Yalancı yarim - Ateşle Dans

By TCmmGnay

9.3K 1.1K 11.4K

Hikayeyi daha sonra yazdığım ilk hali ile yayınlayacağım, ben bu hikayeyi yalancı yarim karakterlerini kullan... More

tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Bölüm 76
Bölüm 77
özel bölüm 1
özel bölüm 2
özel bölüm 3
özel bölüm 4
DUYURU

Bölüm 25

62 6 33
By TCmmGnay


Salih listeleri verip "siz bakın karar verince seslenirsin afiyet olsun "

Sadri "teşekkürler "

Ayşe hala gülmesini tutmaya çalışıyordu

Sadri "ne oldu komik olan ne "

"ay birden kendimi eski Türk filmlerinde hissettim hanım kızım falan "

"ee Salih amca eskilerde kalanlardandır. Gülümsediğine göre iyi bir seçim olmuş o zaman burası "

Ayşe etrafına bakındı. Eski ama temiz küçük tahta masa ve sandalyelerle sevimli sıcak bir yerdi. "çok güzel sıcak rahat insan evinde gibi hisseder burada kendini "

" öyle müşterileri de sürekli müdavimleridir rastlantı sonucu gelen çok azdır. Ne yemek istersin "

"bilmem burasını bilen sensin nesi meşhurdur "

"adı üstünde balık lokantası ama ızgarada yaparlar seçim senin "

"balık olsun "

"istersen Salih amcaya bırakalım seçimi ne dersin "

"olur "

Siparişler verilmiş mezeler konmuştu masaya bir an ikisi de ne söyleyeceğini bilemedi. Önlerindeki yiyeceklerle ilgilenmeye başladılar

Ayşe "dediği kadar varmış kalamarı gerçekten çok leziz"

"öyle "

Buna benzer konuşmalarla geçti bir süre sonra yine sessizlik oldu.

Sadri "istersen sorularını sırayla cevaplamaya bilirim hala merak ediyor musun "?

"anlatmak istemezsen şart değil bir an ben öylesine sormuştum "

"olsun ben yine cevaplayım hımm ne sormuştun nerede doğduğumla başlayım istersen hastanede "

Ayşe şaşkın bakıp "hı anlamadım "

"pardon şaka yapmak istemiştim elbette hastanede olacak değil mi başka nerede olabilir ki Beşiktaş yazıyor nüfusumda şu anda yaşadığım evde yine Gülçin sultanın söz dinlememesi sonucu biraz erken dünyaya gelmişim. Erken doğan kişilerin sabırsız oldukları söylenir ama ben tam tersiyimdir her şeyim rahattır ben aceleye gelemem ama işte annem her zamanki gibi o zamanda yardımcı istememiş babam o aralar daha söz dinlermiş yada annemi tam tanımadığından istemem deyince kabul etmiş 7 . ayına girince daha çok dinlenmesi ve yatması gerekirken hazırlıklara daha bir dalmış yok oda hazırlığı birde evin işi derken bir gece sancılanmış apar topar hastaneyi boylamışlar doğum başlamış diyormuş doktor annem daha evde hazırlığım bitmedi doğamaz diyormuş neyse esprili bir hemşire eh artık doğan kim olursa onunla beraber devam edersiniz bebeğin orada canı sıkılmış herhalde annem çok yoruldu yardım edeyim diye erken davranıyor çaresiz geri döndürme şansımız yok demiş yani anlayacağın 7 aylık olmuşum bundandır yoksa aceleci oluşumdan değil sonra sitede geçti çocukluğum arkadaşlarla sonra koleje başlayınca Tarık girdi hayatıma sonra beraber takılmaya başladık sonra üniversite geldi hukuktan mezun olduğum yıl Tarık da ekonomiden mezun oldu aynı yıl babası kalp krizi geçirdi ve tabi ekonomik krize girildi batmak üzereyken aldı şirketi beni de yanına yardımcı aldı ve işte beraber şu anki duruma geldik inşaat tekstil turizm banka birde büyük bir alışveriş merkezi var hepsinin arsında mekik dokumaktan yakında pestilim çıkacak "

