Yalancı yarim - Ateşle Dans

By TCmmGnay

9.3K 1.1K 11.4K

Hikayeyi daha sonra yazdığım ilk hali ile yayınlayacağım, ben bu hikayeyi yalancı yarim karakterlerini kullan... More

tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Bölüm 76
Bölüm 77
özel bölüm 1
özel bölüm 2
özel bölüm 3
özel bölüm 4
DUYURU

Bölüm 35

102 6 53
By TCmmGnay

Tarık arabayı yol üstündeki bir park alanına park etti. Park alanının hemen yanında yaşam alanı olan bir park vardı. İçinde yürüme alanlarının, koşu yolu, jimnastik yapılabilecek alan, çimenlerin üzerinde oturma yerleri açık alanda zaman geçirmek isteyenler için harika bir yerdi."burada mı konuşalım yoksa çıkıp dışarıda bir yere mi oturalım "

Naz ne kadar konuşmak istemiyorum dese de ne söyleyeceğini merak ediyordu.İyice koltuğa yaslanırken hiç Tarık'a bakmıyordu.merak ettiğini belli etmek istemiyordu hele kendi duygularını dışarı yansıtmak hiç istemiyordu. karşıya bakarak "burada söyle "

Tarık bir süre neden kimliğini sakladığını nasıl kabul ettiririm diye düşündü bir süre Naz'ı inceledi kendisine hiç bakmıyordu. Kızgın olduğundan mı bakmıyordu. Kızgın olsa da sonunda onu dinlemeye kabul etmişti ya bu şansı iyi değerlendirmesi gerekiyordu. "peki, önce sana bir soruyla başlamak istiyorum "

Naz başını sallarken "sor bakalım "

Tarık kendine dönüp bakmayan Naz'ı inceledi bir süre "ilk anda soyadımı bilseydin kabul eder miydin yüzüme bakar mıydın?"

Naz bir an döndü sonra hızla başını yine çevirdi. Baktığında istediği gibi yanıtlar veremeyeceğini biliyordu. Elinde değildi etkileniyordu. Kabul edemezdi. Soğuk bir sesle "bunun mümkün olmadığını bile bile ne diye soruyorsun "

Tarık bir tespit yapmak istemiş ve Naz'dan beklediği cevabı almıştı. Bir an düşündü doğru noktadan ve doğru şekilde anlatmalıydı kelimeleri bir sıraya koyar gibi düşündü yutkundu ve başladı anlatmaya "neden gizlediğimi anlaman için tamam kim olduğumu sakladım ama bir nedeni var senden çok etkilenmiştim. Otelden benim yüzümden ayrıldığının öğrenince çok şaşırdım. Birde özel bir nedenden deyince seni daha önce hiç görmemiştim ve bu özel neden ne anlayamadım. O kadar peşinde koştum bir türlü yüz vermiyordun önceleri naz yapıyor adı gibi dedim ama anladım ki naz değildi sen farklıydın otelden seni pansiyona bıraktıktan sonra Sadri'yi arayıp tam olarak kim olduğunu araştırmasını istedim. "

Naz kendini araştırmasına kızıp döndü "nee sen beni mi araştırdın ne hakla kim oluyorsun .."daha saydırmaya devam edecekti ama Tarık eliyle dur işareti yaparken konuşmaya başladı.

Tarık eliyle sakin derken "biliyorum sakin ol bağırma önce anlatayım sonra istersen yine kızarsın rahatlayacaksan vurabilirsinde biliyorum özeline girmiş gibi oluyorum ama başka çarem yoktu. Gerçi Sadri den haber almadan zaten her şeyi sen anlatmıştın bana hem de daha fazlasını yapmasam da olurmuş. Neden o zaman kim olduğumu söylemediğime gelince beni tanımanı istedim ve daha zamanı gelmediğini düşündüm ve gelmemişti. Gezilerimizde dolaylı yollarda olsa o dönemde benim yaşadıklarımı anlatmayı düşünüyordum. Hiç kolay değildi kimsenin zarar görmesini istemezdim. Ama mecburdum Naz ama seni babanı anlamıyor değilim babam kendi elleriyle kurduğu bankayı kendi elleriyle batırma aşamasına getirince kalp krizi geçirdi. Tamam, damarlarından 3ü tıkalıymış ama yaşadığı stresinde etkisi vardı. Neyse konuyu dağıtmayayım. Önce bankayı kurtarmalıydım. Öyle olunca bazıları acı çekmek zorunda kaldı. Önce sıcak para akışını sağlayabilmek için kredileri kestim nakit para buldum sonra sırayla ekip olarak durumu kritik olan işletmelerle toplantı yapıldı. Öneriler götürüldü durumlarına göre fakat götürdüğümüz teklifi baban kabul etmedi sonra sanırım kendi çabalarıyla kurtulmaya çabalarken iyice battı aldığı krediyi bile ödeyemedi. Öyle olunca sonuç kaçınılmaz oldu."

