Yalancı yarim - Ateşle Dans

By TCmmGnay

9.2K 1.1K 11.4K

Hikayeyi daha sonra yazdığım ilk hali ile yayınlayacağım, ben bu hikayeyi yalancı yarim karakterlerini kullan... More

tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Bölüm 76
Bölüm 77
özel bölüm 1
özel bölüm 2
özel bölüm 3
özel bölüm 4
DUYURU

Bölüm 47

75 7 149
By TCmmGnay


Elifnaz aldırış etmeden kollarını tekrar daha bir sıkı sarılıp başını Tarık'ın omzuna koyup " seni çok özledim. Seni çok seviyorum Tarık "

Tarık yavaşça saçlarından okşarken "sakin ol ufaklık tamam hadi ama "ellerini boynundan ayırmaya çalışıyordu. Ama Elifnaz hiç oralı olmuyor başını kaldırmadığı gibi koluna sıkıca sarılmıştı. Tarık ellerini ayırmaya çabalamış olmayınca biraz öyle kalmasına izin vermişti. Sonunda nasıl olsa bırakacaktı.

Naz sinirle onları izlerken bir yandan sinirden dudağını içinden kemirmeye başlamış. İçinden "şeytan diyor git şunun saçını başını yol şuna bak yapıştı vantuz gibi onu bırak adam biraz daha çaba gösterse ölecek sanki "ellerini yandan yumruk yapmıştı. Sinirden yürümek istiyordu. Kendini tutuyordu. Hareket ettiğinde yapacaklarından korkmaya başladı.

Elifnaz hemen itirazlarını sıralamaya başladı. Hep küçük olduğunu söyleyerek ayırmışlardı. Uzaklara göndermişlerdi. Uzaklaşınca unutacağını sanıyorlardı. Oysa Elifnaz içindeki aşkı daha çok artmıştı. Sonunda Tarık'ın da kabul edeceğini düşünüyordu. " Ben ufak değilim tamam mı sen görmeyeli büyüdüm. Farkında değil misin 2 ay sonra 18 olacağım yasalar önünde bile artık bir yetişkin olarak sayılacağım yani kendi kararlarımı kendim verebileceğim o yüzden bir daha bana ufaklık deme "

Tarık çenesini okşayıp "tavırların hala ufaklık olduğunu söylüyor bana "

Hakan halatı başının üzerinde sallamaya başlamıştı Tarık karşısına gelirse halatı atacaktı. "Tarık tut şu halatı "

Naz sinirle Tarık'ın omzuna vurup "kusura bakma ama arkadaşın sesleniyor duymuyorsun sanırım "

Tarık "hadi Elifnaz bırak artık "

Hakan "elif naz hadi ama bırak da halatı tutsun bak geliyorum oraya"

Elifnaz isteksizce ayrılmış ama hala koluna yapışmış durumda başını koluna dayamaya devam ederken "tamam bıraktım "

Tarık kolunu hafif çeker gibi yapıp "kolumu da bıraksan"

Elifnaz isteksiz bırakırken "tamam "

Hakan "hadi tut gelin burada devam ederiz "

Tarık Naz'ı düşünerek "yok be hakan biz burada kalalım "

Elifnaz Tarık'ın koluna girip "hadi Tarık lütfen beraber olalım birlikte dalarız harika olacak nasıl daldığımı sana gösterebileceğim sonunda "

Naz Tarık ve Elifnaz'a hala aynı ters bakışı ile bakmaya devam ediyordu. Şu kızda yapışmıştı koluna bırakmıyordu. Tarık da sanki pek de rahatsız olmuş gibi durmuyordu.

Hakan "aa kızdırma beni kanka hadi ah tabi Naz Hanım siz ne dersiniz buraya gelip bize katılmak ister misiniz?"

Naz şimdi ne söylesindi. Bakılırsa samimilerdi konuşmalardan öyle anlaşılıyordu. Başını hakan'a çevirip isteksiz "sorun değil Tarık isterse geliriz "

Tarık Naz'a dönüp "gerçekten ister misin?"

