Yalancı yarim - Ateşle Dans

By TCmmGnay

9.2K 1.1K 11.4K

Hikayeyi daha sonra yazdığım ilk hali ile yayınlayacağım, ben bu hikayeyi yalancı yarim karakterlerini kullan... More

tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Bölüm 76
Bölüm 77
özel bölüm 1
özel bölüm 2
özel bölüm 3
özel bölüm 4
DUYURU

Bölüm 30

81 7 38
By TCmmGnay

sevgili okuyucularım şurada iki elin parmaklarını geçmiyoruz. yıldıza dokunursanız beni daha mutlu edersiniz teşekkürler 



Naz aldatılmışlığın kandırılmanın acısını hissediyor bir yandan yaptıklarını geçirip daha bir üzüntüsünü katlıyordu. Aynı anda korkunç bir öfke vardı içinde başını karanlığa dikmiş kendine söyleniyordu. "aptal kız her şey o kadar açıktı ki ama sen anlamadın ikbal cadısının tavırları Bülent beyin tavırları her söylediğinin hemen yerine getirilmesi açıktı işte ama sen bir türlü kavrayamadın şapşal ya da anlamak istemedin seninle ilgileniyor olması peşinden koşması hoşuna gitti. Sanki peşinden koşan tek o olmuş gibi off baş düşmanına yemek servisleri yaptın teknesinde çalıştın asıl hastalandı iyileştirmek için yapmadığın kalmadı birde yatağa taşıdın doktora gitti mi acaba of Naz giderse gitsin hatta gitmesin daha beter olsun acıdan kıvransın " iç muhasebesi yapıyordu. Ne kadar kızsa öfkelense de arada merak da ediyordu.

Mert yan gözle bakıp Naz'ın şekilden şekle giren yüzüne bakıyordu. Elini omzuna koyup "iyi misin "?

Naz dönmeden "iyiyim mert sen devam et "

Mert rahat etmesini istiyordu."Yoruldunsa dinlene biliriz "

"Yok iyiyim "

Bir süre daha yol aldıktan sonra artık mert de esnemeye başladı. "burada biraz mola versek iyi olacak bir kahveye ihtiyacım var "

Naz "olur " yol üzerindeki mola yerinde durdular. İnip bahçedeki masaya geçip oturdular. Naz öylece etrafa boş boş bakıyordu. Hala sanki olanları algılayamamış gibiydi. Mert bir süre Naz'ı izledi. Konuşmaya girmek istiyordu. Ama Naz'ın vereceği tepkiden korkuyordu.

Mert kahveler geldiğinde bir yudum aldıktan sonra cesaretini toplayıp elini uzatıp elini tutup "Naz seni seviyorum üzme bu kadar kendini tekrar deneyebiliriz "

Naz tutulan eline baktı sonra mert'e "mert yürümez neden anlamıyorsun asla sevgim arkadaşlığın ilerisine geçmedi ."

"Benim sevgim ikimize de yeter "

"yetse ayrılmazdık lütfen ümitlenme seninle geliyor olmam bu durumu değiştirmeyecek anla lütfen "

Naz iki elini tutup "harika bir arkadaşsın zor zamanlarımda daima yanımda oldun destek oldun ama bu kadar daha fazlasını bekleme lütfen seni seven ama gerçekten seven biri mutlaka çıkacaktır karşına bana takılıp kalma "

Mert tutulan ellerline baktı gülümseyerek "ben ümit etmekten vazgeçmeyeceğim Naz bir gün sende beni seni sevdiğim kadar seveceksin İstanbul da hata yaptım sen ne zaman istersen o zaman olur "

"mert sen beni dinlemiyor musun "?

"dinliyorum ama sözlerden farklı hareketler bana ümit veriyor "

Naz tuttuğu eli hızla bırakırken "yanlış anladın senin böyle takılıp kalmana üzüldüğüm için sözlerimle seni kıracağımı düşündüğümden tutup hafifletmek istedim yanlış anlamlar çıkarma tamam mı "?

