Bey bana yardımcı olurdu..

"Orada mısın?"

"Buradayım, sinirliyken ne kadar güzel olduğunu düşünüyordum."

Sessizlik sırası ona geçerken keyifle sırıttım.

"Can güvenliği tehlikede olan bir insanın son şakalarını dinliyor gibi hissediyorum."

Arabamın kapısını kapatırken güldüm. "İki yetişkin konuşacağız, korktuğun hiçbir şey olmayacak merak etme."

"Umarım.." dedi iç çekerek. "Ayrıca niye cumartesi günü sabahın köründe çağırdı ki? Öğleden arasında da konuşabilirdiniz."

Arabadan inip kapıyı kapatırken bunu sorgulamaya başlamıştım. Burak amca sabah sekizde beni aramış ve işler başlamadan konuşmak istediğini söylemişti. Telefonu açarkenki gerginliğim tekrar beni bulurken küçük sevgilimin neden bu kadar gerildiğini şimdi daha iyi anlıyordum.

Burak amca mükemmel bir adamdı ama konu kızı olunca bambaşka biri oluyordu. Ona hak veriyordum, elbette konuşmak isteyecekti. Onun yerinde olsam bu kadar sakin karşılayamazdım. Deren'in sevgilisi başka biri olsaydı o da bu kadar sakin kalmazdı. Ben tanıdık indirimiyle hayattaydım..

"İşler başlamadan konuşalım dedi."

"İşlerin başlama saati mi var bizim şirkette? Proje aldıkları zaman dışında cumartesi günleri çalışmıyorlar bile."

Gergin bir şekilde güldüm, "Sanırım baban bana gıcıklık yapmak istemiş."

"Kesinlikle."

Otoparkı gergin adımlarla ilerlerlerken telefonu kapatmadan önce şebekliğimi yapmayı ihmal etmedim. "Ben kapatıyorum birtanem, ecel beni çağırıyor.."

"Öyle deme Umut! Allah korusun."

Sinirli sesi gecikmediğinde yüzümdeki gülümseme genişledi.

"Babanın gazabından kurtulduğumda evleneceğimize söz verirsen belki hayatta kalmak için çabalayabilirim."

Birkaç saniye sessizliğin ardından ofladı ve sahte bir neşeyle konuştu. "Görüşürüz sevgilim, umarım babam ağzına sıçar."

Sevgilim kelimesini onun sesinden duymak beni aptal aşığa çevirirken birkaç saniye karşımdaki asansöre bakarak sırıtmıştım.

"Görüşürüz sevgilim," dedim aynı onun gibi. "Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum." derken sesi bu sefer gerçekten neşeli çıkmıştı. Gülümseyerek telefonu kapatıp asansöre bindim.

İlişkimizde tek heyecanlananın o olduğunu zannediyordu fakat pek belli etmesem de en az onun kadar heyecanlanıyordum. Yıllardır tüm vaktimizi birlikte geçiriyorduk ama ben buna rağmen sürekli onu özlüyor ve 7/24 yüzünü görmek istiyordum.

Resmen ona bağımlı olmuştum.

Burak amcayı bekletmemek adına kızını düşünmeyi bırakıp asansörün açılan kapısından geçtim. Saat sabahın körü ve ayrıca hafta sonu olduğu için şirkette pek fazla insan yoktu.

"Oğlum?"

Başım refleks olarak sesin geldiği yöne çevirken babamın her zamanki dinç görüntüsü beni karşılamıştı. Bu adam sabahın köründe böylesine dinamik olmayı nasıl başarıyordu? Benim uyandıktan sonra ilk yarım saat beyin sistemim açılmıyordu bile.
Yatakta oturup boşluğa bakarak hayatı sorgulamadan kendime gelemiyordum.

"Senin ne işin var burada?"

Aramızdaki mesafeyi adımlarken gergin bir şekilde nefes aldım.

"Burak amca konuşmak için çağırdı."

Kaşları havalanırken kolundaki saate baktı. "Saat daha yeni dokuz olmuş, bu saatte mi?"

Başımı sallayıp güldüm. "Elinde olsa sabaha karşı beşte çağırırdı ama Deren için biraz insaflı davrandı sanırım."

Dediklerim babamı güldürdü. "Kız babası olmak kolay değil."

Gözlerim Burak amcanın odasının kapısında giderken sıkıntıyla oflamıştım.

"En fazla bir oda dolusu Sivas Kangalı beni bekliyordur, azıcık ısırıp bırakırlar değil mi?"

"Hiç sanmıyorum," dedi babam beni aşırı rahatlatarak.