Naz duyduklarını akıl süzgecinden geçirince hak veriyordu ona ama kabullenemiyordu bir türlü kendini aldatılmış gibi hissediyordu. "bu konuda anlıyorum babam asla seni suçlamadı suçlayan bendim sonuçta o kredi verilmeye söz verilmişti "

Tarık bir süre düşündü öğrendiği kadarı ile o kredi verilmemesi gerektiğini biliyordu "inan nasıl ikna etti baban babamı bilemiyorum ama öyle bir durum uygun değildi gösterilen teminat yeterli değildi zaten o yüzden iki dilimde verilmesi planlanmış ama işler ters dönüp verilen birçok kredi dönmeyince banka krize girdi. "

Naz geri adım atmak istemiyordu hala tam olarak Tarık'a güvenemiyordu."bana bunları daha önce anlatabilir yalan söylemeden yapabilirdin "

Tarık Naz'ın son çırpınışları gibi gelen sözlerine hemen yanıt verdi "bilmem olabilirdi peki sana gerçekte kim olduğumu söylesem beni dinler miydin?"

Naz emin olamıyordu o anda kesin dinlemezdi ama kesin cevap vermedi yine de" Bilmem belki "

Naz ona bakmasa da o bir kolunu direksiyona koymuş diğer eli ile anlatımına göre hareket ettiriyordu. "Bak sen şu anda bile emin olamazken nasıl benden bunu beklersin"

Naz yine geri adım atmadı. Biliyordu tamam dese sonrası gelecek ve Naz şu an ne diyeceğini bilemiyordu."bir yolunu bulabilirdin "

"belki ama o an aklıma bile gelmedi sonra ise durumu sana yumuşak geçişle aktaracaktım böylece kızsan bile anlayışla karşılayacaktın ama zamansız öğrendin az daha beni öldürüyordun sonra beni hasta perişan bir halde bırakıp o adamla gittin. Ne kadar çok canım yandı biliyor musun sen, sanki tekrar aynı şeyleri yaşıyormuş gibi oldum. "

Naz şaşkın bakıp ne demek istediğini anlayamadı "nasıl aynı şeyleri "

Tarık başlamıştı aralarınsa gizli saklı kalsın istemiyordu. Geçmişte yaşadığı olayı anlatmaya başladı. "bu benim için anlatmak oldukça zor ama aramızda yalan gizli bir şey olsun istemiyorsun anlatmaya çalışayım. "

Önüne dönüp boş gözlerle öylece bir süre camdan dışarıya baktı. Naz öylece bekledi. Ne kadar zorlandığını anlıyordu geçmişte onu çok yaralayan bir şey olduğu ve bunu anlatmak onu için sanki çok büyük bir acı veriyor gibiydi. Naz elini uzatıp omzuna dokundu. Tarık fark bile etmedi. Sonra konuşmaya başladı.

Tarık "eski karımı ilk gördüğüm anda çarpıldım o zamanlar başımda kavak yeleri esiyordu deli doluydum aklıma geleni hemen yapardım. Eğlenmeyi gezmeyi çok sever ve mutlaka dostlarım dediğim insanlarda yanımda olurdu. Onunla böyle bir gezide tanıştım " derken direksiyonu öyle bir sıkıyordu ki eklem yerleri beyazlamıştı. Naz bu kadar zor geliyorsa bırak demek istiyor ama onu bu kadar etkileyen evlendiği kişiyi de merak ediyordu.

Tarık bir süre öylece sustuktan sonra yeniden devam etti sanki hiç konuşmayı kesmemiş gibi " çok kısa sürede evlendik sonra banka batma noktasına geldi babam kalp krizi geçirdi öyle olunca işler bana kaldı. Ortalığı toplamak anneme kız kardeşime destek olmak bankayı düze çıkarmak öyle olunca çok yoğun çalıştım bu ara oda sıkıldı başka biriyle çekip gitti. "

Naz bir yandan daha önce biriyle evlenecek kadar sevmiş olmasını ilk olmadığını anladığı an içinde bir ateş topu geldi kalbine oturdu. Yaşadığı hayal kırıklığı acıyı düşündü. İçinde büyük bir hüzün oluştu acı çektiğini düşününce "yüreksizin kalpsizin biriymiş insan bir ömür beraber olmak için evlendiği kişiyi ilk zorlu anda bırakıp gider mi destek olması gerekirken çok zor olmuştur. "

Tarık içindeki burukluğun sesine yansıyan tını ile "bilmem ilk anda belki sonra aptallık ettiğimi düşündüm. Sonra kadınlara karşı bir güvensizlik oldu. Uzun ilişkilerim hiç olmadı. Seninle nasıl devam eder şimdiden kestirmek zor ama seninle olmak istiyorum. "

Naz öylece bir süre Tarık'a baktı onunla olmak istiyordu. Ama nasıl seviyorum yoktu. Ama bakışları yok mu kendinden geçiriyordu ama yinede emin olamıyordu."ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Ama beni de anla şu anda yapamam "

Tarık bir defa başlamıştı sonunu getirmeliydi. Nedenlerini öğrenip bertaraf etmeliydi." Neden "

"ne demek neden sen benim ailemin tamamen hayatını değiştirdin tamam suçlu babam belki ama sen o kredi dilimini çekmesen kurtara bilirdi."