Ayşe doğumu ile ilgili bölümlerin bazı yerlerinde kahkahayı bırakıverdi "sanırım annen fazlaca titiz "

"Fazlası az bile bazen deli ediyor bizi neyse artık sonunda benimle uğraşmaktan yoruldu da rahat ediyorum artık odama karışmıyor tek şartı var odanın kapısı kapalı olacak yoksa yandım o gün dışarı bırakmıyor toplatmadan bende akıllıyım o kalkmadan kapımı kilitliyorum "

"bu söze göre sende sanırım biraz dağınıksın"

"Yok, sadece koyduğumu tekrar koyduğum yerde bulmaktan hoşlanıyorum yoksa benimde kendime göre bir düzenim var yani " dağınık olan insanların genel savunması olan bir savunma yapıp kurtulduğunu sanıyordu.

Ayşe gülümseyerek "kesin "

"Neden öyle söyledin "

"Genelde dağınık ve tembel olan insanların tavrıdır söyleminde ondan "

"Eğer dağınık olan kişilerden hoşlanmıyorsan biraz zor olur ama toplu olmaya alışabilirim istersen "

"ben niye isteyim ki ama belki ileride evlenmeyi düşündüğün kişi isteyebilir "

"belki sen olursun "

"şu an için bu çok erken bir söz olmadı mı ki bugünkü terslikleri düşünürsek asla düşünmemiz gerekir bence "

"nedenmiş o "

"daha ilk başta başladı terslikler arkasında kaza uygun olmayan bir lokanta daha ne olsun "

"birincisi randevumuzun gecikmeli olması çalışan patron farkından oldu. Şevval normalde Tarık'a sormadan ayarlamayacağı randevuyu çalışan olmamdan dolayı sorma gereği bile duymamasından oldu. Kazaya gelince sanırım gereğinden fazla heyecanlıydım dikkatim dağıldı. Lokantaya gelince ilk izlenim önemlidir ya ne kadar önem verdiğimi sana anlatmak için öyle bir yer düşünmüştüm. Bir kaç terslik oldu diye baştan geri adım atma lütfen sonrası iyi gidiyor. Ben seninle burada olmaktan çok mutluyum yoksa sen değil misin?"

"sanırım mutluyum "

" ilk defa biriyle birlikteyken hem bu kadar heyecanlı hem de rahatım "

"bende "

"ee sen nerede doğdun hep İzmir de mi yaşadın buraya gelinceye kadar "

Karşılıklı sohbet ederek sorularla birbirlerini tanımaya devam ettiler

Siteye girdiler apartmanın önüne geldiğinde durdu

Ayşe "harika bir geceydi teşekkürler iyi geceler "

Sadri "sağ salim eve girdiğinden emin olmak isterim bir centilmen olarak "

"şart değil ben çıkarım "

"olsun ben gelmek istiyorum. Alırken evden alamadım bari bırakırken kapıya kadar eşlik edeyim "

"sen bilirsin "

Sadri dairesinin kapısına kadar eşlik etmek için arabadan indi. Kapıyı Ayşe açtı asansöre doğru yürürlerken Ayşe "çok güzel bir geceydi. Başlangıcı biraz tersliklerle başlasa da sonu çok güzeldi. Gittiğimiz restoranda her şey güzeldi. "

Sadri uzanıp asansörün çağırma düğmesine bastı Onu önlerinde açılan kapıdan içeriye yönlendirirken gülümsedi. "Bu gece mutlu olduğuna sevindim. Çünkü seni en kısa zamanda tekrar görmek isterim. "

"yarın nasılsa otele gelirsen görüşürüz "

"ben dışarıda diye düşündüm tekrar ne zaman çıkarız "

"Ne kadar kısa bir zamandan söz ediyoruz?"