"olsun ben ümit etmeye devam edeceğim "

Naz derdini anlatamamanın sıkıntısıyla bozuk bir sesle "Sen bilirsin mert ama boşuna beklemiş olacaksın bunu bil "

Mert kırgın bakarak "onun yüzünden mi "?

Naz ne söylerse söylesin dinlemeyen Mert'e ne söyleyebileceğini düşündü onca yıllık dostunu kırmak üzmek istemiyordu."hayır, aramızda düşündüğün gibi bir aşk olmayacağından "

Mert yeniden bir ışık görmüş gibi sevinerek "Ama daha önce olmuştu "

Naz Mert'in yüzündeki gülümsemeyi görünce geçmişi tam anlaması için açıklamaya girişti."o aşk sevgi değildi dostluktu ben yapabilirim sandım ama olmadı biliyorsun ."

Mert iç ses "denemekten asla vazgeçmeyeceğim Naz ve sonunda evet demeni sağlayacağım tekrar bunu eninde sonunda anlayacaksın " kahvesinin son yudumunu da dikip "kahven bittiyse kalkalım mı "?

Naz mert in sert çıkışı dolayısıyla anlatabildiğini düşündü."Bitti kalkalım "

Tarık kaptanın kolunda çarpık bir gülümseme ile kapıda duruyordu yıkıldı yıkılacak şeklide

Tarık hafif sırıtarak "anne "

Belgin kapıyı açtığında Tarık'ı öyle görünce çığlık atıp telaşla bağırdı."Tarık oğluşum aman allahım birde iyi dediler bana ne bu halin "

Tarık eliyle gösterirken "boğazım "

Belgin bir koluna girip içeriye çekerken "Ah ne diye haber vermediniz kaptan bu hale nasıl geldi "

Kaptan içeriye girerken "bilmiyorum efendim ben teknede bıraktığımda sapasağlamdı sonra bu halde bulduk sanırım bir önceki gibi güvertede uyumuş kalmış "

Belgin kanepeyi göstererek "uzatın şuraya doktora gittiniz mi? ah biliyordum ben zaten içime doğmuştu "

Kaptan elindeki poşeti gösterip "oradan geliyoruz "

Filiz esneyerek indi merdivenlerden "ne oluyor anne sabah, sabah çığlığın yukarıdan duyuldu."

Abisini kanepede uzanır görünce yanına giderken ""abi "

Hemen yanına gelip diz çöktü "geçmiş olsun ne oldu "

Tarık cılız bir sesle "iyiyim ben biraz boğazım geçer birazdan yoruldum ondan"

Hulusi üzerinde kahverengi sabahlığı ile esneyerek inerken "ne oluyor ya sabah, sabah " merdivenleri indiğinde filiz ve belgin'i Tarık'ın başında görünce "Tarık "

Hepsi başına dikilmiş nasıl bu hale geldiğini anlamaya çalışıyordu.

Filiz "neyse belgin sultanın bakımı ile iki günde ayaklanırsın sen "

Belgin oğlunun yanına oturmuş başını dizlerini almış saçlarını okşarken öpücükler konduruyordu oğluna "iyi ederim ben oğlumu ah nasıl canın yanıyor kim bilir aldın mı ilaçlarını "

Kaptan "hastanede bir tanesini yaptılar "

Belgin üzüntüyle "o kadar kötü o zaman "

Kaptan başını evet der gibi sallarken "Tarık Bey istemedi ama doktor daha çabuk etki edeceğini söyleyip iğne yazdı zorla götürdüm hastaneye gitmek istemedi, yarı baygındı öyle olunca fazla itiraz edemedi. Serum verdiler ateşi çok yüksekmiş düşürdüler sonra biraz kendine gelince hemen çıkmak istedi doktor mesuliyet kabul etmiyorum diye kâğıt imzalattı"

Filiz gülerek gelip abisinin saçlarını okşayıp "ah benim canım abiciğim atamadın şu korkuyu üzerinden ah kaptan bilmezsiniz abim 10 yaşındayken annem hastanede aynı bu şekilde götürdüğünde "

Belgin kızgın bir sesle "filiz ne saçmalıyorsun öyle "

Filiz eğlenen bir sesle "yalan mı unutmadın mı?"