"hayatımda keşkelerim pek olmadı Naz geri dönüp bakmam ve yaptığımın hata olduğunu düşündüğüm duruma bir daha düşmem. Ama şu anda keşke diyorum o zamanda seni tanımış olsam da babanın da kabul edebileceği bir teklifle gitseydim. Şu anda geri dönebilsem gidip düzeltirdim." İşin içine biraz da espri kattı " Şu filmdeki gibi geri dönüş makinesi olsa gidip düzeltip gelsem. Elimden ne gelir eğer istersen hiç düşünmeden devredeyim yeter ki Alçatı da verdiğin sözü tutup yaz sonuna kadar ilişkimize .."

Naz ilk baştan beri duydukları ile onu anlamaya çalışıyordu. Söyledikleri hoşuna gidiyordu.evliyken tanışsalar ne değişecekti acaba geri gitse acaba diyordu yine yalan mı söylüyor onu ikna etmek için Fakat son söylediklerinin ne anlama geldiğini anladığı anda öfkeyle omzuna yumruğu indirip "sen beni ne sanıyorsun ne olarak devredeceksin söyler misin?"

Tarık anlamıyordu ne güzel işte almak istediği şirketi verecek ve planladığı gibi ödemesini yapmasını öneriyordu."ne var sen bunları geri almak istemiyor musun?"

Naz tanışıyor ve bir ilişki yaşayacak için böyle bir teklifi kabul edemezdi. Şu anda Amerika'ya gidecek parayı bile denkleştirememişken şirketi neyin karşılığında alacaktı. Bu ancak kendini küçük düşürür ve ne duruma düşürürdü bu adam böyle bir teklifi nasıl yapar aşağılardı onu "istiyorum ama böyle değil "

"işte bende bunu sana bu imkânı sunuyorum "

"karşılığında ne istiyorsun senin metresin olmamı tanrım bende durmuş senin gibi bir adamın sözlerini dinliyorum " öfkeyle kapıyı açıp dışarıya çıktı "sakın bir daha yanıma yaklaşma adi herif anladın mı?"

Tarık başını yana çevirip "ya sana ben böyle bir teklif mi getirdim." Arabadan inip arkasından giderken söylenmeye devam ediyordu. " Hiç işim olmaz o yapıda biri olsan şu anda burada olmazdım tamam mı öyle biri olmadığını bildiğim için bu teklifi getiriyorum. Anlamadan ne diye kızıyorsun ki"

Naz öfkeyle dönüp "iyide sözlerinden başka nasıl bir anlam çıkarsaydım yaz sonuna kadar ilişkimize devam edelim diyecektin herhalde yatağını da ısıtmamı istersin"

Tarık yanlış anlaşılmaktan muzdarip sıkıntıyla "ya ben öyle mi dedim Sen bunları satın almak istiyorsun önüne bir 10 yıl koymuşsun ben şimdi teslim edip 10 yılda öde diyorum. Beni affetmene yarayacaksa "

Naz başını dikleştirip "ben böyle bir şeyi asla kabul edemem "

Hızla yürümeye başladı.

Tarık arkasında yürürken "ya sakin olsan dinlesen hemen kızıp gitmesen olmuyor mu?"

Naz sinirle dönüp "seninle konuşulmayacağını anlayamamışım ondan gidiyorum" hızla dönüp hızlı hızlı yürümeye başladı.

Tarık arkasından giderken "tamam, kızma teklifimi geri alıyorum yeter ki kızma dur bir dakika bekle beni de"

Girdikleri yolu kesen yoldan top oynayarak gençler geçiyordu. Biri topu öyle hızlı attı ki, top hepsinin başlarının üzerinden süzülerek Naz'a doğru geldi. Hızlı bir atak yaparak topu gençlerden biri yakalamaya çalışırken Naz'a çarptı ve yere düştü. Naz boş bulunarak geriye doğru sendeledi. Bir ayağı yana doğru kıvrıldı. Düşmek üzereyken Tarık ani bir hareketle onu hemen yakaladı.

Gençler yerde yatan arkadaşlarını kaldırırken "özür dileriz "

Tarık dengesini sağlamaya çabalarken "dikkat etsenize parkta top mu oynanır "

"özür dileriz abi sizi fark etmedik abla birden çıktı önümüze "

Tarık arkadan sarılmıştı Naz'da ona yaslanmış durumdaydı. Tarık Naz'ı saçlarını çiçek kokusunu içine çekti. Bir anda kalp atışları hızlandı. Naz yaslandığı göğüsten kalp atışlarını duyuyordu. Onunda sanki kalp atışlarımı hızlanmıştı. Bedenini sıcaklığını hissediyordu. Ona bu kadar çok kızgınken bile bedeninin böyle tepki vermesi canını sıkmıştı. İçinden "ne oluyor sana Naz "Bir an için gözlerini kapadı.