"Eyvallah baba ya, bu rahatlamayla gidip Burak amcanın boynuna atlayabilirim. O kadar rahatladım."

"Sakin ol." Gülmesini zar zor durdurup eliyle omzumu sıktı.

"Sen Burak amcanın yerinde olsan ne yapardın?"

Sordugum soruya basitçe omuz silkti.

"Döverdim."

Harika..

"Ama ilişkimizi onayladı, karşı çıkmıyor?"

'Sen öyle san' der gibi bir bakış attı.

"Elbette Deren'i üzmemek için kızmadığını söyleyecek. Asıl curcuna sen içeri girince başlayacak oğlum, kolay gelsin."

Omzuma birkaç kere vurup bana şans dilediğinde başımı sallamıştım. İşine geri dönerken ondan aldığım mükemel pozitif tesellilerle Burak amcanın odasına doğru ilerledim. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldığımda içeriden gelen onayla girdim.

Burak amca masasının üzerindeki dosyalardan kafasını kaldırıp bana baktı.

"Gel Umut, günaydın."

"Günaydın."

Sesim sandığımdan daha kısık çıkmıştı. Oturmam için masanın önündeki koltukları işaret ederken ikiletmedim. Ayağa kalktı, üzerindeki ceketini çıkarıp odanın köşesindeki askılığa astı. Gömleğinin kollarını da kıvırmaya başlarsa kesin olarak beni dövmeye başlayacağını düşünüyordum fakat onu yapmadı.

"Havalar ısınmaya başladı."

Yavaş hareketlerle karşımda duran koltuğa otururken bakışları devamlı olarak benim üzerimdeydi. Şubat ayının ortasındaydık ve hava inanılmaz soğuktu. Bunu dile getirmedim. Onun yerine başımı salladım. "Evet."

"Okul nasıl gidiyor? Son sınıfsın değil mi?"

"Güzel gidiyor. Birkaç ay sonra mezun oluyorum."

Bunların hepsi zaten bildiği sorulardı. Konuya birden girmemek için bunları soruyordu yüksek ihtimal. Bundan aylar önce abi kardeş gibi anlaştığımız adamın yanında kazık yutmuş gibi oturup konuşurken inanılmaz zorlanacağım aklımın ucundan geçmezdi. Muhtemelen biri bana bu söylese annemin çalıştığı hastanenin en iyi psikoloğuna gitmesi için randevuyu bizzat kendim alırdım fakat hayat çok garipti ve bunların hepsi olmuştu.

"Bu saatte çağırdığım için kusura bakma, baba içgüdüleri insana her şeyi yaptırıyor."

Hafifçe güldüm. Umarım o baba içgüdüleri benim ağzıma sıçmazdı..

"Problem yok."

Oturduğu yerde rahatsızca kıpırdayıp derin bir nefes aldığında asıl konuşmaya girecek olduğunu anlamıştım.

"Biliyorsun Umut, Ela benim her şeyim. Babası olarak onu üzecek, kıracak ne varsa ondan uzak tutmak görevim."

Onaylarcasına başımı salladım.

"O yüzden seninle konuşmak istedim. Ela on yedi yaşında bir genç kız, onun göremediği sorunları sen görebilirsin. Sence abi kardeş gibi büyümeniz ve aranızdaki yaş farkı ileriki zamanlarda sizi etkiler mi?"

Bu soruyu duygularımı Deren'e itiraf etmeden önce çok düşünmüştüm. Bir şeylere başlarsak ve olduramayıp ayrılırsak aramızdaki bağ sonsuza kadar kopardı. Deren'in bana en başından duygularını açmamasının tek sebebiydi bu. Doğrusunu söylemek gerekirse ona aşık olduğumu farketmeye başladığımda ben de korkmuştum ama neyse ki düşündüğümüz gibi olmamıştı.

Yani, şimdilik.

"En başında bunu ben de düşündüm." diye söze başladım. "Yaşlarımız arasında fark var ama düşüncelerimizin, kafa yapımızın arasında yok. Bence önemli olan bu. Abi kardeş gibi büyümemizin de pek etkisi olacağını sanmıyorum çünkü Deren hiçbir zaman beni abisi olarak görmedi."

Anladım der gibi başını salladı Burak amca. Tahminimce kafasında dediklerimi tartıyordu, sessiz kalmıştı.

"Endişeni anlayabiliyorum Burak amca, Deren'in üzülmesini istemiyorsun. Onu hiçbir zaman üzmeyeceğime ve her zaman mutlu edeceğime söz veriyorum. Çünkü üzülmesi isteyeceğim son şey bile değil."

Gözlerini üzerimden çekip odada gezdirdi. Tereddütlü yüz ifadesi yerini gülümsemeye bırakmıştı.