"Örneğin yarından. "

Ayşe gülümseyip "Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. Benim üstüme bu kadar düşersen, asıl arayış çalışmaların sekteye uğrar. "

Sadri yüzünü asıp " ne arayışı "

"ileride evlenmeyi düşündüğün ruh ikizini bulma arayışı "

"Aslında o kadar berbat biri değilimdir. Sana kendimi kanıtlamam için bana bir fırsat daha ver. "

Ayşe ne cevap vereceğini düşünürken üçüncü katta geldiler asansör durunca asansörden indiler Sadri hala Ayşe den bir cevap bekliyordu. Ama hiç ses vermediği gibi onu duymamış gibi çantasını karıştırıyordu. Ayşe bir yandan düşünürken anahtarını bulmaya çalışıyordu. Sadri daha fazla dayanamayıp eliyle koluna dokundu. Ayşe başını kaldırınca birbirlerine ne kadar yakın olduklarını anladı ama bir türlü geri adım atamıyordu. Gözleri buluştu bir an öylece kaldılar. Sadri onun yüzünü ellerinin arasına aldı, ağır çekimde gibi yavaşça eğilip iyice yaklaştı. Ayşe yutkundu ne olacağını biliyor engel olması gerektiği bir an geçti ama hareket edemiyordu. Dudakların birbirini buldu. Sadri'nin niyeti sadece küçük bir öpücüktü iyi geceler öpücüğü gibi hayır cevabı almak istemediğinden cevabını geciktirmek yada unutturmak istemişti ama ne var ki, o kadarla kalmadı.

Öpüşme ikisinin de denetiminden çıkarak derinleşti, hızla gelecek vadeden bir veda dokunuşundan ötelere kaydı. Sonunda birbirlerinden koptuklarında orada ne kadar zaman kaldıklarını ikisi de kestiremeyecekti.

Sadri "Ben... "diye kekeledi

Ayşe özür cümlesini duymak istemediğinden parmaklarının dudaklarına sus işareti yapar gibi dokundu. Sadri'nin kelimeleri öylece kaldı yumuşacık dokunuş ile bunun daha iyi olduğunu düşünüyordu, çünkü o öpüşme için özür dilerken kendini tam bir aptal gibi hissedecekti.

Ayşe , "Söyleyeceğin şeyi duymak istemedim, " bir adım gerileyip anahtarını çıkartıp kapıya taktı açtı. "Mükemmel bir geceye yaraşır bir son oldu bu. " içeriye girmesi gerekiyordu bir adım attı ama devam edemeyip bir an duraladı ama dönüp yüzüne de bakamıyordu

Sadri hafifçe öksürerek "Öyleyse artık içeriye girsen iyi olur, "

Ayşe yüzünde garip bir ifadeyle döndü baktı sonra karanlık kapıdan içeriye baktı "Doğru. Girsem iyi olur. "

Sadri ne yapacağını bilemedi aslında içeriye girmek istiyordu ama çok hızlı gidip onu korkutmak ya da yanlış bir fikre kapılmasını istemiyordu. Onu çeken bir çekimi vardı ve her şey düzgün ilerlesin istiyordu. "şey iyi geceler harika bir geceydi her dakikasından zevk aldım. Sabah istersen beraber gidebiliriz önce otele geçeceğim "

"Hayır "

"neden "

"akşam otelden birlikte çıktığımız görenler birlikte döndüğümüzü görürlerse hoş olmayan dedikodulara neden oluruz. Bende böyle bir durum olsun istemiyorum arkadaşlar hoş bakmayacaktır sanki bir ayrıcalığım varmış izlenimi olsun istemiyorum "

"Haklısın düşünemedim peki yarın seni arar konuşuruz "

"tamam iyi geceler bu güzel gece için teşekkürler"

Ayşe içeriye girip kapıyı ardından kapatıp sırtını kapıya yaslayıp derin bir soluk aldı.

Sadri kolları iki yanında sarkmış halde dikiliyor, o öpüşmeden beri tuttuğu sandığı soluğu sesli bir şekilde koyuverdi. Sonra kapanan kapıya öylece baktı kaldı. Sonra birden silkinip "oğlum Sadri ne bekliyorsun yürü eve "

Tarık bardan çıktıktan sonra elini Nazın omzuna attı Naz uyarır gibi baktı."hızlı gitmiyor muyuz!?"