Tarık başını onun saçlarına gömüp "İyi misin? Bir yerin acıyor mu neden kapadın gözlerini "

Naz "hıım," diye fısıldadı. Yavaşça döndü. "teşekkürler bir an başım döner gibi oldu ondan kapadım"

Kollarından kurtulmak istiyordu. Elleriyle kollarından tuttu itmek istiyordu. Ama kıpırdayamıyordu. Başını kaldırdı kendine endişe ile bakan elalarla karşılaştı öyle derin bakıyorlardı ki kendini alamıyordu. İkisi de yerinden kımıldamıyordu. Bir anda, kimsenin olmadığı özel dünyalarına dalmış gibiydiler. Tarık'ın başı eğilmeye başladı. Dudaklar birleşmek üzereyken

Arkalarından "ne oluyor burada "

İkisi de sıçrayıp birbirlerinden ayrıldılar

Adam hala söyleniyordu "terbiye kalmadı bu gençlerde oğlum sizin eviniz yok mu?"

Yanında ki kadın " Ahmet karışma sana ne kimin ne yaptığından "

Adam "ne diyorsun be hafize şunların haline baksana seslenmesem parkın ortasında yapışacaklardı. Terbiye ahlak diye bir şey kalmadı."

Tarık durumu kurtarmaya çabalıyordu "yok amca yanlış anladınız arkadaşım düşecekti onu tutmaya çalışıyordum ondan dengemizi birden bulamadık şu giden gençler çarptılar "

Adam "ha bende inandım. Aptal mı var karşında terbiyesiz gizli hiçbir şey kalmayacak yakında sizin gibiler yüzünde ayıp denen bir şey vardı kalmadı artık taş yağacak yakında başımıza sizin gibiler yüzünden"

Kadın "Ahmet biraz öncede onlara söylenmiyor muydun aynı şey bana da olacaktı top sana çarptı hadi gel sinirlenme sen doğru söylüyorlardır bak kız hala titriyor "

Adam söylenerek ilerledi "yok ar namus kalmadı bu millette ee öyle diziler koyuyorlar ki gençler onları izleye izleye bu hale geldiler. Bizim zamanımızda böyle miydi ya bakmak bile yasaktı "

Kadın sonunda dayanamayıp "tabi bizde çok uyardık değil mi Ahmet biz kaçar buluşur birbirimize bakar el ele tutuşurduk onlarda bizi aştılar bu hale geldiler sarılıyorlar. Sende zamanında az uğraşmamıştın elimi tutmak için bak şimdi yan yana yürüyoruz "

Adam "Hemen de oraya getir zaten lafı yürüyoruz işte bizden geçti artık ne öyle görmemişler gibi el ele tutmak "

Kadın "odunsun işte odun birde gençlere söyleniyorsun ruh yok sende ruh yürü sinir etme beni yine "kadın adamın kolundan tutmuş çekiştiriyordu.

Adam işlerin ne zaman tersine döndüğünü anlamamış sessizce "tamam hafize kızma geliyorum sende bana kızmak için sürekli bahaneye bakıyorsun "

Kadın "Ay sende evlenmeden önce yaptığın o özel şeylerden yapmayı unutmasan arada karını hatırlayıp bir çiçek alsan bir yere götürsen ben söylemeden özel günlerini hatırlasan "

Naz ve Tarık adamla kadının söylenerek ilerlemelerine gülerek baktılar

Naz "kadın haklı önce kandırmak için diller dök özel sürprizler yap evlenince unut gerçekten odunmuş "

Tarık böyle insanların olduğunu biliyordu. İnsan nişanlıyken türlü romantik ortamlar hazırlarken evlenince bırakan çok erkek olduğunu tahmin ediyordu. Nedense evlendik işte ne gereği var diyorlardı. Bu yüzden bir çok evlilik bitiyordu. "amca lafı hak ediyor ne diyelim "

Naz "Erkeklerin geneli böyle "

Tarık bilse de hemcinslerine laf ettirmek istemedi. Kadınlarda fazla talep kardı."hiçte bile hemen genelleme "

Naz hiç söylememesi gereken söz ağzından çıktıktan sora pişman oldu ama iş işten geçmişti. "kesin karın sen de böyle şeyler yapmadın diye terk etmiştir"

Tarık'ın yüzü renkten renge girdi. Naz söylediğine pişman "özür dilerim Tarık"

Tarık asık bir yüzle "karım beni sürprizler yapmadığımdan değil bankayı kurtarıp ona söz verdiğim hayatı yaşatamayacağımı düşündüğünden o anda zengin olan başka birini bulup gitti. "

Hızla yürümeye başladı. ne oluyordu ona bunca yıldan sonra canı ne diye sıkılıyordu. Bir an geçmişe gidip yaptıklarını hatırladı. Fırsat bulduğu anda eve koşar eli boş gitmez sevdiği çiçeklerden götürürdü. Sesini duymak için toplantıdan toplantıya koşarken fırsatı yakaladığı an telefon ederdi. Yanında olabilmek için evde çalışabileceği durumlarda dosyaları alır yanına koşardı. Oysa onun istediği takıp takıştırmak o eğlence senin bu eğlence benim kim nereye gitmiş onu takip edip onu da sürüklemek isterdi. Daima en lüks yere gitmek isterdi.