"Sana biraz kızmayı planlıyordum sen gelmeden önce biliyor musun? Sandığımdan daha kıskanç bir babaymışım, küçük kızımın benden başka birine aşkla bakması gerçekten sinirlerimi bozdu. Ama geldin, iki kelime ettin bütün kızasım kaçtı. Seni beş yaşından beri tanımasaydım ve tamamen farklı biri olsaydın tavrım asla böyle olmazdı. Ucuz kurtuldun."

Dedikleri beni güldürmüştü.

"Her neyse, teşekkür ederim geldiğin için. İçim rahatladı desem yalan olmaz. Umarım ikinizin de mutluluğu daim olur."

Umarım öyle olurdu.

~~~

Deren Ela Saygın

"Ay çok heyecanlandım, hemen gidelim!"

Çağla'dan aldığım tepki beni istemsizce güldürürken Alina konuştu.

"Normalde on ikiye kadar uyuyacaktım ama ayağıma gelen fırsatı tepemem. Abimin can çekişen hâllerini görmem lazım."

"Bunun için mi uyanırdınız beni," dedi Asena. Sesi uykulu geliyordu. "Uyumaya devam edeceğim, uyanınca Umut abinin cenazesine katılırım."

Ardından konferans konuşmasından çıktı. Umut'la konuşmamızın ardından babamla ne konuşacaklarını merak etmekten çatlayacaktım. Şirkete gitmek için bana bahane bulmaları adına kızları aramıştım ve onlar da neler olduğunu en az benim kadar merak etmişlerdi.

"Beş dakikaya evden çıkın, bir şeyler bulacağım ben yolda."

Çağla'nın dediğine o görmese de başımı sallayıp aramayı sonlandırdım ve evden çıktım.

~~~

Nihayet vardığımız şirketin merdivenlerini hızla çıkarak köşeyi döndüm. Babamın odasının önüne geldiğim an içeriden çıkan iki koca adam beni farketmeden önce biraz soluklanırken görüş açılarına girmek için kalan mesafeyi adımladım.

"Bebeğim?"

"Güzelim?"

Umut ve babam beni gördüğü gibi aynı anda konuşurken gözlerim kocaman açıldı.

Gerçekten Umut babamın yanında bana bebeğim mi demişti?

Gelir gelmez başlamıştık...

Babamın gözleri sinirle Umut'a döndüğünde Umut dediğinin farkına vararak dudaklarını birbirine bastırdı.

"Sen ne arıyorsun burada?"

Babamın siniri sesine yansırken korkmadım desem kesinlikle yalan olurdu.

"Sabah sen çıkarken yaptığım kurabiyeleri verecektim, unutmuşum. Bende şimdi getireyim dedim."

Gelirken pastaneden aldığım kurabiyeleri havaya kaldırıp şirince gülümsedim. Çağla, babamın bu soruyu soracağını tahmin etmiş ve hızlıca bana bu yalanı bulmuştu. Arkadaşlarım olmasa ben kesinlikle bir hiçtim..

"Pastaneden almışsın kızım bunları."

Gözlerinle elimdeki kurabiyeleri işaret ederken başımı hiddetle iki yana salladım, öyle ki kafam biraz daha sallarsam kopabilirdi. "Onu da nereden çıkardın babacığım?"

Kurabiyeleri eline alıp üzerinde kocaman pastanenin adı yazan paketi gözüme sokarcasına havaya kaldırdı.

"Paketi atmadın mı gerizekalı.." Arkamda duran Alina'nın sessizce homurdanması beni daha da telaşlandırıyordu.

"İlahi Burak amcacığım!"

Çağla neşeyle kahkaha atarak öne çıktı ve elinle birkaç kere babamın omzuna vurdu. "Kızın pastaneleri kısandıracak türde kurabiyeler yapıyor, elbette pastane kurabiyesi zannedeceksin."

"Evet baba. Daha önce bu pastaneden alışveriş yapıp pakedini atmamıştım, kurabiyeleri onun içine koydum. Hem ben asla başka bir pastaneden kurabiye almam, bilmiyor musun?"

Gayet de alırdım. Beş dakika içerisinde kırk tane yalan söyleme rekoru varsa şuan onu kırmış bile olabilirdim. Hayatımda hiç bu kadar yalanı peş peşe söylememiştim ama yeni başlayanlara göre gayet iyi gidiyordum.

Babamın kısılmış mavi gözleri hepimizin üzerinde gezdikten sonra bende durdu. "Biliyor muyum?"

"Biliyorsun, biliyorsun." dedim başımı onaylayarak sallarken. Elindeki kurabiye kutusunu kapatıp bana geri uzattı.