Naz çok istemese de çok iyi tanıştıklarını anlamıştı. Birde yalnız kalmak istemiyordu. Hala gece ile ilgili utanıyor tekrar konusu açılsın istemiyordu. Yabancı bir ortamda da çok rahat edemeyecekti ama yalnız kalmaktansa İsteksiz olsa da "sorun yok dedim ya istiyorsan gideriz "

Elifnaz tekrar koluna yapışıp "ama Tarık hadi ama bak sana yeni öğrendiğim parçaları da çalmak istiyorum her zaman karşılaşmak mümkün değil biliyorsun"

Naz sinirle içinden söylenmeye devam ediyordu "kıza bak ya Tarık'ın ilgisine çekmek için o ne seviyorsa neden hoşlanıyorsa onu öğrenmeye çalışmış. Gözüne girecek ya buda kendini fasulyeden nimetten sanıyor tabi belli zaten etrafındakiler her istediğini yapmasına alışmış "

Tarık naz'a dönüp "gerçekten sorun olmaz değil mi sıkılır mısın?"

Naz'dan cevap alamayınca omzuna dokunup "nazzz "

Naz dalmıştı omzuna dokununca "hı ne oldu "

"gerçekten sorun olmaz değil mi sıkılır mısın diye sormuştum "

Naz başını hafif sağa sola sallayıp yutkunup "sorun değil sıkılmam "

Elifnaz Tarık'ın yanındaki kıza zaten sinir olmuştu birde soruyordu ya daha kızdı. "of ama Tarık sorun yok dedi ya hadi abi at "

Pelin karşıdan bağırarak kucağındaki kızını gösterirken "anlaşıldı sen eylül hanımı hiç özlememişsin "

Tarık ellerini kaldırıp " ben bu kadar baskıya dayanamam ama hem de nasıl özledim tamam hakan gönder "

Hakan halatı atarken "bakıyorum eylül'ün adını duyunca yelkenleri çabuk indirdin "

Hakan halatı atmış iki tekne birbirine bağlanmış ve hazırlanan yiyecekler diğer tekneye aktarılmıştı. Önce Tarık geçip "hadi naz gel "

Naz iki tekne arasında uzatılan kalasa baktı. Dengede durabilir miydi acaba biraz korktu."yüzerek gelsem daha güvenli olmaz mıydı?"

Tarık elini uzatırken güven vermek için "korkma düşürmem hadi çık kalasın üstüne "

Naz tedirgin " Ya düşersem ay bu genç yaşımda ölmeye ya da sakat kalmaya niyetim yok"

Tarık eliyle gel işareti yaparak "korkma buna izin vermem "

Elifnaz kolundan çekip önüne geçip "ay amma da nazlandın bak nasıl geçiliyormuş gör " sonra çıkıp Tarık'a doğru birkaç adım attı Tarık elini tutup indirdi.

Elifnaz Tarık'ın yanağına öpücük kondururken "teşekkürler Tarık "

Hakan sinirle "Elif naz "

Elifnaz çevresindeki insanların sevgisini anlamamasına sinir oluyordu. Çocukluğundan bu yana âşıktı Tarık'a ama abisi dâhil anlamıyorlardı. "of abi söyleme öyle sevmiyorum benim adım sadece naz tamam mı şuna bir şey şöyle Tarık "

Hakan gözlerini devirip sinirle "abi demeyi unuttun yine "

Elifnaz "o benim abim değil tamam mı? Alış artık buna "

Hakan ters bakıp sert bir sesle " hadi git birazdan sofraya oturacağız duşunu al"

Tarık bir eliyle gel işareti yaparken "hadi naz sen bu kadar korkak mıydın?"

Naz öfkeyle " ben korkak değilim. Tedbirli olmayı severim. "

Tarık gülümserken "buradan pek öyle görünmüyor ama hadi güven bana hiçbir şey olmayacak "

Naz "o yaptıysa bende yaparım " dedi içinden sonra bildiği duaları okurken adımını attı. Korkarak ilerledi. Neyse ki ikinci adımında Tarık yakalamıştı elinden sonra belinden yakalayıp indirdi.