Hulusi uyarırı bir tondaki tınıyla "gitme filiz annenin üstüne biliyorsun kaza geçirince ben yanıma fırlayıp geldi üzme anneni zaten hala içinde korkunç bir sızıdır "

Kaptan "gerçekte mi Tarık Bey "

Tarık "gerçekten kaptan "

Belgin hala o günün üzüntüsüyle bakıp "ama oğluşum babanın ameliyata aldıklarını söyleyince polis aklım gitti sen o ara biraz düzelmiştin hem Ragıp amcan ilgilenir sandım "

Filiz "ay abi 18 yıllık mevzu ama hala korkutuyor seni hastalıklar "

Tarık "korktuğumdan değil hasta olmayı sevmiyorum ondan "

Belgin "ah be oğlum hem sevmem dersin hem de dikkat etmezsin ki hiç kendine sonra böyle yatıyorsun işte"

Tarık elini kaldırıp "söyleneceksen ben tekneye gideyim "

Filiz abisinin ateşine bakarken "sen tekneye gideceksin hem de hastayken öyle mi inanamıyorum abim hasta olduğunda yalnız kalma korkusunu yeniyor mu ne en sonunda "

Tarık eline vurup "dalga geçme burada ölüyorum zaten "

Hulusi gülerken "yalnız olmayacak kaptan ve aşçısı var tabi değil mi "?

Filiz kaşlarını yukarı kaldırıp "hım haklısın babacığım "

Tarık yattığı yerden kalmaya yeltenirken "sizin dalganızı çekemeyeceğim gidip teknemde kendim öleceğim "

Belgin kızgınlıkla "ay susun bakayım baba kız başladınız yine söyleme öyle annem ne biçim konuşuyorsun ben bırakır mıyım seni hiç "

Hulusi sert bir sesle "yat yerine zibidi hemen kapris yapmazsan olmaz bebek gibi "

Tarık "of söylenmeyin başımı çekişle dövüyorlar bedenime iğneler batıyor zaten birde sizin sesinizi çekemeyeceğim kaptan "

Belgin "Tarık tamam susun bakayım hadi seni yukarıya yatağına taşıyalım burası rahat değil "

Tarık başını yukarıya kaldırıp" canım sıkılır "

Belgin "merek etme odana da kurdururum bir televizyon sıkılmazsın "

Tarık odasına taşınmış ihtiyaç duyacağı gerekli olan televizyon oyun konsolu getirilmişti. Tarık'ın odası siyah beyaz renkler hâkimdi. Kapının hemen yanındaki duvara dayalı siyah bir gitar yatağının kenarında oyuncak yarış arabaları minyatür klasik arabalar süslüyordu. Kaptan ve belginin yardımı ile yatağına uzandı.

Tarık' ı merdiven çıkmak oldukça yormuştu. Gözlerini kapatıp "teşekkürler kaptan gidebilirsin "

Belgin eliyle buyur yapıp "ben sizi geçireyim kaptan " onlar odadan çıkında Tarık gözlerini açıp derin bir of çekti. Gözlerini kapatınca kendine öfkeyle bakan siyah gözler geliyordu. Elini saçlarından geçirip "ne yaptı acaba hıh ne yapacak tabi o adamla gitti"

Bu ara belgin her zaman yaptığı çaydan yapmış Tarık'ın içmesi için bırakmış sonrasında çorba yapmaya koyulmuştu. Tarık yoğun ilgiden bunalmaya başlamıştı. Kendini bitkin huzursuz mutsuz hissediyordu. Sanki içinde kocaman bir boşluk vardır. Annesi sürekli başında dönüp duruyordu.

Tarık bıkkın bir sesle "anne yeter yoruldum sende yoruldun git dinlen bende uyuyayım kendime geleyim "

Belgin oğlunu bırakıp gitmek istemiyor koltukta sabahlamak istiyordu. Tarık annesinin daha fazla yorulmasını istemiyordu. Sonunda annesini gitmeye ikna edebildi.

Mert ve Naz sabah saatlerinde İstanbul'a geldiler. 9.30 gibi Naz'ın evinin önüne geldiler.