Naz arkasında yetişip koluna dokundu "özür dilerim seni üzmek istememiştim bazen de demek ki kadınlar odun olabiliyorlarmış acılarını deştiğim için üzgünüm"

Tarık düşündüğünde aslıda acı çekmediğini daha çok sinirlendiğini ve bu sinirinde kendisine olduğunu anlıyordu. Yaptıklarına pişman oluyordu. Oysa yaptıklarından pişman olmazdı. Yaşandı ve bitti derdi. "acıtmıyor sadece aptallığımı hatırladığım için kendime kızıyorum sadece "

Naz yaptığı haksızlıktan utandı. Ne yapabilirdi acaba en iyisi onu mutlu edecek bir şeyler yapmaktı. Koluna girip "dönelim mi epey uzaklaştık arabadan daha gitmemiz gereken bir şelale gezisi var "

Tarık "Evet," durdu yüzüne baktı.

Naz şimdi affetmiş miydi ne oluyordu birden kendini ona gülerek bakarken buldu. Yok dengesiz kesin güne nasıl başlamıştı onu gönderecekken şimdi ne yapıyordu. "niye durdun gidelim,"

Tarık bu değişen Naz'ı daha mı sevmişti ne gülümseyip "gidelim "

Arabaya bindiler. Naz derin bir nefes alıp yolu tarif etti.

Bir süre şehirde yol aldıktan sonra şehrin dışına çıktılar. Bir süre gittikten sonra yol kenarından biraz uzakta küçük sevimli kubbeli bir kümbet gören Tarık arabayı durdurdu. Aşağı inip yürüdüler yaklaşıp etrafı seyrettiler. Taşlarının arasında koyunlar otluyordu. Güneşte parıldayan kümbetin taş duvarlarını otlar sarmıştı.

Tarık "bakımsız ama çok güzel bir yer,"

Naz kendini anlayamıyordu. Haksızlık yapmış onu üzmüştü şimdide mutlu olması için çaba harcarken buldu kendini ne oluyordu ona "Evet, birde şelaleyi gör sesini dinlemek bile insana huzur veriyor yan yana yedi tane büyüklü küçüklü bembeyaz köpükler saçarak akan görüntüyü görünce ne diyeceksin bakalım "

Elini tutup "yolumuz daha uzun gidelim "

Tarık tutulan eline baktı. Ne değişmişti bu kadar farklı nasıl davranıyordu. Anlamıyordu ama onda ona ayak uydurdu. "tamam bu defa sen kullanır mısın ben aslında oldukça yorulmuşum biraz arabada kestirsem dün pek uyuyamadım da "

Naz yattığı yatağı yadırgamış olabileceğini düşündü "yatağı mı beğenmedin "

Tarık hala anlayamasa da bu sakinliğini doğal cevapladı. Bu durum çok hoşuna gitmişti."yok, nerede olsa uyuyorum öyle sorunum yok yoksa o kadar dolaşamazdım. Sanırım bugün yapacağımız konuşmadan dolayı çok gergindim. Rüyamdan sürekli üzerime atlıyor alaçatı da bitiremediğin işi bitiriyordun "

Naz şaşkın baktı "öyle mi hayret oysa çok rahat görünüyordun "

"sen öyle san ben gergin olduğumda öyle olurum genelde "

Naz gözlerini kısıp baktı "iyi oyuncusun o zaman "

Tarık oyuncu olmadığını genel yapısı olduğunu her insanın stres ve gerginliği farklı attığını anlatmak amacı ile açıklama getirdi. "Yok, öyle yaparak kendimi rahatlamayı denerim ve bir süre sonra geçer ama nedense akşam bir türlü geçmedi tepkini tam bilemediğimden "

Naz gülümseyerek "İyi hiç olmazsa rüyanda almışım senden hırsımı "

Konuşurken arabaya gelmişlerdi.

Naz "benim kullanmamı istediğinden emin misin bak 3 yıldır araba kullanmıyorum "

Tarık kapıyı açıp binmesini beklerken "Eminim merak etme öğrenilen bir şey unutulmaz biraz ilk başta zorlansan bile çabuk alışırsın yolları tam bilmiyorum sen daha rahat kullanırsın "

Naz arabaya bindi koltuğu aynaları ayarladı. Arabayı çalıştırdı. Tarık koltuğun arkalığını biraz yükseltmiş başını koyup gözlerini kapatmıştı. Hafif aralamış onu izliyordu. Böyle yanında olmak onu izlemek harika bir şeydi. İçinde garip bir mutluluk vardı. Bir yerlerde bir şeyler "sen ne yaptığını sanıyorsun Tarık aklını mı kaçırdın bir kuralın vardı ona ne oldu ya yine aynı şeyleri yaşarsan kaldırabilecek misin naz ona benzemiyor ne kadar tanıyorsun " hafif başını sallayıp soruları kafasından kovmak istedi.