"Şu sarı veleti kurtarmak yerine gerçekten beni görmeye gelseydin yalanlarının hepsine inanmış numarası yapabilirdim güzelim ama üzgünüm, kanmadım."

Sarı velet diye bahsettiği kişi Umut muydu?

Umut bile bu benzetmeyi beklemiyor olacak ki sarı veletin kendisi olduğundan emin olmak için gözlerini çevirip babama baktı.

"Her neyse, biz konuşacağımızı konuştuk ve hiçbir şey yapmadım. Boşuna sabahın dokuzunda buraya geldiniz."

Çaktırmadan tuttuğum nefesi geri bırakırken babam sinirli yüz ifadesini bir kenara bırakıp alayla güldü. Aramızdaki iki adımlık mesafeyi kapatıp alnımdan öptü ve geri çekildi.

"Akşama görüşürüz birtanem."

Ardından odasına girdiğinde şaşkınlıkla arkasından bakıyordum.

"Sarı velet ha?"

Umut'un kendi kendine konuşmasıyla gözlerimi ona çevirip hasar tespiti yaparcasına ellerimi gövdesinde gezdirdim.

"Çok şükür bir şeyin yok.."

Rahatlamış bir şekilde nefes alırken hınzır mavilerini yüzüme dikip ellerimi tuttu ve gövdesine götürdü. "Bir daha bakmak ister misin, belki vardır?"

Gözlerimle ağzım orantılı bir şekilde kocaman açılırken sağ elimi elinden kurtarmış ve koluna sert bir şekilde vurmuştum.

"Bok yoluna gidecektin, hâlâ neler diyorsun Umut!"

"Of ya! Boşuna geldik bunca yolu. Keşke Burak amca seni biraz pataklasaydı, bari gelmemize değerdi."

Alina huysuzca konuşurken Umut göz devirdi.

"Abinin dayak yemesinden zevk mi alıyorsun cadı? Vallahi pes."

"Tabii ki alıyorum."

"Ne konuştunuz? Ne dedi babam?"

Sorduğum soruyla omuz silkti ve sırıttı. "Ne kadar harika bir damat olduğumdan bahsetti, sevgili olmamıza çok sevinmiş."

"Yalan söyleme." dedim gözlerimi kısarak.

"Tam olarak böyle değil ama bunun gibi şeyler işte."

Güven verircesine gülümsediğinde başımı hafifçe salladım.

"Babamlara uğrayıp eve gidelim, ciddi anlamda abim dayak yemediği için sinirlerim bozuldu."

Alina oflayarak Rüzgar amcanın odasına ilerlerken Umut arkasından homurdandı.

"Nasıl da seviyor beni.."

Bugünü de atlattığımız için üzerimden yük kalkmıştı. Babamla ilgili son kaosumuzu yaşamıştık ve bir daha kaosun k'sini bile hayatımda istemiyordum.

En fazla ne kadar uzak kalabilirdik bilmiyordum ama bu sürenin olabildiğince uzun olmasını diliyordum.



HELLOOOOOO, BEN GELDİM!
Nasılsınızz? Umarım çok iyisinizdir.

Bu bölümün başı sarı veletin ağzındandı, beğendiniz mi KFNSJDNKSNSKSNSMSJ. Aranda 14 yaş olan damadına da sarı velet demezsin be Burak Bey...

Bu bölüm bayağı uzundu bol bol yorum yapmışsınızdır umarım yoksa olacakları biliyorsunuz!!1!Şaka bir yana bu aralar yorumlarınıza ihtiyacım var :)

Bir sonraki bölüm ne zaman gelir bilmiyorum.

Sizi seviyorum, öptüm KOCAMAN😘

İnstagram👉🏼misslala_hikayeleri




















Continue Reading

You'll Also Like

2M 161K 39
değdi mi sarman gereken yaraları daha da kanatmana? //text. #1kookv 28.08.22 #1taekook 31.08.22 #1vkook 31.08.22 #1jungkook 23.09.22 #1taehyung 27.09...
1.9M 179K 60
Ulaş: Hani sen bana ilk mesajında demiştin ya Ulaş: Dizi, film ve kitaplarda herkesin sevdiği yan karakterler gibisin diye Ulaş: O zamanlar bu benim...
58.4K 2.3K 46
Bir açıklamada bulunmak istemiyorum okuyarak karakterlerimin dünyasına katılmayı deneyin :)
51.6K 3.9K 34
ben senin gibi olsaydım. sen benim gibi olsaydın. o zaman durmaz mıydık aynı rüzgarda? ama biz yabancıyız. girlxgirl