Tarık hala eli belinde "korktuğun kadar yokmuş değil mi?"

Naz utanarak "ya öyle "

Hakan elini uzatıp "hoş geldiniz "

Naz gülümseyip elini uzatıp tokalaşırken "hoş bulduk "

Pelin hemen yaklaşıp "hoş geldin ben pelin anlamışsındır "

Naz "hoş bulduk bende naz duymuşsundur "

Pelin Naz'ı koluna girip "hadi gel diğerleri ile tanıştırayım. Hakan sizde yemek hazırlığına başlayın "

Hakan "tamam canım "

Pelin Naz'ın kolundan çekerken Naz'ın gözü arkasında çaresiz pelin'in yönlendirmesine izin verdi.

Hakan Elifnaz'a bakıp "sen hala burada mısın git değiş dedim "

Elifnaz şımarık bir edayla "ben böyle iyiyim "

Hakan kaşlarını çatarak " ıslak oturma hemen hasta oluyorsun git değiş dedim"

Elifnaz "böyle iyi bu özel kumaş ağabeycim üstünde çabucak kuruyor "

Tarık "bırak kızı hakan "

Pelin "evet hakan biz burada açlıktan ölmek üzereyiz bilmem farkında mısın hadi artık başlayın "

Hakan referans yapıp "emrin olur sultanım "

Tarık " siz başlayın hazırlığa ben biraz eylül hanımı seveyim geliyorum ee ben gelinceye kadar nereye koydun pelin hadi nerede benim lokumum "

Pelin eylül'ün pusetinden alırken "bakıyorum yine hemen eylül hanım soruluyor biz ne oluyoruz Tarık Bey "

Tarık gülerek "ee kızım bu şekerliği dünyaya getirdikten sonra senin pabuç hop dama atıldı "

Pelin omzuna vururken " iyi o zaman bu şekerliği sevemezsin izin vermiyorum "

Tarık çocuk gibi suratını sarkıtıp "ama yani olmaz ki pelin hadi ama yani önce hep küçükler sevilir bilirsin hadi ama ver şunu "

Pelin "önce yapman gerekeni yap ondan sonra "

Tarık "peki tamam özür dilerim ee pelin hanım merhabalar nasılsınız " yanağına bir küçük buse koyup "oldu mu şimdi alabilir miyim "?

Pelin muzip bir sırıtışla "olmadı ama hadi olsun bakalım "

Tarık çoktan eylül hanımı kucağına almış yukarıya doğru kaldırırken "nasılmış benim lokumum bal böceğim ay senin o güzel tokalarını sevsinler ah pelin ne güzel olmuş böyle iki yanda saçları görmeyeli uzamış hakana benzese hala dazlak olurdu ya neyse ki sana benzemiş "Tarık karnına başını sürterken Eylül hemen saçlara sarılmıştı. Ağzına götürmeye başladı.

Naz hemen yaklaşıp "eğil "deyip Tarık eğilince eylül'ün elini tuttu. "Ağzımıza koymuyoruz eylül hanım " deyince eylül suratını ekşitip ağlama pozisyonuna geçti. Elindeki saçlar alındığı için Tarık tekrar aşağı aldığında Eylül'ü ağlama pozisyonunda görünce Naz'a bakıp "ne oldu "

Naz saçlarını ağzına sokuyordu. Alınca "

Hakan merdivenlere varmıştı duydukları ile dönüp "hop hop kızımın yanında ne biçim konuşuyorsun babası hakkında ayıp oluyor ama "

Tarık başıyla "hadi hadi yürü "hareketi yapıp eylül ile sevişmesine devam ediyordu. Burnuyla boynundan gıdıklatıyor çenesini sürüyor öpücüklere boğuyordu.

Elifnaz "hiçte bile halasına benzemiş hadi Tarık söylesene bana benziyor değil mi? hem kızlar halaya çekermiş "

Pelin "orda durun annesi olarak bana benziyor. Resimlerimi gördünüz gülerken gözlerini kısması bile ben saçları da aynen benim gibi kıvırcık. Senin dümdüz birde bana benzemiş diyorsun senin bebekliğini de gördük elif hanım saç bile yokmuş 1 yaşından sonra uzamaya başlamış benim kızım daha 10 aylık omuzlarına dökülüyor saçları tıpkı benim gibi. "muhabbetleri döndü.