Tarık "sevgilim değil misin buna da izin ver bak karşıda seni bekleyenler var o yüzden kusura bakma çekmem"

Naz gösterdiği yere bakıp " iyi tamam "

Tarık bu adamların beklemesinin nedenini sorgulamaya başladı. Her müşteriye gülümseyerek servis yapıyordu. Bunun en büyük etken olduğunu düşünüyordu. Bunu da dile getirdi. "Müşterilere o kadar gülümsemek zorunda mısın bak senden yüz buldular karşıda bekliyorlar."

Naz söylediğinin doğru olduğunu bilse de kendini savunmaya geçti. " ben işimi kaybetmek istemiyorum müşteriye güler yüzlü davranmak zorundayız."

Tarık "bu hiç hoşuma gitmiyor çalışmak zorunda mısın"?

Naz "elbette çalışmak zorundayım para biriktirmeliyim Amerika'da lazım olacak "

Tarık yine kendince hemen çözüm üretiverdi. Naz'ın ne tepki vereceğini düşünmeden " çalışmak zorunda değilsin ben sana bakarım. Ayrıca Amerika'ya da para gönderirim"

Naz " hop dur orada bakalım öncelikle ne olacağı belli değil kusura bakma ben kabul edemem"

Tarık" neden kabul edemiyorsun"

Naz" ne o öyle eskilerin tabiriyle metres gibi sevgilim olman her şeyimi karşılamanı gerektirmez ben kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum. Özgür olmalıyım birine bağımlı olmayı sevmiyorum."

Tarık" ama sen benim ... "

Naz eliyle dur işareti yaparak "sen benim Sevgilimsin sahibim değil ben kendi ayaklarımın üzerinde durmayı seviyorum."

Tarık "durmak zorunda değilsin destek olabilirim."

Naz "Tarık bu konu tartışmaya açık değil" hiçbir zaman bir başkasından parasal destek almak hiç istememiş bunu düşünmemişti. Mert ile de bu konuda çok tartışmışlar ve hep Naz ne istediyse o olmuştu. Tekrar aynı sorunlarla karşılaşmak canını fena sıkmıştı.

Tarık kendince yardım etmesine izin vermesi için yönlendirmeye çalıştı. Tabi sadece çalışmakla kaldı. "ben destek olursam sen de okuluna ve yaptığın işlere odaklanabilirsin"

Naz" ben her ikisinde yapabiliyorum"

Ahmet bardan çıkmış Naz ile Tarık'ı atışırken gördü yanlarına yaklaşıp "sizi ya kavga ederken ya da birbirinize dalmışken görüyorum. Hayrola yine hangi konuda anlaşamıyorsunuz "

Naz Tarık ikisi de aynı anda "aramızda "

Ahmet tamam der gibi elini kaldırdı. "bu işi yol ortası yerine gidin başka yerde yapın seyircileriniz var acaba ayrılırlar da kızı teselli etmemiz gerekir mi diye bekliyorlar "

Tarık baktı gerçekten de iki adam onları izliyor "ben onları " derken yürümeye başlamıştı.

Naz kolundan tutup çekelerken "hadi Tarık gidelim yorgunum kavga kaldıracak havada değilim." Tarık ısrar etmemiş arabaya yönelmişti. Otele gelip durdu.

Naz arabadan inmeden "yarın görüşürüz"

Tarık bozuldu. Kuru bir iyi geceler o kadar mıydı yani insan hiç olmazsa yanağından öperdi. Ne o öyle sadece arkadaş gibi tavır beklentisini dile getirdi. "bu kadar mı yani böyle mi vedalaşacağız arkadaşlıktan sevgiliye geçmedik mi ?"

Naz kurallarının ilkini hemen koymuştu."benden bu kadar hemen öyle samimi ilişkiler bana göre değil "

Eğilirken "yanağından bari öpebilir miyim "?