Mert kapıda durdurup indi.arkaya geçip valizi indirdi.

Naz da aynı anda inmişti "getirdiğin için teşekkürler mert "

Mert valizi kapıya kadar getirip bırakırken "lafı bile olmaz Naz Ayşe gitmiştir şimdi geleyim yalnız kalma "kabul etmesi için içinden dua eder gibiydi. Son çırpınışlarıydı. Bir şekilde Naz'ın yanında olmak destek olmak istiyordu. Destek olmalarla tekrar yakınlaşmak istiyordu.

Naz bu defa ümit vermek istemediğinden sert bir sesle "yok, gerek yok sen işine bak duş alıp dinleneceğim merak etme sen, iyi olacağım ben "

Mert ısrar etmeye devam ediyordu."Gelseydim içim rahat etmeyecek "

Naz izin verirse ümit etmeye devam edeceğini bildiğinden yalnız kalmak istemese bile ret etti. "mert kendime bakabilirim hep baktım zaten uzatma "

Mert yinede ümit etmeye ısrar etmeye devam ediyordu. Duygusal anlarında yanında olursa yeniden birlikte olmaya başlayabileceklerini ümit ediyordu. "peki, ihtiyacın olursa çaldırman yeter hemen koşup gelirim "

Naz kırmamak adına "olursa çaldırırım güle güle tekrar teşekkürler " ama aramayı hiç düşünmüyordu. Aramayınca inşallah peşimi bırakır diye düşünüyordu.

Naz asansöre binip çıktı kapıyı açarken mahide kapıyı açmış çöpü çıkarıyordu.

"aa Naz kızım geldin mi "?

"Geldim mahide teyze sende gelmişsin "

"öyle oldu sıkıldım sürekli evde kapalı hiç olmazsa burada tanıdık birkaç yüz var onlarla sohbet etme fırsatım oluyor orda kimseyi tanımıyorum Taner ise sürekli çalışıyor sen neden erken döndün bakayım "

Naz esner gibi elini ağzına kapatıp esneme hareketi yapıp "işten ayrıldım çok yorgunum sonra konuşsak gece boyu yolculuk yaptım "

Mahide tamam der gibi elini sallarken "tamam, kızım hadi dinlen sonra uğrarım konuşuruz "

"tamam "kapısını açtı içeriye girdi.

Belgin oğluşunun etrafında dolanıyordu. Ne yapacağını bilemiyor yanından hiç ayrılmıyor eli sürekli onu okşuyor sevgi sözcükleri sıralıyordu. Ama Tarık bu söylemlere hiç cevap vermediği gibi sanki bu ilgiden sıkılıyor gibiydi. Konuşmuyor iyiyim deyip geçiştiriyor. Yataktan hiç kalkmıyordu.

Sadri otele geldi önce bilgi işleme uğradı masada herkes çalışıyordu. "günaydın arkadaşlar "dedi ama gözü Ayşe deydi. Ayşe başını kaldırıp bakmadı bile

Sadri iç ses "anlaşıldı hala çok kızgınsın " sonra biraz daha oyalanmak adına klişe soruyu sordu. Bir gözü sürekli Ayşe'ye bakıyordu. "bir sorun var mı "?

Şef "yok efendim "

Sadri "peki iyi çalışmalar " son kez bakıp çıktı. Artık daha fazla durmasının bir anlamı yoktu. "bir kere yüzüme baksan Ayşe'm ne olur sanki "

Naz herkesin yanında dik durmuştu ama kapıdan girdikten sonra yavaşça yere yığıldı. Cenin pozisyonunu alıp hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Ağladığı için kızıyor ama ağlamasını durduramıyordu. Bir süre sonra orada ağlayarak uyudu kaldı. Bavulu bir yanda kendi bir yanda

Öğleden sonra yavaşça gözlerini açtı. Etrafına bakındı uyuduğu yere baktı. "değmeyecek biri için yaptığına bak kalk Naz o senin aileni ayırdı. Kalk silkin kendine gel " ayağa kalktı. Başını dikleştirdi. "çok acıkmışım doğru yemek yapmaya çok bilirsin ya " dolapları karıştırdı. Ayşe yine dolabı doldurmuş yemekleri hazır etmişti. "canım arkadaşım nasıl da bilir en sevdiklerim "derken sesi kısıldı bu konuda sahilde konuştukları aklına geldi. Başını salladı "düşünme "

Yemekleri ocağa koyup ısıttı. Masaya hazırladığı anda kapı çaldı. "of mahide teyze tam zamanıydı sanki "gidip kapıyı açtı.