Pelin nu ara kardeşinin köşede yine laptop ile haşır neşir olduğunu görünce "oo Çağatay bey siz ne yapıyorsunuz orda marş marş mutfağa "

Çağatay "yapıyorlar ya eniştemler "

Pelin " Çağatay unuttun sanırım öğle yemeğini erkekler yapıyordu yoksa sen kendini erkek sınıfında saymıyor musun yoksa "

"Of abla ya iyi gittim "

Naz Tarık ile bebeğe yaklaşıp" hop yavaş çocuğun yanağını kızartmışsın çocuklar o kadar çok öpülmez hiç söylemedi mi annen sana "

Tarık "ne var birazdan geçer "

Pelin anne olarak içi giderken " ah Naz bir Tarık olsa ne sakallı amcaları öpüyor onu sözümü dinlemiyorlar ki içim gidiyor neyse ki babası kızına kıyamadığından kesti Tarık gerçekten yeter ama kızımız yanağını morartacaksın"

Tarık bozularak "yani şimdi içimden geldiği gibi öpemeyecek miyim ben bu şekerliği "

Naz annesini hatırladı yine "öpme sadece kokla annem bebekler sadece koklanır derdi çiçek gibi soluverirlermiş çok öpülürse "

Naz eylül'ün yanağını okşarken "ne şeker şeysin sen böyle pelin hanım gerçekten çok tatlı bir kızınız var insan sadece seyretmeye bile doyamayacak Allah ömürlü yapsın"

Pelin "teşekkürler inşallah "

Tarık bu defa yeniden havalara uçurmaya başlamıştı eylül'ü

Naz Tarık'a dönüp " aa şimdide hiç yapmaman gerekeni yapıyorsun "

Tarık şaşırdı neyi yanlış yaptığını "ne var yine "

Naz " bu kadar havaya atman doğru mu sence biraz yavaş "

Tarık "ne var seviyor böyle atılmayı bak keyfi yerinde "

Naz "evet ama bir yerde okumuştum bebekler bu kadar hızlı atılmamalıymış "

Tarık "Nedenmiş o "

Naz "bu tür havaya atmalar küçük birer beyin sarsıntısına neden olurmuş iyi olmadığını söylüyorlar ve aşırı korktukları için kendilerini sıkarlarmış dikkat et yukarıya yükselttiğinde çocuk geriliyor ama aşağı indirip kucağında tutuğunda güvende olduğunu hissedip gülüyor sende sevdiğini düşünüyorsun "

Tarık suratını asıp "çocuklardan bu kadar uzak duran biri olarak çok bilgilisin bakıyorum "

Naz başını dikleştirip "daha öncede söyledim şimdide söylüyorum ben çocukları severim. Seçiciyim o kadar "

Tarık "iyi al o zaman kucağına "

Naz almak istiyordu ama daha önce hiç çocuk kucağına almamıştı düşürmekten korktu."Böyle iyi almamayım düşürürüm belki "

Tarık bir taraftan gösterirken diğer taraftan söylüyordu. "neden düşüresin ki bak işte böyle tutacaksın en çok sevdiği şekil kolunun birini bacak arasından geçirip diğeriyle de belinden tutup etrafı görmesini sağladın mı değme keyfine "

Naz aslında içi gidiyordu. Şimdi alsa belki ağlardı. Elinden saçlarını kurtarmıştı. "Yinede almamayım "

Tarık "birde sevdiğini söylüyorsun "

Naz "böyle uzaktan iyi inan bana "

Elifnaz "birazda ben alayım Tarık "

Pelin "hop dur orda kızımı öyle tuzlu ve ıslak kıyafetlerle alamazsın elif hanım izin vermem "

Tarık "yengen doğru söylüyor hadi bakalım "

Pelin " ver bana Tarık eylül'ü seviyorum diye bakıyorum kaytarıyorsun hadi sonra yine seversin "