Naz kendini geri çekerken "bunlar benim için erken hamleler Tarık önce birbirimizi tanıyalım sıra onlara da gelir iyi geceler "

Tarık yüzünü asarak "iyi geceler yarın otele gelme buradan alırım seni saat 10.00 gibi "

Naz "ama Bülent Bey "

Tarık " ben hallederim "

Naz yorgunluktan daha fazla uğraşamayacağı için "peki sen bilirsin " el kaldırıp oteline girdi.

Tarık "seni yumuşatacak daha ilginç şeyler bulmalıyım. Ama ne kadınlar kendilerine özel hazırlanan romantik ortamlardan hoşlanırlar. Hııımmm ne yapmalı ne yapmalı " elini şaklatıp "buldum " oteline geldi.

Direk Bülent beyin yanına gitti. İstediklerini söyledi. Sonra odasına geçip pijamalarını giydi. Yatağa uzandı. Elini başının altına koyup "neden sürekli kaçıyor anlamadım gitti. Bakalım yarın ki sürprizimden sonra da bu kadar mesafeli olabilecek misin bakalım " yüzünde gülümseme ile yan dönüp uyku pozisyonunu aldı.

Araba Naz'ın bilmediği yerlerden geçmeye başlayınca " nereye gidiyoruz "

Tarık "farklı yerler görelim dedim. Arkadaşım bir yer tarif etti oraya gidiyoruz "

Araba birkaç ses çıkarıp yolda durdu. Naz yüzünde bilmiş bir edayla

Naz" Ne oldu "

Tarık" Araba bozuldu "

Naz içinden" Ah Tarık ah beni diğer kızlarla karıştırdın hayatının hatasını yaptın belli ki bu taktik tutmuş diğer kızlarda ama ben de tutmaz. Plan muhteşem arabayı ıssız bir yerde bozacaksın. Kesin daha önceden hazırlanmış bir şeylerde vardır bakalım ne hazırladın "

Tarık" insek iyi olacak çok sıcak "

Naz ""sen in ben iyiyim böyle "

"Naz hadi ama "

"İyiyim ben böyle belki bir araba geçerde yardım eder "

Tarık arabadan inip Naz'ın kapısını açıp "Bu yol ıssız insen iyi olur orada pişeceksin"

"Korkma pişmem ben"

"Naz haydi inat etme iner misin şu arabadan aslında bu sana bir sürprizdi lütfen inat etme "

"demek bu bir sürprizdi kaç kişiye uyguladın daha önce kaç kızı getirdin buraya"

" ne kızı Naz ben kızlara oyun oynamam kızlar benim peşimden gelirler İlk defa yapıyorum o da senin için sana özel "

" peki öyle olsun ben dönmek istiyorum"

"Geldik buraya kadar hadi in artık"

Naz başını dikleştirip " inmiyorum "

"sen bilirsin" dedikten sonra kapıyı açıp kollarından tutup çekti.

Naz "ne yapıyorsun bırak beni "

"bırakmıyorum " Tarık Naz'ı omzuna atıp yürümeye başladı. Bulundukları yer bir tarafı ağaçlarla kaplı orman diğer tarafı ise denizdi. Ağaçların alana yakın küçük bir koy vardı. Orada çardak gibi bir şey vardı. Tarık denize doğru yürümeye başladı.

Naz sırtına vuruyordu "indir beni "diye bağırıyordu.Başı aşağıda olunca tüm kan sanki beynine akıyor gibi gelmiş başı zonklamıştı. Tarık ses çıkarmadan yürümeye devam ediyordu.

Naz bağırarak "sen sen dağ adamısın"

Tarık "öyleyimdir genellikle inatçı kızlara karşı "

"ya şimdi anladım beni götürüp zorla sahip olacaksın değil mi "?

Tarık öfkeyle hızla yere indirdi. " bir sürprizi batırmayı senden başkası beceremez. Beni nasıl biri olarak görüyorsun o kadar ahlaksız biri miyim? Tanrım ben ne yapmaya çalışıyorum. O beni neyle suçluyor" hızlı yürümeye başladı.