Mahide elindekileri gösterip yalnız canım istemedi hadi birlikte yiyelim "

Naz "tamam " deyip içeriye buyur etti. Yemekler yenirken mahide tarafından sorguya alındı. Sadece otelin yeni sahibinin kim olduğunu öğrenmesi ve yeni iş bulamaması sonucu döndüğünü onun için çok üzüldüğünü anlatmıştı.Amerika ya giderken yeterli parasının olamayacağından bahsetti. Mahide destek olacağını söylemiş Naz kabul etmeyip sonunda kefil olup kredi işinde anlaşmışlardı.

Ayşe otelden iş çıkışı çıktı durağa giderken yine önü kesildi "Ayşe lütfen konuşsak"

Ayşe yüzüne bile bakmadan "bir süre görüşmeyelim demiştim sanırım şu anda konuşacak bir şey yok "

Sadri ellerini sıktı "lütfen böyle bitemez " Ayşe yanından geçip giderken Sadri arkasından bağırdı" senden asla vazgeçmem Ayşe tamam şimdi kızgınsın ama bu burada bitmedi bunu bil "

Ayşe eve geldi içeriye girdi Naz'ı geniş kanepeye oturmuş öylece televizyonun karşısında sürekli kanal gezerken buldu. Yanına gelirken "hoş geldin canım "

Naz elindeki kumandayı sehpaya bırakırken kalkıp "hoş bulmak isterdim "

Ayşe yanına gelip sarılırken "nasıl hissediyorsun "

Naz da Ayşe'nin sarılmasına karşılık verip "berbat sanki ağzımda kekremsi bir tat var gibi hala nasıl kandım diye kızıyorum kendime "

Omzuna yaslanan Naz'ın başını okşarken "nereden bilecektin ki "

Naz içinden "oda böyle okşuyordu "başını sallayıp "aslında biraz dikkat etsem anlardım ama işte aptal kafam anlamadım "

Ayşe başını sallayarak kaldıran Naz'a bakıp arkasına koydu elini yanındayım demek ister gibi sıvazladı. "Kendine hakaret etme Naz hadi ne yapalım ne dersin film partisi kafamızı dağıtmaya iyi gider "

Naz masaya konan poşetin içinden görünen film kasetlerini gösterip "bakıyorum zaten hazırlık yapıp gelmişsin "

"Aynen "

Belgin oğlunu yattığı yatağın yanına oturduğu koltuğu yaklaştırıp oğluşunun saçlarını okşarken "bir istediğin var mı oğluşum "

Tarık okşanan saçlarıyla yüzünde zoraki bir sırıtışla "yok, anne sadece uyumak istiyorum " oysa hasta iken annesinin sürekli ilgisini isterdi. Şimdi bu ilgiden sıkılır olmuştu.

Her zamankinden daha huysuz olan oğlunu yalnız bırakmak istemiyordu."tamam, bir şey olursa ben buradayım sen uyu annem "

Her zaman yanında olmasını isterken şimdi istemiyor yalnız kalmak istiyordu Tarık "anne git yat başımı beklemene gerek yok iyiyim "

Belgin oğlunu huysuzluğunu anlamış bir derdi olduğunu düşünürken yalnız bırakmadı. "olsun sen uyu "

Kendinden annesi ile uğraşacak gücü bulamadı. Her yeri ağrırken birde içinde oluşan boşlukla uğraşıyor kalbi sızlıyordu."iyi sen bilirsin "

Tarık yatakta arkasını dönüp gözlerini kapattı. Uyumak istiyordu ama nedense gözlerini kapatmasına rağmen bir türlü uyuyamıyordu. Gözlerini kapattığı anda ona öfke ile bakan iki siyah göz görüyordu. Sıkıntıyla döndü oflayarak

Belgin oturduğu koltukta hafif dalmıştı. Tarık'ın sesi ile zıplayıp uyandı hemen dönüp elini alnına koyup "annem canın mı yandı. Bir şey ister misin "?