Elifnaz koluna girerken "aman yenge ne gereği var yapıyorlar işte abimle Mehmet abi "

Naz girilen kola bakıp "doğru herkes hazırlık yapıyor sen buradasın yoksa sen kendini erkekler sınıfında görmüyor musun yoksa "

Tarık bozularak "tamam gidiyorum "

Naz'a yaklaşıp kulağına fısıltıyla " bu sözünü yedirmeyi bilirdim dua et yalnız değiliz "

Naz yüzüne muzip bir gülümseme yerleştirip arkasından baktı. Geçip oturdu.sonunda cıvık kızdan uzaklaştırmayı başarmıştı.

Elifnaz Naz'a ters bakıp "Tarık 'la nerede tanıştınız "

Naz "İstanbul "

Pelin "hiç bahsetmedi doğrusu ne zaman tanıştınız "

Naz "çok olmadı aslında yakınlaşmamız yeni daha "

Elifnaz "derinleşeceğini ya da uzun bir beraberlik olmasını ümit etme Tarık benim asla bir başkasının olmasına izin vermeyeceğim ben 22 yaşıma gelinceye kadar öyle çevresinde güzel gördükleri ile takılıyor. Bana sözü var."

Naz ağzını açmıştı ki pelin hemen araya girip elifnaz'a söylenmeye başladı.

Pelin "saçmalama elif o nereden çıktı. Sen yine hayal görüyorsun sanırım. Git hadi sen üstüne bir şey giy birazdan yemeğe oturacağız "

Elifnaz "iyiyim ben böyle yenge birde sen başlama "

Pelin "herhalde yemeğe bikini ile oturmayı düşünmüyorsun "

Elifnaz "aman yenge taktınız ama "

Pelin "elifff hemen gidiyorsun tabi senin şu İngiltere işini annenle konuşup halletmemi istiyorsan "

Elifnaz "of iyi tamam gittim "

Elifnaz aşağı indiğinde pelin Naz'a dönüp " kusura bakma bazen ne dediğini bilmez hayal kurmaya bayılır Tarık ile öyle bir durumları yok inan "

Naz zoraki gülümseyip "bizimde öyle ciddi bir durum yok alınmadım. Sadece birbirimizi daha yakından tanımaktı bu tatile çıkmamızın nedeni hem benim hedeflerim var hala okuyorum eylülde Amerika yolcusuyum "

Pelin "aa ne güzel hangi alanda eğitim alıyorsunuz

Naz "bilgisayar mühendisliği

Çağatay dışarıya çıkmıştı Naz'ın söylediğini duyunca "gerçekten mi süper ya benim pc biraz sorun çıkartıyor bir türlü çözemedim bir bakar mısınız "?

Pelin "Çağatay gidince baktıracağız dedik ya ayıp hemen ne atlıyorsun hem sen ne diye buradasın elinde bir şeyde göremiyorum "

Çağatay "of içerisi çok dar 4 erkek sığmıyor bende çıktım zaten bana bir şey yaptırmıyorlar "

Tarık elinde tepsiyi getirirken bir elinde ise çoktan pelin'in yaptığı böreklerde atıştırmaya başlamıştı. Masaya tepsiyi koyarken ağzı dolu bir şekilde "pelin ellerine sağlık yine harika yapmışsın paçangayı süper olmuş valla "

Pelin "çek ellerini tepsiden Tarık kızdığımı bile bile atıştırıyorsun "

Naz "açlıktan ölüyordu "

Tarık "doğru söylüyor sabah kahvaltı yapamadım yoğundum inan yoksa hiç seni kızdırmayı ister miyim ee ne kaynatıyorsunuz siz orda "

Pelin "ne olsun sohbet edip birbirimizi tanımaya çalışıyoruz hadi oyalanmayın artık hazır olamadı gitti. "

Tarık "benim bir suçum yok valla hakan beceremedi. İlk tavayı biraz fazla kızartmış "