Naz olduğu yerde kaldı. Tarık arkasına bile bakmıyordu. Yelkenleri indirmemek için ona çok kötü ithamlarda bulunmuştu. Pişman oldu arkasından yürümeye başladı. Bir süre yürüdükten sonra kumların olduğu yere geldi.

Tarık arkasından geldiğini anlayınca yüzünde gülümseme oluştu ama oturuşu tam tersiydi. Çadır gibi dört ağacın üzeri tüllerle kaplanmış tüller rüzgârda uçuş uçuştu. Tülleri sinirle geçip içerde hazırlanmış olan Sedirlerin üzerine oturdu.

Naz yaptığı ayıbı anlamış ve çok üzülmüştü onu kırdığını biliyordu oda arkasından yürümeye başladı yaklaştığında hazırlanan çardağa gördü. Denizin kenarında kumların üzerinde çok harika görünüyordu. Rüya gibi yaklaşıp tülleri kaldırdı içeri girdi "özür dilerim çok ileri gittim"

Tarık yüzüne bakmadan bozuk bir sesle "Evet çok ileri gittin ben o kadar adi biri miyim?"

Naz " ne diyeceğimi bilemiyorum gerçekten çok üzgünüm"

Tarık yanını eliyle gösterirken " gel otur "

Yanına otururken "sürprizi berbat ettim"

" bugün burada denize girelim istedim. Sevgilim olarak sana sürpriz yapmak istemiştim berbat etmeyi başardın."

Naz kırdığını görünce biraz geri adım attı. " tamam, hadi bundan sonrasına bakalım yüzmeye gidelim mi?"

" sen bilirsin"

Naz yüzünü sevimlice yapıp " hadi lütfen gidelim" etrafına bakan Naz "peki üzerimizi nerede değiştireceğiz "

"burada "

"ama her taraf açık "

"ikimizden başka kimse yok"

" ama ben yapamam"

" tamam, sakin ol ben dışarıya çıkarım sen de giyinirsin"

" ama çantam arabada kaldı sen otur"

" Ben çantaları alıp geliyorum"

Tarık gittikten sonra Naz etrafı incelemeye başladı. Arkalıklı tahta sedirler üzerinde krem rengi minderler İle döşenmiş yerlerde etrafta gül yaprakları. İki sedirin arasında büyükçe bir sehpa üzerinde yine çiçeklerle bezenmiş gondol duruyordu.

Naz sedire uzandı başını yastığa koydu beklemeye başladı. Bu arada söyleniyordu. " Plan güzel hazırlanmış romantik ortam hazırla kızı getir aklını başımdan al sonrada hoop yatağa daha çok beklersin. Tarık Efendi sen beni daha tanımadın oyuna gelmiş gibi yapalım bakalım neler yumurtlayacaksın."

Bu arada Tarık eşyaları almış ve gelmişti çantaları bırakıp elindeki piknik sepetini kenara koydu dışarı çıktı. Tülleri kapatıp " Şimdi giyinebilirsin"

Naz" arkanı dön"

Tarık "tamam döndüm " iç ses "sanki daha sonra görmeyeceğim "

Naz iki parça mor bikinisini giydi dışarı çıkıp "ben hazırım denize gidiyorum sen de hazırlanıp gelirsin" Kumlarda koşarak denize geldi kendini ılık sulara bıraktı.

Sadri kapıdan heyecanla içeriye girdi. Ayşe masada önündeki dosyaya bakıyor sonra bilgisayara aktarım yapıyordu. Bir süre öylece izledi. Saçlarını hafif kabarık arkada toplamış üzerinde siyah kısa kollu bir bluz vardı. Gülümseyerek masaya kadar yaklaşıp "günaydın"

Ayşe gülümseyerek ayağa kalktı "günaydın erkencisin "

"öyle oldu "Sadri hızlı birkaç adımda yanına dolanıp eğilip yanağına öpücük kondurdu.

Ayşe geri adım atıp "hişt ne yapıyorsun şimdi ya biri girerse "

Yüzünde bilmiş bir sırıtışla "giremez asansörleri kilitledim açıncaya kadar "elini de söylerken sallamıştı.