Tarık hafif gözlerini aralayıp "yok anne "

Belgin oğlunun acı çekiyor oluşuna katlanamıyordu. Acısını nasıl giderebileceğini düşünüyordu."boğazın çok acıyorsa sıcak ıhlamur yapayım "

Tarık başıyla hayır deyip tekrar döndü. Yediği ağrı kesicinin etkisi ile bir süre sonra daldı.

Tarık arabadan doğa pansiyonun önüne geldi. Naz dışarı çıkınca önüne geçti. "beni kovmadan beni dinle Naz lütfen bak yalan söylemek istememiştim ama ilk önce selim bey istemedi sonra sen benim yüzümden otelden ayrılınca nedenini öğrenmek istedim. Ayrıca senden çok etkilenmiştim. Baban için çok üzgünüm keşke daha önce seni tanımış olsam bir yolunu bulmak için çaba harcardım Neden nefret ettiğini öğrenince benimle birlikte olmak istemeyeceğini bildiğimden söyleyemedim. Beni tanımanı istedim. Ayrıldıktan sonra çok düşündüm Naz seni seviyorum."

Sanki boğuluyormuş gibi ses çıkararak yataktan doğruldu. Belgin aynı anda fırladı "Tarık oğlum iyi misin "?

Tarık yutkundu "anne su "

Sanki nefes alamıyordu. Sanki boğazında bir şeyler tıkanmıştı. Bir yandan boğuluyor gibi bir öksürükle derin, derin nefes alıp vermeye çalışıyordu. Belgin hemen suyu verdi. Tarık öksürürken yudum, yudum içmeye çalışıyordu ama bir türlü öksürüğüne engel olamıyordu.

Belgin telaşla "annem ne oluyor Tarık yavrum Hulusiiii ah "

Tarık suyunu içerken elini kaldırıp sakin olmasını işaret ediyordu.

Hulusi duyduğu sesle fırladı koştu "ne oluyor burada "

Filiz sesleri duyunca fırladı "abi "

Tarık nihayet nefesini normale döndürdü "sakin olun iyiyim sanırım nefes boruma tükürüğümü kaçırdım. Bademciklerim şişince hep oluyor ya "ellerini yukarı kaldırıp sakin olun hareketi yaptı. "tamam geçti. "

Belgin telaşla "ben sana sıcak bir şeyler yapıp geleyim "

Tarık yine o ne olduğu belli olmayan acı tadı olan içecekten içmek istemiyordu. Yutkunarak öksürüğünü geçirmeye çalışıp "anne gerek yok "

Belgin ısrarlıydı. Yine özel karışımından yapıp rahatlamasını sağlamak istiyordu." Yok, yapayım ben hem sakinleşirsin hem de boğazını rahatlatır "

Tarık en sonunda pes edip annesini uyarma gereği duydu."peki, ama lütfen şu karışık yaptığından yapma tadını sevmiyorum "

Belgin "Tamam, sadece ıhlamur "

Filiz alaylı bir sesle "ağabeycim yine dizdin hepimizi başına "

Hulusi "filiz abin isteyerek mi öksürük krizi geçirdi "

Filiz "hemen kızma babiş sadece takılayım dedim abime "

Hulusi oğlunun saçını okşarken "iyisin değil mi "?

Tarık sadece başı ile onayladı. Sonra yatağa uzandı.

Filmin yazıları akıp giderken ikisi de korku ile birbirine sarılmışlardı. Aynı anda bir ses duydular daha sıkı sarılıp korku ile birbirlerine baktılar.

Naz yutkunup "gelmiş olamaz değil mi "?