Naz yandaki hareketle baktı. "bir şey mi oldu başını neden salladın"

"Yok, bir şey olmadı. Sanırım sinek kondu galiba ondan salladım çabuk alıştın gayet güzel gidiyorsun "

"haklıymışsın biraz sonra toprak yola gireceğiz biraz sarsıla bilirsin "

"Önemli değil belki bana ninni gibi gelir "

Bir süre sonra Tarık arabanın sarsıntısının da etkisiyle uykuya daldı. Naz araba kullanırken öğrendiklerini düşünüyordu. Neye karar vereceğini düşünüyordu. Ne olacaktı şimdi onu yalan söylediği için affedecek miydi? Affederse neden affedecekti. Parkta olan neydi. Neden öyle nasıl bir çekim yaşayabilirdi. Ah o bakışlarında nasılda eriyip gitmişti. Amca olmasa öpecekti peki Naz ne hissedecekti. Böyle iç hesaplaşma yaparken yarım saat kadar yol almıştı ve hala bir karara varamamıştı.

Ah bir karar verebilse yan gözle baktı Tarık öyle güzel uyuyordu ki farkında olmadan iç çekip yola döndü. Karşısından bir kamyonet geliyordu. Yol tali yol tarzında toprak yol olduğundan biraz dardı. Bir yanı dağ diğer yanda ise uçurum ve dere akıyordu sesi geliyordu. Derinden aktığı için yankısı duyuluyordu.

Naz gelen kamyona bakıp söylenmeye başladı "şuna bak ya sanki yolu tek kullanıyor sanki karşıdan benim geldiğimi görmüyor geri zekâlı " diye sinirle söylenirken bir yandan düdük çaldı. Ama sanki inadına yapıyor gibiydi. Naz iyice yolun kenarına kaydı. Ama karşıdan gelenin hiç düzelmeye niyeti yok gibiydi. Naz hızla gaza bastı az ileride biraz genişleyen bir yer vardı. Orada varırsa kurtarması kolay olacaktı. Naz öfkeyle kamyonete ki adama söyleniyordu. "dağdan inme ayı odun herif geri zekâlı sana ehliyet vereni ne yapmalı acaba " bir yandan düdük çalmaya devam ediyordu.

Tarık seslerle uyanır gibi olmuştu. Uyku sersemi "hı ne oluyor "

Ama Naz tüm dikkatini nasıl kurtarırıma vermişti. Duymadı bile az ileride yana açılan geniş bölüme doğru kaçtı ve bölüme geldiğinde hızla frene dokundu. Kamyonet yan aynaya çarpıp geçti. Dümendeki sanki sırıtıyordu.

Tarık ani frenle öne doğru gitti cama başını çarptı. Bu olanlar uzun gibi gelse de aslında 10 saniye bile sürmemişti.

Naz söylenirken " aptal geri zekâlı " öne savrulan Tarık'ın başını çarptığını anladığı anda döndü "Tarık aman allahım iyi misin?"

Tarık sersemlemiş bir şekilde "ne oldu "

"serserinin biri üzerime araba sürdü "

Tarık'ın başını kontrol edip "sanki biraz kızarmış dönelim "

Tarık elini başına götürdü orada eller buluştu "gerek yok korkma o kadar hızlı çarpmadım kemer kurtardı sakin ol kimdi o neden üstümüze geldi "

" Bilsem " Naz sinirden ağlamaya başladı.

Tarık koluyla sarıp kendine çekti. "hişt bak geçti üzme ikimizde gayet iyiyiz. Neden üstüne doğru geldi ki sarhoş falan mıydı "?

Naz burnunu çekerek "sanmam geri zekâlı geçerken birde sırıtıyordu. Seni nasıl sıkıştırdım diye kadınların araba kullanmasını istemeyen gerilerden sanırım "

Tarık söyleyecek kelime bulamıyordu. İçinden usturupsuz birkaç küfür etti ama " Aptal adam aslında usturuplu bir küfür ederdim ama senin yanında susuyorum. Sakinleş canım bak iyiyiz "

Naz burnunu çekerken uçurumu gösterip "ama uçabilirdik "

Tarık sakinleşmesi için saçlarını okşarken "uçmadık kurtardın reflekslerin çok iyi"

Naz başını omzundan geri çekip "bundan sonra devam edemem sen geç "

Tarık kaza sonrası kullanmazsa sonra araba kullanamayacağını panik yapacağını düşündüğünden "olmaz sonra panik yaparsın ve bir daha araba kullanamazsın hadi gel bir hava alalım sonra yola devam ederiz "

Naz arabadan indi. Kenara kadar geldi. "tanrım yarım teker boyu kalmış arabanın frenleri sağlammış Tarık gidebilirdik biliyorsun değil mi ben kullanmayayım dedim sana uzun süredir kullanmıyordum "

