Soğuk geçen yağmurlu ilkbahar mevsiminden sonra sonunda yaz güneşli yüzünü Ankara'nın şirin semtine göstermişti. Eryaman'ın sitelerle kaplı görüntüsü modern hayatı yansıtıyor olsada hiçte iç açıcı bir estetiğe sahip değildi. Ankara'nın çıplak tepeleri buraların çoktan ağaçtan arındığını gösteriyordu. Bildik birgünün ardından akşama doğru üç kız apartmanın önünde oldukça ilginç bir görüntüyle karşılaştılar.
"yaralı kızım bu adam, eve alalım" Meltemin yaklaşımı iki kızıda tedirgin etti.
"bence 112 yi arayalım biz eve taşıyana kadar zaten gelirler" Aylin daha tedbirli bir yaklaşımda bulunmuştu. Evin en kararsız kızı Canan ise ikisine bakıp ne karar vereceğini düşünüyordu. Yaralı adamın hırıltılı nefesi üçünü de yerinden zıplattı.
"ne diyor "Canan sesinin tınısını fark eden kızlara bakıp yavaşça adamın suratına doğru yaklaştı. Hırıltılı nefes bir kaç kelime söyleyince Canan başını salladı.
"eee ne dedi" Meltemin telaşlı sesi ve Aylin'in mimiklerine karşı Canan,
"hastane olmazmış" üç kız kan kaybeden adama bir süre bakıp durdular. Ne yapacaklarını bilmeyen kızlardan biri olan Canan adamı kolundan kavradı.
"hey yardım edin bu kadar ağır cüsseli adamı tek başıma mı taşıyamam" 6.kata asansörle çıktıktan sonra kızlar adamı üçlü kanepeye yatırdı.
"Aylin senin bir tıpçı arkadaşın vardı arasana" Canan sessizliğini bozan bu duruma anlam veremeden eline aldığı kova ve viladayla kanla ıslanmış yolları ve apartmanın önünü kimse görmeden temizledi. Şşini bitirip geldiğinde adamın yanında duran arkadaşlarına,
"çıkar şu gömleği Meltem, sende Aylin temizliyici birşeyler bul" Canan adamın kanayan karnına bakıp gözlerini kapattı. Gömleği çıkartılırken ekmek bıçağıyla gömlek parça parça edildi. Kıllarla kaplı geniş kaslı göğüs yavaşça inip kalkarken Aylin adamın derisindeki kanı siliyordu, Canan bulduğu temiz havluyu adamın karnındaki yaraya bastırıp
"arkadaşını aradın mı ?"Aylin telefonuna bakıp
"evet aradım ama gelmesi ne kadar zaman alır bilmiyorum" Aylin korka korka
"ya ölürse bizi suçlarlar" Canan kızların telaşla kendisine baktığını görünce
"ölmeyecek baksana nefes alıyor yalnızca şu uzun yara onu bayıltmış o kadar" Sonra kızların aklına ceplerini yoklamak geldi. Canan bulduğu cüzdanı alıp açtı. Kimliğini çıkarttı.
"Eray Aslan" kızlar adamın kimliğini alıp incelerken Canan lüks dokunmatik siyah telefonu çıkartıp tek eliyle kızlardan birine uzattı.
"ara bakalım onu arayan ilk numarayı" Aylin aldığı telefonu açıp en son arayan numaralara girdi. Tam o sırada kapı çaldı. Meltem geri döndüğünde yanında Aylin'in hep bahsettiği doktor adayı Okan göründü. Eray adındaki adamı incelerken Canan hızla telefonu Aylin'in elinden kapıp odasına gitti, en son aranan numarayı çevirdi. Hızlı kaba ve öfkeli sesi duyunca korktu, sessiz kaldı. Kaba ses,
"Alo Eray nerdesin lan sen, beni bekle demedim mi? Kıpırdama geliyorum" Canan güçlü sese ince sesiyle karşılık verdi.
"kimsiniz?"
"asıl sen kimsin karı, Eray nerde?" Sesindeki argoları önemsemeden Canan,
"Eray bey yaralı şuan Eryaman 3.etap emek sitesinde ... no ...da. Kendisine arkadaşlarımla hastaneye gitmeyi teklif ettik a ama o istemedi" Karşıdaki adamın arabayı çalıştırdığı gelen motor sesiyle anlaşıldı.
"ne kadar kötü durumu" Adamın sesi kısık kısıktı. Canan bu yaralı adamın, telefondaki kaba sesli adam için önemli olduğunu hemen anladı. Tavrı birden değişmişti.
"şey ben doktor değilim ama çok kan kaybetmiş"
"ben geliyorum yarım saate ordayım o zamana kadar ona iyi bak " adamın emredici sesiyle telefonu kapatırken küfür edişi Canan'ın canını sıktı. Ağzından hızlıca şu cümle döküldü.
"yardımcı olduk adam teşekkür edeceği yerde nerdeyse beni boğazlayacaktı yaa"