Ayşe korkuyla bakıp "saçmalama Naz yok gelmiş olamaz. O ses yukarıdan geldi sanırım yine Aysel Hanım inliyordu "

Naz korkuyla önce yukarıya baktı sonra Ayşe'ye dönüp "öyle olmuştur değil mi?"

"Merak etme bak dinle hala sesi geliyor yine romatizmaları tuttu sanırım "

"ben hala inanamıyorum ay Ayşe derdimiz ne bizimde böyle gerilim izledik "

"neden olacak o salakların yüzünden ya salya sümük ağlayacaktık yoksa hem de hiç değmeyecek iki şapşal için "

"haklısın değmezler "

"evet değmezler ikimiz de aptal yerine koyup yalan söylediler "

"haklısın aslında ilk anda açık verdi ama ben anlamadım nasıl bu kadar aptal olabildim bilmiyorum "

"nasıl açık verdi "

"oteli onun satın aldığını öğrenince terk ediyordum. Geldi benim yüzümden oteli terk ediyor muşsun diye sordu. Düşünsem anlardım ama kendini ne sanıyorsun sen ya neden senin yüzünden ayrılayım otelin yeni sahibi yüzünden dedim. Yeniden tanışalım derken soyadını söylerken duraladı sonra ilginç bir açıklama getirmişti. İkbal'in tavırları Bülent beyin tavırları birer ipucuydu her şey gözümün önündeydi ama ben görmek istemedim"

"peki, seni bu kadar kör eden şey ne oysa ayrıntılara fena takılırsın hemen fark edersin "

Naz omuzlarını silkelerken "bilmem "

"ne hissediyorsun "

"sanki içimde kocaman bir boşluk var kendimi aptal gibi hissediyorum içim acıyor bir yanım öfke dolu tanrım hasta olduğunda güneşte kalmasın serin yere götüreyim diye ne kadar çok emek sarf ettim. "bir an durdu "acaba nasıl oldu "

Ayşe inanmaz gözlerle bakıp "anlamadım "

Naz şaşkın "hı neyi anlamadın "

Ayşe bilmiş bir gülümseme ile "Sen biraz önce nasıl olduğunu mu merak ettin doğru mu duydum "

Naz ne diyeceğini bilemedi onu mu merak etmişti. Onu kandıran oyuna getiren yalancıyı ailesini dağılmasına neden olan adamı sessizce "bilmem öyle mi dedim "

Ayşe uyarır bir sesle "Nazzz dalga geçme nasıl oldu acaba dedin duydum bunu merak ettiğine göre söylediğin kadar öfkeli değilsin sanki oysa iflasa sürükledi diye bulduğun yerde boğmak istiyordun onu batırmak için türlü planlar yapmıştın"

Naz derin bir nefes alıp verdi mahzun bir sesle "aslında boğacaktım hatta tek bir hareketle boynunu kırıverecektim ama yapamadım "

"peki neden "

Naz birden kendini savunmaya geçti. Öfkeyle "hep sizin yüzünüzden "

Ayşe Naz'ın kıvırmaya çalıştığını anlamıştı. Tavrına inanamıyordu. "Bizim mi ben ve başka kim engel oldu hem de yanında bile değilken "

"sen ve ümit hatalı olanın babam olduğunu ödeyebileceğinden fazla kredi aldığı iş dünyasının böyle olduğunu eğer doğru strateji belirlemezsen böyle tepe taklak gidilebileceğini söyleye, söyleye öfkemin aptalca olduğunu sebepsiz olduğuna inandırmışsınız "

Ayşe Naz'ı dikkatlice inceledi bu kadarını bile söylemesi hayra alamet değildi. Bir şeyler değişmişti Naz da "hayret bu ne değişiklik "

Naz kedisindeki değişimin nedenini hala çözememişti. Neden o anda bırakmış neden bir iki vurmamış öylece bırakmıştı ki iflas ile ilgili düşünceleri değişse bile ona yalan söylemiş kandırmıştı. Otelden neden ayrılmak istediğini anlatmıştı bir yerde söylemeliydi. En azından ayvalık gezisinden sonra açıklamalıydı bunun için bile dayağı hak ediyordu. "ne bileyim galiba gezilerde gösterdiği bazı yerler var ki kaybettiği oda aslında o dönem pekiyi geçmemiş ayvalıkta bir yer var ki tanrım bayıldım. Önü deniz arkası orman tek bir villa varken 3 parsele bölüp satmış birde ilginç bir özelliği var deniz yükseldiğinde küçük bir adaya dönüşüyor. Hele cunda da bir tatil köyü orası dersen cennet sadece denizden ulaşım harika bir koy bana söylediği bunlar teknesi varmış şimdikinden daha büyük daha birçok gayrimenkul"