Pelin "ah ah bensizde bir şey başaramaz geleyim bari "

bu ara aşağı merdivenlerden kumral düz saçlı güzel bir bayan çıktı. " pelin otur oturduğun yerde yapsınlar işte biz istersen şu Tarık'ın getirdiklerinden başlayalım bari çok acıktıysan Tarık sen şu yapıp geldiğin balıkları getir bakayım siz yaptığınız yanmışları yersiniz "

Tarık yerlere eğilir gibi elini de önünde tutarak referans yapıp "hoş buldum bayan çölyata prenses hazretleri nasılsınız "

Kadın "ay Tarık abartmasan olmaz iyiyim sen "

Tarık iyi olduğunu söyledikten sonra Naz'a dönüp "arkadaşımız Nil pelinin kardeşi Nil canım arkadaşım Naz "

Nil Naz'a elini uzatıp "hoş geldin " derken Naz da elini uzatıp tokalaşırken "hoş buldum "demişti. Tarık aşağı inmiş kızarttığı barbunları alıp yukarıya çıktı.

Nil "sadece mısır unu kullandın değil mi "?

Tarık "bilirsin balıkta başka bir un kullanmam rahatlıkla yiyebilirsin bayan çölyata sizin beceriksizlere bakayım "

Nil "Mehmet geçmedi mi başına o daha başarılıdır bu işlerde "

Tarık "hakan izin vermedi sanırım o salata ile uğraşıyor "

Bir yandan cevap verirken bir yandan merdivenleri inmeye başlamıştı bile

Tarık "beyler hanımlar fena kızdı haberiniz olsun çabuk olun diyorlar ben bunları götürüyorum "

Hakan "gidip söyledin değil mi "?

Mehmet "söylemezse ayıp olurdu rezil ettin bizi hanımlara Tarık "

Tarık "ee dalıp unutmasaydınız "

Mehmet "biliyorsun Nil'in canı çekmesin diye birer kadeh içiverelim şurada dedik eh birazda sohbete dalıvermişiz o ara unutuvermişiz "

Hakan "senden hiç beklemezdim kanka ya ayıp ettin artık pelin'in dilinden asla kurtulamam artık "

Hanımlar masaya geçmiş beklerken naz Tarık'ın söylediği söze takılmıştı nil'e dönüp "bu çölyata ne anlamadım diğer adınız mı?"

Nil "yok hastalığım "

Naz "geçmiş olsun aa öyle bir hastalık mı varmış "

Nil "asıl adı çölyak incebarsağın glutene olan alerjisi ah ilk öğrendiğimde hayata küstüm. Ama artık alıştım. Tarık sayesinde öğrendik hastalığımı ",

Naz "aa nasıl oldu bu birde doktorluğumu var Tarık beyin "

Nil "yok doktor tanıdıkları Ragıp bey var ya benim durumumu ona bahsetmiş. Durumun dedimse şimdiki halime bakıp hasta olduğumu bile anlamazsın ama bir yıl önce bir deri bir kemiktim oysa yemeğime o kadar dikkat ederdim. Sanki Afrikalı çocuklar gibi artık hareket edemez duruma geldim sürekli düşüp bayılıyordum ne kadar doktora gittiysem bir türlü ne olduğunu bulamadılar. Kan şekerim düşüyordu aç kalmayın deyip gönderdiler. Neyse Ragıp Bey gelsin endokrinoloji kliğinin de yatırıp detaylı bir araştıralım demiş. Sonunda birçok test yaptılar ve hastalığı buldular meğer yediğim hiçbir gıdanın vücuduma emilimi olmadığından ondan zayıf düşmüşüm "

Pelin "ilk anlarda neydi öyle peynirsiz ekmezsiz hayat mı olur. Hepsinde yiyeceğim uzun yaşamak istemiyorum zevk aldığın şeyleri bırakamam diye tutturmuştun"

Nil "ee kolay mı pelin çok zoruma gitmişti. Ömür boyu ekmeksiz bir hayat tek o olsa dışarıda yemek bile yiyemiyordum. Ay buda gitti gelmez "

Pelin " Tarıkkk hayrola çıkamadın gittin yoksa bıraktığın yerde bulamadın mı?