Ayşe yineden tedirgin oldu çalışma yeriydi. O da patrondu. Yakalanınca patronu ayarttı denmesini istemiyordu tedirgince " iyi tamam ama biraz uzaklaş lütfen merdivenleri kullanan biri olabilir "

Sadri bu kadar tedirgin olmasını istemezdi. Ama Ayşe raht etsin diye biraz geri adım atıp "tamam, nasılsın "

Ayşe gülümseyerek "iyi gördüğün gibi sen "

Sadri göz kırpıp "bende iyiyim seni gördüm daha süper oldum akşam işin var mı?"

Ayşe başını sallarken sözle de olmadığını onayladı "yok "

"iyi şebnem ferah sever misin "?

Ayşe şebnem ferah bayılırdı. Tüm cdlerini almıştı"çok "

Sadri'nin gülümsemesi daha bir yayıldı yüzüne "harika "

Ayşe başını salladı ne oluyor gibi

Sadri iki bileti gösterirken "akşama iki biletim var gider miyiz?"

Ayşe sevinçle Sadri'ye sarılırken "olur " utanıp hemen geri adım attı.

Sadri yaptığından mutlu otuz iki diş sırıtarak "tamam, çıkışta alırım önce yemek sonra konser "

Ayşe bu defa biraz özenmek istiyordu kendine dünkü akşam yemeğinde hiç özenmemiş günlük kıyafeti ile gitmişti. Götürdüğü yeri görünce çok utanmıştı. Bu defa özenmek güzel giyinmek istiyordu."yok, bu defa evden alsan direk konsere gitsek "

Sadri bozulsa da belli etmedi "peki, nasıl istersen "

Tarık üzerindeki siyah atlet tipi tişörtünü çıkardı. Altında zaten mayo şortu vardı. Arkasından bakarken bir yandan söyleniyordu. "çabuk yumuşadın bu sen değilsin hadi hayırlısı bakalım Naz kim oyuna gelecek göreceğiz " arkasından gelmişti. Bir süre sonra yakaladı öne geçip yüzmeye dalmaya başladı.

Naz kendi ile ilgilenmemesine anlam veremedi. "ne yapmak istediğini bekleyip göreceğiz" Naz yorulduğunda kenara çıkıp uzandı. Gözleri kapatıp denizin sesini karışan kuş sesleri arkadan gelen ormanın sesini dinlemeye koyuldu. Çok rahatlatıcıydı. .

Bir süre sonra Tarık da gelip elinden suları üzerine damlattı.

Naz ne güzel kurumuş birde esen ılık rüzgârın etkisi ile ısınmıştı. Egenin suyu soğuktu oysa kendisi sıcak su severdi. Üzerine buz gibi gelmişti su oysa yüzerken o kadar soğuk gelmemişti. Soğuk su ile irkilince de kızmıştı. Hızla kalkıp sinirle "ne yapıyorsun ya "

Tarık'ın yüzü asıldı. Hala ters davranıyordu. Bugün her gün den daha mı sinirliydi ama sinirinin nedenini anlayamıyordu. " yaptığım yok şaka da yapılmayacak anlaşılan "

Naz sinirle "sulu şakalardan hoşlanmam "

Tarık diğer sedire uzanırken "bunu öğrendiğim iyi oldu bir daha yapmam " sessizliğe büründü. Bugün bu kıza ne olmuştu. Her zamankinden daha bir ters ve sinirli dakikası dakikasına uymuyor denize giderken gayet iyiydi.