" Hadi ama sakin ol gayet iyi kurtarmışsın sıkma canını şu anda hiçbir şeyimiz yok değil mi tamam "

Sıkıca sarıldı. Saçlarına öpücük kondurup "sakinleş sen harika bir sürücüsün tamam mı?" sonra arkadan omuzlarına masaj yapmaya başladı "gevşe geçti "

Naz omzunda hissettiği sıcaklıkla bir süre sonra gevşedi rahatladı. Biraz önce duyduğu dehşet panik duygusu omuzlarındaki gerginlik geçmişti. Gözlerini kapadı. Tarık'ta farklı değildi. İlk başta sakinlemesi içinken birden dokunmak onu hissetmek içinde bir sıcaklığın oluşmasına neden oldu sanki kalp atışları hızlandı boynunda bir damar atmaya başladı nabzı hızlanmıştı. Dokunuşları değişmiş farklılaşmış okşamaya başlamıştı. Eli omzundan boynuna doğru kaymaya başlamıştı. Parmağı ile hafif kulağının arkasını okşuyordu. Dokunuşlarla Naz iyice kendinde geçmeye başlamış ensesinden başlayan sıcaklık sanki aşağıya doğru inmeye başlamıştı. Arkaya doğru yaslanacakken durdu. "teşekkürler " dedikten sonra ellerini yana indirip biraz uzaklaştı.

Tarık yaklaşıp Naz'ın elini alıp boynundaki bir damara bastırarak "Bak! Hissediyor musun?"

Naz Tarık'a dokunurken ikisinin nabzı da elinin altında, aynı anda atıyormuş gibi hissedince elini hızla çekti.

Tarık onun çenesini kaldırarak yüzüne bakmaya zorladı. "Artık kaçmaktan vazgeç, Naz? Benden korkuyorsun?"

Naz başını dikleştirip "senden niye korkayım "

"o zaman kendinden mi?"

Naz kapkara zeytin karası gözlerini kocaman açıp Tarık'ın koyulaşmış bal rengi elalarına baktı. Onun gözlerindeki yoğunluğu ve anlamı görünce hemen gözlerini kaçırdı. Yutkundu. Söyleyecek söz bulamıyordu. "gerçekten korkuyor muydu? Peki, ama neden evet korkuyordu. Ona âşık olmaktan önüne koyduğu planlarından kopmaktan korkuyordu. İlk karşılaştıklarından bu yana bu korku hep var mıydı içinde ne o yüzden mi bu kadar kaçmış tepki göstermişti.

Tarık "Çok güzelsin! Ne kadar baksam sana doyamıyorum."

Tarık başparmağını alnından başlayarak bütün yüzünde gezdirdi, dudaklarında durakladı. Naz nefes alamaz durumdaydı. Gözlerini yumdu.

Tarık eğilerek dudaklarına kapanınca Naz öylece kaldı. Öpücük derinleşince oda karşılık vermeye başladı. Dudakları aralandı, kollarını Tarık'ın boynuna doladı. Öpüştükleri anda ikisi de aç ve susuz çölde kalmışta sonunda suya ulaşmışçasına coşkulu öpüyorlardı birbirlerini Tarık öpücükleri dudaklardan boynuna kaydı oradan kulağını arkasına doğru kayarken elleri de sırtında dolanıyordu. Naz sanki sırtından başlayıp aşağı topuklarına doğru kayan bir ateşi hissediyor dokunuşları ile kendini kaybediyordu. Kendine gelmeli ve geri çekilmeliydi ama bırakmakta istemiyordu. Bedeninin böyle bir tepki vermesini beklemiyordu. Zorlayarak kendini geri çekti. "Tarık çok hızlı gidiyoruz"

Tarık nefesini kontrol altına almaya çalışıyor. Bir öpücükten bu kadar etkilenmeyi beklemiyordu. Onu denizde öpmüştü ama böyle olmamıştı. O an kısacıktı. Acaba ona karşılık vermesinden mi böyle olmuştu. Tarık yaşadığı şaşkınlığı üzerinden atamaya çalışırken duyduğu sözle şaşkın Naz'ın sözlerini tekrar etti "hızlı mı gidiyoruz "

Naz bir adım daha uzağa kaçtı. Yakın olmak istemedi sanki o mesafeden hala kendine ulaşan bir sıcaklık vardı. Kendinden geçiren erkeksi kokusu hala burnundaydı. "evet, hızlı gidiyoruz. Yola devam etmeliyiz geç kalıyoruz daha yarım saat yolumuz var "

Tarık yaşadıklarından sonra Naz'ın bu ani tepkisi uzak durması canını sıkmıştı bu sesine de yansıdı " tamam gidelim "

Naz kazanın şokunu atlatamamıştı. Hala kalbi göğsünden fırlayacakmış gibi atıyordu. Hala bacakları titriyordu. Bu şoktan mı yoksa öpücükten mi tartışılırdı. Arabanın yolcu bölümüne geçmek için o yöne yürürken

Tarık kararlı bir sesle "sen kullan "

Naz yaşadığı gerginliğin korkunun etkisi ile kullanmak istemiyordu."ben kullanmak istemiyorum. Bu halde kullanamam "

"Ben sana ne dedim sen kullan ileride araba kullanmak istiyor musun "?