Tarık elinde servis tabağı ile gelirken "ancak bu kadarını kurtarabildim valla hadi siz başlayın afiyet olsun "

Bu ara yine tepsideki böreğe uzanmış bir yandan ısırırken bir yandan "hımmm " deyip eliyle süper hareketi yaparak tekrar gitti.

Çağatay tekrar çıkıp "valla abla bende çok acıktım onlara kaldıysa yandık bana ne "

Pelin "ne o beyefendi yok öyle git yardım et "

Çağatay "bana ne ya siz hep aşçıyı getirirdiniz ne oldu böyle "

Nil "ay beyefendinin evinde aşçı var ya "

Çağatay "her halde annem ne güne duruyor "

Pelin sırtına vurup "şuna bak ya dönelim söylemezsem annem seni onu aşçı olarak gördüğünü "

Çağatay "of ya yalan mı annem bizim evin hem aşçısı hem doktoru tamircisi gardiyanı "

Naz kardeşlerin atışmalarını dinlerken Ümit aklına gelmiş dalıp gitmişti.

Ümit naz'ın defterini almış koşarken naz peşinden koşarak "yakalarsam öldüreceğim seni ümit sen benim günlüğümü nasıl okursun anneeeee şu oğluna bir şey söyle günlüğümü almış "

Cahide ümit'i yakalamış elinden günlüğünü alıp Naz'a uzatırken "ümit ablanın eşyalarını karıştırma demedim mi özel eşyalarla ilgili konuştuklarımızı ne zaman unuttun "

Naz annesini arkasına saklanan ümit'in saçını çekmeye vurmaya çalışıyordu. Ümit ise tekme ile savuşturmaya

Ümit "anne kızına bak saçımı çekti "

Naz "anne oda bana tekme attı ama "

"Salıncakta oturan Naz'ın yanına hoplayarak oturan ümit "ee nasıl gidiyor cadı"

Naz onu iterken "git şuradan ümit sıkıştırıyorsun beni " ümit'i yere düşürmüştü.

" Aman be yanına oturalım biraz ablayla takılalım dedik ama yok "

Nil "oo annem öğrenirse yandın "

Çağatay "yine cadılığınız tutmasın lütfen o evde yaşamaya devam eden benim tabi siz kurtuldunuz tüm dikkati benim üstümde "

Pelin "vah vah çok üzüldüm. Ay şuna bak ya kadın üstüne titriyor birde söyleniyor. Her şey ayağının altında biz o evdeyken her işimizi kendimiz yapardık Çağatay Bey "

Elifnaz "ne o terletiyorlar mı yine seni "

Çağatay "beni kimse terletemez Elifnaz hanım sen kendi işine bak naz bakar mıyız?"

Nazdan cevap alamayınca omzuna dokunup "naz "

Naz "hı "

Çağatay "daldın gittin "

Naz "sizi böyle görünce benimde kardeşimle yaptıklarımız canlandı gözümde ne demiştin "

Çağatay "pcye bakar mıyız?"

Naz "olur bakarız "

Nil "Çağatay ne söyledi sana pelin "

Çağatay "ama abla sürekli takılıyor oyun oynayamıyorum "

Naz "gerçekten sorun değil yemekten sonra bakarız "

Tarık "kalamarlar geldi. "

Naz'ın söylediğini duyunca "neye bakıyorsunuz "

Naz "Çağatay'ın bilgisayarına sorunları varmışta "

Tarık "ya öyle mi ee Çağatay ne yaptın sınav nasıl geçti "

Çağatay "süper İTÜ inşaat garanti "

Tarık "baban tıp istiyordu hani ikna ettin o zaman "

Çağatay "yok hatırı olsun diye İTÜ tıp birinci sıraya yazdım. Sonra istediklerimi "

Elifnaz "ya tıp gelirse ne yapacaksın"

Çağatay" oo ilk bine giremeyeceğime göre mümkün değil ayarladık herhalde o kadar "

Tarık "ee Elifnaz senin nasıl gidiyor okul "

Elifnaz "gitmiyor bırakmaya karar verdim hiç sevmedim ben İngiltere'yi soğuk ve yağmurlu"