Naz'ın içi sıkıntılıydı. Nedenini tam olarak kendine açıklayamasa da hoş sürprizler yaparak onu diğer kadınlarla karıştırması canını sıkıyordu. Bir türlü ona inanamıyordu. Yan gözle arada Tarık'ı inceliyordu suratı asık denize bakıyor onunla ilgilenmiyordu bile iç ses " işte böyle madara yaparlar adamı oyuna getiremedi ya surata bak sirke satıyor benimle daha çook uğraşacaksın Tarık bey hem de çooook "

Naz sessizliğe daha fazla dayanamadı. Ondan atak bekliyordu ama gelmiyordu. Acaba yanlış mı değerlendirmişti "Böyle sessiz mi oturacağız"

Tarık'ın yüzünde belirsiz bir gülümseme belirdi. "Yoo İstersen yüzebiliriz "

Naz bozuk bir sesle " yok istemem daha yeni yüzdüm "

Tarık gülmemek için kendini sıkarak "istersen kavga edebiliriz "

Naz başını iki yana sallayıp "istemem yeni kavga ettik "

"eee ne yapacağız "

"sessizlikten sıkıldım şarkı söylesene "

Tarık cevap olarak şarkısını söylemeye başladı.

Beni yak kendini yak her şeyi yak,
Bir kıvılcım yeter ben hazırım bak,
İster öp-okşa İstersen öldür.
Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk...
Aşk için ölmeli Aşk o zaman Aşk

Seni içime çektim, bir nefeste.
Yüreğim tutuklu, göğsüm kafeste.
Yanacağız ikimizde ateşte,
Bir kıvılcım yeter hazırım bak,
Aşk için ölmeli Aşk o zaman Aşk

Naz iç ses "tamda içinden geçenleri yansıtan şarkıyı da ortaya saldı ne de içli söylüyor ama yemezler rahat ol Naz yüz verme o beni çok uğraştırdı biraz da sen onu uğraştır "

Şarkı bittiğinde yine sessizlik oldu. İkisi de anlaşmış gibi inatla diğerinin konuşmasını bekliyor birbirlerine bakmıyorlardı. Bir süre öylece sessizce uzandılar.

Naz yine dayanamadı "başka yok mu?

Tarık o kadar şarkı söylemiş bir teşekkür yada başka bir şey söylemeyince bozuldu. Oysa biraz gevşemesini beklemişti."yok unuttum "

Naz gayet ciddi bir sesle "hatırlayınca söylersin "

Tarık daha fazla inatlaşmak istemedi "hatırladım "

"istediğin zaman söylersin "

" söylememi istediğin zaman iste söylerim"

"İstiyorum"

" neyi"

" neyi olabilir Tarık "

"bilmem "

"of sıkıldım ben söylemezsen söyleme "deyip arkasını döndü.

Tarık sepetten çıkardığı şarabı ve iki kadehi koydu. Kadehi uzatırken "iç sakinlersin belki "

Naz bir kadehe bir Tarık'a bakıp "gerçekten mi "

Tarık kadehi yanına bırakıp kendi kadehini alıp sedire oturup dayandı. "sen bilirsin içmek istemiyorsan içme " dedikten sonra denizi izleyerek kadehinden içmeye başladı.

Naz ses gelmeyince doğruldu. Kadehini bitirmek üzereydi. Dönmedi bile kadehi alıp yudumlamaya başladı. Bu arada Tarık ikinci şarkıya girdi.


Seninle bir dakika umutlandırıyor beni
Bir dakika siliyor canım yılların özlemini

Hasret tükenmez gibi, kavuşmak bir dakika
Sevmek bir ömür sürer, sevişmek bir dakika

Seninle buluşmamız bir dakikada geçti
Gözlerim gözlerini canım, bir dakikada içti

Hasret tükenmez gibi, kavuşmak bir dakika
Sevmek bir ömür sürer, sevişmek bir dakika

Naz hülyalı bir bakışla şarkıyı dinledi. Gözlerini Tarık'a dikti öyle baygın hülyalı kendinden geçmiş yarı sarhoş bir ifade ile bakıyordu. Sonra silkinip kendine geldi. "yiyecek bir şey yok mu acıktım " romantik bir anın yine içine etmişti.

........................................................

Continue Reading

You'll Also Like

111K 7.6K 38
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma i...
169K 9.1K 59
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
528K 47.4K 36
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
25.2K 2.1K 21
Gözlerimi kırpıştırdım. Bu bir çeşit şaka mıydı? "Sen kimsin?" "Reyna Hodwick," parlak yeşil teni ve küçük kel bir kafası olan zayıf kıza istemsiz...