"elbette "

"o zaman bana güven sen geç direksiyona babam bir araba kazasından sonra bir daha hiç direksiyona geçemedi o yüzden sen kullan böylece üzerindeki tedirginliği atarsın"

" iyi sen öyle diyorsan ben kullanayım "

Tarık asık yüzle "iyi olur " arabaya bindi. Başını arkaya yasladı.

Naz arabaya bindiğinde baktı Tarık çoktan başını yaslamış gözlerini kapatmıştı. Yüzünün neden asılmış olabileceğini merak etti

"ne oldu "

"bilmem sana sormalı birden gerilip değişen sensin sanki bilerek planlayarak öpmüşüm gibi oysa ben sadece gergindin şok geçiriyordun iyi geleceğini düşünmüştüm "

Naz sinirle "ha o yüzden öptün "

"yoo, ben öyle demek istemedim "

" Ee ne demek istedin "

"yani seni öpmeyi planlamamıştım sadece sakinleşmen için masaj yapmak istemiştim. Sonrası birden gelişti "

Naz önüne dönerken "tamam, canım özellikle yaptın demedim "

"o zaman ne diye astın yüzünü "

"Asmadım sana öyle gelmiş sadece bu kadar hızlı gitmek istemiyorum. Daha doğru düzgün birbirimizi bile tanımıyoruz. Ayrıca daha kazanın etkisindeyim "

Tarık durumu anlayıp gerginliği gidermek için "tamam iyi bizde yavaş gideriz önce tanışırız ee baştan alalım o zaman ben Tarık Tekelioğlu adımı duymuşsundur mutlaka hatta biraz nefret ediyor bile olabilirsin. Ama düşündüğün gibi gaddar biri değilim beni yakından tanıyınca anlayacaksın yakından tanımak içinde bir arada olmalıyız değil mi benimle alaçatı'ya gelirsen birlikte tekneyle yolculuk yapar çalışırız. Birbirimizi yakında tanırız "

Naz alayla "böylece hızlı gitmemiş mi olacağız. Seninle yan yana hem de teknede mümkün mü? Sürekli nereden saldırıya geçecek diye gerilemem "

Tarık alınmıştı o kadar değil istemeyen bir kadının üzerine zorla atlayacak değildi ya bozulmuş bir sesle "benimle yan yana olmanın nesi kötü korkma üzerine atlamam. Beni tecavüzcü coşkun yaptın teşekkürler yani demek beni öyle görüyorsun"

"ne bileyim yaşadıklarımızı düşününce "

"anlıyorum bu fikrini değiştirmek şart oldu. Böylece benimle gelirsen sana göstermiş olurum. Teknede iki tane kamara var birinde sen kalırsın daha önce olduğu gibi diğerinde ben"

Naz'ın bir yanı gitmek istiyordu. Hala yalanını affetmediği biri ile gitmek ona göre bir şey değildi. Biraz duraladı. Sonra cevap verdi." babamı bırakamam ayrıca daha ben sana affettim demedim oyuna getirip yırtmaya çalışma "

"ama hani anladığını söylemiştin "

"tamam, iş yönünden anladığımı söyledim ama daha yalan söylemeni değil "

"ama onu da anlamıştın hani ilk anda kimliği mi anladığında beni dinleyip dinlemeyeceğini bilmediğini söyledin anlamıştın "

" Hiçte bile o sırada kaza oldu işler karıştı unuttum. Hem babamı bırakıp gidemem. Ay sonuna kadar burada olacağımı söyledim. Tekrar ben gidiyorum diyemem "

"hazırlaman gereken evraklar olduğunu acil olduğunu söylersin "

"yalan söylememi istiyorsun öyle mi? mümkün değil "

"ama kim olduğum hakkında evrak gelmesi hakkında söyledin "

"evet, ama sebebini söyledim sana üzülmesini istemiyorum tamam mı sen git ay sonu geldiğimde istersen görüşebiliriz "

"gelmeyeceksin yani benimle "

"bu istemekle ilgili değil Tarık gelemem anla beni şu şelaleyi gezelim. Akşam gidersin "

"öyle diyorsan "

"öyle diyorum "

Yola koyuldular

........................................

Continue Reading

You'll Also Like

528K 47.4K 36
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
109K 12.7K 33
değişiyorsun, dayanamıyorum
H. Köyü By korkusever

Mystery / Thriller

8.4K 196 14
1960'ların sonunda askerlik görevini öğretmen olarak yapmak üzere H. adlı köye bir yıllık zaman dilimi için giden Ahmet'in gerilim dolu, gizemli ve a...
169K 9.1K 59
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..