Tarık "İstanbul da soğuk ve yağmurlu seni o zaman sıcak bir yerlere gönderlim ne dersin "

Elifnaz "hayır zaten bunlar senden uzaklaştırmak için gönderdi ama ben hep seni düşündüm "

Tarık "Elifnaz başlama yine "

Hakan omzundan tutup "Elifnaz rahat dur yoksa bodrumdan annemin yanına kalır bizimle olamazsın kusura bakmayın arada böyle deli damarı tutar Tarık'a çok düşkündür "

Pelin "eh nihayet hakan bir ara tencerenin içine düştünüz sandım geliyordum "

Hakan elinde kızarttığı balıklarla geldi ."valla hep Mehmet'in suçu beni lafa tuttu ondan "

Mehmet elindeki salata tabağı ile gelirken "biri benden mi söz etti. "

Nil "ya öyle oldu çıkamadınız bir türlü mutfaktan onu konuşuyorduk "

Mehmet" geldik işte ancak oldu "

Pelin "ya duyduk "

Mehmet" geldik oldu öyle bir karışıklık atalarımız geç olsunda güç olmasın demişler hadi soğutmadan başlayın "

Çağatay "biz başladıkta doymak üzereyiz bile "

Karşılıklı atışmalar sohbetlerle devam etti. Naz sadece konuşulanları dinliyor sessizce yemeği ile ilgileniyordu. Yediği de yoktu öylece çatalı ile karıştırıyordu.

Tarık uzanıp elini tutup "ne oldu sıkıldın mı?"

Naz durgun baktı "yoo"

Tarık "sessizleştin "

"dinliyorum "

"istersen gidebiliriz "

"gerek yok iyiyim sanırım ailemle birlikte olmayı özledim o yüzden durgunlaştım. Devam edin siz "

"peki "

Yemek sonrasında Elifnaz gitarını getirip oturdu "bu parça senin için Tarık en sevdiğin bakalım becerebilecek miyim "?

Bir Çocuk Sevdim

Bir çocuk gördüm uzaklarda
Gözleri kederli hatta korkulu
Her şeye rağmen bir an gülümsedi çocuk
Sıcak sade ama biraz kuşkulu
Bir çocuk sevdim uzaklarda
Sanıyordum ki onun özlemiyle buydu
O ise bir bakışta beni örtülerimden
Yalnızca yalnızca duygularıyla soydu
Ben böyle yürek görmedim böyle sevgi
Şimdi çocuk büyümekte gün be gün
Bütün hüzünleri okşadı birer birer
Gizli bir ümide sarılarak biraz küskün
Bir çocuk sevdim uzaklarda
Biraz çocuk biraz ana biraz hiçti
Herkes ihtiyarlamakta sanki biraz üzgün
Dünyanın haline bakıp güldü geçti

Tarık da eşlik etti. Naz onlar şarkılar söylerken yanlarından kalktı. Teknenin uç bölümüne doğru yürüdü. Kollarını önünde birleştirip "ne işim var benim burada babam kayseri de şebeğim Ankara'da " dönüp baktı. Aile neşeyle dinliyor yer yer eşlik ediyorlardı. Tarık neşeyle eşlik ediyordu şarkılara "ne olacak âşık oldun savruldun geldin. " tekrar denize dönüp "ah ne yapıyorum ben böyle yolumu kaybettim ah anneciğim öyle ihtiyacım var sana bırakıp gittin aptalca şeyler yapıyorum "

........................................

Continue Reading

You'll Also Like

48.6K 2.2K 34
Aşk, hayal kırıklığı, ihanet... BU HİKAYE GERÇEK, YAŞANMIŞ BİR HİKAYEDEN İLHAM ALINARAK KURGULANMIŞTIR. KARAKTER İSİMLERİ HAYAL ÜRÜNÜ OLUP, KARAKTERL...
1K 188 9
Suç ve ceza. Kızıl bir taş. Farklı evrenlerden birbirine mühürlenen iki kişi. Birinin gecesi, diğerinin gündüzü. & "Bu mühürden kurtulmak için tek...
206K 20.5K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
188K 19.6K 33
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️