"e o zaman yalan söylemekte haklı desene bakıyorum sanki adını gizlese de birçok şeyi sana aktarmış "

Naz kendine hayret ediyordu ama iflas olayı yüzünden artık kızmadığını anlamıştı."haklısın ama bunları yalan söylemeden de öğrenmemi sağlaya bilirdi işte bunu hazmedemiyorum o yüzden bu kadar öfkeliyim. Doğru söyleyip sadece iş dünyasında yapılması gerekeni yaptığını anlatmaya çalışmış olsa daha farklı olurdu diye düşünüyorum. "

"sende ondan hoşlandın "

"bilmem galiba kaza geçirdiğimde öyle ilgilendi ki yalnız fena maço bu konuda herhalde sürekli papaz olurduk aman neyse boş ver. "naz sorgulamak düşünmek istemiyordu.

"çabuk yelkenleri indirmiş gördüm ne zaman düşündün bu kadar şeyi "

"sabaha kadar mert ile yolculuk ettik herhalde gün boyu da çoğunlukla uyumadım."

"peki, şimdi kapı çalsa gelse "

"umarım gelmez şu anda görmek istemiyorum yalan konusundaki tavrımı biliyorsun o yüzden şansını kaybetti.

Naz kaçmayı denedi yine "Of Ayşe uykum geldi yolculuk yordu biraz uyuyacaktım mahide teyze geldi sonra biliyorsun sordu da sordu "

Ayşe baktı Naz açılmıyor ısrar etmedi. "ne dersin iyi geldi değil mi "?

"hı şimdi nasıl yatacağız Ayşe Hanım iyi geldi ama ben şimdi hayatta yalnız yatamam "

"bende "

"beraber kalalım "

"iyi olur "

Naz korku ile "Ayşe ben susadım "

"git al "

Naz başını yukarıya kaldırırken "cık ben yalnız buradan oraya gidemem "

Etrafta bir sürü kırıntı dolmuştu "baksana şuranın haline neyse yarın sana iş çıktı aslında çokta gerekli değil ama iyi bir temizlik şart oldu sana da terapi olur çok düşünmek zorunda kalmazsın "

Naz sıkıntılı "iyi yarın yaparım su alsak "

Ayşe "tamam, beraber gidelim bende susamıştım zaten baksana hepsini silip süpürmüşüz "

"korkudan yediğimizin farkında bile değiliz yine bize kilo selülit olarak geri dönecekler biliyorsun değil mi "?

"daha onları dert edecek kıvama gelmedik canım "

"bilmem sanki ben dert etmeye başlayacak gibiyim "

"daha değil yürü "

Suyu alıp geçtiler yatağa yatıp uzandılar ama ikisini de uyku tutmuyordu. Her seste birbirlerine daha sıkı sarılıyorlardı.

......................................................................

Continue Reading

You'll Also Like

880K 70.4K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
489K 16.3K 58
"Bak anlamadıysan eğer tekrar söyleyeyim. Sen bensin. Ve seni sevdiğim günden beri bana aitsin. Seni bırakamam, kaybedemem. Senden asla uzaklaşamam...
74.7K 8.1K 16
Etine dolgun, bol kıvrımlı ve birazcık, çok azıcık tombul bir kız olan Evrim ile sporu takıntı haline getirmiş, sağlıklı yaşam gurusu ve kas yığını D...
2.8K 1.3K 19
Bedeli ister ölüm olsun, ister bir azap. Karşılığı belki acı ve terkedilmek olacaktı. Yada hiçbir şey olmayacaktı. Ama herşeye rağmen kötü kalbine ve...